Yavuz'un kirim politikasi Kanuni Sultan Süleyman döneminde son buldu mu?

Konu, 'Yazılar, Makaleler, Araştırmalar' kısmında bluedream tarafından paylaşıldı.

  1. bluedream

    bluedream Daimi Üye

    Yavuz'un kirim politikasi Kanuni Sultan Süleyman döneminde son buldu mu?

    Osmanli Devleti'nde Sünnilik, Yavuz Sultan Selim döneminde hilafet ile resmiyet kazandi. Seyhülislamlik kurumu ise, Kanuni döneminde önem kazanarak Divan'da yerini aldi. Kanuni'nin Seyhulislami olan Ebusuud Efendi'nin fetvalari, Osmanli Imparatorlugu'nun en görkemli döneminin ilginç taniklari oldular.

    Yavuz'un kirim politikasini sürdüren Kanuni, bu politikayi, Ramazan ayinda oruç tutmayi zorunlu hale getirmeye kadar verdirmisti. Ebussud Efeni'nin fetvalari ile, Alevi tekkelerine gidenler, Sii olduklarini söyleyen Kizilbaslar, ezanin çagrisina katilmayanlar, seriata lanet okuyanlar, ramazan orucunu kisaltanlar, sarap içenler... seriat geregince öldürülüler ya da çesitli cezalara çarptirildilar.

    II. Selim, III. ve IV. Murat döneminde de baski politikasi sürdürüldü.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Ebusuud Efendi, ne tür fetvalar vermisti?

    Ebusuud Efendi'nin fetvalari, Aleviler'in ölüm fermani gibidir. Örnegin:

    Soru: Kizilbas toplulugunun dine göre topluca öldürülmeleri helal midir? bunlari öldurenler gazi, bunlari öldürürken ölenler sehit olur mu?

    Cevap:Kizilbaslar'in topluca öldürülmeleri elbette dinimize göre helaldir. Bu, en büyük kutsal savastir. Bu yolda ölmek de sehitligin en ulusudur.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Yeniçeriligin kaldirilmasinin Alevilik üzerinde etkisi ne oldu?

    Osmanli Devleti, özellikle Yavuz Sultan Selim zamanindan itibaren Aleviler'e düsmanca yaklasmis, daha sonra gelen padisah ve sadrazamlar da bu yaklasimi benimsemislerdi. Bektasi dergahina bagli Yeniçeri Ocagi'nin 1826'da Padisah II. Mahmut tarafindan kaldirilmasi, uygulanan baski politikasi sonucu giderek kendi içine kapanan Alevi cemaatine indirilen son darbe oldu.

    Bekatsi tekkelerinin kapatilmasiyla ilgili ferman Seyhülislam Arif Efendi'nin fetvasiyla birlikte Eylül 1826'da yayinlandi. bektasi babalarinin çogu sürüldü. Darphane, tekke ve türbelerden tutuklanarak, getirilen Bektasiler ild doldu. Bektasi ileri gelenlerinden Kinci Baba, kadilardan Istanbul Agasizade Ahmet Efendi ve Hacegandan Salih Efendi idam edildiler. Bektasi dergahlari yikildi, kitaplar yakildi, Birçok Bektasi ileri geleni öldürüldü ve sürüldü.

    Üsküdar, Eyüp, Hisar ve tüm Istanbul Bektasi tekkelerinin 60 yil içerisinde kurulan 100 kadar, içlerindeki tüm esya ve elyazmasi kitaplariyla birlikte yakildi. Dergah postnisligine Naksibendi seyhi Mehmet Sait Efendi atandi. Böylece kalan dergah ve tekkelerin basina hep Naksiler getirildiler.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Aleviler, Kurtulus Savasi'nda nasil tavir aldilar?

    Aleviler, kendilerini sürekli baski altinda tutan Osmanli Devleti'nden kalan topraklar üzerinde verilen Kurtulus Savasi'na gönülden katildilar.

