Güvenç ABDAL Ocağı...

Discussion in 'Alevi Dernekleri ve vakıfları' started by Alevi_Kaptan, Aug 18, 2008.

  1. Alevi_Kaptan

    Alevi_Kaptan Admin Staff Member

    Hünkâr Hacı Bektaş Veli Anadolu?ya gelmeden önce Anadolu toprakları Rum diyarı olarak anılıyordu. Bu dönemde Anadolu büyük bir karmaşa içerisindedir. Merkezi bir yönetim yoktur. Selçuklu İmparatorluğu iyice zayıf düşmüş otoritesini kaybederek küçük çaplı beyliklere bırakmıştır. Çeteler ve eşkiyaların kol gezdiği, Kazıklı voyvodaların dehşet saçtığı, çete savaşlarının sürüp gittiği adeta bir cadı kazanı gibi kaynamaktadır.

    Böylesine karmaşık bir ortamda Hacı Bektaş Veli Anadolu topraklarına gelir. Amacı, insanlar arasında birliği, dirliği, barış ve kardeşliği sağlamaktır. Din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin ?bana özünüz lazım? diyerek kapılarını herkese açar ve Anadolu Alevi Bektaşiliğinin temelini atar.

    Bütün bunları yaparken kuşkusuz en büyük yardımcıları onun sadık dervişleridir. Her birisi birer sosyolog, filozof ve toplum bilimci olan bu dervişler aynı zamanda müspet ilimler konusunda da bilgi sahibidirler. Bu özellikleri sayesinde gittikleri bölgelerde halk tarafından kolayca kabul edilen saygın kişilikler olurlar. Bu dervişlerin Anadolu?nun dört yanına hatta balkanlara kadar uzanan coğrafyada kurdukları ocaklar sayesinde Anadolu Aleviliği, Bektaşiliği bu günlere kadar gelebilmiştir. Aradan geçen onca zamana, baskılara ve katliamlara rağmen halen daha bu görevini devam ettiren ocakların olması da temellerinin ne kadar sağlam olduğunu gösterir.

    Son Selçuklu İmparatoru Alaattin Keyhüsrev başlangıçta topraklarına gelen ve dergâh kuran giderek ünü artan Hacı Bektaş Veli?ye pek sıcak bakmaz ona karşı düşmanca davranmasa da pek dostane yaklaşmaz ancak Moğol istilasına uğrayınca Hünkâr Hacı Bektaş Veli?nin yardımını ister, Hünkâr Hacı Bektaş Veli bu konuda kendisine yardım eder. Bu olaydan sonra Alaattin Keyhüsrev ile Hacı Bektaş Veli çok iyi birer dost olurlar Alaattin Keyhüsrev yapacağı birçok işi Hünkâr?a danışarak hayata geçirir; ancak Selçuklu zor durumdadır. Batıda Bizans İmparatorluğu, kuzeyde Pontus Rum İmparatorluğu arasında sıkışmıştır. Alaattin Keyhüsrev Hünkâr?dan güvendiği birisini kuzeye Pontus Rum diyarına göndermesini bu vesile ile bu bölgeden gelebilecek tehlikeden haberdar olabileceklerini söyler. Bu öneri Hünkâr Hacı Bektaş Veli için de önemlidir; çünkü buradan gelebilecek bir saldırıdan kendisi de etkilenecektir. Hünkâr Hacı Bektaş Veli bu görevi Güvenç Abdal?a verir.

    Güvenç Abdal Hünkâr Hacı Bektaş Veli?nin güveninin kazanmış yiğit bir erdir. Eski menkıbelerde geçen adı ile Er Güvenç Abdal?dır. Bu adı ona Hünkâr Hacı Bektaş Veli vermiştir. Güvenç Abdal at binen ok atan iyi bir asker, yiğit bir er ve halk ozanıdır. Bu özellikleri ile geleneksel bir Türkmen eridir. Asıl adı Halil Nurettin?dir. Aynı zamanda Hünkâr Hacı Bektaş Veli?nin amcasının oğludur.

