Yıl 1986

Konu, 'Yazılar, Makaleler, Araştırmalar' kısmında prkacin tarafından paylaşıldı.

  1. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Karşıyaka 6 Mayıs

    Karşıyaka; o zaman ağaçların dalları bu kadar gölge yapabilecek büyüklükte değil, hava sıcak saat yine 12:30.


    Her ağacın arkasında adeta ağaçların gövdesine yapışmış gibi duran kendince saklanmış bıyıklı sivil polisler ve biz.


    Sayımız yaklaşık 13-15 olan biz.


    O yıllar büyük bir bölümümüzün soluk alabilmek acıları biraz hafifletmek, geleceğe müdahale edebilmek için içinde olmaya karar verdiğimiz SHP Çankaya İlçe Kadın Komisyonu üyelerinden 3 arkadaş. Gerisi ise ilk kez orada rastladığımız muhtemelen daha sonra ki yıllarda ayni yerlerde ayni eylemlerde buluştuğumuz yoldaşlar.


    O günün koşullarını bir kez daha anımsamanızı istiyorum. Her attığımız adımdan sonra belki de arkamıza baktığımız, zaman zaman görüp selam vermediğimiz arkadaşlarımıza yeni yeni selam vermeye başladığımız zor yıllar. Yaşça genç olup yüreklerin çok yaşlı ve yorgun olduğu yıllar. Ankara?nın ulaşımında metronun dahil olmadığı yıllar.


    Karşıyaka bu gün gibi hatırlıyorum o yılı çok sıcaktı.Aradaki yıllardan aklımda bazı detayların dışında çok şey anımsamıyorum ancak belki acılı yıllardan sonra ilk kez geçmişe yeniden sahiplenme olduğu için belki o güne kadar orada bıraktığımız, adeta terk ettiğimiz arkadaşlarımıza görevimizi yerine getirmeye çalıştığımız yıl olması nedeniyle unutmadım 1986 yılını.


    1986 yılı daha 30 yaşında bile değildim, iki çocuğumun biri çok küçüktü o günde bir şey olursa onlara ne olur diye düşünmüştüm.


    Sıcaktı o günlerde böylesine çeşit çeşit pet şişelerde sular yoktu dudaklarımız kurumuştu, adeta tükürüklerimizle ıslattık dudaklarımızı. Yaş ortalamamız aşağı yukarı ayniydi. Bizim gittiğimiz saatlerin dışında belki de bir başkaları da ziyaret etmişti o gün Karşıyaka?yı. Birbirimizden habersizdik.


    Sıcak, ayni zamanda mezarlığın soğukluğu ve belki de bizim biraz korkuyor olmamızın ürküntüsü.


    Mezarların üzerine konulan 3- 5 karanfil.


    Karşıyaka?dan ayrılış ayrılırken otobüse binene kadar arkamızda birilerinin olup olmadığını kontrol ediş.


    Ve dönüş yıllar geçmiş aradan o günü benimle paylaşan komisyon üyesi arkadaşımla 7 yıl daha ziyaret ettik Karşıyaka?yı, bizleri hep bekleyen dostlarımızı. 1994 yılından sonrada onu da ziyaret etmeye başladım Karşıyaka?da. Çok yiğit bir kadındı Fatma abla gençlerin yanında, haksızlığa uğrayan kesimlerin yanında hep olmuştu, kavgadan hiç çekinmezdi, inandı mı ölümüne giderdi o yoldan yüreği bu yorgunluğa çok dayanamayarak bizi terk ederek bizler kadar sevdiği Denizlerin yakınında bir yerde ikamet etmeye başladı. Toprağı bol olsun diyerek anmaktan başka yapacak hiçbir şey yok.


    Yıllar zaman içinde 6 Mayısta Karşıyaka?ya gelenlerin sayısını artırdı, bazen bizleri yeniden umutlandırdı, bazen ?olmayacak bu iş? diyerek yeniden ümitsizliğe sevk etti.


