mustafa flimi bugun vizyonda

Discussion in 'Sinema & Müzik' started by prkacin, Oct 29, 2008.

  1. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Atatürk'ün bilinen en eski fotoğrafı bugün vizyona girecek ?Mustafa? filminde yayımlanıyor.

    Can Dündar: Bu fotoğrafın varlığından ilk kez Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı?ndaki çalışma sırasında haberdar oldum.
    [​IMG]
    Can Dündar anlatıyor:

    Bugün vizyona girecek filmimiz ?Mustafa? için belge araştırmasındaydık.
    Bizimle ilgilenen Albay, Mustafa Kemal?in Harbiye öğrencisiyken çekilmiş fotoğrafını görüp görmediğimi sordu.
    ?-Hayır görmedim? dedim.
    Mustafa Kemal?in bildiğimiz en eski fotoğrafı, 1902 yılında Harbiye?den mezun olurken çektirip annesine yolladığı fotoğraftı.
    Orada 21 yaşında, kılıç kuşanmış, bıyıklı bir teğmendi.
    Öğrencilik yıllarını hiç görmemiştik.

    107 yıllık fotoğraf

    Heyecan içinde fotoğrafın yerini sordum.
    İstanbul?da Harbiye Askeri Müzesi?nde olduğunu söylediler.
    Hemen gerekli izinleri alıp Harbiye Müzesi?ne koştuk.
    Arşiv açıldı ve dile kolay tam 107 yıl açığa çıkmamış bu fotoğraf ortaya çıktı.
    Mustafa Kemal ve arkadaşlarının bu fotoğrafı Harbiye ikinci sınıfta çektirdiği sanılıyor.
    Yani yıl 1901 olmalı...
    Mustafa Kemal, oturduğu yer, oturuş biçimi ve paltosuyla hemen fark ediliyor.
    Bıyıkları yeni terlemiş daha...
    Henüz kılıç kuşanmamışlar ama hepsinin ellerinde kitap var.

    Hep omuz omuza

    Fotoğraftakilere gelince...
    Mustafa Kemal?in hemen solunda oturan genç, Ali Fuat olmalı...

    Ali Fuat (Cebesoy) ?Sınıf Arkadaşım Atatürk? başlıklı anılarında Mustafa Kemal?le tanıştıkları cuma akşamını ayrıntılarıyla anlatır. Okuldaki 2 bin öğrenci içinde bu ikili yakın dost olmuşlardır. Dostlukları ömür boyu iniş çıkışlarla sürecek, Ali Fuat, sürgünlerde, cephelerde de hep fotoğraftaki gibi Mustafa Kemal?in yanında olacaktır. Suikast davasıyla bozulan ilişkileri zamanla düzelecek ve Fuat Paşa, Savarona?da ona eşlik eden bir avuç insandan biri olacaktır.

    Fotoğrafta Mustafa Kemal?in sağ yanında oturan devrik fesli genç de ömür boyu onun yanında olacak dostlarından biri:
    Kazım Özalp...

    O, Atatürk?ten bir yıl sonra Manastır İdadisi?ne girmişti. Orada tanışmışlar, grup içinde arkadaşlık etmişler, lokumuna tavla oynamışlardı. Kazım, Mustafa Kemal?in ?tavlada bile kaybetmeye tahammülü olmayan kişiliğini? orada fark etmişti. (?Atatürk?ten Anılar?, Türkiye İş Bankası Y, 1992)
    Sonra Harbiye?ye de bir yıl sonra onun peşinden gitmişti. Bu kez Babıali?deki Stefan?ın kıraathanesinde veya Sirkeci?deki Yani?nin kahvehanesinde buluşuyorlar, tartışıyorlar, bilardo oynuyorlardı.
    Fotoğraf, tam o dönem çekilmiş olmalı...

    Üniversiteli Mustafa Kemal

    20. yüzyıl başından 1938?e dek süren bir dostluk tablosunu belgeleyen bu fotoğraf, bizi üniversite öğrencisi Mustafa Kemal?le tanıştırıyor.
    Kuşkusuz bundan böyle okul kitaplarında yerini alacaktır.

    Atatürk yalnız başına mı öldü?

    ugün Atatürk?ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti?nin 85?inci yıldönümü kutlanıyor. Türkiye bugün Ata?sını anarken O?nun çocukluğunu, aşklarını, hüzünlerini, dostluğunu beyazperde de yaşayacak...

    Farklı bir Atatürk, resmi tarihin anlatmadığı yönleriyle bir önder.. Sıradışı ve insani bakışla ilk cumhurbaşkanımız... Can Dündar, aylar süren çalışma sonucu, Mustafa filmini ortaya çıkardı. Filmin Antalya Film Festivali?nden sonra İstanbul ve Ankara?daki ilk gösetirimi hararetli tartışmalara yol açtı... Bugün Cumhuriyet?in 85?inci yıldönümünde Türkiye bu filmle buluşacak.

