Küresel ısınım

Discussion in 'Bilim ve Teknoloji' started by Alevi_Kaptan, Aug 14, 2008.

  1. Alevi_Kaptan

    Alevi_Kaptan Admin Staff Member

    KÜRESEL ISINMA
    I- TANIM:
    Önce “Sera Etkisi”ni tanımlayalım;
    Atmosferin katmanları normal olarak yeryüzünden uzaklaştıkça yani üst katmanlara çıkıldıkça ısınmaktadır. Ancak atmosferin en alt katmanlarında bulunan CO2 (Karbon Dioksit) gazı etkisiyle yeryüzü (Troposfer katmanı) diğer katmanlardan daha sıcaktır. Bu gaz ve türevleri güneşten aldığı ısıyı soğurmakta, havadaki diğer gazlardan daha ağır olduğu için de yeryüzüne yakın bulunmaktadır. Bu nedenle yeryüzündeki kara parçaları ve denizler canlıların yaşamasına olanak verecek şekilde ısınmaktadır. İşte bu etkiye “SERA ETKİSİ” diyoruz.
    “KÜRESEL ISINIM” ise bu sera etkisinin artışı demektir. Bu etkinin artışı çeşitli şekillerde olmakla birlikte bizi ilgilendiren en büyük etken atmosfere Sera Gazları dediğimiz Karbon türevi ve diğer gazların salıverilişi sayesinde olmaktadır.
    KÜRESEL ISINIM
    Yılmaz ÖRMECİ
    I- TANIM:
    Önce “Sera Etkisi”ni tanımlayalım;
    Atmosferin katmanları normal olarak yeryüzünden uzaklaştıkça yani üst katmanlara çıkıldıkça ısınmaktadır. Ancak atmosferin en alt katmanlarında bulunan CO2 (Karbon Dioksit) gazı etkisiyle yeryüzü (Troposfer katmanı) diğer katmanlardan daha sıcaktır. Bu gaz ve türevleri güneşten aldığı ısıyı soğurmakta, havadaki diğer gazlardan daha ağır olduğu için de yeryüzüne yakın bulunmaktadır. Bu nedenle yeryüzündeki kara parçaları ve denizler canlıların yaşamasına olanak verecek şekilde ısınmaktadır. İşte bu etkiye “SERA ETKİSİ” diyoruz.
    “KÜRESEL ISINIM” ise bu sera etkisinin artışı demektir. Bu etkinin artışı çeşitli şekillerde olmakla birlikte bizi ilgilendiren en büyük etken atmosfere Sera Gazları dediğimiz Karbon türevi ve diğer gazların salıverilişi sayesinde olmaktadır.
    II- KÜRESEL ISINIMIN NEDENLERİ
    - İnsan etkinlikleriyle olusan temel sera gazları;
    CO2 (Karbon Dioksit), CH4 (Metan), N2O (Diazotmonoksit), CHC-11 (Kloro-floro-karbon), HFC-23(Hidro-floro-karbon-23), CF4 (Perfloro-metan) gazlarıdır. [1]
    - Karbon elementi hemen hemen bütün canlıların yapısında bulunan bir elementtir. Hatta yaşam süresi sona ermiş bulunan canlılar (fosiller) bile bu elementi taşımaktadırlar. Kömür, petrol gibi yer altı kaynakları da birer fosilleşmiş yakıt ve enerji türleridirler. İnsan gibi pek çok canlı da yine havadan aldığı Oksijeni (O2) solunum organlarında Karbon ile birleştirip Karbon Dioksit (CO2) olarak atmosfere salmaktadır. Yine karbon türevleri pek çok canlının atıklarında bol miktarda vardır.
    - 1750’lerde başladığı kabul edilen Sanayi Devrimi ile birlikte kömür ve petrol gibi yakıt ve enerji hammaddelerinin kullanımı da yaygınlaşmış, 20. yüzyıl sonlarında ise en üst düzeye ulaşmıştır. Ayrıca elektrik enerjisinin insan kullanımına sunuluşu ile elektrik santralleri de kömür, petrol ve doğal gaza dayalı olarak yapılmağa başlanmış, bu süreç sonucunda doğaya oldukça büyük miktarda karbon gazı salınmıştır. Son yıllarda yine Metan ve Kloro-Floro Karbon gazı üreten aygıtlar icat edilmiş ve bilinçsizce kullanılmıştır. Buzdolabı, kuru temizleyiş makinaları, tıraş köpüğü ve koku giderici -deodorant sprey denilen- fıs-fıslar ise bir kâbus gibi atmosfere salınan sera gazları etkisinin artışına yol açmıştır. Bu etki şu anda bile öyle büyük boyutlardadır ki, bilim adamlarına göre son 10.000 yıldaki sıcaklık artışı yalnızca 2 derece olduğu halde, 20. yüzyılda 2-4 derece ısı artışı olmuştur. Gerekli önlemler alınmaz ise 21. yüzyıl sonunda ise bu artışın 1.1 ile 6.4 dereceye kadar ulaşacağı öngörülmektedir. [2]
