Anşa bacılılar olarak bilinen kurdoglu ocagı Kesin doğum tarihi belirlenemeyen Veli Baba; Anadolu’nun fethinden sora bu bölgeye gelen Oğuz Türklerinin Kayı boyuna bağlı Beğdilli aşiretinden olup, 1800-1864 yılları arasında Tokat’ın Zile ilçesi Acısu köyünde yaşamış, Hubyar sultan yoluna hizmet ederek bölgedeki Alevi Sıraç topluluklarına liderlik yapmış Anadolu erenlerindendir. Zaman içinde Hubyar Sultan ın izlediği yolda gerek şeriat hükümlerince alevi toplumu üzerinde sindirme politikaları izleyen Osmanlı devletinin çabaları, gerekse tekke ileri gelenleri arasındaki iç hesaplaşmalardan dolayı meydana gelen otorite boşluğu nedeniyle başsız kalan ve arayış içine giren alevi Sıraç kitlelerin taleplerine Veli Baba’dan önce türbesi bugün Zile ilçesi Çayır köyünde bulunan Hacı Şeyh isimli ermiş zat cevap verebilmiş ise de Hacı Şeyh in bu çabaları ancak kendi ömrü ile sınırlı kalmıştır. Veli Baba nın babası olan Kurt Hasan da Hacı şeyh’in talibi (müridi ) olup Veli Baba henüz çocukluk yaşlarında iken piri Hacı Şeyh in ziyaretinden dönüş yolunda zamanın eşkıyaları arasındaki bir çatışmada kalarak kör bir kurşunla hayatını kaybetmiştir. O dönemde Yozgat ın Çekerek ilçesine bağlı Sarıköy köyünde yaşayan ve pek çok deyişlerimizin şahbeytinde adı geçen Sofuoğlu (Bektaş sofu ) üstadımızın hizmetinde bulunan Veli Baba , Hubyar Sultan yolunu Sofuoğlu’ ndan öğrendikten sonra arayış içinde bulunan Alevi Sıraç kitlelerin etrafında toplandığı bir lider konumuna gelmiştir. Çok kısa bir zaman içersinde başta Zile ilçesine bağlı Üçkaya köyü olmak üzere Yozgat ,Sivas ,Amasya , Çorum, Tokat bölgelerindeki hubyar ocağına bağlı bütün Sıraç köyleri Veli Baba ya biat etmiştir. Hubyar tekkesinin bulunduğu köy de kendisine biat etmiş olup veli Baba Hubyar Tekkesinde üst üste üç yıl cem yürütmüştür. Zamanın Hubyar tekkesi ileri gelenlerinden Hatip Efendi de bizzat Veli Baba nın hizmetine girmiş, hatta Veli Baba nın hak dünyaya göçmesinden kısa bir süre önce türbesinin yapımında kullanılacak ahşap malzemenin dağdan odun olarak kesilip getirilmesi ve tahta haline getirilmesi çalışmasında da bizzat bulunacak kadar Veli Baba’ ya yakın bir konuma gelmiştir. Veli Baba ocağına bağlı Sıraç aşiretinin çevredeki diğer Aleviler tarafından Anşa Bacılılar olarak adlandırılması ve Veli Baba dan çok evsahibi (eşi) Anşa Bacı nın anılması bu noktadan itibaren başlar. Şöyle ki; Veli Baba nın Hak dünyaya göçmesinden sonra nasıl ki eski Türk devletlerinde hatun’lar hakan’ların yanında kocaları ile beraber ülkesini yönetiyor ise, eski bir Türk geleneği olan toplumun içinde kadının yüce rolü burada da kendisini gösterir ve Veli Baba nın evsahibi (hanımı) Anşa Bacı aşiretin yeni lideri olur. Ancak bu durum fazla uzun sürmez çünkü birtakım çevreler bundan hoşnutsuzluk duymaya başlamıştır ; Veli Baba nın hizmetinde bulunan Hatip Efendi nin önderliğindeki Hubyar Ocağına bağlı Dedeler çevre köylerdeki taliplerinin(müritleri) de imzalarını alarak Anşa Bacı’yı Kızılbaşlık propagandası yaptığı suçlaması ile zamanın Osmanlı hükümetine şikayet ederler. Artık Anşa Bacı için sürgün yıllarının başlangıç zamanı gelmiştir; Yanında çocukları Ali Baba, Hüseyin Baba ,Hasan Baba ve damadı Köseoğlu İbrahim Baba ile birlikte yargılama prosedürüne yönelik emirler gelinceye kadar altı ay boyunca