Karacaoğlan

Konu, 'Ustalara Saygı' kısmında bluem tarafından paylaşıldı.

  1. bluem

    bluem Daimi Üye

    VİRAN OLDUM MOR SÜMBÜLLÜ BAĞ İKEN

    şu yalan dünyaya geldim geleli
    Tas tas içtim ağulari sağ iken
    Neden felek vermez benim muradım
    Viran oldum mor sümbüllü bağ iken

    Aradılar bir tenhada buldular
    Yaslandılar şıvgalarım kırdılar
    Yaz bahar ayında bir od verdiler
    Yandım gittim alkarlı dağ iken

    Farımaz da deli gönlüm farımaz
    Akar gözlerimin yaşı kurumaz
    Şimden geri benim hükmüm yürümez
    Azil oldum güzellere beğ iken

    Karac'oğlan der ki bakın geline
    Ömrümün yarısı gitti talana
    Sual eylen bizden evvel gelene
    Kim var imiş biz burada yoğ iken
    .....................................................


    NAZLI YÂRDAN GELDİ BANA BİR NAME

    Nazlı yârdan geldi bana bir name
    Eğer doğru ise kırdı belimi
    Dediler ki yarini yad iller almış
    Kadir Mevlam nasib eyle ölümü

    Bülbüle söyleyin gülüne konsun
    Beni yârdan eden Allah'tan bulsun
    Sabreyle sevdiğim ilkbahar olsun
    Terkedeyim vatanımı ilimi

    Ak yâri gördükçe ağladım coştum
    Al elinden dolu badeler içtim
    Kötüler sandı ki ben yârdan geçtim
    Ölmeyince çeker miyim elimi

    Karac'oğlan derki konmadan göçmem
    Her olur olmaza sırrımı açmam
    Kötüler köprü olsa üstünden geçmem
    Taşık suya uğradırım yolumu

    ..............................................


    DELİ GÖNÜL

    Deli gonul gezer gezer gelirsin
    Arı gibi her çicekten alırsın
    Nerde güzel görsen orda kalırsın
    Ben senin derdini çekemem gönül

    Santur mu istersin saz mı istersin
    Ördek mi istersin kaz mı istersin
    Tomurcuk memeli kız mı istersin
    Ben senin derdini çekemem gönül

    Çıkıp yücelere bakmak istersin
    Coşkun sular gibi akmak istersin
    Her güzelle yatıp kalkmak istersin
    Ben senin derdini çekemem gönül

    Karac'oğlan der ki okuyam yazam
    Keleş değilim ki kervanlar bozam
    Giyinem kuşanam bir hosça gezem
    Ben senin derdini çekemem gönül

    ...........................................


    ÇIKTIM SEYREYLEDİM NİĞDE'Yİ BOR'U

    Çıktım seyreyledim Niğde'yi Bor'u
    Acep gezsem mavi donlum var m'ola
    Güzeller durağı Tokat, Engürü
    Acep gezsem mavi donlum var m'ola

    Hey geri de deli gönül hey geri
    Adana, İlbeyli, Göksun, Tekir'i
    Otuz iki sancak, Diyarbekir'i
    Acep gezsem mavi donlum var m'ola

    Heşiri de deli gönül heşiri
    Deryada dönüyor kıral yesiri
    Halep, Trablus, koca Mısır'ı
    Acep gezsem mavi donlum var m'ola

    Yeşil ördek yayılıyor çimende
    Mehdi günü doğar ahir zamanda
    Kürt'te, Hindistan'da, Çin'de, Yemen'de
    Acep gezsem mavi donlum var m'ola

    Yeşil ördek sulanıyor gölekte
    Altın küpe şavk veriyor kulakta
    Cennet-i alada, huri, melekte
    Acep gezsem mavi donlum var m'ola

    Mecliste içerler demi kanyadan
    Guzel seven murad alır dünyadan
    Kayseri'den, Karaman'dan, Konya'dan
    Acep gezsem mavi donlum var m'ola

    Hacı Bektaş Veli şeyhlerin piri
    Konya'da yoklayın Molla Hünkar'ı
    İçel'den, Antep'den, Gürün'den beri
    Acep gezsem mavi donlum var m'ola

    Mardin'den de Karac'oğlan Mardin'den
    Çeken bilir ayrılığın derdinden
    Koçhisar'dan, Hasan Dağın ardından
    Acep gezsem mavi donlum var m'ola

    ...................................................

