Ayrılık Günü Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakaklarımda Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar Derinden ses verir içimde bir tel Sonra, birdenbire kırılır, kopar Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü Durmadan çalınır kulaklarımda Şarkıların en hüzünlüsü Seni alıp uzaklara giden otobüs Benim üzerimden geçer hışımla Devrilir, bakakalırım ardından Bir sel gibi akan gözyaşımda... Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız Karanlık gitgide en derinlere çeker beni Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin Böyle perişan beklerim dönmeni Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım Ellerimi koyacak bir yer bulamam Nereye gitsem, en koyusu acıların Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam İstemem ben bu ömrü, bu talihi istemem Böyle durup durup senden ayrılmak varsa Orada bir mezar kazılır benim için Ayrılığın nerede başlarsa. Bir Ayrılık Gününde Ne gariptir şu ayrılık günleri Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan Nedense bir tuhaf oluyor insan Derin bir sızı giriyor içeri Son bir defa bakarken caddelere Dükkânlara, evlere, kahvelere Hâtıra yüklü kervanlar geçiyor Dolu dolu gözlerinin önünden Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden Ne unutulmaz zamanlar geçiyor Ağır ağır biz farkında değilken Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken Sen istediğin kadar unutulmaz de Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur Unutulur, azizim unutulur Başka ne yapılır böyle bir günde Kapanan bavul, çivilenen sandık Ve sonra kuru bir "Allaha ısmarladık!" Gittin İçimde Kaldı Ayrılık Gittin Ayrılırken buz tutmuş bıyıktı gözlerin Kaçamak ellerimiz komutsuz sallandı Dudaklarımızda sıradan sözcükler Vedalaşmayı bile beceremedik Son bir bakış kaldı arkanda Kalabalığa karışan Her şey düzmece bir dinginliğe gömüldü Gittin. İçimde Yığınlarca kitap kaldı uçuşan Sözcükler beynimin köşelerinden Çıkıp korkuttular gecelerimi Peşimden geldi gölgeler Aynalara bakamaz oldum Hiçbir oyun avutmadı beni Yaşamıma sığmayan bir şey kaldı İçimde. Kaldı Yeni bir kent işkenceye hazır Ödeşemedim gittiğin mevsimlerle Belleğimi silkeleyip anılardan Tik tak çaldın uzun zaman Alışamadım yarımlığa Düşlerimde intihar tutkuları Sırtımda hançerinin oyduğu boşluk Kaldı. Ayrılık Çoğalarak giriyor günlerime Senden başka kim bilebilir Geçmişin dökümünü yaptığımı Ağır ağır pulsara dönüşürken güneşler Sonbahar hüznüne benziyor pencerede Artık konuk beklemeyen gözlerim Sayfalar da bitti ışık da her yanı kapladı Ayrılık. Ayrılanlar İçin Yollarımız burada ayrılıyor Artık birbirimize iki yabancıyız Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız Her kaderin tesellisi bulunur, üzülme İnsan ne kadar sevse unutabilir Mevsimler, gelir geçer, yıllar geçer Sen de unutursun bir gün gelir Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine Unutursun o günlerimizi, gecelerimizi O günlerce gecelerce sevişmelerimizi Her şeyi evet her şeyi unutabilirsin Hatta bütün yazdıklarımı satır satır Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır Kırık Kalpler Biz aşkla başı dönmüş iki çocuk Bütün bir bahar o çiçek ben yaprak Yarabbi ne güzel sevişiyorduk Dünyayı aşktan ibaret sanarak. Kim ne karıştı, ne istedi bizden Göz mü değdi ne oldu sevdaya. Ayırdılar bizi birbirimizden Hem de göz göre yürek parçalaya. Aşktı bizdeki onlardaki mantık Onlardan yana çıktı kahpe felek. Birer kalp bıraktılar bize kırık Ömrümüzce gözyaşı döktürecek. alıntıdır