Dersim katliamı ile ilgili kitaplar yazan Cafer Solgun, cemevlerinden Atatürk resimlerinin kaldırılacağını belirtti. "Alevilerin Kemalizmle İmtihanı" kitabının yazarı Cafer Solgun: Cemevi bizim ibadethanemiz, politik bir figür olan Mustafa Kemal'in resmi oradan kalkacak. Cafer Solgun, Taraf gazetesinden Neşe Düzel'e verdiği röportajda Dersim katliamı ile ilgili olarak çarpıcı açıklamalarda bulundu. Solgun, Dersim'de yapılan katliamdan Mustafa Kemal Atatürk'ün haberi olmadığı yönündeki iddialara karşı çıkarak, bu sözleri uyduruk olarak niteledi. Solgun Tunceli yöresinde operasyonu yürüten askerlere 'Esker-i Kemal', 'Kemal'in Askerleri', Atatürk'e de; 'Mıstakor', 'Beton Mustafa' gibi lakaplar takıldığını belirtti. İşte Cafer Solgun röportajının bir kısmı... Birçok yerde Aleviler Atatürk'ün resmini Hz. Ali ile birlikte asıyor. Cemevlerinde 12 imamın yanında Atatürk'ün resmi bulunuyor. Gerçeği öğrendikten sonra da bu resimleri böyle asmayı sürdürecekler mi? Hayır, Atatürk'ün portresi kesinlikle kalkacak. "Cemevi bizim ibadethanemiz. M. Kemal politik bir figür. Bir ibadet mekânında onun ne işi var" sorusunu ben Alevi toplumunun yüzüne, dedelere defalarca söyledim. Hiç kimse niye böyle diyorsun demedi bana. Üçüncü şahıslara "Atatürk bizi kurtardı, özgürleştirdi, Atatürk olmasaydı halimiz ne olurdu?" gibi yuvarlak laflar söyleniyor ama... Aslında Türkiye Dersim katliamındaki Atatürk'ün rolünü yeni öğrendi ama Dersimliler bu gerçeği biliyormuş. Peki, diğer Aleviler biliyor muydu? Yoksa onlar da bilmezlikten mi geliyordu? Büyük çoğunluğu biliyordu ama söyleyemiyordu. Bilmezlikten geliyordu. Artık Aleviler Atatürk'ün Dersim'deki rolünü tartışacak, bunun önüne kimse geçemez. Dersim'in, M. Kemal'in onayı ve bilgisi dâhilinde yaşandığına dair öyle çok kanıt var ki. Rolünün olmadığının kanıtını bulmak çok zor. Alevilerin gerçeği çok daha yüksek sesle dile getirecekleri bir sürece girdik artık... Aleviler ne zaman Kemalizm'in ve sistemin savunucusu ve koruyucusu haline geldiler? 90'lı yıllarda geldiler. Çünkü çift kutuplu dünya çöktü, sağ ve solun maddi temeli kalmadı. Türkiye'de Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni hazırlayan güçler, ülkede yeni kutuplaşmaların olması gerektiğine karar verdiler ve irtica tehlikesini birinci sıraya oturttular. Bunun için derhal medyayı ve psikolojik harekât birimlerini kullandılar. Bu psikolojik harekâtın en kanlı adımı 1993'te Madımak katliamı oldu. Aziz Nesin bahane gösterildi. Ayrıca o yıllarda Uğur Mumcu. Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı gibi Kemalist aydın cinayetleri yaşandı. Ve Türkiye ilk kez o cenaze törenlerinde, "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganıyla tanıştı. Böylece Türkiye, laik- anti-laik cenderesine sokuldu. Bu işin şahikası da 28 Şubat sürecinde yaşandı. Bu laikçi kanada bir kitle lazımdı. En uygun aday da Alevilerdi. Niye Aleviler? Çünkü Aleviler şeriattan korkuyorlardı. Daha önce Maraş ve Çorum katliamları gibi provokasyonlara uğramışlardı. Şimdi şeriat geliyordu ve şeriat gelince ilk yapacağı iş Alevileri kesmek olacaktı. Alevilerdeki şeriat endişesi böyle büyütüldü ve onların laik sistemin bekçisi olmalarına çalışıldı. Zaten cemevlerinin açılması da bu süreçten bağımsız değildir. Anlamadım.. Alevilerin o dönemde cemevi açılması için kitlesel bir talepleri yoktu. Ama Alevi toplumu içinde