    - Küresel Isınımın en büyük nedenlerinden birisi yeryüzünün ormansızlaştırılışıdır. Yeryüzündeki ormanlar ve bitki örtüsü Küresel Isınıma karşı önemli bir sigorta görevi üstlenmiştir. Bitkiler atmosferde bulunan Karbon gazını emerek büyümekte, hattâ yerine Oksijen gazı üretmektedirler. Böylece hem hava temizlenmekte, hem insanlar ve diğer canlıların solunumu kolaylaştırılmakta, hem de Küresel Isınım süreci geciktirilmektedir. Son 200-300 yılda ise dünyadaki bitki örtüsü (Flora) önemli ölçüde azalmıştır. Bunun en büyük nedeni de yine insanların verdiği zararlardır. Önceleri yalnızca ısınmak ve mobilya türü eşyalar yapmak için ağaçlar kesilirken daha sonraları nüfusun da hızlı artışıyla ekilecek arazi elde etmek, yerleşim birimleri ve fabrikalar kurmak için ağaç ve orman tahribatı hızlanmıştır. Bu da yine Sanayi Devrimi’nin ve hızlı nüfus artışının sonuçlarından birisidir.
    - Küresel Isınımın nedenlerinden birisi de son 60 yıldaki güneşin yaydığı radyasyonun hızla yükselmeğe başladığı ve bu durumun dünya çapında sıcaklıkların artmasına yol açtığıdır. Güneş üzerinde bulunan ve 'Güneş lekesi' olarak bilinen manyetik bölgeler hakkındaki yüzyıllar öncesine ait bilgileri karşılaştıran bilim adamları, son yüzyılda bu lekelerin sayısının önemli ölçüde arttığını da kaydetmektedirler. [3]
    - Bir diğer neden ise Ozon tabakasının delinişidir. Bu hem Küresel Isınımın sonucu, hem de hızlanışının nedenlerinden birisidir. Amerika kıtasının yüzölçümünün üç katı büyüklüğünde olan delik, güneşten gelen zararlı ışınların yeterince emilmeyişi sonucu kanser vakalarının çoğalışına neden olmakta ve dünya ısısını yükselterek iklimleri değiştirmekte, buz dağlarını eritmekte, tüm yerküreyi tehdit eden geri dönüşümsüz zararlara neden olmaktadır.
    - Küresel Isınımın bir diğer nedeni de tarımdaki gelişimler olup, doğal olmayan yöntemlerle tarım ve hayvancılık yapılışı sonucunda sera etkisinin hızla artışıdır.
    - Küresel Isınımın hem sonucu, hem nedeni olan bir diğer etmen ise geçtiğimiz yıl ortaya çıktı. Rusya’nın kuzeyinde buzlarla örtülü tundralardaki buz katmanlarının eriyişi sonucunda yine Karbon türevi olan Metan gazı açığa çıkmağa başladı. Avrupa kıt’asının yaklaşık üçte biri büyüklüğündeki bu alanda meydana gelen olağanüstü değişiklik bilim adamlarını bir anda ürküttü ve yeni senaryolar üretilmeğe başlandı. Çünkü bu etki Küresel Isınımın hem sonucu, hem de süreci hızlandırıcı ve üstelik tetikleyici bir oluşum idi.
    III- KÜRESEL ISINIMIN GÖRÜLEN SONUÇLARI
    Küresel Isınım sonucunda yeryüzünde ne gibi değişiklikler olabileceği konusunda bilim çevreleri çok değişik ve birbirinden korkunç iddialarda bulunuyorlar ve senaryolar üretiyorlar. Bu iddia ve senaryoların hepsi de birbirinden ürkütücü.
    Önce günümüzdeki Küresel Isınım sonucu oluşan felâketleri sıralayalım:
    - Grönland eriyor: Kuzey Yarımküre’nin en büyük buz kütlesi olan Grönland adası, Küresel Isınım nedeniyle eriyor. Grönland kütlesinin eriyişi, düşük seviyedeki sahil şeridinde bulunan yerleşim yerlerinin sular altında kalışına neden olacak.
    - Amazon ormanları yok oluyor: Brezilya hükümetinin araştırdıklarına göre, dünyanın akciğeri sayılan Amazon’un 2003 yılında rekor düzeyde ormanlık alan yitirdiği görülüyor. Büyüklüğü 4.2 milyon kilometrekare olan Amazon ormanlarının şimdiye dek yüzde 20’si yok oldu.
    - Buzullar eriyor: Küresel Isınım, buzullarıyla ünlü Arjantin’i etkisi altına aldı. Buenos Aires’in 3 bin 200 kilometre güneybatısında bulunan Lago Argentino şehri, bugüne kadar buzullarıyla turistleri kendine çekerken, artık turistler dev buzulların sıcaklığın etkisiyle yıkılmasını izlemek için şehre geliyor.