    Ama hep gittim, her 6 mayısta orada oldum.2 yıldır oğlumla gidiyoruz. O gün ? ne olurlar? diye kaygı duyduğum çocuklarım benimkiler ve bütün arkadaşlarımın çocukları büyüdü, okulları bitti iş güç sahibi oldular onlarla böylesi bir günde bir arada olmak beni onurlandırıyor. Belki o günkü mücadele biçimi bu gün ayni değil ancak o günün değerlerinin bize bugünün yollarını açtığını unutmamak bizim görevimiz. O görevi dünyaya getirdiğin çocukların ve arkadaşlarının çocuklarıyla yerine getirmek beni fazlasıyla onurlandırıyor . Geçen sene adeta Pir Sultan örgütlülüğünde doğup büyüyen cansu?yla olmak, bu yıl Mustafa Atmaca?nın oğluyla olmak ve o günün bebeklerinin bu gün fidan gibi delikanlı ve genç, güzel kadınlar olduğunu görmek çok güzel hele de ayni yerde bizlerle birlikte olursa.


    Son yıllarda katılımcı sayısının arttığını görmek mutluluk verici. En azından geçmiş yılların korkusunu yaşamıyorum,( korku lafı belki biraz sizlere anlamsız gelebilir ancak yaşadığım bu duyguyu sizlerden saklayacak değilim) arkamı döndüğümde sık sık geriye bakmama gerek yok. Organizasyonla ilgili her sene artan bir sorun yaşandığını hissediyor ve gözlemliyorum. Bayrak, siyasi parti, örgüt sloganı yarışına dönüşen anma toplantısı beni rahatsız ediyor. Son yıllarda ziyaretlerimde nerdeyse mezarların başına gidip saygımı ve sevgimi bildirmek için dahi öylesine zorlanıyorum ki. Adeta kazık çakıyor insanlar Deniz?in, Hüseyin?in, Yusuf?un mezarlarının başında ben 23 yıldır yorulmadan, kaçmadan, hiçbir mazeret göstermeden ziyarete giden ben ve bu gün gelip saygılarını sunmak isteyen benim gibiler o noktaya ulaşabilmek için adeta büyük çabalar harcıyoruz. İte kaka bir bayraklı geliyor ve adeta devirircesine vurarak geçiyor öne. Önde olmak çok mu önemli böylesi günlerde, bence bağlı bulunduğu örgütü öne çıkarmanın ötesinde ortak maziye sahip çıkma günleri olmalıdır bu günler. 10 yıldır da fire vermeden geldiğimiz kadın komisyonundaki arkadaşlarımla ulaşabilirsek bir çiçeğimizi ve özlemimizi bildirip ayrılıyoruz o mekandan.


    Birde konuşma arenası.


    Örgüt temsilcileri, falan sendika, filan parti.


    Kim söylerse söylesin, kim konuşursa konuşsun ne fark eder diyerek hepimizin ortak dilini bir türlü bulamadık anma içinde olsa uzayıp giden mezarlık başı beklemekten sonra uzayıp giden nutuklar.


    Sevgili Deniz, Sevgili Yusuf, Sevgili Hüseyin ve sizlerin isimlerinin başlığında yitirdiğimiz bütün yoldaşları ben ve benim gibiler çok sevdik, size çok inandık, unutmadık, unutturmayacağız.


    Yaşlarımızın belki sonbaharında belki de kışında mutluluğumuz o günü bizlere yaşatanların bu günü yaratanların yargılanması veya hesap vermesiyle ilkbahara dönüşecektir.


    İlkbaharı bekliyoruz ve gerçekleşmesi için mücadeleye devam ediyoruz.

    7 Mayıs 2009 Ankara / Emel Sungur

     
  2. fefe

    fefe Misafir

    Emegine saglik. Güzel paylasim olmus.
     
  3. nisan güneşi

    nisan güneşi Daimi Üye

    eline sağlık can paylaşımın için teşekkürler :eek:k
     

Sayfayı Paylaş