İYİKİ VARSIN Kocaman bir karışıklığın içine düştüğünde, Doğrulardan da, yanlışlardan da vazgeçtiğinde... Durduğunda, bir yere gitmediğinde Ya da arkana dönüp bakmadığında, son sürat uzaklaştığında... Dört yanına yüksek duvarlar örüp, Ayaklarına kalın zincirler bağladığında, Ya da duvarlarını yıkıp boşluğa ağladığında, Soracak sorun, aradığın cevap varken, Kımıldayacak gücün olmadığında... Öylece kalakaldığında yani. Öylece... Kalakaldığında... Körfez'den esen rüzgâra yüzünü vermek, Marmara'yı uçurmak, billur yapıp savurmak ve Mutlaka serinlemek gibidir bir dostla konuşmak. Bu ne büyük bir nimettir... Hani bir "geç”inize bakar, yanınızda olmak için. Belki konuşmak, belki saatlerce susmak için. " Var"dır. Bilirsiniz. " iki eli kızıl kanda olsa" çıkıp gelecektir, eminsinizdir. Bunu bildiğinizden hayat üstünüze, üstünüze geldiğinde, Kirpi gibi dikenlerini çıkarmak, kaplumbağa gibi kabuğuna çekilmek, Ya da derin su balıkları gibi En derinlerde bir kaya dibine gizlenmek yerine; Dosta sığınır insan. O yüzden "iyi ki varsın" dendiğinde, Dudaklar değil, yürektir konuşan... İYİKİ VARSIN DOSTTUM...