    - Hollanda kıyılarının 100 yılı kaldı: Hollanda sahillerinde, zeminin gelecek 100 yıl içinde 40 santimetre dolayında çökmesi bekleniyor.
    - Avustralya'da 2002 yılında şiddetli kuraklık yaşandı.
    - Kuzey Pasifik'te somon balığı popülasyonunda, bölgedeki sıcaklığın normalden 6 derece artması yüzünden büyük düşüş görüldü.
    - California kıyılarında binlerce deniz kuşu, denizlerin ısınmasının yol açtığı besin kıtlığı yüzünden öldü. [4]
    Bunlar gibi birçok felâketin nedeninin Küresel Isınım olduğu biliniyor. Ayrıca şiddetli fırtınalar (El Nino ve Katrina gibi) şiddetli yağış ve seller, aşırı sıcaklar ve aşırı soğuklar da yine Küresel Isınımın sonuçları olarak görülüyor.
    IV- KÜRESEL ISINIMIN GELECEKTEKİ ETKİLERİ
    - Küresel Isınım’ın en büyük olumsuz etkileri “İklim Değişikliği” ile gelen etkilerdir. İlkbahar ve Sonbahar gibi ara mevsimler yok olacak, bu “İklim Değişikliği” nedeniyle doğadaki bitki örtüsü (Flora) ve hayvan toplulukları (Fauna) dengeleri bozulacak, birçok canlı türü yok olacak. Doğal dengeyi kurmak için belki yeni canlı türleri ortaya çıkacak.
    - Küresel Isınımla birlikte denizlerimizdeki su akıntıları ve sıcaklık rejimleri değişecek. Balıkların göç yolları bozulacak, denizlerdeki bitki ve hayvan toplulukları olumsuz etkilenecek ve birçok tür yok olacak.
    - Kuru kesimlerde yüksek sıcaklıklarla birlikte orman yangınları ile tarımsal hastalık ve tarım zararlılarında büyük artışlar görülecek.
    - Kavurucu sıcaklar ve kuraklık tarımsal ürünlerin hem çeşidinin hem de miktarının azalışına neden olacak.
    - Kar yağışı giderek azalacak. Hattâ kış mevsimi ortadan kalkacak.
    - Deniz seviyesinde yükselişlerle birlikte kıyı şeridi ve deltalardaki tarım alanları, plajlar ve yat limanları, kullanılamaz hale gelecek, kıyı kentleri sular altında kalacak.
    - İngiltere’de ve Kuzey Avrupa ülkelerinde “Sibirya” soğukları yaşanacak. Buzulların eriyişiyle birlikte Atlas Okyanusu’nda ekvatordan gelen “Gulfstream” sıcak su akıntısı kuzeyden gelen erimiş buzul kütleleri ve soğuk deniz suyu etkisi nedeniyle yok olacak.
    - Küresel Isınımın kuruttuğu bölgelerdeki ülkeler ile su kaynaklarına sahip ülkeler, ellerindeki doğal kaynakları korumak için savaşacaklar, belki de nükleer silâhlara başvuracaklar.
    - Önümüzdeki 25 yıl içinde Küresel Isınım sonucunda ölen insan sayısı yılda 300 bine ulaşacak.
    - Grönland ve Antarktika’da buz tabakaları inanılmaz hızla eriyecek. Bu nedenle global deniz seviyesi 10 metreden fazla yükselecek. Bu, dünya çapında, sahil yerleşim alanlarında büyük felaketler yaşanmasına yol açacak.
    - Müthiş sıcaklık dalgaları çok görülür olacak.
    [FONT=Arial]- Kuraklık ve orman yangınları çok yaygınlaşacak.
    [FONT=Arial]- Kategori 4 ve 5 olarak nitelendirilen güçlü kasırgaların sayısı son 30 yıl içinde 2 misline çıkmıştı. Bu sayı önümüzdeki yıllarda daha da artacak.
    [FONT=Arial]- Salgın hastalıklar artacak ve yeni hastalıklar ortaya çıkacak.
    [FONT=Arial]V- TÜRKİYE’DEKİ ETKİLERİ
    [FONT=Arial]- Bilim adamlarına göre Küresel Isınım önlenemediği taktirde Türkiye 100 yıl içinde Kuzey Afrika’ya dönecek.
    - Yağışlar azalınca, başta GAP bölgesi olmak üzere, tüm nehirlerin taşıdığı su miktarı düşecek. Baraj göllerinin su seviyesi azalacak, hidroelektrik enerji üretimi ciddi oranda aksayacak.
    [FONT=Arial]- Yüksek basınç kuşağının kuzeye kaymasıyla ülkemizde hakim olabilecek tropikale benzer bir iklim; düzensiz, ani ve şiddetli yağışlar, seller, hortum, kasırga, heyelan ve erozyona yol açacak. Kasırga ve fırtınaların tetikleyeceği seller can ve mal kaybına neden olacak.