    GEL

    Bağlandı yollarım, kaldım çaresiz
    Gayri dünya bana aralandı gel
    Derildi defterim artsız arasız
    Üst üste dizildi sıralandı gel

    Yâri görse idim haftada ayda
    Sevip ayrılmaktan ne buldum fayda
    Azrail göğsümde canım hay hayda
    Ciğerimin başı yaralandı gel

    Karac'oğlan der ki başa yazıldı
    Gözüm yaşı ceyhun oldu süzüldü
    Kefenim biçildi, kabrim kazıldı
    Mezarımın üstü karalandı gel
    ...............................................


    KAŞLARIN KARA DEĞİL Mİ

    Bana kara diyen dilber
    Gözlerin kara değil mi
    Yüzünü sevdiren gelin
    Kaşların kara değil mi

    Güzel ben seni isterim
    Seni koynumda beslerim
    Yüzünü güzel göreyim
    Zülüfün kara değil mi

    Boynun uzun, belin ince
    Yanakların olmuş gonca
    Salıverirsin kolunca
    Beliğin kara değil mi

    Utanırım akar terim
    Güzellikte yok benzerin
    En sevgili makbul yerin
    Saçların kara değil mi

    Beni kara diye yerme
    Mevlam yaratmış hor görme
    Ala göze siyah sürme
    Çekilir kara değil mi

    Hint'ten Yemen'den çekilir
    Gelir Bağdat'a dükülür
    Türlü tarlaya ekilir
    Biber de kara değil mi

    Göllerde kuğular olur
    Göğsü ak, kara benlidir
    Mısır'da çok zengin vardır
    Kölesi kara değil mi

    Pınara konan kuğunun
    Kanadı beyaz coğunun
    Çöldeki Arap beyinin
    Çadırı kara değil mi

    İller de konup göçenler
    Lale sümbülü biçerler
    Ağalar beyler içerler
    Güzelleri göze bakar
    Hublar yanağına sokar
    Sümbül de kara değil mi

    Karac'oğlan der maşallah
    Bir görürüm insallah
    Kara donludur Beytullah
    Örtüsü kara değil mi
    ...................................


    CAN VERMEYE DERMANIM MI VAR

    Üryan geldim gene üryan giderim
    Ölmemeye elde fermanım mı var
    Azrail gelmiş de can talep eder
    Benim can vermeye dermanım mı var

    Dirilirler dirilirler gelirler
    Huzur-u mahşerde divan dururlar
    Harami var diye korku verirler
    Benim ipek yuklu kervanım mı var

    Er isen erliğin meydana getir
    Kadir Mevlam noksanımı sen yetir
    Bana derler gam yükünü sen götür
    Benim yük götürür dermanım mı var

    Karac'oğlan der ki, ismim öğerler
    Ağı oldu yediğimiz şekerler
    Güzel sever diye isnad ederler
    Benim Hakk'tan özge sevdiğim mi var

    ...............................................
    BİR AYRILIK BİR YOKSULLUK BİR ÖLÜM

    Vara vara vardım ol kara taşa
    Hasret kodun beni kavim kardaşa
    Sebep gözden akan bu kanlı yaşa
    Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

    Nice sultanları tahttan indirdi
    Nicesinin gül benzini soldurdu
    Nicelerin gelmez yola gönderdi
    Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

    Karac'oğlan der ki kondum göçülmez
    Acıdır ecel şerbeti içilmez
    Üç derdim var birbirinden seçilmez
    Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
    ...............................................