Kemalist resmî ideolojinin görevlendirilmiş memurları vardı. Halen de var. İşte bazı kişiler nezdinde ve dönemin Cumhurbaşkanı Demirel'le yapılan bazı görüşmelerin sonrasında o dönemde birden bire cemevleri açılmaya başlandı. Kısacası, laik- anti-laik kutuplaşmasında, Alevilerin, devlet kontrolünde daha örgütlü olmasına olanak sağlamak için açıldı cemevleri. Yoksa cemevlerinin bir evveliyatı yoktu. Öldürülmemek için, sisteme muhalefet etmemek yeterli değil miydi? Kendisini katleden sistemin omurgası haline gelmek, resmî ideolojinin, statükonun en koyu savunucusu olmak gerekiyor muydu? Zaten Alevi meselesini içinden çıkılmaz hale getiren de bu takiyedir. Başlangıçta anlaşılabilir nedenlerle ortaya çıkan bu takiye eylemi, Alevi toplumunda giderek sahici hale geldi. Alevilerin bir bölümü, "Atatürk bizi kurtardı. Atatürk'ün Dersim'den haberi yoktu. Hasta olmasaydı katliamı önlerdi. Yaşasaydı, Alevilerin haklarını verecekti" gibi kendi uydurduklarına zamanla kendileri inanır hale geldiler. Bunu samimiyetle söyleyen dedeler var. Ama yine de Dersimliler kendi aralarında... Kendi aralarında ne konuşurlar? Aile ortamında M. Kemal'in adını çok acayip lakaplarla zikrederler. Başımı belaya sokmayacak olanını söyleyeyim. Mesela "mıstokor" derler. Kör Mustafa demektir bu. M. Kemal'in gözlerinde hafif bir şaşılık var ya... Mesela "beton Mustafa" derler. Her tarafta heykelleri var diye... Mesela katliamı yürüten askerlerin adı "esker-i Kemal"dir. Yani "Kemal'in askerleri"... Uçaklar da "Kemal'in uçakları" diye isimlendirilir. Anlayacağınız Dersimliler, bu işin M. Kemal'in onayıyla olduğunu çok iyi bilirler. Ama yıllardır bunu gizliyorlar. Üçüncü şahıslarla konuşurken, "Onun haberi yoktu, olsaydı engellerdi" diyorlar. Mesela annem. Bugün bile sorsanız Dersim meselesini ve M. Kemal'in rolünü size farklı anlatır, bana farklı anlatır.
Hadi resimleri kaldırdınız siz şimdi ikilik yapmamış mı oluyorsunuz bırakın bunu canlar üzerinde yaşadığımız toprakları Atatürk' e borçlusunuz nasıl bir evlat babanın hakkını ödeyemez bu millette alevisiyle sünnisiyle kürtüyle türküyle çerkeziyle lazıyla Mustafa Kemalin Borcunu ödeyemez şimdi siz resimleri kaldırdınız diye yüreklerden de kaldıra bilirmisiniz Atatürk sevgisini.
offf offff Atatürk şöyle Atatürk böyle,,kimse Atatürk gibi olamaz... Eğer sayın yazar böyle istedi diye resimi indirirlerse yazıklar olsun....
Değerli Canlar bunun tartışılmasına sebep olanların zihniyetine alet olmaları asıl acı olan. Allah akıl fikir versin ne diyelim.
en acisida kendi içimizden insanların böyle düşünmesi ama dediğiniz gibi korkmamak gerek sizlerin bile böyle düşünmesi mutlu etti beni... sevgiler
aslında olaya gerçekten objektif değerler üzerinden bakarsak; ilim-bilim-siyaset-tasavvuf-teknoloji-felsefe-psikoloji, hangi bilim dalı üzerinden bakarsak bakalım inanç ve siyaset ritüellerinin bir arada çoooooooooook uzun yıllar barınamayacağını rahatlıkla görebiliriz.. ben gibi desimliler, atatürk ile alakalı olsun olmasın, politika ile inancı hiç bir zaman yanyana görmek istemedik.. olayın dersim tartışmalarının akabininde çıkmış olması kaçınılmaz olmakla birlikte daha da sert tartışmaları getirdi.. tartışmanın ülkemize zarar vermeden en kısa zamanda hallolmasını istiyorsak: medeni cesaretimizi toplayıp, ayıbımızı da kahramanlığımızı da ortak çıkarlar doğrultusunda yeniden diyazn etmeliyiz.....