    - En büyük problem, deniz seviyesindeki yükselmeler olacak. Kıyı şeridi ve deltalardaki tarım alanları, plajlar ve yat limanları, kullanılamaz hale gelebilecek.
    [FONT=Arial]- Küresel Isınımla beraber denizlerimizdeki su akıntıları ve sıcaklık rejimleri değişecek. Balıkların göç yolları bozulabilecek.
    [FONT=Arial]- Kuru kesimlerde yüksek sıcaklıklarla birlikte orman yangınları ve tarımsal hastalık ve böcek zararlılarında büyük artışlar görülecek.
    [FONT=Arial]- İklim değişiklikleri, göçlere neden olacak. Türkiye'de kıyılarda yaşayanlar kuzeye yerleşmeye çalışacak.
    - Daha sık ve uzun süreli kuraklıklar olacak. 2030 yılında Türkiye’nin büyük bir kısmı oldukça kuru ve sıcak bir iklimin etkisine girecek, sıcaklıklar 2-3 derece artacak. Deniz seviyesinin 2030’da 30, 2050-2100 arasında da 100 santimetre yükselecek. Denizlerin yükselişinden kıyı kesimleri etkilenecek. Kıyı kesimlerdeki birçok yerleşim birimi, yalılar ve ekili araziler su altında kalacak.
    [FONT=Arial]VI- KYOTO PROTOKOLÜ
    Kyoto Protokolü, Küresel Isınım ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlayacak uluslararası tek çerçeve. Protokolü 141 ülke imzaladı.(ABD imzalamadi) Protokol, ülkelerin atmosfere saldıkları karbon miktarını 1990 yılındaki seviyelere düşürmelerini gerekli kılıyor. Sözleşmeye göre:
    [FONT=Arial]- Atmosfere salınan sera gazı miktarı yüzde 5'e çekilecek.
    [FONT=Arial]- Endüstriden, motorlu taşıtlardan, ısınmaktan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmağa yönelik mevzuat yeniden düzenlenecek.
    [FONT=Arial]- Daha az enerji ile ısınmak, daha az enerji tüketen araçlarla uzun yol almak, daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerini endüstriye yerleştirmek, ulaşımda, çöp depolamakta çevrecilik temel ilke olacak.
    [FONT=Arial]- Atmosfere bırakılan metan ve karbondioksit oranının düşürülmesi için alternatif enerji kaynaklarına yönelinecek.
    [FONT=Arial]- Fosil yakıtlar yerine örneğin Biyo dizel yakıt kullanılacak.
    [FONT=Arial]- Çimento, demir çelik ve kireç fabrikaları gibi yüksek enerji tüketen işletmelerde atık işlemleri yeniden düzenlenecek.
    [FONT=Arial]- Termik santrallerde daha az karbon çıkartan sistemler, teknolojiler devreye sokacak.
    [FONT=Arial]- Güneş enerjisinin önü açılacak.
    [FONT=Arial]- Fazla yakıt tüketen ve fazla karbon üretenden daha fazla vergi alınacak. [4]
    Bu protokolü imzalamayan ülkelerden biri olan A.B.D. atmosfere en fazla zarar veren ve çevreyi kirleten ülke konumundadır. Yaklaşık 5 milyon kişiyi işsiz bırakacağı gerekçesiyle bu protokolü imzalamayan A.B.D. gelecekte yaşanacak felâketlerin de en büyük sorumlusu olacaktır. Tüm dünyadaki sera etkisi yapan gazların yaklaşık olarak % 25’ini tek başına bu ülke üretiyor. Protokolü imzalamayan diğer önemli ülkeler ise Çin, Hindistan ve Avustralya’dır. Bu ülkelerde de çok fazla miktarda sera gazı emisyonu yapılmakta. Avustralya kişi başına en çok sera gazı üreten ülkelerden birisidir. Avrupa Birliği ülkelerinin ise tamamı Kyoto Protokolü’nü imzalamış durumda. Kyoto Protokolü’nü imzalamayan en önemli ülkelerden birisi de üzülerek söyleyeyim ki Türkiye’dir. 2007 Şubat ayı başında Çevre ve Orman Bakanı bir televizyon kanalında bunun mâliyetinin Türkiye için çok ağır olduğunu belirtti ve yaklaşık 10-15 Milyar Dolarlık bir rakam açıkladı. Türkiye ekonomisinin bunu kaldıramayacağını söyleyen Bakan -bunu affettirmek kaygısıyla olsa gerek- ağaç ve ormana verdikleri önemden ve bu konuda yapılanlardan uzun uzun söz etti. Öyle sanıyorum ki Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve ilgili bakanlarının bu konuda daha duyarlı olup gerekli önlemleri almak için iç dinamiklerin, özellikle de çevreci kurum ve kuruluşlar ile Belediyeler ve Sivil Toplum Örgütleri’nin yeterince baskısı gerekiyor.
