Ayrılık Şiirleri ::.

Konu, 'Üye Şiir Köşesi' kısmında bluedream tarafından paylaşıldı.

  1. bluedream

    bluedream Daimi Üye

    Ayrılık Günü

    Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce
    Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı
    Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm
    Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı

    Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakaklarımda
    Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar
    Derinden ses verir içimde bir tel
    Sonra, birdenbire kırılır, kopar

    Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın
    Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü
    Durmadan çalınır kulaklarımda
    Şarkıların en hüzünlüsü

    Seni alıp uzaklara giden otobüs
    Benim üzerimden geçer hışımla
    Devrilir, bakakalırım ardından
    Bir sel gibi akan gözyaşımda...

    Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız
    Karanlık gitgide en derinlere çeker beni
    Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin
    Böyle perişan beklerim dönmeni

    Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım
    Ellerimi koyacak bir yer bulamam
    Nereye gitsem, en koyusu acıların
    Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam

    İstemem ben bu ömrü, bu talihi istemem
    Böyle durup durup senden ayrılmak varsa
    Orada bir mezar kazılır benim için
    Ayrılığın nerede başlarsa.

    Bir Ayrılık Gününde

    Ne gariptir şu ayrılık günleri
    Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan
    Nedense bir tuhaf oluyor insan

    Derin bir sızı giriyor içeri
    Son bir defa bakarken caddelere
    Dükkânlara, evlere, kahvelere

    Hâtıra yüklü kervanlar geçiyor
    Dolu dolu gözlerinin önünden
    Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden

    Ne unutulmaz zamanlar geçiyor
    Ağır ağır biz farkında değilken
    Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken

    Sen istediğin kadar unutulmaz de
    Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur
    Unutulur, azizim unutulur

    Başka ne yapılır böyle bir günde
    Kapanan bavul, çivilenen sandık
    Ve sonra kuru bir "Allaha ısmarladık!"

    Gittin İçimde Kaldı Ayrılık

    Gittin
    Ayrılırken buz tutmuş bıyıktı gözlerin
    Kaçamak ellerimiz komutsuz sallandı
    Dudaklarımızda sıradan sözcükler
    Vedalaşmayı bile beceremedik
    Son bir bakış kaldı arkanda
    Kalabalığa karışan
    Her şey düzmece bir dinginliğe gömüldü
    Gittin.

    İçimde
    Yığınlarca kitap kaldı uçuşan
    Sözcükler beynimin köşelerinden
    Çıkıp korkuttular gecelerimi
    Peşimden geldi gölgeler
    Aynalara bakamaz oldum
    Hiçbir oyun avutmadı beni
    Yaşamıma sığmayan bir şey kaldı
    İçimde.

    Kaldı
    Yeni bir kent işkenceye hazır
    Ödeşemedim gittiğin mevsimlerle
    Belleğimi silkeleyip anılardan
    Tik tak çaldın uzun zaman
    Alışamadım yarımlığa
    Düşlerimde intihar tutkuları
    Sırtımda hançerinin oyduğu boşluk
    Kaldı.

    Ayrılık
    Çoğalarak giriyor günlerime
    Senden başka kim bilebilir
    Geçmişin dökümünü yaptığımı
    Ağır ağır pulsara dönüşürken güneşler
    Sonbahar hüznüne benziyor pencerede
    Artık konuk beklemeyen gözlerim
    Sayfalar da bitti ışık da her yanı kapladı
    Ayrılık.

    Ayrılanlar İçin

    Yollarımız burada ayrılıyor
    Artık birbirimize iki yabancıyız
    Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
    Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız

    Her kaderin tesellisi bulunur, üzülme
    İnsan ne kadar sevse unutabilir
    Mevsimler, gelir geçer, yıllar geçer
    Sen de unutursun bir gün gelir

    Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine
    Unutursun o günlerimizi, gecelerimizi
    O günlerce gecelerce sevişmelerimizi
    Her şeyi evet her şeyi unutabilirsin

    Hatta bütün yazdıklarımı satır satır
    Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır

    Kırık Kalpler

    Biz aşkla başı dönmüş iki çocuk
    Bütün bir bahar o çiçek ben yaprak
    Yarabbi ne güzel sevişiyorduk
    Dünyayı aşktan ibaret sanarak.

    Kim ne karıştı, ne istedi bizden
    Göz mü değdi ne oldu sevdaya.
    Ayırdılar bizi birbirimizden
    Hem de göz göre yürek parçalaya.

    Aşktı bizdeki onlardaki mantık
    Onlardan yana çıktı kahpe felek.
    Birer kalp bıraktılar bize kırık
    Ömrümüzce gözyaşı döktürecek.


    alıntıdır
     

Sayfayı Paylaş