Tokat ta mecburi iskana tabi tutulur.Aile Tokat ta altı ay boyunca sorguya çekilir ve işkence görür. Daha sonra deniz yolu ile İstanbul a gönderilmek üzere Samsun a doğru yola çıkarlar.Bu sırada rahatsızlanan büyük evladı Hüseyin Baba köyüne geri gönderilir. Döndükten kısa bir süre sonra da 28 yaşında hak dünyaya göçer. İstanbul a getirilen Anşa Bacı ve evlatları bir yıllık bir yargılama döneminden sonra zamanın padişahı ikinci Abdulhamit hükümeti tarafından sürgün cezasına çarptırılır. Buradan deniz yolu ile belli başlı sürgün yerlerinden olan ve Bugün Suriye sınırları içinde bulunan Şam ın Irakka bölgesine gönderilirler. Aile oradaki geçimini Ali Baba , Hasan Baba ve Köseoğlu İbrahim Baba nın çalışarak kazandığı gündeliklerle sağlar. Hatta o zaman 15 yaşında olan Hasan Baba uluslararası sularda seyahat eden gemilerde çalışarak kazandığı para ile ailesinin geçiminine yardımcı olur . Üç yıllık sürgün hayatından sonra Anşa Bacı ve evlatları Kerbela ve Necef gibi kutsal yerleri de ziyaret ederek Samsun üzerinden tekrar Acısu köyüne dönerler.Dönüş sırasında Sıraç aşireti büyük bir coşku ile kitleler halinde Anşa Bacı ve evlatlarının Amasya önlerinde karşılarlar. Tekrar Veli Baba nın postuna oturan ve Hubyar Sultan yolunu devam ettiren Anşa bacı hicri 1303 (miladi 1887) yılında Hak dünya ya göçer. Veli Baba ve Anşa Bacı dan gelen Kurtoğlu ocağının soy kütüğü şu şekildedir: Veli Baba ve Anşa Bacı nın çocukları : Hüseyin Baba, Ali Baba, Hasan Baba, Fidan Bacı, Hatuh (Hatice ) Bacı Ali Baba nın çocukları : İsmail Baba, Hurşit Baba,Senem Bacı, Elif Bacı,Hatir Bacı,Seycan Bacı Hüseyin Baba nın çocukları : Aziz Baba, Mehmet Baba,Mustafa Baba, Ahmet Baba ,Ali Baba, İlyas Baba,Fatma Bacı,Gülizar Bacı Hasan Baba nın çocukları: Apul (Abdullah) Baba, Rüstem Baba, Behcet Baba, Hatice (hatuh)Bacı,Endem Bacı,Gönül Bacı Bugün çevredeki diğer Alevi ler tarafından Anşabacılılar olarak adlandırılan ve Veli Baba nın kurduğu Kurtoğlu ocağına bağlı Sıraç toplulukları Veli Baba soyundan gelen babalara görülmekte olup her köyde bir veya daha fazla sayıda sofu bulunmaktadır. Baba nın olmadığı zaman sofular gerekli hizmetleri yapabilmekte ve cemleri yürütmektedirler. Hatta baba nın bulunduğu cemde de cemi sofu yürütmektedir. buda bizim ocagımız
:lol: Selam güzel Krdeşim Emegine Saglık Bende Yozgatı/ Çekerek / Kamişçik Köylü bir Sıraç Türküyüm Burdan Tüm Sıraç Olsun Olmasın Bütün Alevi Kardeşlerime kucaklar Dolusu Segiler :lol: -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- har içinde biten gonca güle minnet eylemem arabi farisi bilmem, dile minnet eylemem sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi iblisin talim ettiği yola minnet eylemem bir acaip derde düştüm herkes gider karına bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına rızkımı veren hüda'dır, kula minnet eylemem oy nesimi, can nesimi ol gani mihman iken yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken cümlenin rızkını veren ol gani settar iken yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem NESİMİ -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Gazel / Kul Nesimi cananı benim sevdiğimi can bilir ancak gönlüm dileğin dünyada canan bilir ancak bildim hem akl ile hem ilm ile hakkı şöyle bildim onu ki kuran bilir ancak ibdal oluben beyliğin eden