    [COLOR=blue][FONT=Arial](Tüm dünyanın tam katılımının gerektiği bu çok yaşamsal konu dahi, yazık ki, egemenler elinde çifte standartlar ve tek yanlı uygulamalar ile ulusal çıkarlarının baltalanması istenen ülkelere karşı çevreci görünümlü ancak baskılayıcı yaptırımlara dönüşen bir silah olarak kullanılma yoluna gidilmekte. Yukarıda değinildiği gibi, başta ABD olmak üzere küresel felaketin baş sorumluları dururken; merkezlerinin/yönlendiricilerinin/fonlayıcılarının neresi olduğu artık pek de gizli olmayan bir takım STÖ'ler tarafından, "Türkiye Kyoto'yu imzala!" sloganıyla bir süredir zaten başlatılmış bulunan kampanyaların niyeti hakkında bazı kuşku ve çekincelerimiz olmalıdır. E-DergimaniA)
    [FONT=Arial]VII- KÜRESEL ISINIMA KARŞI NELER YAPILABİLİR
    [FONT=Arial]Küresel Isınım etkilerini gidermek, en azından süreci uzatmak için neler yapılabilir? Bilim adamları bu konuda yine insanların, duyarlı çevre örgütlerinin, Sivil Toplum Örgütlerinin ve hükümetlerin yardımlarını sıralamışlar:
    - Dünyada bu konudaki tek kapsamlı protokol olan Kyoto Protokolü’nün tüm dünya ülkeleri tarafından imzalanışı gereklidir. İmzalamayan ülkelere ise çeşitli yaptırımlar uygulanabilir.
    [FONT=Arial]- İmzalanmış bulunan bu protokolün gereklerini tüm ülkeler uygulayıp daha temiz ve çağdaş bir yaşam ortaya çıkarılışını sağlamakla yükümlüdürler. Bu gerçek çağdaşlığın en büyük gereğidir. Bu bağlamda A.B.D., Çin, Hindistan, Avustralya gibi ülkelerin çağdaş olmadıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.
    [FONT=Arial]- Basın-yayın organları, televizyon, sinema gibi görsel etkinlikler kullanılarak tüm insanların bu konudan haberdar edilerek çözüme katkılarının sağlanışı gereklidir. Biliyoruz ki birçok basın kuruluşunun etkisi devletler ve hükümetlerinkinden çok daha fazladır.
    [FONT=Arial]- Yerel yönetimler, Valilikler ve ilgili kamu kuruluşları bu konularda gerekli yasal ve yapay düzenleyişleri yapmakla doğal olarak yükümlüdürler. [FONT=Arial]İklim değişikliği etkilerine uyum hazırlığında işbirliği yapacak, kıyı kuşağı yönetimi, su kaynakları, tarım ve özellikle kuraklık, çölleşme ve sellerden etkilenen alanların korunuşu için entegre planlar hazırlayacak ve geliştirecektir.
    [FONT=Arial]- Gönüllü kişiler ile Sivil Toplum Örgütleri çeşitli etkinliklerle Küresel Isınıma karşı önlemler alabilir, bu konuda yasal düzenleyişler yapılıp teşvikler ve kaynak aktarımları yapılabilir.
    [FONT=Arial]- İnsanların tekil olarak yapabilecekleri ise ağaç dikmek, enerji tasarrufu yapmak, doğaya zarar vermeyen yakıt ve enerji türleri kullanmaktır.
    - Küçük yaşlardan başlayarak insanlara çevre ve doğa sevgisi aşılanarak bilinçli yaşam öğretilebilir. Çünkü bu dünya onlara bırakacağımız en önemli emanettir. Okullarda ödüllü yarışlar düzenlemek, Fizik, Kimya ve Biyoloji gibi temel ders konularında Küresel Isınımı işlemek onları bilinçli yapacaktır.
    [FONT=Arial]- Enerji üretiminde fosil yakıt kaynakları yerine temiz enerji kaynaklarına, yani Biyo enerji, Güneş, Rüzgâr ve Dalga Enerjisi yöntemlerine ağırlık verilebilir.
    [FONT=Arial]- Kara, deniz ve hava taşıtlarında petrol ürünleri yerine başta Hidrojen-Bor Enerjisi olmak üzere güneş ve rüzgâr enerjisi kullanmak doğaya salınan karbon emisyonunu önemli ölçüde azaltacaktır.
    [FONT=Arial]- Yine enerjiyi verimli kullanmak, tasarruf sağlayıcı önlemler almak, besin maddeleri ve su tasarrufu yapmak da herkese düşen en önemli görevlerdendir.
    BU ÜLKE BİZİM, BU DÜNYA HEPİMİZİN!...