    Mustafa Kemal, Milli Mücadele için desteklerini istedigi Alevi cemaatinden büyük yakinlik gördü. Hatta bazi tekkeler Istanbul`dan Anadolu'ya kaçmak isteyenlerin saklandigi ve barindigi yerler olarak kullanildi. Kurtulus Savasi sirasinda olusturulan Meclis'te Alevi önderleri yer aldi.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Aleviler, Cumhuriyet'in ilanini nasil karsiladilar?

    Çok dinli ve çok uluslu bir imparatorluk bakiyesi olan genç cumhuriyet, devraldigi mirasin içinde sorun yaratacak kaynaklar konusunda deneyimsizdi. Özellikle iki unsur yani din ve ulus unsuru Türkiye Cumhuriyeti adiyla kurulan devletin içinde henüz kendi kimligini olusturamamisti. O dönem Cumhuriyetìn kurmaylari halki Türk ve laik kimliginde homojenlestirmeye çalisiyordu.

    Imparatorluk boyunca kendi dinsel ve ulusal kimligine sahip olan unsurlardan biri olan Aleviler, Cumhuriyet'in laik çizgisinde kendi inançlarina has özellikler bulduklari için destek verdiler.

    Atatürk Devrimleri arasinda tekke ve zaviyelerin kapatilmasi, dini giysilerin kaldirilmasi ve ünvanlarin kullanmasinin yasaklanmasi gibi unsurlar olmasina karsin Aleviler, desteklerini sürdürdüler. Atatürk, Cumhuriyet kavramini laik bir temele oturtmustu. bu yüzden kendisini destekleyen Aleviler için özel bir düzenleme getirmedi.

    Osmanli döneminde gördükleri baskinin izleri anilarinda yer eden Aleviler, buna karsin Osmanli'dan köklü bir kopus anlamina gelen Cumhuriyet'i benimsediler. Bu benimsemeyi saglayan en önemli unsurlardan birisi de Mustafa Kemal'in kendisi idi. Atatürk, sagligi boyunca Aleviler'in destegini arkasinda hissetti.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Dersim Ayaklanmasi nasil basladi ve sonuçlandi?

    Bugün Tunceli adiyla bilinen Dersim bölgesinde 1930 yilinda genis çapli bir ayaklanma oldu. Osmanli döneminde uzun yillar yurtluk ve ocaklik olarak özerk bir sekilde yönetilen Dersim bölgesinde Tanzimat döneminde merkezi idarenin güçlendirilmesine yönelik çalismalar yapilmis, buna karsi da sIk sIk ayklanmalar meydan gelmisti. Yörenin dogal kosullari ve asiretlere dayanan tplumsal yapisi, merkezi yönetimin otorite kurmasina engel teskil etmisti.

    Cumhuriyet döneminde de bölgede egemen olan asiret düzenini dagitmak ve devlet gücünü yerlestirmek amaciyla bazi girisimler yapildi. 1930'larin ilk yarisinda bölgede meydan gelen ayaklanmalar bastirildiktan sonra 1435'te 2884 sayili Tunceli Vilayeti'nin Idaresi Hakkinda Kanun çikarildi. buna göre Tunceli Vilayeti'ne askeri bir vali atanacakti. Ayni zamanda Dördüncü Umumi Müfettis sifatini alan valinin genis yönetsel, askeri ve yargisal yetkileri vardi. Düzeni saglama ve gerkli gördügü durumlarda güvenlik açisindan ilde yasayan kisileri ve aileleri il sinirlari içinde bir yerden baska bir yere göndermeye, il sinirlari içinde oturmalarini yasaklamaya da yetkiliydi. Olaylar, yasanin uygulanmaya baslamasiyla birlikte çikti.

    Mart-Nisan 1937 arasinda olaylarin genislemesi üzerine baslatilan askeri harekat 13 Eylül 1937 yilinda sona erdirildi. Ismet Inönü harekatin ardindan olaylarin tamamen bastirildigini, ayaklanmacilardan 250 kisinin ölü ele geçirildigini ve 1000 dolayinda kisinin teslim oldugunu açikladi.

