İstanbul; yanlış sevdalar durağı, İçime çöken sis Ayrılığın hırçın dalgası. Lacivert´e kucak açan vapurun dumanı Boyası bitmiş sandık İçimdeki ihtiyarın yorgun gözleri Bölüşmeye hazır bir lokma ekmeğim. Sevdam,kavgam Hasretin sert toprağı Avazımın teri, Alnımın çilesi, Özlemim, Nefesimin ıslığı. Ayrı düştüğüm gurbet ellerde, Gördüğüm gündüz rüyası. Bir avucumda resmin, Diğerinde hasretin yıkıntısı. Hisar kalesinden bakınca, O fatih gözlerle Gururumun ortağı Aydınlık olsa da koca şehir, Karanlıklarda kalan yüreğim, Kalabalıktı hüznüm ,kimsem olmazdı Hayalimde ,fikrimde sen Sisli buhran gecelerimde. Umutsuz yarınlarda saklı kalan Ümit ışığı,dert ortağı Yalnız ve sahipsiz mi kaldın ? Sende benim gibi.... Sen İstanbul´sun dünya şehri Eğilme namerde, Eğilmek bizlere göre değil, Unutma sen fakirin umudu Taşı toprağı altın, Her karış toprağında benim kanım Mukaddes diyar Şarkılarda ki ,sevda İstanbul; İstanbul yanlızların rıhtımı.... Vefasız gençliğim, Geçip giden derdim, İçime düşen kor, Sevdamın son durağı... Mahmut Tuğrul Ağsu