    [IMG]http://okulweb.meb.gov.tr/03/18/233614/images/isinma.jpg[/IMG][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/COLOR][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT]
     
  2. gülüş

    gülüş Daimi Üye

    ''Buzdolabı, kuru temizleyiş makinaları, tıraş köpüğü ve koku giderici -deodorant sprey denilen- fıs-fıslar ise bir kâbus gibi atmosfere salınan sera gazları etkisinin artışına yol açmıştır''.


    ''Küresel Isınımla birlikte denizlerimizdeki su akıntıları ve sıcaklık rejimleri değişecek. Balıkların göç yolları bozulacak, denizlerdeki bitki ve

    hayvan toplulukları olumsuz etkilenecek ve birçok tür yok olacak.

    - Kuru kesimlerde yüksek sıcaklıklarla birlikte orman yangınları ile tarımsal hastalık ve tarım zararlılarında büyük artışlar görülecek.

    - Kavurucu sıcaklar ve kuraklık tarımsal ürünlerin hem çeşidinin hem de miktarının azalışına neden olacak''

    Bence çok önemli bir konuya değinmişsin kaptan
    Bu bilgileri hepimiz bilmeliyiz Dünyanın bu hale gelmesinde bizim suçumuz olmasada dönüp dolaşıp sonunda bi şekilde bizede bulaşacak
    Bu sorunlar

    ki hem etrafımız denizlerle çevrili hemde tarım ülkesiyiz(Gerçi tarım kaldımı bilmiyorum)dolayısıyla dünya ile birlikte en çokta Bizim hazırlıklı olmamız lazım duruma bakılırsa Acil önlem alınması gerekir.
    Ama nerde?