    Askeri harekattan sonra ayaklanmacilar yargilanmaya baslandi. 15 kasim 1937'de biten yargilamalar sonunda ayaklanmanin önderi Seyyid Riza'nin da aralarinda bulundugu yedi kisi idam edildi. Olaylar ancak Eylül 1938'de tamamen bastirildi.


    --------------------------------------------------------------------------------

    1971-80 döneminde Aleviler ne gibi sorunlarla karsilastilar?

    Alevi cemaatindeki sosyo-ekonomik degisim, o zamana kadar kendini koruyan geleneksel degerlerde hizli bir degisime yol açarken diger yandan da sol muhalefet ile Alevileri'in giderek bütünlesmesine karsi sagcilarin provokatif eylem ve katliam hareketlerine baslamasina yol açti. Aleviler'in yogun olarak ve S+nniler ile birlikte yasadiklari sehirlerde, Alevi-s+nni gerilimini kasiyarak taban kazanma gayreti içine giren sag partilerin bu politikalari, Sivas, Malatya, Çorum ve Kahramanmaras olaylarina neden ol.du. Kuskusuz bu olaylarin en ciddileri, Maras katliami ile Çorum olaylaridir.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Kahramanmaras'ta ne oldu?

    Siyasal nedenlerle körüklenen Alevi-Sünni ayriliginin ilk kivilcimi, Aralik 1978'te Maras'ta patlak verdi. 20 Aralik 1978'de kentteki sinemalardan birinde "Günes Ne Zaman Dogacak" adli filmin göterimi sirasinda sinemaya bomba atildi. Ardindan, "Sinemayi Alevi komünistler bombaladi" söylentisi yayildi. Solcu olarak taninan iki ögretmen kendilerini bombalama olayindan sorumlu tutan bir grup sagci gencin sadirisi sonucu yasamlarini yitirdi.

    23 Aralik'ta öldürülen ögretmenlerin cenaze töreni sirasinda büyük olaylar oldu Cenazelerin getirildigi camide bulunanlar, cenaze namazi kilinmasina karsi çikarken bir yandan da, "Cenaze törenine katilanlarin camileri atese verdigi" söylentisi kentin Sünni mahallelerine hizla yayildi. bunun üzerine harekete geçen silahli ve sopali kalabalik gruplar Kahramanmaras'in Alevi mahallelerine saldirdilar. Aralarinda çok sayida çocugun da bulundugu 100'den fazla kisi bu saldirilar sirasinda öldürüldü. Evler ve isyerleri yikilip yikildi.

    Günlerce süren saldirilar sirasinda saldiri ve çatismalari önlemekte yerel güvenlik güçleri yetersiz kaldi. Civar illerden gelen askeri birlikler güvenligi sagladi. Basbakan Ecevit baskanligindaki hükümet 13 ilde sikiyönetim ilan etti. Olaylarla ilgili olarak daha sonra açilan davada 22 kisi hakkinda idam cezasi verildi. Haklarinda ceza verilenlerin cezalari Nisan 1991 yilinda çikarilan Terörle Mücadele Kanunu nedeniyle ertelendi ve serbest birakildilar.

    Kahramanmaras olaylarindan sonra ülkedeki Alevi ve Sünni sürtüsmesi tirmandirilmaya baslandi. Alevi cemaatlerinin yogun olarak yasadigi Sivas ve Çorum gibi yerlerde de gerginlik artti.

    Kahramanmaras olaylari yillar boyu Türkiye'nin gündemini mesgul edecek, tartismalar ve kirginliklari da beraberinde getirecekti. Çünkü Maras katliaminda yapilanlar uzun süre hatiralardan çikacak gibi degildi. Örnegin yasli bir kadinin gözü tornavida ile oyuluyor, ölü kocasinin üzerine kapanan genç kadin biçaklanarak ödürülüyordu. Isin garip tarafi AP, MSP ve MHP'lilere ait dükkan ve isyerlerinin hepsi isaretliydi. Bunlarin üzerinde ya üç hilal ya Türk bayragi ya da "Allah için savasa" türü sloganlar vardi.

