Ne sokakta ne de işte güvende değiller!

Konu, 'Güncel Olaylar' kısmında prkacin tarafından paylaşıldı.

  1. prkacin

    prkacin Super Moderator

    [​IMG]

    İzmir - Kapı kapı dolaşarak, size dair bilgileri toplayan, sonrada kamuoyuyla paylaşan araştırma şirketlerinin mutfağında çalışanları tanıyor musunuz? Anketörlerin yaşadıkları sorunlardan haberdar mısınız? Hiçbir sosyal güvencesi olmayan, çoğu zaman kapılardan kovulan, tacize uğrayan, hakaret gören kadın anketörler yaptıkları işin zorluklarını anlattı.

    Günün belli bir saatinde kapınızı çalarak, ‘Anket yapıyoruz, sizinle de görüşmek istiyoruz´ diyen anketörlerle hayatımızın bir döneminde mutlaka karşılaşmışızdır. Çoğumuz, kapıyı açmakta dahi tereddüt ederken, bir kısmımız da görüşmeyi kabul ederiz. Karşımızdaki kişinin sorduğu sorulara cevaplar veririz ya da vermeyiz. Bizim için çok da değeri olmayan bu sohbetin sonunda anketör hayatımızdan çıkar gider. Sokakta her hangi bir insana adres sormak bile bazen bizim için eziyete dönüşürken, anketör bu işi nasıl yapar? Nasıl sorunlarla karşılaşır?

    Merak edenler için, kadın anketörlerin mesleki sorunlarını konuştuk.

    ÜNİVERSİTE MEZUNU AMA ANKET YAPMAK ZORUNDA

    İstanbul´da 6, İzmir´de ise 3 aydır anketörlük yapan Alev Arslan yaptığı işin diğer mesleklere oranla, çok daha büyük sorunları olduğunu belirterek söze başladı.

    Anketörlük yapanların çoğunun üniversite mezunu olduğunu, kendi alanında iş bulamadıkları için bu sektörü tercih ettiğini anlatan Arslan, “Bu mesleği yapanların çoğu gibi ben de üniversite mezunuyum. İthalat-ihracat okudum. Ekonomik anlamda hayatımı kazanabilmek için part-time yaptığım bir işâ€¦ Bu ülkede para kazanmak çok zor ancak özellikle bu sektörde çalışan kadın arkadaşlar açısından çok daha zorlukları var. Bu işte sahaya çıktığınızda bir başınasınız ve karşılaştığınız sorunları da kendi kendinize çözmek zorundasınız” dedi.

    ‘HİÇBİR GÜVENCEMİZ YOK´

    Sektörün iki başlı sorunla örüldüğünü aktaran Arslan, “Bizim sektörde çalışanların iki türlü sorunları mevcut. İlki çalıştığımız alanda işverenin yarattığı sıkıntılar. Yani, her ne kadar esnek çalışma gibi gözükse de, yaptığımız iş itibariyle tam gün çalışan kadar hatta daha fazla efor harcıyoruz. Bunun yanı sıra hiçbir iş güvencesine sahip olmayışımız da bizi zorlayan başka bir konu. Bizim işimizde yaz-kış sürekli sokaktasınız. Bu nedenle mesleğin yarattığı sağlık sorunlarıyla karşılaşmanız işten bile değil. Kışın insanlar evlerinden çıkamazken biz anket yapmak zorundayız. Çünkü elinizde bir proje var ve bu projenin belli bir süre içinde bitmesi gerekiyor. Kışın karda-kışta sürekli sokakta olduğumuz için ister istemez hastalanıyoruz. Sağlık güvencemiz olmadığı için sağlık problemimiz olsa dahi kendimiz çözmek zorundayız. Bunun yanı sıra ödemelerde büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Proje bitmeden ödeme yapılmıyor. Parça parça aldığımız paralar, günümüzü kurtarmamızı sağlıyor ama elimizde toplu para kalmıyor. Tabiri caizse aldığımız paranın hiçbir bereketi olmuyor” şeklinde konuştu.

    HURDACILAR, PAZARLAMACILAR VE ANKETÖRLER GİREMEZ…

    [COLOR=#333333][FONT=arial]Bunun yanı sıra anket yapmak için sahaya çıktıklarında karışlaştıkları sorunlara dikkat çeken Arslan, “Toplum anketörleri mesleki açıdan bir yere koymuş değil. Geçenlerde bir siteye anket yapmak üzere gittim, sitenin girişinde ‘Bu siteye seyyar satıcılar, hurdacılar, pazarlamacılar ve anketörler giremez´ yazıyordu. Bir alana çıktığınızda herkesi ikna etmek zorunda kalmanız bu işin en yorucu kısmı. Kapıcısından, o binada yaşayan hane sakinlerine hatta sokaktaki alakasız insanlara kadar herkesi ikna etmek zorunda kalıyorsunuz. Elimizde izin belgelerimiz olmasına rağmen kapıdan kovulabiliyoruz. Kişinin bizimle görüşmeyi reddetme hakkına saygı duyuyoruz ancak bizim kişilik haklarımıza dönük saldırıya maruz kalmamız canımızı çok yakıyor” diye konuştu.