    YİNE DERTLİ DERTLİ İNİLİYORSUN

    Yine dertli dertli iniliyorsun
    Sarı turnam sinen yaralandı mı
    Yoksa ciğerlerin parelendi mi
    Hiç el değmeden ben iniliyorsun

    Yoksa sana yâr düzen mi düzdüler
    Tellerini sırmadan mı dizdiler
    Perdelerin tel tel edip büzdüler
    Allı turnam sinen yaralandı mı

    Havayı deli gönül havayı
    Ay doğmadan şavkı tutmuş ovayı
    Türkmen kızı katarlamış mayayı
    Çekip gider bir gözleri sürmeli

    Kuru kütük yanmayınca tüter mi
    Ak gerdanda çifte benler biter mi
    Vakti gelmeyince bülbül öter mi
    Ötüp gider bir gözleri sürmeli

    Dere kenarında evler hurmayı
    Kılavuz ederler telli turnayı
    Ak göğsün üstünde ilik düğmeyi
    Çözüp gider bir gözleri sürmeli

    Karac'oglan der ki geçti ne fayda
    Bir vefa kalmadı ok ile yayda

    ................................................


    YÜRÜ BİRE YALAN DÜNYA

    Yürü bire yalan dünya
    Sana konan göçer bir gün
    İnsan bir ekine misal
    Seni eken biçer bir gün

    Ağalar içmesi hoştur
    O da züğürtlere güçtür
    Can kafeste duran kuştur
    Elbet uçar gider bir gün

    Aşıklar der ki n'olacak
    Bu dünya mamur olacak
    Haleb'i Osmanlı alacak
    Dağı taşa katar bir gün

    Yerimi serin bucağa
    Suyumu koyun ocağa
    Kafamı alin kucağa
    Garip anam ağlar bir gün

    Yer yüzünde yeşil yaprak
    Yer altında kefen yırtmak
    Yastığımız kara toprak
    O da bizi atar bir gün

    Bindirirler cansız ata
    İndirirler tuta tuta
    Var dünyadan yol ahrete
    Yelgin gider salın bir gün

    Karac'oğlan der nasıma
    Çok işler gelir başıma
    Mezarımın baş taşına
    Baykuş konar öter bir gün

    ..........................................


    AŞAM DEDİM KARLI DAĞIN BAŞINDAN

    Aşam dedim, karlı dağlar başından
    Yüce dağlar koç yiğide dağ m'olur
    Ağrır bedenim, sızlar yaralarım
    Bu yarayı çeken yiğit sağ m'olur

    Sıra sıra dikemedim söğüdü
    Ben başıma veremedim öğüdü
    Elleri göğsünde görün yiğidi
    Yiğit mağrur gezmek ile bey m'olur

    Ögüt versen, bana öğüt kâr etmez
    O yârin hayali karşımdan gitmez
    Kementle bağlasam, kolun bağ tutmaz
    Yârin zülüfünden özge bağ m'olur

    Karac'oğlan der ki, fani dünyadan
    Korkmaz mısın haram ile zinadan
    Ayırır seni anan babandan
    Gurbet ile düşen yiğit sağ m'olur

    ...........................................


    ALA GÖZLÜM BEN BU İLDEN GİDERSEM

    Ala gözlüm ben bu ilden gidersem
    Zülfü perişanım kal melil melil
    Kerem et aklından çıkarma beni
    Ağla gözyaşını sil melil melil

    Yeğin ey sevdiğim sen seni düzet
    Karayi bağla da beyazı çöz at
    Doldur ver badeyi bir daha uzat
    Ayrılık şerbetin ver melil melil

    Elvan çiçeklerden sokma başına
    Kudret kalemini çekme kaşına
    Beni unutursan doyma yaşına
    Gez benim aşkımla yar melil melil

    Karac'oğlan der ki olup ölünce
    Bende güzel sevdim kendi halimce
    Varıp gurbet ele vasıl olunca
    Dostlardan haberim al melil melil

    ............................................


