Türklerin Muaviye'yi, Yezid'i değil Ali'yi, Hüseyin'i sevdiğini delillerle savunmak isteyenlerin ilk gerekçesi çocuklara verilen isimlerdir. Bu da nerden çıktı şimdi demeyin. Yok böyle bir şey, tam tersine Türkler Yezidi hiç sevmiyor diye tepki göstermeyin. Sevgi, davranışlara yansırsa bir anlam ifade eder. En net ifade ile 'kişi sevdiği ile beraberdir'. Kimin ölçüleri ile siyaset yapıyor, kimin iktidar anlayışına destek oluyor, paraya-makama kimin hayat felsefesi ile yaklaşıyorsanız onları seviyorsunuz demektir. Dilinizle ilan etmeye cesaret etmeseniz bile, yüreğiniz kimden yana çarpıyor, kimin safında durmayı tercih ediyorsanız onlarla berabersiniz demektir. Türklerin Muaviye'yi, Yezid'i değil Ali'yi, Hüseyin'i sevdiğini delillerle savunmak isteyenlerin ilk gerekçesi çocuklara verilen isimlerdir. Hangi isimlerin Anadolu'da daha yaygın olduğunu elbette ben de gayet iyi biliyorum. Tam da buna itiraz ediyorum zaten, adınız başka hayatınız başka, hayata yüklediğiniz anlam bambaşka ise sevgisizliğin ikiyüzlülüğü ile kuşatılmışsınız demektir. Tarihi kıssaları okuduğunuzda Hüseyin'den yana tercih yapmak değildir belirleyici olan. Bugünün dünyasında durduğunuz yerin, zihin dünyanızın nereye yakın olduğudur. Zeynep için ağlamak kolaydır, önemli olan bugünün Zeyneplerinin acısını da aynı sorumluluk duygusu ile hissedebilmektir. Kerbela'da yaşanan insanlık dışı tabloya gözyaşı dökerken, Halepçe'deki utanç tablosu karşısında isyan etmemişseniz, sevginizin samimiyetini yeniden sorgulamanız gerekir. Hüseyin'i yarı yolda bırakanlar da, O'nu çok sevdiklerini söylüyor, O'nun iyiliği için bu işten vazgeçmesini, bir an önce iddialarını bir tarafa bırakıp geri dönmesini istiyorlardı. Soruna Türklük üzerinden yaklaşıp, Kürtlerin ya da diğer toplulukların içinde de böyleleri yok mu diye sorabilirsiz. Bunun cevabı da çok açıktır. Hocalı katliamında, Bosna'da yaşananlar karşısında yüreği sızlamayan Kürtler de Yezidin yoldaşıdırlar. 1915 olayları için de, Darfur için de, Yahudilerin Avrupa'da yaşadıkları için de, Filistinlilere yaşattıkları acılar için de aynı yaklaşımı sergileyebilmek gerekir. İnsanlığa karşı işlenen suçlar karşısında inanç, ideoloji, etnik köken penceresinde bakarak tutum geliştiren ya da tepkisiz kalmayı tercih edenler Ali'yi, Hüseyin'i sevdiklerine kimseyi ikna edemezler. Çünkü vicdanları ile baş başa kaldıklarında kendilerini inandıramayacakları bir şeye, başkalarını inandırmaları mümkün değildir. Bugünün Türkiye'sinde Hüseyin'den yana olmakla Yezid'den yana olmak arasındaki fark, iktidar ve güç merkezli siyasetten yana olmakla karşı olmak gibidir. Değerlerden, ilkelerden yana toplumsal siyasetin vazgeçilmezliği yanında mümkün olduğunu da içine sindiremeyenler, Muaviye siyasetine aktif katılarak ya da tepkisiz kalarak destek olmaktadırlar. Barışı savunmak, barıştan yana olmak denilen şey, zulmedenle, zulme uğrayan arasında arabuluculuk, tarafsızlık, hakemlik değildir. Onun için Kerbela'da o taraf da haklıydı, bu taraf da, anlayışı en kötü anlayıştır. 'Yezid haklıydı, Hüseyin haksızdı', diyenlere karşı nerede duracağınızı, nasıl cevap verebileceğinizi daha kolay belirleyebilirsiniz. Sandıkta vicdanınız ile baş başa kaldığınızda, mührü basarken elinizin nereye gittiği bu açıdan önemlidir. Biraz çalmıştır ama güçlüdür, kazanma ihtimali yüksek diyebilenlerin dünyasında, Kerbela büyük bir yenilgi, telafisi imkansız bir kayıptır. Güçlüden yana olmak varken ölümü göze alabilmek, her şeyinizi kaybetseniz bile onurunuzu pazarlık konusu yapmamak ancak başka bir bakış açısı ile izah edilebilir. Hesap soramayacağınız birine verdiğiniz destek, hesabını vermek zorunda kalacağınız bir yanlışa da ortak olmaktır. Ben galiba, Hüseyin'i siyasete değil ama siyaseti Hüseyniliğe alet etmekten yanayım. Yoksa bana ne Türklerin kimi sevip, kimden yana olduklarından. Ayhan Bilgen
Bugünün Türkiye'sinde Hüseyin'den yana olmakla Yezid'den yana olmak arasındaki fark, iktidar ve güç merkezli siyasetten yana olmakla karşı olmak gibidir. Çok güzel bir yerden yakalamış, asıl mesele de bu değil miydi!.. Güçten yana olan niye herkesin hakkını gaspeder neden allah korkusu olmaz?..
çok güzel bi paylaşım teşekkürler , yüreğine emeğine sağlık..... MEDET YA ALİ...BEN ALEVİ DOĞDUM VE ALEVİ ÖLECEĞİM...ASLA DÖNMEM YOLUMDAN...KİM NE YAPARSA YAPSIN....