    [COLOR=#333333][FONT=arial]‘CİNSEL TACİZE UĞRUYORUZ´

    [COLOR=#333333][FONT=arial]“Cinsel tacizlere maruz kalabiliyoruz” diye devam eden Arslan başından geçen bir olayı şöyle anlattı:

    [COLOR=#333333][FONT=arial]“Örneğin geçenlerde çiftliğe benzer bir yere gittim. Orada genç bir adamla anket yaptım. Anket bitiminde o da bana çeşitli sorular sormaya başladı. ‘Kaç yaşındasın, senin gibi biri anket yapmamalı, telefon numaranı bana veriri misin? Seninle daha sonra görüşebilir miyiz?´ gibi duymak istemediğiniz, muhatap olmak istemediğiniz bir yığın soruyla karşılaşabiliyoruz.

    [COLOR=#333333][FONT=arial]Mesleğin zorluğunu çok iyi özetleyen bir olayla da yakın bir tarihte yaptığım ankette karşılaştım. Görüşme Afyonda gerçekleşti. Ben izin belgelerimi ve yapmak istediğim ankete ilişkin bilgiyi görüşmeciye sundum. Kişiyi görüşmeye ikna ettiğimi düşünürken, çalıştığım firmanın telefon numarasını istemesi beni şaşırttı. Ben, ‘neden istiyorsunuz?´ diye sorduğumda, adam bana, ‘ben sizin izin belgelerinize inandım, söylediklerinize inandım ama hava bu kadar soğukken, evimde benim suyum donmuşken, musluklarımdan su akmazken kim sizi bu koşullarda dışarıda çalışmaya zorlayabilir? Diye kafamda bir şüphe kaldı´ dedi. Mesleki koşullarımız çok zor. Bu zorluk kadın anketörler için ikiye katlanan bir durum. Gittiğin evde neyle karşılaşacağını bilemiyorsun. Anlayacağınız başımıza her an her şey gelebilir ve biz bu risk altında çalışıyoruz”

    [COLOR=#333333][FONT=arial]‘MESLEĞİMİZİN BİR TANIMI YOK´

    [COLOR=#333333][FONT=arial]Diğer bir kadın anketör Ayşen Keysan ise, meleklerinin tanımlanmamış olmasından şikayet ederek, Ben parça parçada olsa 8 yıldır anketörlük yapıyorum. Yaptığımız iş daha çok öğrencilerin ve işsiz kalanların tercih ettiği bir alan olduğu için sirkülasyonu çok fazla. Bu nedenle de bir meslek tanımı dahi yapılmamış. Ne sokaktaki insan bizim ne iş yaptığımızla ilgili tam bilgiye sahip ne de çalıştığımız firmanın yaptığımız işle ilgili bir kategorize etme durumu var. Firma sahibi de ‘bugün gelir, yarın gider´ diye baktığı için bizi tanımlama ve bu tanım üzerinden bize bir değer biçme zahmetine katlanmıyor” diye kaydetti.

    [COLOR=#333333][FONT=arial]‘TAŞERONUN TAŞERONUNUN TAŞERONUYUZ´

    [COLOR=#333333][FONT=arial]“Bu sektörde araştırmayı yaptıran şirket ana firmaya görev veriyor, ana firma saha firmalarına işi devrediyor. Saha firmaları da bize anket işini yaptırıyor. Yani, taşeronun taşeronunun taşeronu oluyoruz” diyen Keysan, işin mutfağında çalışanlar olarak anketörlerin ‘yok´ sayılmasına tepki gösterdi.

    [COLOR=#333333][FONT=arial]Türkiye´de bir Araştırmacılar Derneği olduğunu ancak bu şirketin ‘patronu´ kolladığını ifade eden Keysan, “Bu dernek işverenin haklarını kolluyor. Bizimle ilgili hiçbir düzenlemesi yok. Sorunlarımızı taşıyabileceğimiz her hangi bir merciimiz yok. En fazla yapabileceğimiz süpervizörlerimiz ya da patronlarımızla görüşmek olabilir” diye belirtti.

    [COLOR=#333333][FONT=arial]POLİS GBT SORUYOR, ANKET DENEĞİ EVLENME TEKLİF EDİYOR

    [COLOR=#333333][FONT=arial]Sokakta karşılaştıkları sorunlara ilişkin de bilgi veren Keysan konuşmasını şöyle bitirdi:

    [COLOR=#333333][FONT=arial]“Tüm bu sorunların dışında sokakta yaşadığımız yığınla sorunumuz var. Örneğin, bizi kapısını çaldığımız yerlerde dışlasalar da, ‘anketör´ diye bir şeyin varlığından haberdarlar. Biz her çıktığımız sahaya izinlerimizle çıkarız ve gerektiğinde bunu muhatabımıza gösteririz. Buna rağmen geçenlerde yolda bir anketör arkadaşımla yürürken polis tarafından sebepsiz yere durdurularak, sorguya çekildik. Bir gözaltı işlemi yapılmıyor ancak belli bir süre bizi bekleterek, GBT´miz kontrol ediliyor. Tüm evraklarımızı göstermemize rağmen bu durumla karşılaşmaya devam ediyoruz. Öte yandan, kadın anketörlerin yaşadığı daha özel sorunlar da mevut. Örneğin, bir arkadaşımız görüşmeye gittiği bir evde evlenme teklifi aldı. Görüşmeci, arkadaşımıza ‘benimle evlenir misin?´ diye bilecek kadar rahat davranabiliyor. Bu sektörün çözülmesi gereken yığınla sorunu var”

    [COLOR=#333333][FONT=arial]ANF NEWS AGENCY[/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR]
     

Sayfayı Paylaş