    Savaşın hiç bitirilmediği Her gün silahların atıldığı İnsanların öldürüldüğü bir Dünyada nasıl yaşanılır bunuda düşünmek lazım


    Gerçi bu yazıda silahlardan bahs edilmemiş ama Benim içimden böyle geçti benim bildiğim kadarıyla atılan silahlarda tetikliyor ...

    daha fazla uzatmadan teşkkürler paylaşım için
     
  3. ero

    ero Daimi Üye

    günümüzün en büyük sorunu bu bence.

    kaptan konuya dikkat çektiğin için teşekkürler.

    ama kapitalizmdeki karlılık dürtüsü, fabrikatörleri o kadar sarmalamış durumdaki kendilerinden sonra bu dünyayı çocuklarının, torunlarının kullanacaklarını unutturmuş..

    insan ırkına yapılabilecek en büyük kötülük bu olsa gerek.

    malum ülkemiz KYOTO'yu yeni yeni hayata geçirmeye başladı.

    ve şu ana bildiğim kadarı ile doğaya en büyük zararı amerika ve çin veriyor...

    umarım onlarda en kısa zamanda bu yaptırımlara uyar....
     
  4. Alevi_Kaptan

    Alevi_Kaptan Admin Staff Member

    evet arkadaşlar kim yaparki demeyelim, gereksiz ne varsa kapayalım!!
     
  5. gülüş

    gülüş Daimi Üye

    KÜRESEL ISINMAYA KARŞI ALINMASI GEREKEN 25 ÖNLEM!..

    BM raporuna göre, 100 yıl içinde küresel ısınma yüzünden ortalama hava sıcaklığı 1.8 derece artacak. Denizler 59 cm. yükselecek ve İstanbul gibi kıyı şehirlerinin büyük bölümü sular altında kalacak. 3 milyar kişi su sıkıntısı çekecek ve 600 milyon insan kuraklık yüzünden ölümle burun buruna gelecek

    Saygın haftalık haber dergisi Time, felaketi önlemenin pratik yollarını açıkladı. Time´a göre, küresel ısınmayı engellemenin en önemli yolu enerji tüketimini azaltmak. Daha az tüketim, ısınmaya yol açan kirli gazların atmosfere daha az salınması anlamına geliyor. İşte öneriler:

    1 Mısır yakıtı kullanın
    ÇÜNKÜ dünyadaki otomobillerin yarısı, petrol yerine mısırdan üretilen etanol yakıtını kullanırsa küresel ısınmaya yol açan gazları atmosfere salınımı yüzde 7 düşer

    2 Evinizi izole edin
    ÇÜNKÜ küresel ısınmaya yol açan gazların yüzde 16´sından konutların enerji tüketimi sorumlu. Evlerin izole edilmesi ısınma enerjisini yüzde 40 azaltır.

    3 Ampulleri değiştirin
    ÇÜNKÜ sadece 7 watt harcayan çevre dostu ampüller 40 watt´lık standart bir ampül kadar ışık yayabiliyor.

    4 Sokakta LED ampül
    ÇÜNKÜ cadde aydınlatmalarının 18 ayda bir yenilenmesi gerekiyor. Yüzde 40 daha az elektrik harcayan LED ampüller, 2 kat daha pahalı ama 5 yıl kullanılıyor.

    5 Ciplere ağır vergi
    ÇÜNKÜ 1.8 litre motor hacmine sahip bir sedan otomobil kilometrede 170 gram karbon gazının atmosfere salınmasına yol açıyor. Ciplerde bu oran 2 kat fazla.

    6 Organik kıyafet giyin
    ÇÜNKÜ içinde tamamen doğal ortamda yetişmiş pamuktan yapılan yüzde 100 organik kıyafetler üretilirken yüzde 60 oranında daha az enerji harcanıyor.

    7 Yolculuğu paylaşın
    ÇÜNKÜ araştırmalar otomobil kullananların yüzde 38´inin yalnız seyahat ettiğini gösteriyor. İşe gidip gelirken otomobille topluca seyahat edin.