    Çevresinde kimse kalmadı, yalnız öldü

    Filmin tartışmalı bir yanı da Atatürk?ün son yıllarını ?yalnız ve mutsuz? geçirdiğine ilişkin bölüm oldu. Atatürk?ün Çankaya Köşkü?nde içki sofrasında ağırladığı isimlerin birer birer azaldığı belirtiliyor. İzmir suikastinden sonra yakın arkadaşlarından koptuğu ve yalnızlaştığı öne sürülüyor. ?Devrimin önce evlatlarını yediği?yorumu yapılıp Dolmabahçe Sarayı ve Savanora?da büyük dram yaşadığı kaydediliyor. Ata?nın manevi kızı Ülkü Adatepe ise buna karşı çıkarak, şöyel deiyor: ? Evet filmi çok beğendim, çekimler çok güzel. Ama Atatürk yalnız değildi. Mileti onu hiç yalnız bırakmadı. Bunu biraz tuhaf karşıladım ? diyor.

    Günde bir büyük rakı, 3 paket sigara

    Ata?nın Çankaya yıllarında kurduğu sofralar da filmde yer alıyor. Rakı içmeyi çok seven Cumhurbaşkanının geç saatlere kadar bir büyük rakıyı bitirdiği anlatılıyor. Nedenini soranlara Atatürk, ?Gövdem bu kafayı kaldıramıyor. Çok yoğun düşüncelerle dolu. İçince rahatlıyorum? diyor. Günde 15 kahve ve 3 paket sigara içtiği de belirtiliyor.

    ?Cahillerin seviyesine inmem...?

    Atatürk?ün öğrencilik yıllarına ait günlüğünde gerçekleştireceği devrimlerle ilgili ipuçlar verdiği belirtiliyor. O satırlar: ?Elime kudret geçerse, bir günde darbeyle sosyal hayatı değiştiririm. Neden ben bu kadar yıllık bir yükseköğrenim gördükten, uygar yaşamı, toplumu inceledikten ve özgürlüğü elde etmek için hayatımı harcadıktan sonra cahillerin seviyesine ineyim. Onları kendi seviyeme çıkarırım. Ben onlara değil onlar bana benzesin.?

    Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu: Atatürk hiçbir zaman yalnız değildi

    Atatürk?ün bir takım insani açılardan, askeri ve bilinen yönlerinin dışında sunulması doğru bir şey. Ancak Can Dündar, hangi kaynaklara ulaşarak onun yalnız olduğuna dair bir kanaat sergiledi bilmiyorum. Atatürk, yalnız değildi. Etrafındaki çoğu kişiyle gayet yakındı. Bazı endişeleri vardı. Mesela orman çiftlikleriyle ilgili birtakım çekişmeleri vardı. Dolmabahçe?de son zamanlarında yalnız olmasıyla ilgili olarak şunu söyleyebiliriz Ankara yönetim merkezi, kendisi ise İstanbul?da. Sürekli başında insanlar doktorlar var. O tarihte yoğun bakım sistemi yoktu. Yanına kimse alınmaz ki! Hastalığı, uzun sürmüş değil ki. Ankara?nın tümüyle İstanbul?a dönmesi mi bekleniyordu. Böyle şey mümkün olabilir mi? Talimatlarını verdikten sonra mesele bitiyordu.

    Atatürk?ün manevi oğlu gerçek evladı mı?

    Can Dündar?ın 110 dakikalık filminde, 5-10 saniyelik bir bölüm de çok tartışılacak. Burada Mustafa Kemal?in 1916?da Doğu?da görevliyken 8 yaşındaki Abdurrahim?i evlat edindiği belirtiliyor. Ata?yla yerel giysiler içindeki Abdurrahim?in fotoğrafına yer veriliyor. Ancak Dündar?ın Abdurrahim Tunçak?la 1998?de ölmeden önce buluştuğunda, ?Atatürk?e çok benziyorsunuz, gerçek oğlu musunuz?? diye sorunca şu yanıtı almıştı: ? Bazı sırlar benimle mezara gidecek, lütfen buna saygı gösterin.

    Abdurrahim?i Atatürk?ün Van?da görüp evlat edindi. İstanbul?da Zübeyde Hanım?ın yanına yerleştirdi. Abdrrahim, Makbule Hanım ile kendisinden 13 yaş büyük olan Fikriye Hanım?ı abla bildi. Berlin Üniversitesi?nde okuyan Ata?nın manevi oğlu elektrik mühendisi oldu ve Ankara Elektrik ve Havagazı İşletmesi?nde çalışmaya başladı. Yaşlılığında Atatürk?e benzeyen Abdurrahim Tunçak, mütevazı bir yaşamın sonunda, sırlarıyla 1998?de 90 yaşında vefat etti.

    Ölmeden heykelini meydanlara diktirdi

    Mustafa filminde tartışma yaratacak bir bölüm ise Atatürk?ün 1926?dan itibaren kendi heykellerini büyük kentlere diktirmesi...

    İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica bu amaçla Ankara?ya davet ediliyor ve İzmir Cumhuriyet Meydanı?ndaki atlı Atatürk Heykeli ile Ankara Sıhhiye Meydanı?ndaki Atatürk heykelini yaptı.

