[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Alevilik-Bektaşilikte nikâh kılmak, biyolojik düzlemde bir kadın ile bir erkek evlenmek, kültürel düzlemde ise ikrar vererek yola girmek, yani yol ile evlenmek, demektir. Bir kadın ile bir erkeğin evlenmesi kültürümüzde yol evliliğine bir köprü ya da bir merdiven olarak algılanır. Bu köprü aşıldığında, bu merdiven çıkıldığında yol evliliğinin tarafları ve yükümlülükleriyle karşı karşıya kalınır. [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Bu nedenle nikâh erkânı hizmetinin sahibi, evlenecek olan bacı can ile erkek canı yol sahibi durumundaki canların karşısına diker, dâr duruşuna çağırır ve şu konuşmayı yapar: [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Aşkınız, bedeninizle mühürlüdür; aşk ancak özgür olursa sizleri eğitebilir. Eğitilmek için aşkınızı söz ve tel donunda doğurup sese dönüştürerek yaşama salmak durumundasınız. Bunu gerçekleştiremezseniz aşkınız mührü kırar, bedeninizi tekmeleyerek dışarı çıkar ve basar feryadı: Senin gibi bedeni öldürmeli, diye. Aşkınızı, yaşama taşıdığınızda, egemenle taraf olan örgütlü kutsallığı yerle bir etmek, fizik ve metafizik despotun tasallutuna karşı bir duruş alacak biçimde kendinizi parçalayıp yeniden kurmak durumundasınız. Bunu sizlere hatırlatmakla yükümlüyüm. [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Felsefemizde aşk, Tanrı’ya yönelikönü alınamaz kültürel bir eğilimdir. Sıklıkla acı-sıkıntı donunda gezinen, düşünmeye, konuşmaya ve davranışa yansıyan, yani bu üç alanda görünüşe taşınan bilgeliktir; geleneğimizin aklımıza soktuğu bir onurdur. Bu onurla onurlanmayı bir yaşam kuralın belleyeceksiniz. [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Unutmayı ki Alevilik-Bektaşilik aşka âşık olma sanatıdır: Aşktan başka Tanrı yoktur ve Ali, aşkın velisidir, özdeyişi bizim kime âşık olacağımızı gösterir. Yolda yaşanmış anılar anımsandığında daha çok aşkın halleri ile çağrılır; çağrıyı alan anı bize ya da biz ona koşarız: Koşu tamamlandığında, etten yapılmış bir ruh karşımızdadır ya da yanı başımızdadır artık. Böylesi durumlarda hazır olarak verilenin ya da belletilenin dışında kesinlikle kendinize rastlayacaksınız. Önce yabancı geleceksiniz, kendiniz kendinize. Biliyorsunuz hakikat, hayretten ibarettir; hayret kendini hissettirir hissettirmez tıpkı bir kedi gördüğünde miyav miyav diye haykıran bir çocuk gibi bağırmak gelecek içinizden; doğal olarak utanacaksınız. Demek ki diyeceksiniz, ya çocuk olacağız ya da çocuktaki coşkuyu yaratacak denli âşık. [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Bu anlamıyla aşk, siyah ışık ile ten gözünden gizlenmiş, doğuran bir hiçliktir. Doğuran hiçlik olarak Tanrı’dır; anlayacağınız hemen her şeye gebe bir dölyatağıdır bizim aşkımız, yani tanrımız. Bu aşk alanında gezinmeye başladığınızda, resmi ve ilâhi ezber için artık bir suçlu olduğunuzu hiçbir zaman unutmayacaksınız. [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Açıklanması durumunda egemenler için risk oluşturan ve kişinin başını belâya sokan vahdet-i mevcut belirleyici tasavvuf bilgisi, aşkın günahıdır. Bu günahı ilk işleyen kanda dans geleneğini başlatan, aşkın sırrının açıklanacağı yer vaaz kürsüsü değil darağacıdır, özlü sözünün bağlandığı Hallac-ı Mansur’dur. İbadet meydanımızın birinci piri, İlâhi Aşk şehidi Hallac- Mansur’un aşk çocukları olduğunuzu aklınızdan çıkarmayın. [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Aşk, kişiyi daha cahil durumdan daha bilgili duruma yükselten bir insanlaşma ortamıdır; orada insan kendini bulur, keşfeder; Tanrı’ya ulaşmanın yollarını arar bulur. Aşk, insan olabilmek için gerçek bir kaçınılmazlıktır; kendini ve dünyayı yeniden kurmaya çalışan insan için zorunlu bir etkinliktir. Aşk, gerçek bireyden dünyaya açıldığımız yerdir: Bu anlamda eşiktir. Eşik kutsallığının bir gereği olarak aşka basılmaz, niyaz edilir. Siz de öyle yapın: Kalbinizin üzerindeki sağ elinizi dudaklarınıza götürerek erkânınıza katılan tüm canlara niyaz edin. [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Sizlere yaptığım bu hatırlatmaların, yaptığınız niyazın Hak Defteri’ne kayıt edilmesini ve unutulmamasını dilerim. Allah eyvallah! Gerçeğe hû! [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Daha sonra nikâh erkânı hizmetinin sahibi, nikâh kılacak bacı-erkek canı birbirlerine karşı dâr’a çağırır ve nikâh gülbangını seslendirir: [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif] [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]-Bismişah!... Allah Allah!.... [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Hakikat abdestini