    Yargilamalar güvenlik nedeniyle Adana sikiyönetim mahkemesinde devam etti. Içisleri Bakani Irfan Özaydinli, olaylar nedeniyle istifa etti. Alevi cemaati olaylar sonrasinda Maras'tan göçetmek zorunda kaldi.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Çorum olaylari nasil gelisti?

    Temmuz 1980 yilina gelindiginde Çorum kenti patlamaya hazir bir bomba gibiydi. MHP Genel Baskan Yardimcisi Gün Sazak'ìn 27 Mayis'ta öldürülmesi üzerine Çorum'da gergin bir ortam olusuyordu. Alevi ve Sünni mahalleler arasina barikat kuruldu. Sokaga çikma yasagina ragmen çatismalar basladi. 4 Temmuz'da Alaeddin Camisine bomba atildigi yolunda çikan söylentiler üzerine çatismalar basladi. Alevi mahalleleri saldiriya ugradi. Evler ve isyerleri yakilip yikildi. Itfaiye araçlari ve güvenlik güçleri saldirya ugrayan mahlleler giremedi. Olaylarin gelismesi üzerine Samsun, Amasya ve Kayseri'den askeri birlikler kente kaydirildi. Ama olaylarin önü alinamadi. Güvenlik güçlerinin geri çekilmesinden sonra çatismalar yeniden basldi. Kentte yasam felc oldu. Resmi rakamlar göre 25 kisi öldü. Kayip ihbarlarinin sayisi ise 100'ün üzerindeydi. Ayni günlerde saldirlarin benzeri Sivas'ta da meydana geldi. Güvenlik güçleri olaylari zorlukla bastirabildi.


    --------------------------------------------------------------------------------

    12 Eylül dönemi Aleviler'e ne getirdi?

    12 Eylül darbesi ardindan gelen baski dönemi tüm toplumsal muhalefeti oldugu gibi Aleviler'i de etkiledi. Bu dönemde, Birlik Partisi dahil Aleviler'in olusturmus oldugu bütün örgütler kapatildi, yüneticileri yargilandi. Örnegin Haci Bektas Veli Kültür Dernegi, gizli örgüt kurmak suçundan kapatildi ve yöneticileri bölücülük ve komünizm propagandasi suçunden yargilandilar. 12 Eylül'ün Aleviler'e getirdigi bir olumsuzluk da, darbeci generaller ve ardindan gelen siyasi iktidarlar tarafindan Sünniligin tesvik edilmesi oldu. Bütün toplumsal örgütlenmelerin kapatildigi, yöneticilerinin ve üyelerinin kovusturmalara ugradigi bu dönemde ayakta kalan ve tesvik edilen dini örgütlenmeler giderek güçlenecek, çesitlenecek ve 1990'li yillarda artik devletin kontrolü disina tasarak Sivas yanginina neden olacaklardi.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Sivas olaylari nasil basladi?

    Pir Sultan Abdal Senlikleri çerçevesinde bir grup aydin ve sanatçi 1 Temmuz 1993 günü Sivas'a geldi. Ateist oldugunu söyledigi için Müslüman kesimlerin tepkilerini üzerine çeken Aziz Nesin'in konusmasi, Sivas'ta bazi gruplarin tepkisini çekti. 2 Temmuz'da Cuma namazindan çikan gruplar Valilik ve Kültür Merkezi önünde toplanarak Aziz Nesin'i protesto etmeye basladilar. Biraraya gelen binlerce insan, "Seytan Aziz", "Sivas dinsiz Aziz'e mezar olacak", "Yasasin Seriat" sloganlari atmaya basladi. Kalabalik buradan etkinliklerin yapildigi Kültür Merkezi'ne yürüdü. Güvenlik güçleri toplulugu dagitmakta etkisiz kaldi. Aziz Nesin ve sanatçilarin kaldigi Madimak Oteli'nin önüne gelen göstericiler, içeride bulunan insanlarin disari çikmasina izin vermediler. Aksam kadar Aziz Nesin'i protesto eden göstericilere güvenlik güçleri müdahale etmedi. Aksama dogru sayisi daha da artan kalabalik arasindan provakaörler oteli atese verdiler. Içeride bulunanlar disari çikamadi. Itfaiye olay yerine giremedi. Sonuçta, 37 aydin diri diri yakildi, Aziz Nesin dahil diger sanatçi ve aydinlar da canlarini zor kurtardilar, Yargilanan saniklar düsük cezalara çarptirilirken Aziz Nesin'e tahrikçilik iddiasiyla dava açildi. Üstelik sanilarin mahkemedeki tavirlari, gazetecilere ve müdail avukatlar hakimlerin ve güvenlik görevlilerin gözleri önünde tehditler yagdirmasi, olaya ve devletin etkisiz kalmasina tepki duyanlarin adalete olan güvenlerini de sarsti.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Sivas yanginin Aleviler üzerindeki etkisi ne oldu?