    Güvenç Abdal, Pirinden nasbini aldıktan sonra Gümüşhane ili Kürtün ilçesi Taşlıca Köyü?ne gelir ve buraya yerleşir. Bu bölgenin stratejik bir özelliği de vardır. Hemen dağların diğer tarafı Rum Pontus İmparatorluğu topraklarıdır. Güvenç Abdal burada bir uç kale komutanı gibidir. Topladığı askeri bilgileri Hünkâr Hacı Bektaş Veli?ye gönderir. Aynı zamanda da Türk gelenek ve göreneklerini koruyan Türk İslam sentezini bölgede harmanlamaya başlar. Yetiştirdiği ve Karadeniz?in değişik yerlerine gönderdiği yol önderleri ile Anadolu Alevi Bektaşiliğini Karadeniz Bölgesinin her yanına yayar. 32 yıl burada görev yaptıktan sonra kendisine verilen görevi yerine getirdiğini düşünerek pirinin yanına geri döner. Bu gün Hacı Bektaş Veli Külliyesinde türbesi bulunan Güvenç Abdal pirinin yanına geri dönebilen tek dervişidir. Karadeniz Bölgesinde birçok yerde Güvenç Abdal dervişlerinin yatırı, kurdukları ocaklar bulunmaktadır.



    EHLİBEYT PİR HACI BEKTAŞ VELİ?NİN ASLI GÜVENÇ ABDAL EVLATLARINDAN ULUS DERVİŞ OLARAK ANILAN HÜSEYİN OĞLU MEHMET DERVİŞ

    ORDU?NUN GÖLKÖY İLÇESİNDE BULUNAN GÜVENÇ ABDAL DERVİŞİ



    Bu gün Güvenç Abdal?ın kurduğu ve kendi adını taşıyan bu ocak Karadeniz Bölgesinde yaşamaktadır. Bu ocağın, Anadolu Alevi-Bektaşi ocakları arasında en az asimile olan ocak olduğunu söylemek mümkündür. Bugün Cem törenlerinde 12 hizmet yürütülmektedir. Musahiplik kurumu çok ciddi şekilde uygulanmaktadır. Dede talip ilişkileri de bu anlamda seviyelidir. Görgü cemleri ve görgü usulleri ile Güvenç Abdal ocağı Karadeniz?de yaşamaktadır. Güvenç Abdal Ocağının bugüne kadar çok fazla yıpranmadan gelebilmesinin birçok sebebi olabilir; ancak en büyük faktör diğer hiçbir alevi Bektaşi ocağında olmayan bir uygulamanın Güvenç Abdal tarafından uygulanmış olmasıdır. Güvenç Abdal?ın Kürtün Taşlıca Köyündeki 32 yıllık hayatında 4 oğlu olmuştur. Çevresinde de 22 ayrı kabile bulunmaktadır. Pirinin yanına dönme kararı aldığında dört oğlunu yanına çağırarak 22 kabilenin sorumluluğunu 4?e bölmüş ve oğullarına pay etmiştir. Böylelikle her bir kişi kendi mahiyetindeki kabilelerden sorumlu olmuş diğerlerinin işlerine karışmamıştır. Güvenç Abdal?dan sonra bu olay bir gelenek haline gelmiş torunları tarafından da uygulanmıştır. Bu durum 1500?lü yıllara kadar devam etmiş Güvenç Abdal dedeleri talipleri bu bölgede oldukça geniş bir coğrafyaya yayılmışlardır. Osmanlı?nın Yeniçeri ordusuna asker göndermişler, özellikle Çepni boyunun savaşlarda gösterdikleri başarılarla Fatih Sultan Mehmet?in de ilgisini çekmişlerdir, Fatih Sultan Mehmet tarafından Kürtün ilçesi topraklarının Taşlıca köyünde oturan Güvenç Abdal evlatlarına verilmesini ayrıca hizmetlerinde kullanılmak üzere hazineden 500 altın verilmesini emreden birde ferman bulunmaktadır.

    Yavuz Sultan Selim?in Anadolu topraklarında başlattığı Alevi Bektaşi katliamı ile Güvenç Abdal Ocağı mensubu olan 22 ayrı kabile ciddi oranda göç ettiler ve Giresun tarafına geldiler, aslında bu onların ilk göçü değildi. Güvenç Abdal?ın Taşlıca köyünden ayrılması ile birkaç kabile Güvenç Abdal?ın terk ettiği topraklarda artık kendilerinin nasibinin olmayacağına inanarak ilk göç edenler olmuşlardır. Ve nitekim tarih onları haklı çıkarmış bundan sonra göçlerin ardı arkası kesilmemiştir. En büyük ikinci göç olayını Yavuz Sultan Selimin Anadolu?da başlattığı Alevi Bektaşi katliamı ile yaşayan Güvenç Abdal ocağı, üçüncü göç olayını yine Yavuz Sultan Selim?in Çaldıran savaşında Şah İsmail?i yenmesi ile yaşadılar. Bu göçlerin istikameti hep Karadeniz Bölgesinin dağlık kesimleri olmuştur. 1826 yılında 2. Mahmut?un Yeniçeri Ocağı?nı kaldırması ve yeniçeri katliamı ile birlikte dördüncü göç olayını yaşayan Güvenç Abdal ocağı mensubu kabileler 1878 yılında Osmanlı Rus harbinde Rusların Harşut çayına kadar inmesiyle beşinci göç olayını yaşamışlardır. Bu göç ile birlikte bu gün halen daha aynı adlarını soyadı olarak taşıyan Alemdarlar, Bayraktar ve Sancaktar kabileleri Adapazarı?na kadar uzanan coğrafya ya göç etmişlerdir. Rusların 1896 da Kars? işgal etmesi ile altıncı göçü de veren Güvenç Abdal Ocağı son göçü Cumhuriyet döneminde dersim olaylarının ardından vermiş ve bu göç ile Terme ye gelen kabilede halen daha doğum yeri hanesinde Kürtün yazan insanlar yaşamaktadır.