arifi gör ki bu saltanatın kadrini sultan bilir ancak kim aşk denizine dalıp gark olagörsün bu aşk denizinin bahrini umman bilir ancak ey saki getir devr-i ayağın tozu ile sun ki bu devr-ayağın devrini devran bilir ancak işret meclisine gelip giden meyler içilir pinhane çeker şöyle ki şeytan bilir ancak hiç kimse Nesimi sözünü fehm edebilmez bu kuş dilidir bunu süleyman bilir ancak -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Hak kendi nurundan övmüş yaratmış, Padişah eylemiş ilin üstüne.. Gördüm cemalini selavat verdim, Sokulmuş civalar serin üstüne Vallahi Kur an dır senin yüzlerin Yasin-i Şeriftir iki gözlerin (İnna Fetahna) dır senin sözlerin, (Veddullah) inmiştir dilin üstüne Kirpiklerin üstüne benler dizilir İkrarından dönen Hakk tan üzülür Ak göğsün üstüne (Tebbet) yazılır (Vesşems) ,inmiştir kolun üstüne Seyyid Nesimi dir şem in çırsı, (Errahman) dır iki kaşın arası, Güzel Besmeleyle Elham Süresi Elif Lam inmiştir Kaddin üstüne.. -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Hoşca Yanalım Şeme düşen pervaneler Gelsin bir hoşça yanalım Aşka düşen divaneler Gelsin bir hoşça yanalım Yanmaktır bizim karımız Harcedelim hep karımız Pervaneler yaranımız Gelsin bir hoşça yanalım Varın söylen şol bülbüle Neden aşık olmuş güle Ermek istersen ol kül e Gelsin bir hoşça yanalım Bülbül yuvan yıkıldı mı Yavrun yere döküldü mü Ölüm sana dokundu mu Gelsin bir hoşça yanalım Nesimi döğünsün taşlar Akıtalım gözden hep yaşlar Hakk tanıktır hey kardaşlar Gelsin bir hoşça yanalım -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Kemter kuluyum Kemter kuluyum ALİ nin ol şah-ı karemdir HASAN başımın tacı,HÜSEYN gözümde nemdir İmam ZEYNEL ABA,BAKIR mihr-i hürremdir Ve salli ala seyyidina al-i Muhammed İmam CAFER-İ SADIK gibi bir dahi arifan İmam MUSY-I KAZIM olmaya sultan Cihan yüzünü görse değer o şah-ı Horasan Ve salli ala seyyidina al-i Muhammed İmam MUHAMMED TAKİ gözlerime ayni ziyadır İmam NAKİ sayesi ol mürg-ü Hümadır İmam Hasen-ül Askeri derdimize ayni şifadır Ve salli ala seyyidina al-i Muhammed MUHAMMED MEHDİ zuhur ede nihan kalmaya perde Havariçler geçse gerek tig-ü teberde Seyyit NESİMİ mehdin okur şam-u seherde Ve salli ala seyyidina al-i Muhammed -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Ben melamet hırkasını kendim giydim eynime Ar u namus şişesini taşa çaldım kime ne Gah çıkarım gökyüzüne seyrederim alemi Gah inerim yeryüzüne alem seyreder beni Gah giderim medreseye ders okurum hak için Gah giderim meyhaneye dem çekerim kime ne Sofular haram demişler bu aşkın şarabına Ben doldurur ben içerim günah benim kime ne Sofular secde ederler mescidin mihrabına Benim ol dost eşiğidir secdegahım kime ne Nesimi ye sordular kim yarin ile hoş musun Hoş olayım olmayayım o yar benim kime ne -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Serim meydanda meydanda Canım erenlere kurban,serim meydanda meydanda Bütün ikrar canım feda, canım meydanda meydanda Yanarım yoktur dumanım,gönlümde yoktur gümanım Al malım bağışla canım,varım meydanda meydanda Kellemi koltuğuma aldım,kan ettim kapına geldim Ettiğime pişman oldum serim meydanda meydanda Yoktur çınarımi timarım,yoktur kalbimde gümanım Al malım varlığa canım,dilim meydanda meydanda Ol kelp rakipten kaçın,Mü mine hülleler biçin Ben bülbülüm bir gül için,zarım