    ALA GÖZLERİNİ SEVDİĞİM DİLBER

    Ala gözlerini sevdiğim dilber
    Göster cemalini görmeye geldim
    Şeftalini derde derman dediler
    Gerçek mi sevdiğim sormaya geldim

    Gündüz hayallerim gece düşlerim
    Uyandıkça ağlamaya başlarım
    Sevdiğim üstünde uçan kuşların
    Tutup kanatların kırmaya geldim

    Senin aşkların gülmez dediler
    Ağlayıp yaşını silmez dediler
    Seni bir kez saran ölmez dediler
    Gerçek mi efendim sormaya geldim

    Senin işin yiyip içmek dediler
    Yaren ile konup göçmek dediler
    Göğsün cennet koynun uçmak dediler
    Hak nasip ederse görmeye geldim

    Mail oldum senin ince beline
    Canım kurban olsun tatlı diline
    Aşık olup senin hüsnün bağına
    Kırmızı güllerin dermeye geldim

    Karac'oğlan der ki işin doğrusu
    Gokte melek yerde huma yavrusu
    Söyleyim ben sana sözün doğrusu
    Soyunup koynuna girmeye geldim

    ...............................................
    ALA GÖZLERİNE KURBAN OLDUĞUM

    Ala gözlerine kurban olduğum
    Say edip aleme bildirme beni
    Açıp ak gerdanı durma karşımda
    Ecelimden evvel öldürme beni

    Dilber at kolların dola boynuma
    Ölüm endişesi gelmez aynıma
    Bir gece misafir eyle koynuna
    Sabah oldu deyu kaldırma beni

    Karac'oğlan tutma beni el gibi
    Akıttım gözümden yaşı sel gibi
    Bahçende açılan gonca gül gibi
    Dizip al yanağa soldurma beni
    ...............................................


    YEŞİL BAŞLI GÖVEL ÖRDEK

    Yeşil başlı gövel ördek
    Uçar gider göle karşı
    Eğricesin tel tel etmiş
    Döker gider yâre karşı

    Telli turnam sökün gelir
    İnci mercan yükün gelir
    Elvan elvan kokun gelir
    Yâr oturmuş yele karşı

    Şahinim var bazlarım var
    Tel alışkın sazlarım var
    Yâre gizli sözlerim var
    Diyemiyom ele karşı

    Hani Karac'oğlan hani
    Veren alır tatlı canı
    Yakışmazsa öldür beni
    Yeşil bağla ala karşı

    .......................................


    GÜZEL NE GÜZEL OLMUŞUN

    Güzel ne güzel olmuşun
    Görülmeyi görülmeyi
    Siyah zülfün halkalanmış
    Örülmeyi örülmeyi

    Bahçede gülün güllenmiş
    Şeyda bülbülün dillenmiş
    Koynunda memen kirlenmiş
    Emilmeyi emilmeyi

    Mendilim yudum arıttım
    Gülün dalında kuruttum
    Adım ne idi unuttum
    Sorulmayı sorulmayı

    Seğirttim ardından yettim
    Eğildim yüzünden öptüm
    Adın bilirdim unuttum
    Çağırmayı çağırmayı

    Benim yârim bana küsmüş
    Zülfünü gerdana dökmüş
    Muhabbeti benden kesmiş
    Sevilmeyi sevilmeyi

    Çağır Karac'oglan çağır
    Taş düştüğü yerde ağır
    Yiğit sevdiğinden soğur
    Sarılmayı sarılmayı

    ....................................