    8 Jeotermal ısıtma
    ÇÜNKÜ 13 dereceye kadar ısıtılan suyun merkezi bir sistemden binaya dağıtırak, doğalgazlı ısıtmaya destek sağlanabilir ve enerji tüketimi düşürülebilir.

    9 Hybrid otomobil
    ÇÜNKÜ elektrik ve benzin olmak üzere iki motora sahip olan hybrid otomobiller, yüzde 20´ye varan yakıt tasarrufu sağlıyor.

    10 Ekolojik makyaj
    ÇÜNKÜ içerdiği kimyasal maddelerden dolayı kozmetik ürünlerin bir çoğu çevreye zarar veriyor. Bitki özlerinden yapılan organik makyaj ürünleri moda oldu.

    11 Kırmızı et yemeyin
    ÇÜNKÜ kırmızı et yemeyi azaltarak ısınmaya yol açan sera gazlarının oranı yüzde 4 azaltılabilir. Dünyada 1.7 milyar inek, 1.5 milyar koyun var.

    12 Plastik kullanmayın
    ÇÜNKÜ plastik doğadan 1000 yılda temizleniyor. Yılda 500 milyar poşet kullanılıyor. Sadece yüzde 3´ü kağıttan...

    13 Geridönüşümlü kağıt
    ÇÜNKÜ geri dönüşümlü kağıdın üretimi yüzde 60 enerji tasarrufu sağlıyor.

    Yılda 900 milyon ağaç kağıt üretimi için kesiliyor.

    14 Toplu taşıma kullanın
    ÇÜNKÜ sera gazlarının yüzde 14´ü araçlar yüzünden atmosfere salınıyor. Otobüse binerek bu oran yarıya yarıya azaltılır.

    15 Bekleme modu
    ÇÜNKÜ araştırmalar evlerde harcanan elektriğin yüzde 75´ini bekleme modunda tutulan televizyon ve bilgisayar gibi elektronik cihazların harcadığını ortaya koyuyor.

    16 İnik lastiklere dikkat
    ÇÜNKÜ havası inik lastiklerle seyahat etmek benzin tüketimini yüzde 10 oranında artırır.

    17 Küçük evde oturun
    ÇÜNKÜ 200 metrekarelik bir evi ısıtmak için, 100 metrekarelik bir evden 2.5 kat daha fazla enerji harcanması gerekiyor.

    18 Eski kıyafeti verin
    ÇÜNKÜ eski kıyafetlerin eritilip yeniden kumaş haline getirilmesiyle yüzde 76 enerji tasarrufu sağlanabiliyor.

    19 Gökdelene izin verin
    ÇÜNKÜ cam dış cepheye sahip olan gökdelenlerin ışıklandırma ve ısıtma giderleri, beton bir binaya göre daha az.

    20 Kravat takmayın
    ÇÜNKÜ kravat takmayarak sıcaklamazsınız. Erkek çalışanların tümü kravat takmazsa, klimalar daha az çalışır ve daha az enerji harcanır.

    21 Pamukluları atmayın
    ÇÜNKÜ pamuklu kıyafetler, sentetik madde içermediği için geri dönüşüm yapılamıyor. Ne kadar giyilirse o kadar kardır.

    22 Ofis değil evde çalışın
    ÇÜNKÜ imkanı olanlar ev-ofislerde çalıştığında ulaşım nedeniyle ortaya çıkan sera gazlarının azalması bekleniyor.

    23 Karbon gazı denize
    ÇÜNKÜ atmosfere her yıl salınan 7.3 milyar ton karbon gazının yüzde 10´u okyanus tabanında depolanabilir.

    24 Yazın pencere açın
    ÇÜNKÜ klima yerine bir pencere açarsanız yıllık 22.7 ton olan kişibaşı karbon gazı salınımınızı 1.8 ton azaltırsınız.

    25 Bahçenize bambu
    ÇÜNKÜ sadece çapı geniş dallara sahip olan bitkiler, saldıklarından daha çok karbon gazını emebiliyor.
     
  6. ero

    ero Daimi Üye

    TEŞEKKÜRLER GÜLÜŞ.
    KÜÇÜK AMA ÇOK ETKİLİ BAZI ÇÖZÜMLERİ PAYLAŞMIŞSIN
     

Share This Page