Kenan Paşaaa...

Konu, 'Güncel Olaylar' kısmında zALİş tarafından paylaşıldı.

  1. zALİş

    zALİş Daimi Üye

    Oku! ..............
    Nejdet Adalı... Sedat Soyergin... Erdal Eren... Veysel Güney... Ahmet
    Saner... Kadir Tandoğan... Mustafa Özenç... Ethem Coşkun... Necati
    Vardar... Seyit Konuk... Ali Aktaş... Ömer Yazgan... Erdoğan Yazgan...
    Mehmet Kambur... Ramazan Yukarıgöz... İlyas Has... Hıdır Aslan...
    Bir isim listesi olduğunu görüp atladıysanız şimdi lütfen geri dönün
    ve bu isimleri tek tek okuyun. Çünkü bu isimleri, hiç değilse
    birkaçını aklımızda tutmamız gerekiyor. Bu isimler, Kenan Evren
    liderliğinde yapılan 12 Eylül 1980 darbesi sırasında ciğeri beş para
    etmez herifler tarafından asılarak katledilen yirmili yaşlarında
    gençlere aitler. İsimleri ve yüzleri, Dostluk ve Yardımlaşma Vakfı'nın
    hazırladığı '12 Eylül Adaleti' adlı belgeselin 15 dakikalık tanıtım
    filminin sonunda görünüyor. Tek tek geçiyorlar filmin içinden.
    Avukatlar, yargıçlar, savcılar, anneler, arkadaşlar konuşuyor.
    'Erdal Eren'i, heyetin önünde ağzından burnundan kan gelesiye
    dövdüler' diyor avukat, 'Yargıçların yüzünde bir tebessüm bile vardı'.
    Kenan Paşa'nın yaşını büyütüp astırdığı çocuktur Erdal Eren. İdamına
    dört celsede karar verilmiştir. Sakın unutmayın!

    'Dişlerimle yolacağım'
    Mehmet Kambur'un annesi "O Kenan Paşa'yı bir görsem" diyor, yüzü yol
    yol olmuş yaşamaktan, başörtüsü kaymış, 'Onu dişlerimle yolacağım,
    dişlerimle!" Gözünde bir bakış var... Daha ben diyemem size o bakışı,
    öyle bir sözcük bilmiyorum.
    Ramazan Yukarıgöz'ün annesi tabutun başındaymış gibi anlatıyor:
    "'Açın tabutu, çocuğumu göreceğim' dedim. 'Mühür var, açamayız'
    dediler. 'Ben bu devletin mührünü tanımam' dedim, çektim attım mührü.
    Bir açtım ki tabutu... Saçları yeni taranmış sanki. Kaşları kalem
    gibi, yüzü..."

    Kenan Paşaaa!
    Onun sesi titrerken başka bir avukat başlıyor, başka bir idam sahnesine:
    "Cellat boynuna ipi geçirmek için uğraşıyordu. 'Bırak' dedi, 'Ben
    yaparım. Bir yerimi sakatlayacaksın yoksa'. Aldı yağlı urganı, kendi
    boynuna geçirdi. Sonra... 21 dakika sallandı ipin ucunda. Yanına
    gittim... Birkaç dakika önce saçını okşadığım çocuğun... Saçlarını
    okşadım."
    18 yıl önce ölmüş bir çocuk için, bütün çocuklar için, 18 yıl önce
    teker teker ellerinden alınmış arkadaşları için, kum gibi akıp giden
    insanlar için, anlatanların sesi titriyor. 15 dakikalık film bitiyor
    ve ta içimden şunları demek geliyor:
    Kenan Paşaaa! Kenan Paşaaa!
    Bugün 21 dakikalığına öl. Öl. 21 dakika öl ve geri gel, yeniden ve
    yeniden öl sonra, yeniden ölmek için yeniden diril. Kaç çocuğu
    katlettiysen o kadar kere, hepsi için öl sen bugün. Kenan efendiiii!
    Bugün 12 Eylül; bu memleket seni en derin ve en taze intikam
    hisleriyle selamlar! Bir gün çıkacağın sanık kürsüsünde salya sümük
    ağlarken korkudan yerlerde süründüğünü görmek dileğiyle...
    Ve bunu ne kadar kalpten söylediğimi anlatamam Kenan Paşa!

    12.09.2008
    ECE TEMELKURAN
     

Sayfayı Paylaş