Yalancı Bahar(Can DÜNDAR) -------------------------------------------------------------------------------- Kaç baharı gerçek sanıp kandık söylesenize... Kaçına "Nihayet" hasretle kucak açtık ve ka*çında yanıldık... Kaç kez ayaz vurmuş dallarımızda filizlerimiz sön*dü. Yine de uslanmadık. Yine geveze bir dosta sırlarımızı açar gibi açıldık yalancı bahara... Yine yanıldık. Peşinden bastıran tipiyle ayıldık. Ne yapalım ki, dalında patlamayı bekleyen bir to*murcuk gibi susamıştık ilk*yaza... Kaç zaman olmuştu kendimizi güneşin kollarına bırakıp, ormanda yayılan ke*kik kokularıyla sarhoş olmayalı... Tahmin ediyorduk, üze*rimize katran rengi bir kafes gibi çöken bulutların ardın*da güneşin gülümsediğini... Daha ilk ışınları deler delmez kafesi, açtık iştahla ruhumu*zun pencerelerini... Bahar öyle kolay gelmezdi as*lında; biliyorduk; yanlış baharlar*da az mı ayaz yemiştik. Kaçımız mart güneşine aldanıp açılmış ve kara kafesin ağına düşmüştü yeniden... Bahar, ilan-ı aşk mevsimiydi; astık aşklarımızı ilan panolarına, sevdalar yasakken daha... Bahar, barışın mevsimiydi; müjdeledik barışı, silahlar konu*şurken hâlâ... Söyledik, ancak yazın söylene*cekleri, güneş henüz toprağı ısıtmamışken... cemreler düşmemiş*ken ilkyazın koynuna... Yalanmış meğer bahar; daha vakti değilmiş, aşkın da barışın da... Güneşe kananlar, yazı beklerken bahardan oldular; kesildi sesi soluğu, erken öten horozların... İyisi mi itirafçı olalım; biliyorduk "İşte bahar" derken, ardından gelecek ayazı... "Yalan bu çıkma" de*mişti temkinliler, tedbirli*ler, "çıkarken üstüne kalın bir şey al"anlar, "başına bir iş gelmesin"den ürkenler... Ama bahar, olanca işvesiyle sokağa çağırıyordu. Aşk, ilan panosuna asıl*mayı bekliyordu, barış bir kuş gagasında müjdelenmeyi... "Erken mi geç mi" he*sabına gelmezdi ikisi de... Peşlerine düşülmeli, ilan edilmeli, müjdelenmeliydiler. Güneşi görür görmez seranada ve barış türküleri*ne başladık. Vakti gelme*den açıldık, geç kalmadan davranma telaşında... Erkenmiş. Kursağımızda kaldı ba*har sevinçleri... Erken öten horozlar, erken açmış çiçekler, erken doğmuş bebekler gibi kesildik, solduk, öldük. Yine tedbirliler ulaşacak salimen yaza; biz yakalandık, zalim ayaza...