Ergenekon davasının 46. duruşmasına Susurluk kazasındaki kayıp çanta damgasını vurdu. Sami Hoştan: Abdullah Çatlı'nın çantası bende... Duruşmada tutuklu sanıklardan Serhan Bolluk'un çapraz sorgusu yapıldığı sırada tutuklu sanıklardan Sami Hoştan, 'Tarihe geçecek birşeyler söylemek istiyorum' diyerek söz aldı. Hoştan, "Serhan Bolluk ifadesinde Susurluk'ta çıkan belgeleri 1.5 ay öncesinden yazdık diyor. Olay yerine giden ilk giden benim. Arkadaki araçtan çantayı alıp, Abdullah Çatlı'nın eşine veren benim. Bu çanta bende. Karar günü size vereceğim" dedi. Hoştan'ın bu sözleri üzerine mahkeme başkanı, çantada ne olduğunu sordu. Hoştan, "Çantanın içinde Çatlı'nın kızına aldığı bir kolye ile sattığı aracının parası olan 26 bin mark vardı. Çantanın içindekileri eşine verdim. Çanta bende kalsın dedim. Çantayı aldım. Drej Ali'de olduğu söylendi. Susurluk'u yazdık diyor Serhan Bolluk. Ben gittim olay yerine yanılmış olmasın, belge yok bir şey yok. Belge, bilgi olsa ben bilirim" şeklinde konuştu. KIRCI: ÇANTA BULUNURSA SUSURLUK ÇÖZÜLÜR Haluk Kırcı, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nde 12 Ocak 1999 günü verdiği ifadede, Abdullah Çatlı'nın kayıp çantası ile ilgili ayrıntılı bilgiler vermişti. Kırcı, Çatlı'nın kayıp çantasını şöyle anlatmıştı: "Bu çanta, Abdullah Çatlı'nın sürekli yanında taşıdığı, yanından hiç ayırmadığı bir çantaydı. İçinde Mikro Uzi marka bir silah, telefon fihristi, şahsi belgeleri ve günlük benzeri bir defteri vardı. Bordo kaplı telefon fihristinde bütün ilişkilerini yansıtan telefon numaraları yazılıydı. Çanta ise şifreli ve kahverengi deri kaplıydı. Bu çanta kazadan sonra kayboldu. Eğer çanta bulunursa Susurluk çözülür. Çatlı bütün ilişkilerini o defterine yazıyordu." Habercem