Hubyar Sultan için deyiş yazan ve söyleyen ozanlar içinde en önemlisi ve en çok deyişi bulunanı Ozan Karaoğlan´ dır. Karaoğlan 1690 yılında Sivas-Zara-ılıca köyü kargılı mezrasında doğmuştur. Asıl adı Hüseyin dir. Şiirlerini Karaoğlan mahlasıyla yazmıştır. Karaoğlan küçük yaşta saz çalmayı öğrenmiş, . Kargılı köyünde bulunan Derebeyi kargılı Murat onu yanına aşık olarak almış. Karaoğlan yüzlerce şiirler, deyişler söylemesine rağmen ismi hiç duyulmamıştır. Buna sebep olan şudur; Karoğlan ın doğduğu ve oturduğu yer olan kargılı köyünde Kargılı Murat namıyla bir Derebeyi yaşarmış. Bu Derebeyi etraftan haraç alır, kervanları soyarmış. Bu durumdan canı yanan ahaliden birisi durumu padişaha şikayet etmiş ve padişah III.Ahmet Kargılı Murat´ ın üzerine asker göndererek Kargılı Murat´ ı bozguna uğratmış. O zamanlar Alevi olan Kargılı köyü dağıtılmış. Yıkılıp yakılmış. Köy ahalisi başka köylere sığınmışlar. Ozan Karaoğlan´ da Akören köyüne sığınmış oraya yerleşmiş. Ozan Karaoğlanın soyu bu köyde asimle olmuşlar ve sünnileşmişler. Sünnileşen aile Dedelerinin Deyişlerini gün yüzüne çıkartmaktan çekinmişler bunda hem devlettin baskısı hem de ailenin etraftan ve sünni ahaliden çekincesi önemli rol oynamıştır. Karaoğlanın yazılı Cönkleri 1930 yılında Zara´ nın Eymir köyünde bulunan Molla Hasan tarafından günümüz Türkçesine çevirtilerek yine halk ozanı olan ve Zara ilice köyünde bulunan Kara İsmail´ e verilmiştir. Kara İsmil´ dan de Ozanın torunlarından olan Zara Akören köyünde bulunan ve geçmişine , kültürüne son derece bağlı bir kişi olan Araştırmacı Yusuf Çınar almıştır. Yusuf Çınar´ ı Sevgili Dost Fikri Karaman sayesinde tanıdım. (A.Kenanoğlu) İlk önceleri her gün telefonla sohbet ettik. Övgüyle ve heyecanla elindeki deyişlerden bahsediyordu hep. 2001 yılı yazında Akören köyüne ve Yusuf Çınar´ a misafir olduk. Daha köyün girişinde bekliyordu bizi. Telefonda çok muhabbet etmiştik ama ilk görüyorduk birbirimizi. Evine çıktık, sofralar hazırlandı yedik içtik. Elinde bulunan Dedesi Ozan Karaoğlan´ ın deyişlerini getirdi. Heyecanla inceledim okudum. Aşağı yukarı 300 civarında deyiş var . Deyişler tipik bir Alevi Ozanının dilinden , sazından çıkmış. Hubyar´ la ilgili bir çok deyişi bir çırpıda heyecanla okudum. Yazık dedim yazık. Bu güne kadar Hubyar´ la ilgili olarak bu kadar değerli deyişlerin bilinmemesi çok yazık . Sadece Hubyar´ la ilgili olanı değil. Düvaz imamlar, aşk ve sevda şiirleri, hasretlik şiirleri bunların hepsi mevcut Ozan Karaoğlan´ ın cönklerinde. Cönklerin çevirilerinden konumla ilgili olanları ayıkladıktan sonra Zara´ ya gittik, fotokopi çektirmeye. Gezerek ve sohbet ederek döndük Akören´ e . Geceyi Yusuf Çınar´ ın evinde , kolu komşuyla beraber sohbet ederek geçirdik. Pek Karaoğlan´ a deyinmiyorlardı. Dikkatimi çekti. Sanki Yusuf Çınar´ dan başkası onun o köylü olduğunu Dedeleri olduğunu kabul etmek istemiyordu . Bu konuyu öbürsü gün açtı Yusuf bey, Karaoğlan´ ın mezarını bakmaya ziyaret etmeye gittiğimizde. Çok şaşırdım Karaoğlan´ ın mezarının yeri bile belli değil. Mezarlığın yanında ama Yusuf beyin söylediğine göre onu dışarı da tutmuşlar. Çevre duvarı örülürken. Yusuf bey epeyce mücadele etmiş Dava açmış. Mahkemelik olmuş. Bir çok Devlet kademesine başvurmuş. Burası Büyük Ozan , Ozan Karaoğlan ın mezarının yeridir. Burayı yaptıralım demiş. Muhtar karşı çıkmış burası yol mezar falan olmaz burada demiş. Köylüler ve Yusuf beyin bazı akrabaları karşı çıkmışlarr. Yusuf bey direnememiş fazla, pes etmiş gibi gözüküyor. Ama mezar yerini gösterirken de bir o kadar içini burukluğunu yüzünün ifadesinden anlıyorum. Bu çok değerli ozanın Mezarının yeri şu an yol gibi kullanılıyor. Ve bugün Sünnileşen torunları Dedelerini kabul etmek istemiyorlar. Yusuf Çınar hariç. O gün Yusuf Çınar´ la Ozan Karaoğlan´ ın doğduğu yerleri gezdik. Kargılı Murat´ ın öldürüldüğü yerleri. Yakılan yıkılan köyleri gezdik. Tabi şimdilerde bir kalıntı yok. Yeni birkaç ev yapılmış yerlerine. Ozan Karaoğlan´ ın şiirlerinde Türk Halk Edebiyatı tüm özelliklerini görmek mümkün. Bu şiirler 11 li hece ölçüsü ile yazılmış. Bazıları 8 li hece ölçüsüyle söylenmiş. Şiirlerde yarım ve tam kafiye kullanılmıştır. Şekil ve muhteva bakımından mükemmel olan şiirlerde 6+5 veya 4+4 (semai) hece ölçüsü kullanılmıştır. Ozan Karaoğlan yaşantısına ve şiirlerine konu olan sevdayı, aşkı, ayrılığı, gurbeti, acıyı, manevi hazzı yaşamış ve bunları deyişlerine aktarmış bir ozanımızdır. Ozan Karaoğlan´ ın bazı şiirlerinin Hubyar Köyünde bilindiği ve aşıklarca söylendiğine bir şiirini Annemin yanında okurken şahit oldum. Ben şiiri okurken Annemin birden gözlerinin yaşlandığını hissettim. Ne oldu Ana dediğimde âoğlum o okudun türküyü baban çok sık söylerdiâ dedi. Bu sözler beni daha çok duygulandırdı. Babamın veya bizim köydeki eski Aşıkların Ozan Karaoğlan´ dan haberleri varımıydı bilemiyorum ama demek ki deyişleri biliniyordu. Viran kaldı meskenimiz yurdumuz Kalktı göç eyledi beyler buradan Bitmez mola efkarımız derdimiz Kalktı göç eyledi beyler buradan Sultan Ahmet fermanları salıyor Kanlı dertler yüreğimi alıyor Kargılım yastadır güller soluyor Kalktı göç eyledi beyler buradan Osmanlı da geldi geceden bastı Zalim düşmanların neyiydi kastı Düşenin ezelden yoğumuş dostu