aldık eyvallah. Şah medet mürvet ya Cananım, bu bacı ve erkek can evlenmeye karar vermiş, huzuruna tanıklık et demeye geldik. [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Hak meydanında sizlere sesleniyorum: Bu andan başlayarak var olma nedeniniz birbirinize duyduğunuz aşktır: Nedenler gizlenmeyi sever; siz artık birbirinizde sırsınız. Sırrınızı keşfe çıkın: Birbirinizi bardağa doldurun ama eğilip birlikte içmeye kalkışmayın. Ekmeğinizi bölüşün ama aynı lokmayı birlikte dişlemeyin. Birbirinizin gönlüne girip çıkın ama birbirinizin içine saklanmayın. Can gölgelerinizde dinlenin ama birbirinizin gölgesini silmeye kalkışmayın. Çünkü yaşam yalnızdır ve bu denli yakınlığı kaldırmaz.(*) [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Cana bir şeyler veren yaşamdır; durmayın yaşamın vereceği şeyleri alacak can olun. Nasıl yemişler ağacın bütününden onay almadan olgunlaşmıyorsa siz de birbirinizden onay almadan bir şey yapmayın. [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Zamanı bir ırmak yapın geçin başına oturun: Bugünün anısına ve düşüne taşının. Birbirinizin yarınına kapanın; ölüm acıkıp bedenlerinizi yiyene, kanlarınızı-gözyaşlarınızı içene değin birbirinizi üretin; birbirinizde bereket görün; bereketleriniz birbirine gülümsesin, birbirine koşsun. [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Karanlığınıza parlayanları sevin bu size yeter: Olur olmaz sevinç gösterilerine kapılmayın; unutmayın sizin geçici sevincinizin bedeli biri tarafından üzüntü olarak ödenecektir. [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Yapacaklarınıza tanıklık etmek için yarınlara koşun; seviyorum sözcüğünü dudaklarınızda büyütmesini, ete ve kana dönüştürmesini bilin. Sözcükler yetersiz kaldığında hiç durmayın dudaklarınızı yüreklerinize çağırın. [FONT=Arial][FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Kendi karanlığınızın bekçisi tarafından avlanmamaya bakın. Ayrılmanız zorlaşsın diye birbirinizin gönlüne birbirinizin geçmişini taşımaya, birbirinizde kendi görüntünüzü görmeye, kendi sesinizi duymaya bakın. [FONT=Arial][FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Kendinizi uyutacak ninnileri çocuklarınıza söylemeyin. Size sevgiden söz edenlere acısı nerede?, diye sormayı sakın unutmayın. [FONT=Arial][FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Özlemlerinizi bulutlara yazın; yazdığınızı okuyamazsanız bulutları kederlendirin; bırakın ağlasınlar. Birbiriniz için gürültü, birbirininiz için feryat olmayın: Dilin ve telin çıkaramayacağı sesleri dinlemeye bakın. [FONT=Arial][FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Yaşamlarını birleştirmeye karar vermiş bu canlara sen yardım et ya Şah-ı Merdan; rehber ol ya Mansur, ya Fazlullah, ya Nesimi, ya Hüseyin; şahit ol ya Pir Sultan Abdal; yoldaş ol ya Hızır. [FONT=Arial][FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Dil bizden şefaat Hak’tan olsun. Allah eyvallah! Gerçeğe Hû! [FONT=Arial][FONT=Arial, Helvetica, sans-serif] [FONT=Arial, Helvetica, sans-serif][FONT=Arial]Şimdi,[FONT=Arial] der hizmet sahibi; Tanrı-doğa-insan ve Hak-Muhammet-Ali üçlemeleri anısına birbirinizi üç kez öperek, yani aşk şarabı ile doldurulmuş birer kadeh olarak algıladığımız bedenlerinizden üç yudum alarak niyazlaşın! [FONT=Arial][FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Niyazınızın kabul olması dileğiyle yol öğretmenimizin bilgisi ya da sıvı akıl olarak inancımıza taşıdığımız demden üçer yudum alarak hizmetimizi mühürleyelim. Bozatlı Hızır yardımcınız olsun! Allah eyvallah! [FONT=Arial][FONT=Arial, Helvetica, sans-serif] [FONT=Arial][FONT=Arial, Helvetica, sans-serif](*) Cibran, Halil; Ermiş; Anahtar Kitaplar; İkinci Baskı; İstanbul- 1995; Sayfa: 26; “Sonra yine El Mitra söz aldı: Ya evlilik için ne dersiniz erenler? Ve yanıtladı El Mustafa: Yeryüzüne birlikte geldiniz ve sonsuza dek birlikte yaşayacaksınız. Ölümün ak kanatları günlerinizi bölene dek birlikte olacaksınız. Tanrı’nın suskun anıları katına eriştiğinizde bile birlikte olacaksınız. Ama bırakın da bunca beraberliğin arasında biraz da boşluklar olsun. Ve tanrısal âlemin rüzgârları esip dolanabilsin aranızda. Birbirinizi sevin ama sevginin üzerine bağlayıcı anlaşmalar koymayın. Bırakın yüreklerinizin sahilleri arasında gel-git çalkanan bir deniz olsun sevgi. Birbirinizin kadehini onunla doldurun ama aynı kadehe eğilip içmeyin. Ekmeğinizi bölüşün ama aynı lokmayı dişlemeye kalkmayın. Şarkı söyleyin, dans edin, eğlenin birlikte ama ikinizin de birer yalnız olduğunu unutmayın..” alevigündem [FONT=Arial][FONT=Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT]