Kainatın var olduğu günden süre gelen canlı varlıkların nesnelerin doğaya kattığı güzellikler yaşam biçimi varoluş mücadele her birisi kazanılmadan hak edilmeden ortaya çıkmaz insanoğlunun karekterindeki sır perdesini aralamak insanı bir bilinmez bilmece gibi çözememek yada bir matematik denklemi gibi görmekte yanıltıcı olsa gerek hayatı dolu dolu yaşamak eksikliğini gidermek yada anlamsız boş yaşamak arasındaki fark sadece kişinin kendi iç dünyası ile hesaplanmasından kaynakla nan bir olgudur her türlü zorluklara ve meziyetlere katlanmak huzurlu mutlu olmak karamsar hüzünlü olmak her zaman yaşamın içerisinde buruşan bir yaprağa yada yeşeren bir dala benzemesidir işte yaşam bu yüzden çift eksenli bir teorizmadır bu teorizmanın içerisinde sınırsız bir rekabet idolojisi yada pasivize kalmış bir düşünce çizgisi vardır buda insanın bu fikir atmosfarinden sıyrılıp yaratığı felsefesidir kendini kanıtlamasıdır hedefe ulaşmasıdır bu ön bilgiden sonra değerli canlar sevgi kayramını ele alalım isterseniz: sevgi tek taraflı bir kazanım değildir ortak duygu ve düşüncelerin bir eksende hiç bir menfi ve istismar görmeden manevi ruh halinde beden dili ile anlatılan sınırsız doyumsuz duygu mekanizmasıdır çevresine saçtığı sinerjidir sevgi aslında bilimsel bir kalıptır bu bilimsel kalıbın içerisinde büyük bir humanizma yatmaktadırki;bu dışa açılım yapıldığı zaman insanların hayat standartı ve görgü kuralları büyük bir değişime uğrar insan kendini baştan aşağı yeniler yeni bir metopolizma kültürü geliştirir bu gelişen kültürle kendi egoizminden ve şartlanmasından uzaklaşır sevgi yeryüzünde var olan canılı türlerinin iç güdüsel tatminleri ile meydana getirdiği ılımlı bir iletişim kaynağıdır sevgi yaratma gücüdür sahiplenme dürtüsüdür paylaşılımcılıktır hakkaniyettir eşitliktir bu duygulardan uzak kalanlar hayata küs yaşayanlar karamsar olanlar kısır bir döngünün içerisine sıkışıp kalan yaratıcılık yeteneğini kaybeden kendi egosu ile geçinmeye çalışan başkalarına karşı üstünlük kompleksi yaratan tavır ve davranışları ile kişilik bozukluğu sergileyen bir yapıya saplanmış banaz ve katı bir düşüncenin içerisinde kaybolan abes zihniyetlerdir bu yüzdendirki sevginin eksikliği umutsuz bir yaşam amaçsız bir düşünce sahipsiz yaratılamayan bir kültürdür anadolu coğrafyası zengin kültür mozağine sahip bir coğrafya olmasına rağmen sevgi hümanizmasından yoksun yaşamıştır HÜNKÃR HACIBEKTAŞ VELİNİN ANADOLUYA gelerek temel kaynağı insan olan SEVGİ HÜMANİZMASINI KABULLENDİRMESİ İLMİNİ BİLİMİNİ FELSEFESİNİ sosyal aktivitenin içerisine katılması ile dahada insanlık yeni bir iğme ile yola girmiş bu sevgi ütopyası ANADOLUDA değil sadece bütün dünya görüşü içerisinde benimsenip tescillenmiş itibar görmüştür Nafiz YILMAZ
sağolasın sanem can sevgi hümanizması dilerin senin o altın yüreğinde güzelikler başarılar sağlar ömür boyu mutlu olursun temanim ve dileğim budur sanem can çok sağolasın katılımna bir kez daha sonsuz teşekürler ederim
Sevgi yeryüzünde var olan canılı türlerinin iç güdüsel tatminleri ile meydana getirdiği ılımlı bir iletişim kaynağıdır sevgi yaratma gücüdür sahiplenme dürtüsüdür paylaşılımcılıktır hakkaniyettir eşitliktir Abi tam anlamıyla kelimeleri kullanışına gerçekten hayran oldum. Öyle yerlerde öyle kelimeler gizlemişsin ki cidden bulmaca gibi olmuş ama herşeyi anlatmışsın. Emeğine sağlık
Sağol eksik olma oktayım asıl ben senin makelelerine hastaydım ama inşallah finallerden sonra formları süsleyeceğine inanıyorum nihant gençte ki formdada çok severek okuyordum ama anlıyorum oktayım bu günlerde fırsat bulamıyorsun ama senin makalelerini dört gözle bekleyeceğim paylaşımına düşüncelerine somnsuz teşekkürler oktayım yolun açık bahtın şen olsun can dostum
sağolasın sevgi can desteğine teşekürler şuanda bilgisayımda sorun yaşadığım için pazartesi günü hazır hale getirilince siz değerli canlarımızla tekrar bir arada olacağız mersiyelerle muharrem mateminde beraber olacağız ...desteğinize candan teşekkürler sevgi can sizler benim gözümde çok değerlisiniz sağolun can dostlarım