meydanda meydanda Mü min olan olur Veli,Veli olan olur gani Nesimi yem yüzün beni,Derim meydanda meydanda -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- İnkar Ettiler Ehl-i imam işlerin şol demde inkar ettiler Çün Nesimi yi Halep şehrinde berdar ettiler Öyle kim cevr eyleyüp zulm ile hakkı basdılar Ahsen-i takvimi gör kim nice inkar ettiler Müftüler fetva verüben hakkı batıl ettiler Küfr edüp imana gelmez,gelmeğe ar ettiler Hak bana emreyledi söyle deyüben söyledim Sözlerim destan edüp alemde destan ettiler -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Destan Felek benim senden bir sualim var Rüzigarın Süleymanı nic oldu Sana gelenlerin işi ah-u zar Erenlerin o devranı nic oldu Musa Tur a çıktı niyaz eyledi İsa göğe ağdıimekan bağladı Yakup,oğul deyü her dem ağladı Hazret-i Yusuf u Ken an nic oldu Baba Emir, vardı Kuh ile kaaf a Küffara kılardı cevrile cefa Şatırların piri Bengü Mustafa Alemin gerdan keşanı nic oldu Başun için bize veresün haber Nesl-i Ali evlad-ı emürül kiber Harici askere yürüttü teber Eba Müslüm ün meydanı nic oldu Batında onlar münkiri taşlar Erenlere ayan seyr olan işler Gaiptedir kırıklar,yediler,üçler Erenlerin yok mekanı nic oldu Bunca sahib-kıran gelüp geçmiştir Hızır İlyas ab-ı hayat içmiştir Sanan İskenderler konup göçmüştür Ahd-ı vefaya seyranı nic oldu Nurdur kalbimizi eyleyen ziya Şefaat eyleyen gedaya baya İki cihan fahri hatem-ül enbiya Bilsem ol mürüvvetkanı nic oldu Gahi ayyar idi gahice abdal İslama dost idi küffara kattal Erenler şahbazı ol Seyyit Battal Bilmem ol canımın canı nic oldu Hazret-i Resul in muhib yarıdır Hakkın dostu serbanların piridir Ser-i evliyanın sırr-ı nakdidir Yemen de Veyselkarani nic oldu Molla Hünkar deyü melekler iner Kudretten nurdan kandilleri yanar Arş-ı muallada külahlar döner Sultan Osman şazanı nice oldu Hazret İbrahimi attılar nara Eyyub a kurt düştü başladı zara Zekeriyya nice çekildi dara Nuh Peygamberin Tufanı nic oldu Ol server her kande gitse giderdi Din yoluna ikrarını güderdi Bir narada çok Harici geberdi Ahmet.... yaranı nice oldu Doksan bin erenler dediler beli Bindi hake, doğru gösterdi yolu Kutb-ı alem Hacı Bektaşi Veli Bunca erenler serefrazı nic oldu Alemin ahvali alem değil mi Bendesi de mir-i kelam değil mi Nesl-i Ali Kutb-i alem değil mi Bu... EMİR SULTAN ı nice oldu Ah eder NESİMİ geçdi serinden MANSUR enelhak der dönmez darından Gitti gelmez, bir haber yok birinden Bu feleğin karbanı nice oldu -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Sefer oldum aynı gare Sefer oldum aynı gare Gider oldum diyarımdan Felek zullmetti ayurdu Beni gül yüzlü yarimden Ölem bir gün,gidem bir gün Tenim türab olsun her gün Gelir muhabbet kokusun Yel estikçe gurabundan Senin aşkın muhabbetin Yakar beni derunumdan Figanım arşa yükseldi Felekler yandı ahımdan Seyyid Nesimi nin ahı Gidenler gelmiyor dahi Yetiş ey Kerbela Şah ı Mahrum etme didarından --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
emeğine yüreğine sağlık can bende sıraç alevilerindenim, acısu yani koca veli baba çok büyük bir erendir. küçük kardeşim veli baba vergisidir tüm erenlere burdan sevgi saygılarımı sunuyorum. nefesleri keskin yolları aydın güçleri daim olsun ki andığımızda yanıbaşımızda olsunlar. canlar dua ederken önce onlar için etmeliz bunu unutmayalım.