    AĞLAMA SEVDİĞİM GÜL DEDİ BANA

    Seherden uğradım dostun köyüne
    Hoş geldin sevdiğim in dedi bana
    Tomurcuk memesin verdi ağzıma
    Yorgunsun sevdiğim em dedi bana

    Benim yârim gelişinden bellidir
    Ak elleri deste deste güllüdür
    İbrişim kuşaklı ince bellidir
    İnce bellerimi sar dedi bana

    Benim yârim bana yalan söylemez
    Söylerse de gıybetimi eylemez
    El yanında ikrarını söylemez
    Elleri uyut da gel dedi bana

    Mestine de deli gönül mestine
    Aşık olan gül gönderir dostuna
    Telli mahramasın attı üstüme
    Terlisin sevdiğim sil dedi bana

    Karac'oglan sırrın kime danışır
    Siyah zülfü mah yüzüne kıvrışır
    Ayrılanlar elbet bir gün kavuşur
    Ağlama sevdiğim gül dedi bana

    .......................................


    ILGIT ILGIT ESER SEHER YELLERİ

    Ilgıt ılgıt esen seher yelleri
    Esip esip yâre değmeli degil
    Ak elleri elvan elvan kınalı
    Karadır gözleri sürmeli değil

    Estirir de seher yeli estirir
    Kimini güldürür kimin kusturur
    Kısmet ise kadir Mevlam gösterir
    Sevmeli güzeli öğmeli değil

    Bir bölük turna da havada uçar
    İner engininden bir bade içer
    Esen seher yeli göğsünü açar
    Yâr göğsün bendleri düğmeli değil

    Bir bölük turna da havada kışlar
    Bak başıma geldi gördüğüm düşler
    Size derim size yiğit yoldaşlar
    Sözü yalan yâri sevmeli değil

    Karac'oğlan der ki konup göçmedim
    Ak göğsünün düğmelerin açmadım
    Fırsat elde iken alıp kaçmadım
    Öldürmeli beni döğmeli güzel

    .................................................


    SANA DEDİM ALLI GELİN HAS GELİN

    Sana dedim allı gelin has gelin
    Suya gider sağ elinde tas gelin
    Yedi yıldır ben sevdana düşeli
    Kerem eyle şu sevdamı kes gelin

    Zalim aşk elinden içmişim ağı
    Senin için dolanırım bu dağı
    Alam beliğine altın saç bağı
    Tak saçına ince bele as gelin

    Ben seni severim sen de seversen
    İnsan olman el sözüne uyarsan
    Çizme olam ayağına giyersen
    Ökçesin de çamurlara bas gelin

    Karac'oğlan der ki nic'olur halim
    Yoluna dökülsün olanca malım
    Giyin hint kumaş karşımda salın
    Ko desinler şu yiğidin has gelin

    .................................................


    VAR GİT ÖLÜM

    Ölüm ardıma düşüp de yorulma
    Var git ölüm bir zaman da gene gel
    Akıbet alırsın komazsın beni
    Var git ölüm bir zaman da gene gel

    Şöyle bir vakitler yiyip içerken
    Yiyip içip yaylalarda gezerken
    Gene mi geldin ben senden kaçarken
    Var git ölüm bir zaman gene gel

    Çıkıp boz kurtlayın ulaşamadım
    Yalan dünya sana çıkışamadım
    Eşimle dostumla buluşamadım
    Var git ölüm bir zaman da gene gel

    Karac'oğlan der ki derdim pek beter
    Bahçede bülbüller şakıyıp öter
    Anayı atayı dün aldın yeter
    Var git ölüm bir zaman gene gel

    ........................................................


    KADİR MEVLAM SENDEN BİR DİLEĞİM VAR

    Kadir Mevlam senden bir dileğim var
    Muhannes kuluna muhtaç eyleme
    Cennet-i alâyı nasib et bana
    Sırat köprüsünden yolum bağlama

    Kapımıza kara deve çökünce
    Fırtınasi şol alemi yıkınca
    Cehenneme kul seçilip çıkınca
    Kadir Mevlam o kullardan eyleme

    Kadir Mevlam ateş atma özüme
    Dünya malı görünmüyor gözüme
    Kadir Mevlam sen bak benim yüzüme
    Cehennemin ateşiyle dağlama

    Karac'oğlan hata çıkmaz dilimden
    Kocadım da hayır gelmez elimden
    Kadir Mevlam asla geçmez kulundan
    Deli gönül ah çekip de ağlama

    ......................................................