    Karadeniz Bölgesinde çok ciddi Alevi -Bektaşi katliamı olmamasına rağmen yaşatılan korku ve baskı Karadeniz Alevi-Bektaşilerini de göçe zorlamış yüzlerce yıl yaşadıkları verimli toprakları terk ederek yüksek dağların eteklerine yerleşmişlerdir. Göç etmeyenlerde kendilerine dayatılan yaptırımları kabul etmek zorunda kalmışlar ve asimile olmuşlardır. Göç edenler için çile yeni başlamıştır. Buralardaki yaşam şartlarının zorlukları ekonomik olumsuzluklar, ulaşım iletişim sorunları yüzünden yıllarca birbirlerinden haber almadan kabileler şeklinde yaşamak zorunda kalan Alevi Bektaşi toplumunda birlikte bir benlik kaybı da söz konusu olmuştur. Geçen zamanla birlikte yavaş yavaş dedeler pirler dağ başlarındaki bu obaları köyleri tekrar tespit etmişler toplumun kaybolan değerlerini yeniden kazandırmaya çalışmışlar büyük ölçüde de bunda başarılı olmuşlardır. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Karadeniz Alevi Bektaşileri rahat bir nefes almışlar yüzyıllardır inmedikleri şehir merkezlerine inmeye, hiç gitmedikleri diğer komşu illere ilçelere gitmeye başlamışlar çevredeki Alevi Bektaşi yerleşim yerlerini bulma ve tanıma fırsatını elde etmişlerdir. Bu rahatlık onlara ticaret yapabilme fırsatını da vermiştir. Kendi yaptıkları yiyecek, giyecek vb malzemeleri şehir merkezlerinde satarak kendi ihtiyaçları olan malzemeleri alabilmişler. Bu çok doğal olması gereken insanlık hakkı bile onlara bir lütuf gibi gelmiştir çünkü bu işi daha önce kendilerine yakın buldukları Sünni vatandaşlar aracılığı ile yaparak onlara da ayrıca komisyon vermek gibi bir durum söz konusudur. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Alevi-Bektaşi toplumunun üzerindeki baskı kısmen azalmış ancak hiçbir zaman tam olarak kalkmamıştır. Bugün Ordu Merkeze bağlı Çavuşlar, Dedeli, Derince, Yenice, Okçubeli, Terzili, Şıhlar, üçü de kardeş olan ve Güvenç Abdal Dervişi olan Uzunisa, Uzunmusa ve Uzunmahmut adında köyler halen daha aynı adları kullanmaktadır. Ancak bu köylerde artık Güvenç Abdal dede ve Talipleri yaşamıyor.