    Sivas yangini, Aleviler'in 12 Eylül sonrasi örgütlenme faaliyetleri için bir dönüm noktasi oldu.

    Aleviler devletin kendilerini korumadigini, tersine seriat adina Türkiyece taninan aydin ve sanatçilarin yakilmasina göz yumdugunu, dolayisiyla devletten beklenebilecek birsey olmadigini düsünmeye basladilar. Cezalarin azligi ve saniklarin mahkemedeki tavarilari adalete olan güvenlerini de sarsti. Aleviler, bu durumda sadece kendi güçlerine güvenebileceklerini, bu yüden de örgütlenmeleri gerektigini, aksi taktirde Sivas türü olaylarin her an tekrarlanabilecegini hissettiler. *stelik tüm dünyada oldugu gibi Türkiye'de de dini akimlar ve Islam giderek güç kazaniyordu.

    Müslüman oldugunu her firsatta vurgulayan Refah Partisi, ciddi bir iktidar alternatifi haline gelmisti, Aleviler, Sivas olaylarindan hem büyük yara aldilar hem de örgütlenme ve bir daha böyle bir olaya meydan vermeme kararligini kazandilar.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Aleviler, Sivas'tan sonra hangi olayda tekrar gündeme geldi?

    Aleviler, son yillarda giderek yayginlasan ve etkinlesen bir örgütlenme faaliyeti içine girmislerdi. Bu faaliyet, Sivas olaylari ile büyük bir ivme kazandi. Aleviler'in yogun olarak yasadigi her yerde cemevleri açiliyor, dernekler kuruluyor, Aleviler biraraya gelerek geleneklerini ve inançlarini yasatma savai veriyorlardi. Bu çabalar, son zamanlarda Anadolu'nun her bölgesinden büyük bir göç alan Istanbul gibi büyük sehirlerde yogunlasmisti.

    Istanbul'da Aleviler'in çogunlukta oldugu birçok mahalle olusmustu. Bunlardan biri de Gaziosmanpasa semtindeki Gazi Mahallesi idi. Gazi Mahallesi, Istanbul'un en yoksul ve oturmamis mahallelerinden biri idi ayni zamanda. Tarih boyunca yerlesik düzenle sorunlari olmus Aleviler ile yoksulluk ve issizligin kol gezdigi bir bölge olan Gazi Mahallesi, eskiden beri sol egilimli bir yer olarak bilinirdi. Güvenlik güçleri ile mahalle halki arasinda zaman zaman çesitli sorunlar da çikmaktaydi. Son olarak geçtigimiz yilin sonlarinda Gazi Polis Karakolu'nda yasamini yitiren bir vatandas nedeniyle, mahalleli, polise güvensizlik duyuyordu. Yani, provokasyona çok açik bir ortam vardi.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Gazi Mahallesi'ndeki olaylar nasil basladi?

    12 Mart 1995 günü ticari bir araci gaspeden kimligi belirsiz kisiler, Aleviler'in oturdugu bir semt olan Gaziosmanpasa Gazi Mahallesi'nde dört kahvehane ve bir pastaneyi taradilar. Taranan kahvehanelerde bulunan iki kisi öldü.

