Mevlana'nın 736. Vuslat Yıl Dönümü, Uluslararası Etkinlikleri çerçevesinde Mevlana Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Şeb-i Arus töreniyle sona erdi. 7 Aralık'ta başlayan etkinliklerin son gününde akşam gerçekleştirilen Şeb-i Arus törenine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyesi Haris Slajdziç, Devlet Bakanı Başmüzakereci Egemen Bağış, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, çok sayıda ülkenin Ankara büyükelçileri ile yerli, yabancı turistler katıldı. TV'lerde ve Gazetelerde bu birliği gören Alevi vatandaşların kafalarında Hacıbektaş Şenliklerinde neden bu siyasiler yoktu diye soru işaretleri oluştu. Alevigündem olarak bu soru işaretlerinden yola çıkarak bir hafıza tazeleyelim dedik. Deniz Baykal en son 2003'de Hacıbektaş şenliklerine katılmıştı. Tayyip Erdoğan, başbakan sıfatıyla törenlere hiç katılmadı. Erdoğan, 2002 yılındaki törenlere AKP Genel Başkanı olarak katılmıştı.
Mevlana bir tarikat kurmamış olsa da bunun temellerini attı. Dostlarıyla birlikte sohbet toplantıları düzenler, bu toplantılarda dini konuşmalar yapılır, müzik dinlenir , sema yapılır ve zikredilirdi. Zamanla Mevlana'nın fikirleri yayıldı ve toplantılarına katılmak isteyenlerin sayısı arttı. Bu kişilerin bazıları İran ve Arabistan gibi yabancı ülkelerden geliyorlardı. Mevlana, toplantılara düzen vermek için bazı kurallar koydu. Bu düzen, Mevlevilik tarikatı ritüellerinin kökenini oluşturacaktı. Mevlana'nın oğlu Sultan Veled postnişin (şeyh) olduktan sonra bir tarikat merkezi (tekke) inşa edildi. Bu tekkede Kur'an ve Mesnevi okunuyor, sema yapılıyordu. Zamanla tarikat diğer illere, hatta komşu İslam ülkelerine de yayıldı. Böylece Mevlevilik en yaygın sufi tarikatlardan biri haline geldi. Mevlana'nın, yakınları ve dostlarının defnedilmiş olduğu Konya'daki Yeşilkubbe (Kubbei Hadre), tarikatın manevi merkezi halini aldı. Bugün de pek çok müslüman bu türbeyi ve yanındaki tekkeyi ziyaret etmektedir. Mevleviliğin başlangıcında sema ayini, dervişlerin vecde gelmesiyle başlıyordu. Ulu Arif Çelebi zamanında semadan önce Kur'an ve gazeller okunmaya başladı. Sema ayini Mukabele denilen günümüzdeki şeklini 15.yy'da Pir Adil Çelebi zamanında aldı... Mevleviliğin gelişmiş bir adap ve kural sistemi vardır... Misal , ortak tabaktan yemek yeniyorsa kaşığın bir tarafı ile yemek alınır diğer tarafı ile yemek yenir.Kaşığın ağza değen kısmının yemeğe değmemesine özen gösterilir... Ayrıca alemdeki tüm varlıklar Allah'ın birer parçaları olduğu varsayılarak onlara değer verilirdi.Örneğin;kaşık öpülerek yemeğe başlanır,sırtlarına giydikleri yelekler öpülerek giyilirdi,... Mevlevilikte de diğer tarikatlarda olduğu gibi yün giyilir ve bu da maddi ve özellikle manevi fakirliğin bir gösteriliş şeklidir Mevlânâ’nın tasavvufu, sırf mistik ve idealist bir tasavvuf olmayıp mahdut varlıktan, ferdiyetten ve ferdi ihtiraslardan tamamiyle sıyrılmak ve halka, topluluğa yayılmak sûretiyle tecelli eden ve sosyal hayatta hudutsuz bir sevgi, insanî bir görüş ve mutlak bir birlik halinde, moral sahadaysa herkesin kendisini, bir kâmile uymak suretiyle ıslâhı ve umumî olarak hayra, güzele ve iyiye doğru bir gidiş, insanî bir terbiye halinde tezahür eden ve böylece de realitede amelî karaktere sahip olan bir tasavvuftur. Şeb-i Aruz Törenleri (01.12.2006) http://www.semazen.net/dinleti2.php