Polisler vatandaşı sokak ortasında dövdü yetmedi, karakola götürüp sabaha kadar işkence yaptılar... Halit Çelebi, polislerden sokakta dayak yedi, götürüldüğü karakolda tüm polislerin önünde işkence gördü, geceyi nezarethanede geçirdi Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu´nda geçtiğimiz yıl haziran ayında yapılan değişiklik, meyvelerini(!) vermeye devam ediyor. Polisin istediğini durdurma, istediğine kimlik sorma, zor kullanma gibi uygulamalarının önü açılırken, polis şiddeti vakalarının da ardı arkası kesilmiyor. Eli güçlenen polise bu defa tekstil işçisi Halit Çelebi yakalandı. Polisin kimlik sorması ile başlayan olay, Çelebi´nin gözüne parmak sokulması, her tarafının kan içinde bırakılması ve nezarethanede geçirilen bir geceyle son buldu. Her şey kimlik sormayla başladı Çelebi´nin anlatımına göre 15 Eylül Pazartesi günü akşam saat 22.00 sularında her zamanki yürüyüşüne çıkan Çelebi, Tepebaşı´nda bulunan İngiliz Konsolosluğu civarında 2 sivil polis tarafından durduruldu. Kimliğini göstermesi istenen Çelebi, sivil giyimli oldukları için önce polislerin kimlik göstermelerini talep etti. Bunun üzerine kimliğini gösteren polis İbrahim Bozoğlu´nun tavırları sertleşmeye başladı. Çelebi´yi duvara yaslayıp taciz edercesine üstünü arayan Bozoğlu, Çelebi´nin âSiz polisseniz ben de vatandaşım, bize iyi davranmanız lazımâ demesiyle kendisine vurmaya başladı. Her tarafı kan içinde kalan Çelebi, bir ekiple Kasımpaşa Karakolu´na götürüldü. Karakolda 2 kişi tarafından sorgulanan Çelebi, polislerin kendine yönelik tavırlarını şu cümlelerle anlattı: âAdeta beni sindirmek, yıldırmak, ezmek için elinden geleni yaptı. âBana abi diyeceksin´, âHazır ola geç´ gibi konuşuyordu. Sonra havası değişiyor, âBen seni çok seviyorum´ diyordu. âSenle kanka olalım´ deyip başlıyordu vurmaya. Sanki karşısında kum torbası var, sürekli vuruyordu. âBir tarafına cop sokacağım´, âSeni sabaha kadar döveceğim´, âBeynini kurşunlayacağım´ gibi laflar edip bir yandan da vurmaya devam ediyordu. Bir polis vuruyor diğerleri izliyordu. Diğer bütün görevli, üzerinde üniforma bulunan polisler arada gelip kapıdan bakıp gidiyorlardı.â Polis âboğuşma´ imajıyla geldi Yanağı yarılıp, polisin parmağının gözüne girdiğini anlatan Çelebi, kafatasının ve çenesinin ağrıdığını, ağrıdan hiçbir şey ısıramadığını dile getirdi. İşkencenin ardından Taksim İlkyardım Hastanesi´ne doktor kontrolüne götürüldüğünü belirten Çelebi, halini görünce doktorun âSiz ne yaptınız, ne biçim insansınız, böyle davranılır mı?â diye polislere tepki gösterdiğini söyledi. Kontrolden sonra İbrahim Bozoğlu adlı polisin hastaneye geldiğini ifade eden Çelebi, âÜstünü başını yırtmış, boyun bölgesini çizmiş tırnaklarıyla. Kendini müdafaa etmek için o da o şekilde bir görüntü hazırlamışâ diye durumu anlattı. Kuledibi´ndeki Beyoğlu Göz Hastanesi´ne gönderildikten sonra sorgu odasına getirilen Çelebi, nezarethanede bir gece geçirdikten sonra ertesi gün saat 14.00´te çıkarıldığını ve 15.00´te Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı´nda suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Kendisini döven polisin evine yakın bir yerde oturduğunu dile getiren Çelebi, âKimliğimi aldılar, iade etmediler. Can güvenliğim bile tehlikede olabilir. Tutanaklara âçakı bulundurduğum ve onlara saldırmaya çalıştığım´ gibi gerçek olmayan şeyler yazdılar, baskı altında bunları imzalamak zorunda kaldımâ dedi. âBaba beni çok dövdüler´ diyebildi Çelebi´nin gece saat 03.00´te ailesine haber vermesine izin verildiğini belirten annesi Munise Çelebi, âFakat fazla konuşturmadılar. Sadece babasına âBeni çok dövdüler, çok fena durumdayım´ diyebildiâ dedi. Olayın ertesi günü kızı ile Ankara´dan İstanbul´a geldiğini dile getiren anne Çelebi, âBir bireye bu kadar işkence yapılacağını ilk defa kendi oğlumda görüyorum. Bunlar düşman mı?â diyerek olaya tepki gösterdi. Oğluna işkence yapan polislerin gözetim altına alınmasını isteyen anne Çelebi, âBaşka çocuklar yanmasınâ dedi. Haber: Evrensel
Diğer yorumuda yazdığım gibi TÜRKİYE POLİS DEVLETİ OLMAYACAKTIR ..!!! Emeğine sağlık cAn Teşekkürler...
Zilan bu dileğine katılmak isterdim ama maalesef Türkiye istemediğimiz yöne doğru gidiyor Son zamanlarda bu tür haberlerin artması sanırım hangi noktada olduğumuzu açıkça gösteriyor Teşekkürler paylaşım için