    İLLERİ VAR BİZİM İLE BENZEMEZ

    İndim seyran ettim Firengistan'ı
    İlleri var, bizim ile benzemez
    Levin tutmuş goncaları açılmış
    Gülleri var, bizim güle benzemez

    Göllerinde kuğuları yüzüşür
    Meşesinde sığırları böğrüşür
    Güzelleri türkü söyler, çığrışır
    Dilleri var, bizim dile benzemez

    Seyr edüben gelir Karadeniz'i
    Kanları yok, sarı sarı benizi
    Öğün etmiş, kara domuz etini
    Dinleri var, bizim dine benzemez

    Akılları yoktur, küfre uyarlar
    İmanları yoktur, cana kıyarlar
    Başlarına siyah şapka giyerler
    Beyleri var, bizim beye benzemez

    Karac'oğlan eydür, dosta darılmaz
    Hasta oldum, hatırcığım sorulmaz
    Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz
    İlleri var, bizim ile benzemez

    ..................................................


    ELİF

    İncecikten bir kar yağar
    Tozar Elif Elif diye
    Deli gönül abdal olmuş
    Gezer Elif Elif diye

    Elif'in uğru nakışlı
    Yavru balaban bakışlı
    Yayla çiçeği kokuşlu
    Kokar Elif Elif diye

    Elif kaşlarını çatar
    Gamzesi bağrıma batar
    Ak elleri kalem tutar
    Yazar Elif Elif diye

    Evlerinin önü çardak
    Elif'in elinde bardak
    Sanki yeşil başlı ördek
    Yüzer Elif Elif diye

    Karac'oğlan eğmelerin
    Gönül sevmez değmelerin
    İliklenmiş düğmelerin
    Çözer Elif Elif diye
    .......................................


    GENÇ OSMAN

    İbtida yürüyüş oldu Bağdad'a
    Sıçradı hendeği geçti Genç Osman
    Vuruldu bayraktar, kaptı bayrağı
    İrişti bedene dikti Genç Osman

    Kurşunlarım yağmur gibi yağarken
    Tütünlerim gök yüzüne dönerken
    Yıkılası Bağdad seni döğerken
    Şehidlere serdar oldu Genç Osman

    Eğerlensin kır atımın ikisin
    Fethedeyim düşmanların hepisin
    Sabah namazları Bagdad kapısın
    Mevla izin verdi açtı Genç Osman

    Getirin de Genc Osman'ı görelim
    Şahbazımız var idüğün bilelim
    Taht isterse tahtımızı verelim
    Vezirleri posttan indi Genç Osman

    Sultan Murad, Sultan Ahmed'in çırağı
    Ah edince getirirdi ırağı
    Kudretten çatılı anın yüreği
    Dal kılıç yazıldı gitti Genç Osman

    Karac'oğlan bunu böyle söyledi
    Askerleri dağı taşı boyladı
    Bir Bağdat'ı da gayet medheyledi
    Bin yiğide bir baş oldu Genç Osman
     
  2. hakangs52

    hakangs52 Daimi Üye

    Emeğine sağlık can ellerin dert görmesin teşekkür ederim paylaştığın için...
     
  3. bluem

    bluem Daimi Üye

    Sende saol can vaktini ayırıp okuduğun için
     
  4. Alevi_Kaptan

    Alevi_Kaptan Admin Yetkili Kişi

    eline sağlık bluem
     
  5. EMEĞİNE SAĞLIK ÇOK GÜZEL PAYLAŞIM SEÇİL ELLERİN DERT GÖRMESİN
     
  6. yasemin

    yasemin Daimi Üye

    Seçil valla okurken bir de sazla söyleyesi geliyor insanın. Paylaşımın için sağol can..
     

Sayfayı Paylaş