ÇOBAN OLSAM DAĞ BAŞINDA SULTAN OLSAM BİN YAŞINDA NASIL?NERDE? KAÇ YAŞINDA? BİR GÜN YALAN OLACAĞIM -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Selam Güzel Kardeşim Bizi Diyer Halklardan Ayıran En Büyük Özeliklerden Erkek Kandın Ayrımı Yapmamız. Biz Özümüzü Yitirmeyen Türkleriz Bizde Evin vede Halkın Önderin vefahat Ederse Yönetim Kadıan Geçer Bunun En Büyük Örenkler Allahın arslanı Hz Ali Pirimizin Eşi Fadime Anamıza Biyatır Vede Veli Babamızın Vefatından Sonra Anşabacıya Etigimiz Biyat Bunun En Büyük Örnekleridir . Bugun Bizim Baglı Oldumuz . Ocaklarda babalar Vede Bacılar Bizi Binlerce Yılardır .Bizleri Doru Yolda İlerlemizde Önderlik Etmektedirler. İnsan Ayırt Edene Lanet Olsun -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- [Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde Hak'kın yarattığı her şey, yerli yerinde Bizim nazarımızda kadın, erkek farkı yok Noksanlık, eksiklik senin görüşlerinde -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Gelen Gelsin İşte Meydan / Hatayi Ela gözlü pirim geldi Duyan gelsin işte meydan Dört kapıyı kırk makamı Bilen gelsin işte meydan Hudey hudey dostlar hudey Hudey hudey canlar hudey Ben pirimi hak bilirim Yoluna canım veririm Dün doğdum bugün ölürüm Ölen gelsin işte meydan Hudey hudey dostlar hudey Hudey hudey canlar hudey Bağ olan yerde bağ olur Gül olan yerde hav olur Bu sitemler cok zor olur Çeken gelsin işte meydan Hudey hudey dostlar hudey Hudey hudey canlar hudey Şah Hatayi der sırrını Ortaya koymuş serini Nesimi gibi derisin Yüzen gelsin işte meydan Hudey hudey dostlar hudey Hudey hudey canlar hudey -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- :lol: :lol: :lol: İnsan Ayırt Eteyen Bütün Gönül Gözü Açık Canları Aramızda Görmek İsteriz :lol: :lol: :lol:
Hubyar sultan bulunduğu yerleşim bölgesine de adını vermiştir bilirsiniz ki tokat hubyar köyü vardır. hubyar sultan Hacı Bektaş veliden sonra anadolu aleviliğini yayandır. yaşantısında büyük olaylar yazamıştır. Hubyar Sultan, Ahmet Yesevi ekolü mensubu Horasan Alp-Erenlerinden ulu bir Batınî babası olup, Türkmen Alevi Dede Ocağı kurucusudur. Hubyar ocağı Hubyar Ocağının Anadolu da bulunan Alevi Ocakları içerisinde bulunan 12 büyük Ocaktan birisidir. Hubyar Ocağı ismini kurucusu olan Hubyar Sultan Dede’ den almaktadır.Hubyar Ocağı mensupları Amasya-Tokat-Sivas yörelerinde Sıraç Toplulukları diye de adlandırılmaktadırlar. Hubyar destanı Arşullahda otururdu ya Resûl Kerbela Çölü’nde olan savaşun Cümle kulu farkederdi ya Resûl Göründü gözüne çölü dedüler. Şu cihanda gezer idi tüm ruhlar Onların mekanın bilir arifler Ta ezelden sırda idü güruhlar Değmeden bilir mi hali dedüler. Doksan bin er danuşuğa geldüler Onlar hesabını orda kurdular Cümle erler hep nasibin böldüler Budur evliyanın yolu dedüler. Kadıncık ana der daha er vardur Daha özge kisbi güzel kâr vardur Hak batın Ali türlü sır vardur Gönderin Selman’ı gelir dedüler. Gözlekçüde destur aldı yürüdü Bir mübah dağ gördü eğlendü durdu Bir kol uzattılar bir tek el gördü Bu gelen kudretin eli dedüler. Devran ettü cümle âleme vardu Dolandı cihânı takadu durdu Suluca Höyük’te güvercin gördü Öter Ali İmran dili dedüler.