    Bunun üzerine Alevi vatandaslar sokaklara dökülerek olayi ve iddialarina göre önünden geçen taksiyi durdurmayan polisi protesto ediyorlardi.

    Ertesi sabahtan itibaren olaya Çevik Kuvvet'in müdahele etmesiyle olaylar bir anda çikirindan çikti. Caddelerde kurulan barikatlar atese veriliyor, çesitli yerle küçük tüpler atilarak patlamalar meydan getiriliyor, galeyana gelen halk oradan oraya saldiriyor, arabalar atese veriliyordu. Istanbul'un birçok bölgesinden gelen Aleviler'in katilimi ile ortam iyice geriliyor, polisin saldirgan tutumu da bu gerlimi arttiriyordu. Polis, protestoya atesel karsilek verince, olaylar kontrolden çikiyordu.

    Gazi Mahallesi'nde iki gün boyunca süren olaylar, ardinda 18 ölü ve birçok yarali birakti. Üstelik, Istanbul'un diger bir Alevi mahallesinde, Ümraniye'de de Gazi Mahallesi'ndeki olaylari protesto edenlere polis müdahale etmisti. Burada da 5 ölü vardi.

    Olaylar durdu ama Alevi kesiminde açilan yara sarilamadi. Ancak Aleviler, yine de varolan siyasi-kültürel ortamden yararlanarak örgütlerini gelistiyor ve taleplerini dile getiriyorlar.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Aleviler, su anda ne tür örgütler içinde yer aliyorlar?

    Aleviler'in en önemli örgütleri, Hacibektas ile büyük illerde bulunan Haci Bektas gernekleri, Pir sultan Abdal dernekleri, Semah Kültür Vakfi ile Alevi köy ve sehirlerinin yardimlasma ve dayanisma dernekleri. Bütün bur dernek ve vakiflar, Alevi dergah ve tekkelerini yasatan koruyan, Aleviler'in cemevleri açmalarina olanak saglayan örgütler. Bu örgütlerin ve ileri gelen Aleviler'in olusturdugu Alevi Temsilciler Meclisi, Aleviler'in örgütsel birligini saglayarak yüzyillardir pesinden kosulan bir hayali yerine getirmeye çalisiyor, Sivas yanginindan sonra, özellikle SHP'nin edilgen tavri üzerine bir Alevi partisi kurma fikri tartisildi ise de artik bu düsünce pek ragbet görmüyor. Onun yerine Aleviler'in birligini saglama düsüncesi daha agir basiyor.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Avrupa'daki Alevi örgütleri etkin mi?

    Avrupa'da 1960'li yillardan beri Anadolu'dan çalismak için giden 500 bin civarinda Alevi oldugu tahmin ediliyor. 1960'li yillarda isçi dernekleri olarak kurulan Alevi dernekleri, bugün, özellikle de Sivas yanginindan sonra 100'ü geçen sayida Alevi isimli dernege dönüsmüs. Bu dernekler, Avrupa Aleviler Birlikleri Federasyonu adi altinda tek çatida örgütlenmisler ve etkin çalismalar yapiyorlar. 1993 yilinda Köln'de yaptiklari Sivas'i protesto mitingine 50 bin kisi katilmis. Bunun disinda yayin falliyetinde bulunuyorlar ve Türkiye'deki derneklere yardim ediyorlar.


    --------------------------------------------------------------------------------

    Aleviler ne talep ediyorlar?

    Her seyden önce, inançlarini serbestçe yerine getirebilecekleri bir ortam talep ediyorlar. Bunun için de okullarda din dersinin zorunlu olmaktan çikartilmasi ve Diyanet Isleri Baskanligi'nin yeni bir yapiya kavusturulmasini veya kaldirilmasini bekliyorlar. ama en önemlisi, hem kendileri için, hem de herkes için demokratik ve baris içinde bir yasam istiyorlar.

    Bu topraklar üzerinde...


    alıntıdır
     

Sayfayı Paylaş