YALANCI BAHAR(CAN DÜNDAR) BEN İLK BAHAR SANMIŞTIM AMA KAPIMDA YALANCI BAHAR VARMIŞ

Konu, 'Genel Bölüm' kısmında sessiz-okyanus tarafından paylaşıldı.

  1. sessiz-okyanus

    sessiz-okyanus Daimi Üye

    Yalancı Bahar(Can DÜNDAR)

    --------------------------------------------------------------------------------


    Kaç baharı gerçek sanıp kandık söylesenize...

    Kaçına "Nihayet" hasretle kucak açtık ve ka*çında yanıldık...

    Kaç kez ayaz vurmuş dallarımızda filizlerimiz sön*dü.

    Yine de uslanmadık.

    Yine geveze bir dosta sırlarımızı açar gibi açıldık yalancı bahara...

    Yine yanıldık. Peşinden bastıran tipiyle ayıldık.

    Ne yapalım ki, dalında patlamayı bekleyen bir to*murcuk gibi susamıştık ilk*yaza... Kaç zaman olmuştu kendimizi güneşin kollarına bırakıp, ormanda yayılan ke*kik kokularıyla sarhoş olmayalı...

    Tahmin ediyorduk, üze*rimize katran rengi bir kafes gibi çöken bulutların ardın*da güneşin gülümsediğini...

    Daha ilk ışınları deler delmez kafesi, açtık iştahla ruhumu*zun pencerelerini...

    Bahar öyle kolay gelmezdi as*lında; biliyorduk; yanlış baharlar*da az mı ayaz yemiştik.

    Kaçımız mart güneşine aldanıp açılmış ve kara kafesin ağına düşmüştü yeniden...

    Bahar, ilan-ı aşk mevsimiydi; astık aşklarımızı ilan panolarına, sevdalar yasakken daha...

    Bahar, barışın mevsimiydi; müjdeledik barışı, silahlar konu*şurken hâlâ...

    Söyledik, ancak yazın söylene*cekleri, güneş henüz toprağı ısıtmamışken... cemreler düşmemiş*ken ilkyazın koynuna...

    Yalanmış meğer bahar; daha vakti değilmiş, aşkın da barışın da...

    Güneşe kananlar, yazı beklerken bahardan oldular; kesildi sesi soluğu, erken öten horozların...

    İyisi mi itirafçı olalım; biliyorduk "İşte bahar" derken, ardından gelecek ayazı...

    "Yalan bu çıkma" de*mişti temkinliler, tedbirli*ler, "çıkarken üstüne kalın bir şey al"anlar, "başına bir iş gelmesin"den ürkenler...

    Ama bahar, olanca işvesiyle sokağa çağırıyordu.

    Aşk, ilan panosuna asıl*mayı bekliyordu, barış bir kuş gagasında müjdelenmeyi...

    "Erken mi geç mi" he*sabına gelmezdi ikisi de... Peşlerine düşülmeli, ilan edilmeli, müjdelenmeliydiler.

    Güneşi görür görmez seranada ve barış türküleri*ne başladık. Vakti gelme*den açıldık, geç kalmadan davranma telaşında...

    Erkenmiş.

    Kursağımızda kaldı ba*har sevinçleri...

    Erken öten horozlar, erken açmış çiçekler, erken doğmuş bebekler gibi kesildik, solduk, öldük.

    Yine tedbirliler ulaşacak salimen yaza; biz yakalandık, zalim ayaza...
     
  2. seyduna_34

    seyduna_34 Daimi Üye

    emegıne yuregıne saglık canımm guzel bı yazıı
     

Sayfayı Paylaş