Nusayrilikte kadın...

Discussion in 'Yazılar, Makaleler, Araştırmalar' started by mtsrkn, Sep 25, 2010.

  1. mtsrkn

    mtsrkn Daimi Üye

    Dinler içerisinde kadın peygamberlere rastlanılmadığı gibi, kadın din adamlarına da rastlanmaz. Kadınlar dinde sadece yardımcı olarak görülmüşlerdir. Meryem ana, Fatma ve Hatice buna en iyi örnektir. Fakat bunlara gösterilen saygı ve sevgi, simgeleşmiş bu adlarla sınırlı kalmıştır. Kadın sorunu bugün sadece mezhepleri değil, dinleri de aşacak düzeyde küresel bir durum arz eder. Tabi bu küresellik içinde en çok göze çarpan din, kuşkusuz İslam´dır. Bu sorun mezheplerin ötesinde İslam dininin ortaya çıktığı coğrafyadaki toplumsal yapının dinsel yorumlarla kısmen desteklenerek günümüze kadar gelmiştir.
    İslamiyet´te erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığı ve erkekten daha aşağıda olduğu kabul edildiğinden, kadın hak ettiği değere bir türlü kavuşamamıştır. Kur´an-ı Kerim´de, hem eşitliği savunan hem de erkeklerin farklılığı ve üstünlüğüne vurgu yapan ayetler bulunmaktadır. Farklılığa yönelik ayetler yanlış yorumlanıp sınıfsal çıkarları pekiştirecek şekilde savunulmuş ve değişime inatla kafa tutulmuştur. Bundan çıkış yolu, farklılığı vurgulayan ayetlerin yeniden yorumlanmasıdır.
    Toplumsal pratikte kadın-erkek ilişkileri eşitsiz bir seyir yaşamıştır. İslamiyet´in çıktığı dönem Arap toplumunda çok eşlilik, kadının mirastan ve benzer her haklardan yoksun bırakılması, aynı şekilde devam etmiştir. İslamiyet´i farklı coğrafya da kabullenen Anadolu halkları,kabul ettikleri bu yeni inanışı kendi kültürleri içerisine almak yerine, Arap yorumlu Sünni inancını özellikle kadın konusunda-muhafaza etmişleredir. Osmanlının kadına çizdiği toplumsal saha ve verdiği ya da hiç vermediği statü ve itibar, bunu kanıtlayan temel öğedir. Tabii bu noktada Anadolu Aleviliği´nin kadına yaklaşımını, tek eşlilik gibi farklı dini sentezlerini hariç tutmak gerekmektedir.
    Ortodoks inancın kadını getirdiği noktada, “cennet anaların ayakları altındadır” hadisinin hiç işlemediği görülmektedir. Hıristiyanlıkta ilk dönemlerde farklı tanımlar yapılmamış olmasına rağmen, zaman içerisinde Rönesans, reform ve Fransız devrimi, yani kaynağını toplumdan alan düşünce ve akımlarla kadın, hak ettiği yeri nispeten almıştır. Fakat Ortodoks İslam, bugün çoğu ülkede hala İslamiyet´in ortaya çıktığı 620´lerin toplumsal yapısında ısrar temekte ve değişime ayak diremektedir.
    Nusayriliğin, Arap kültüründen çıkmış muhalif çıkmış bir inanış olarak daha çok Ortadoğu coğrafyasında şekillenmiş olması, 1900´lere kadar değişimi kavrayamayan düşüncelerden Nusayriliğinde nasibini almasına neden olmuştur. Buna rağmen Nusayriler arasında önceki dönemlerden günümüze istisnalar dışında, tek eşliliğin geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Nusayrilerde toplumsal ilişkiler, kent toplumuyla girilen ilişkiler ve kente eklemlenmeleri neticesinde, özellikle 1980´den sonra, çağdaş değişim yönünde büyük bir ivme kazanmıştır. Kadınlar toplumsal saha içerisinde üretim ve eğitimin her aşamasında etkin şekilde görev alarak öne çıkmışlardır.
    Önceki dönemlerde alevi toplumun zorlu coğrafyalarda yaşaması ve devletin onları dışlaması nedeniyle okuma-yazma bilmek ayırıcı bir özellik sayılıyordu. Özellikle kadın nüfusu içinde okuma-yazma oranı çok düşüktü. Fakat günümüzde şartların iyileşmesi sonucunda kadın nüfusu içinde okuma-yazma oranının epeyce yükseldiğini söyleyebiliriz. Ayrıca Nusayrilerde kadının konumunu iyileştiren değişimlerin arasında, ekonomik gelişmeyle beraber, geleneksel aileden çekirdek aileye doğru yaşanan değişimin önemli bir yeri vardır.
    Nusayriliğin kadın konusunda eleştirilen yönü, kadınlara dini yönden sadece zahiri bilgilerin öğretilmesi ve kadının cemaat namazlarına alınmamasıdır. Nusayrilere göre bunun nedeni dinin gizliliğinde bulunmakta olup, Nusayrilerin kadının diğer inanç gruplarından birine mensup kişiyle evlenmesi ya da inancını açıklama konusunda herhangi bir baskıya maruz kalması durumunda buna dayanama***** sırrı açıklayacağı, dolayısıyla dinin varlığı ve sır özelliğinin zedeleneceği inancıdır. Bunun dışında kadının fizyolojisi ve ailedeki üst düzey sorumluluklarından dolayı kadın, dinin batini yorumundan muaf tutulmuştur. Onun için Nusayrilerde kadınlara sadece zahiri dualar ( arınma, şahadet, tevekkül gibi ) öğretilir. Kadınlar namazlarda bulunmamalarına karşın, dini bayramlarda ayinlerin her aşamasında yer alırlar. Buna rağmen, toplumsal baskının nispeten çözüldüğü günümüzde, inancın dinsel metinleri ve mantığı kadınlara artık daha açık bir şekilde anlatılabilir.

    Siz kana bulanmış gözlerinizin rengini seviyorsunuz.
    Bana şehit demeyin!
    Siz babasız kalmış çocukların bakışlarındaki umutsuzluğu seviyorsunuz.
    Sakın ha bana kimsesiz demeyin!
    Siz sadece sizin aynanızdan yansıyan canavar yüzünüzü seviyorsunuz.
    Durmayın öldürün!!
    Geriye kalan tek parçada olsa bir ananın gözlerindeki onuru değişteremezsiniz.
    Hadi durmayın babasını öldürdüğünüz çocuğa uzanan şefkatin kolunuda kesin!
     
  2. sanem_62

    sanem_62 Daimi Üye

    Farklı bilgilendirmen için teşekkürler emeğine sağlık
     
  3. mtsrkn

    mtsrkn Daimi Üye

    Nusayrilik pek tanınan bir mezhep değil ama inşallah bu tür şeyler kendimizi tanıtma fırsatı veriyo..
     

Share This Page