    Canonica tarafından yapılan ilk eseri Atatürk?ün at üstünde tasarlandığı tunç heykel,Etnografya Müzesi?nin önüne 29 Ekim 1927?de dikildi. Başkentteki ikinci eseri Zafer Meydanı?ndaki, Atatürk?ü askeri kıyafetle ayakta tasarladığı heykeli oldu. Bu da 4 Kasım 1927?de yapıldı. Canonica İstanbul?da Taksim Meydanı?ndaki Cumhuriyet Anıtı?nı tasarladı. Anıt 9 Ağustos 1928 günü açıldı. Canonica?nın Türkiye?deki son eseri İzmir?de Cumhuriyet Meydanı?ndaki atlı Atatürk heykelidir. Heykelin açılışı 28 Temmuz 1932?de yapıldı.



    Haber: Milliyet, Vatan

    Filmde, Kürt sorunu da işleniyor. Mustafa Kemal 16 Ocak 1923?de, İzmit Kasrı?na davet ettiği dönemin ünlü 9 gazetecisiyle ?yazılmamak?üzere sabaha kadar görüşlerini açıklıyor. Doğu?daki görevi sırasında bölgeyi inceleyen Büyük Önder, Cumhuriyet?i ilan etmesine 9 ay kala Kürt meselesiyle ilgili şunları anlatıyor: ?Başlı başına bir Kürtlük düşünmektense, bizim Teşkilat-ı Esasiye Kanunu(Anayasa) gereğince zaten birtür yerel özellikler oluşacaktır. O halde hangi livanın(sancağın) halkı Kürt ise, onlar kendi kendilerini özerk olarak idare edeceklerdir.Ayrı bir sınır çizmeye kalkışmak doğru olmaz.?

    NOT: Bu toplantıda şu gazeteciler bulundu: Vakit?ten Ahmet Emin (Yalman), Tevhid-i Efkar?dan Velit Ebuzziya, İleri?den Suphi Nuri (İleri), Tanin?den İsmail Müştak (Mayakon), Akşam?dan Falih Rıfkı (Atay), İkdam?dan Yakup Kadri (Karaosmanoğlu), İzmit İleri?den Kılıçzade İsmail Hakkı ile Dr. Adnan (Adıvar) ve Halide Edip?in (Adıvar).


    Haber: Vatan
     
  2. seyduna_34

    seyduna_34 Daimi Üye

    emegınıze saglık canlar mutlaka ızlıycem herkesede tavsıye edıyorum ...
     
  3. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Atatürk'le Vahdettin'in Diyaloğu

    Atatürk'e vatanı kurtarma görevini Vahdettin mi verdi? İşte o ilginç diyalog:


    Can Dündar'ın 110 dakikalık Mustafa filminde, Atatürk'ün Samsun'a çıkışının arkasında Sultan Vahdettin olduğu iddiası da yeni bir tartışma başlattı.

    Filmde, 15 Mayıs 1919'da Padişah Vahdettin, Karadeniz'e göndereceği Mustafa Kemal'e şöyle diyor:

    "Paşa, simdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi tarihe geçmiştir. Bunları unut. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, paşa devleti kurtarabilirsin." Bu konuda tarihçilerin üzerinde anlaşamadığı bir başka iddia ise Vahdettin'in, Mustafa Kemal'e Samsun'a çıkarken para verdiği iddiasıdır. Atatürk bu görüşmenin kendi talebiyle yapıldığını Nutuk'ta anlatır ama Vahdettin'den para alması sözkonusu değildir.

    Mustafa'nın Samsun'a çıkışından Vahdettin'in haberdar olduğu konusunda tarihçilerin ortak düşüncesi var. Ancak yaygın görüşe göre, Mustafa Kemal'in Samsun'a gönderilmesindeki amaç, Karadeniz Bölgesi'nin güvenliğini sağlamaktı. Çünkü itilaf devletleri Mondros Anlaşmasının 7'nci maddesini işleterek, Karadenizi işgal etmeye hazırlanmaktadır.

    Daha sonra İngiliz belgelerinde geçeceği gibi bölgede yerleşen Rumlar'ın ayaklanması sözkonusudur. Mustafa Kemal'e kağıt üzerinde Sultan Vahdettin tarafından verilen görev bu isyanı bastırmasıdır. Ancak Mustafa Kemal'in farklı planları vardır. Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı'nın fitilini ateşler
     
  4. Alevi_Kaptan

    Alevi_Kaptan Admin Staff Member

    bende izlicem tc de fragmanını izlemiştim etkilendim...
     
  5. nisan güneşi

    nisan güneşi Daimi Üye

    elinize sağlık canlar çok merak ediyorum ilk fırsatta izlemeye gidicem
     
  6. sanem_62

    sanem_62 Daimi Üye

    COK GUZEL OLDUNU DUYUYORUZ EMINIMKIDE COK GUZELDIR ICINDE KUTSI VARLIGIN HIKAYELERI OLDUGUNA GORE
    İLK FIRSATTA GIDECEGIM SAOL HABERDARLIGIN ICIN
     

Share This Page