    Güvenç Abdal?ın Hünkâr Hacı Bektaş Veli Külliyesindeki Türbesi







    Güvenç Abdal?ın Gümüşhane Kürtün İlçesi Güvende yaylasındaki Türbesi





    Güvende Yaylasında Yapılan Yayla Şenliği



    Güvenç Abdal?ın dergâhını kurduğu Kürtün?de de artık Güvenç Abdal Dede ve Talipleri yaşamıyor. Üst üste verilen yedi ayrı göç ile birlikte Cumhuriyet döneminin yaptırımları son kalan Güvenç Abdal torunlarını da camilere imam olarak atanması ve onlarında bunları kabul etmek zorunda kalmaları ile Güvenç Abdal bu bölgeden tamamen göçmüştür. İşin üzücü olan bir diğer tarafı da Güvenç Abdal?ın Pirine dönmek üzere Güvende yaylasına doğru yola çıkınca oğulları ve talipleri peşini bırakmazlar gitmesini istemezler. O?da döner ve sorar ben nereye gitsem gelecek misiniz, diye. Evet, geleceğiz, cevabını alınca geri döner ve o anda bir sis bastırır. Sis tekrar yükseldiğinde görülür ki Güvenç Abdal artık gitmiştir. O kalabalık 52 gün boyunca Güvenç Abdal?ın sır olduğu yerde geri döner umudu ile beklerler ancak Güvenç Abdal geri dönmez ve onun sır olduğu yere bir türbesini yaparlar. Bundan sonra her yıl aynı günde buraya gelirler, O?na kurban keserler, ziyaretinde bulunurlar. Bu olay birçok defa savaşlar ve göçlerden dolayı kesintiye uğrasa da Güvenç Abdal Dede ve Talipleri 1955 yılına kadar pirlerini anmak için güvende yaylasındaki türbesine gider kurban keser ziyaret ederler. 1955 yılından sonra devlet Alevilerin Bektaşilerin buraya gelmesini yasak eder. Bu tarihten sonraki bu anma törenini yayla şenliğine dönüştürür ve her yıl belediye tarafından düzenlenen rutin bir yayla şenliği halinde kutlanır. Bu yıl 28 Temmuzda yapılan şenliklere Gürgentepe Güvenç Abdal Kültür ve Tanıtma Derneği olarak bizlerde katıldık elbette ki bizler ulu pirimizi ziyaret için gittik. O?nun yürüdüğü yollardan geçtik, içtiği sulardan içtik, gördüğümüz manzara bizleri elbette çok üzdü çünkü orada bizden başka Güvenç Abdal adına gelen kimse yoktu, temennimiz o dur ki Güvenç Abdal unutulmasın unutturulmasın çünkü o yaşadıkça bizler var olmaya devam edebileceğiz.

    Saygı ve sevgilerimle..



    Tuncay ÖZENÇ

    Güvenç Abdal Kültür ve Tanıtma Derneği

    Gürgentepe/ORDU
     
  2. seyduna_34

    seyduna_34 Daimi Üye

    emegıne saglık kaptan bılmedıklerımı ogrendım tesekkurler...
     
  3. secil58

    secil58 Aktif Üye

    kaptan bilgi paylaşımız için teşekkürler eksiklerim gerçekten çok çünkü okumayan , araştırmayan bir toplumuz .tüm canların okuması dileğiyle
     
  4. kızılbereli

    kızılbereli Daimi Üye

    :lol: :lol: :lol: :lol: :lol: EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK KAPTAN ÇOK GÜZEL BİR PAYLAŞIM. ÖZÜMÜZÜYOLUMUZU KAYBETMEYELİM. BU YOL UN SIRRINI BİLENLERBİLİR BİLMEYENLERDEİNŞALLAH BİRGÜN BU YOLA GELİR...
    :lol: :lol: :lol: :lol: :lol:
     
  5. nafizyilmaz

    nafizyilmaz Daimi Üye

    GÜVENÇ ABDAL PİRİMİZ EŞİ VE DÜNYA GÜZELİ İLE HÜNKÂR HACIBEKTAŞ VELİ DERGAHINDA DERGAHIN ESKİ GİRİŞTEN GÜMÜŞ KAPISI OLAN TÜRBEDEDİR ALEVİ BEKTAŞ-İ GELENEĞİNDE PİRİMİZİN HALİFELERİNDEN OLAN GÜVENÇ ABDAL
    ASIL GÜZELLİĞİN MAL VE SERVETİN ZENGİNLİĞİNİN İNSANIN KALBİNDE OLDUĞUNU DÜNYANIN GEÇİCİ BİR MEKAN OLDUĞUNU TANRI AŞKININ YER YÜZÜNE SIĞMAYAN ANCAK İNSANIN KALBİNE SIĞABİLECEĞİNİ YAPTIĞI HİZMETLERLE HÜNKÂR PİRİMİZE BAĞLIĞINI ÖMRÜNÜN SON NEFESİNE KADAR GÖSTERMİŞ HER SÖYLEDİĞİ SÖZDE HER ALDIĞI GÖREVDE
    KENDİSİNE DUYDUĞU GÜVENDEN DOLAYI GÜVENÇ ABDAL ÜNVANINI VERMİŞTİR
     
  6. Alevi_Kaptan

    Alevi_Kaptan Admin Staff Member

    abi kısa öz bir anlatım çok teşekkürler
     

Share This Page