Hadi diyelim Kadıköy, Çanakkale, Antalya seçmeni ‘Kemalist taş kafa’ olduğu için ‘hayır’ diyor ve Avrupa demokrasisinden falan da bir şey anlamaz. Peki, Tunceli seçmeni, neden yüzde 81 oranında ‘hayır’ diyor? Hiç kimse Ege ve Akdeniz illerinde yaşayan seçmenlerin “demokratikleşme ve sivilleşmeye hayır” dediğini iddia edemeyeceğine göre, bu referandumda ‘evet’ diyen seçmen ne demokratikleşmeye ne de sivilleşmeye "Evet" dedi. AKP yandaşlarının iddia ettikleri gibi, evetçi seçmen orduyu kışlaya sokacak, 12 Eylül ile hesaplaşacak, kısaca Avrupa tipi demokrasiyi getirecek bir Anayasa’dan çok, kendi yaşam biçimini koruyan AKP’nin iktidarda kalıp kalmaması ile ilgilendi ve kalması yönünde oy kullandı. Batılı seküler yaşam biçimine sahip olan “deniz kenarı” insanlarının batı tipi demokrasiyi istemediklerini, Türkiye’nin demokratikleşmesine karşı olduklarını da söyleyememeğimize göre, referandumda başka bir şeyin oylandığını anlamamız gerekiyor. Bence referandumda seküler yaşam biçimine sahip olanlarla, seküler yaşam biçimine karşı olanlar, karşı karşıya geldi ve Türkiye haritasından da görüleceği gibi, Ege ve Akdeniz’deki batılı sekülerler AKP’ye karşı, Karadeniz dâhil Anadolu ve İstanbul’un göçle oluşmuş ilçeleri AKP’ye oy verdi. Bunu, ‘Avrupa türü sivil, gerçek demokrasiyi isteyen seçmen evet, Avrupa demokrasisi karşıtı milliyetçi Kemalistler hayır dedi’ diye okumak doğru değil. Böyle okursak, örneğin İstanbul’un Adalar, Bakırköy, Beşiktaş, Maltepe, Sarıyer, Şişli ve Kadıköy gibi ‘deniz ilçeleri’ndeki ‘Hayırcı’ seçmenlerin, Türkiye ortalamasının üstünde ‘Evet’ demiş Bağcılar, Sultanbeyli, Ümraniye, Sultangazi, Kağıthane, Gaziosmanpaşa gibi varoşlardaki ‘göç ilçeleri’nin seçmenlerinden daha az batılı olduğunu iddia etmemiz gerekir ki, bu saçma olur. Peki buna rağmen kamuoyunda neden tam tersi bir algı oluşuyor? Türkiye’de dincilerin, sağ ve sol liberallerin ‘Avrupa değerleri’ konusunda bilinçli ya da bilinçsiz sistemli çarpıtmaları var. Bu kesimler tarafından, Avrupa demokrasisi denilince din ve vicdan özgürlüğü dışında hiç bir şeyden bahsedilmiyor. Oysa Avrupa demokrasisin temeli, Avrupa seküler hümanizmidir. Din ve vicdan hürriyetini de bu seküler hümanist düzen korur. Avrupa’da seküler hümanizme karşı olup, din ve vicdan özgürlüğünü savunan bir tek demokrata ya da liberale rastlayamazsınız. Batı’da Müslümanların haklarını ve özgürlüklerini savunanlar, seküler sosyal demokratlar ve sosyalistlerdir. Hiçbir aydınlanmamış yani seküler olmayan Hıristiyan ve Yahudi ‘dinsel özgürlük’ savunmaz. Radikal Müslüman, radikal Hıristiyan ve radikal Yahudi, din ve vicdan özgürlüğü adı altında yalnızca kendisine özgürlük ister. Bu dinlerin bir birbirlerini boğazlamalarını ise, ‘seküler hümanizm’ önler. Bizdeki seküler hümanistler ise, ‘laikci’ diye küçümsenir. Belki de asıl sorun bizdeki ‘laik’lerin bilinçli ‘seküler’ olmamasında. Türk liberalleri ya da AKP’liler şimdi seçmenin demokrasiye yani Avrupa değerlerine, evet dediğini söylüyor. Bunlara göre, örneğin Malatya, Trabzon ya da Sultangazi seçmeni bu oylamada eşcinsel evliliğine, kadın erkek eşitliğine, ibadethanelerin devlet tarafından finanse edilemeyeceğe, devletin resmi dini olamayacağına, toplumsal hayatta seküler hukuk ve kuralları dışında İslam hukuku ya da Hıristiyan hukuku gibi bir hukukun veya kuralın olamayacağına, ülkede yaşayan Alevilerin, sunnilerin, Yahudi ve Hıristiyanların eşit olduğuna, işçi ve memurlara grevli sendika hakkı verilemesine, kamu kurumlarına atamalarda Fethullahçılık ya da eş, dost akraba ayrımcılığı yapılamayacağına, dinsizliğin dindarlık kadar normal olduğuna, Kürtlerle Türklerin eşitliğine de ‘evet ‘ demiş oluyor. Efendim? Hayır, bence de demezler tabii. Hadi diyelim Kadıköy, Çanakkale, Antalya seçmeni ‘Kemalist taş kafa’ olduğu için ‘hayır’ diyor ve Avrupa demokrasisinden falan da bir şey anlamaz. Peki, Tunceli seçmeni, neden yüzde 81 oranında ‘hayır’ diyor? Sakın Dersimliler, Kemalistler Dersim’i bombalarken şuurunu kaybetmiş ve hala onun etkisiyle böyle şuursuzca falan davranıyor olmasınlar? Bu soruya, AKPlilerin ve liberal aydınlarımızın cevap bulması lazım. Bu soruya cevap verirken lütfen, Dersim’in Alevi – Kürt ve Zaza seçmeninin, bu Anayasa’ya daha önce, 12 Eylül koşullarında bile en fazla ‘hayır’ diyen seçmen olduğunu unutmayın. Soruyu şöyle de ifade edelim: Daha önce yüzde 80 oranında hayır dedikleri bir Anayasa’ya bugün yüzde 80 oranında sahip çıkan bir halk delimi yoksa bir şeylerden mi korkuyor, birilerine inanmıyor mu? Sonuçta referandumda, belki de çok kabaca “Fethullah Gülen değerleriyle batı değerleri çarpıştı” diyebiliriz. Kim ne derse desin, Fethullah Gülen değerleri bireyi ve hümanizmi öne alan demokrasiden çok, cemaati ve itaati öne alan gericiliği temsil etmektedir. Gülen ilk kez bu halk oylamasında aleni ve kararlı bir şekilde tarafını gösterdi. Başbakan Erdoğan’ın, Gülen’e teşekkür etmesi de boşuna değildi. Ancak Gülen’in yönü, kim ne derse desin, batıdan ya da doğudan çok, geriye dönüktür. (Selami İnce - Birgün)
Dersim Halkı nasılda hemen ön planda oldu Niye Hayır dediği için . Zamanında Dersim bomlanırken ve bugunun Turkıyesınde bıle sozde Kemalıst cevreler Dersım Halkı ıcın terorıst seyyıd rıza ıcınde ısyancı lider yakıstırması yapıyorlardı Sımdı aynı Kemalıstler Dersım hALKI ıcın Alkıs tutuyorlar ! BIZE NE YAPACAGIMIZI NE ETTIGIMIZI KIMSE SOYLEMESIN BIZ NE YAPTIGIMIZIDA IYI BILIYORUZ KIMSEDEN ALKIS BEKLEMIYORUZ BIZIM HALEN 1937 YILI YARALARIMIZ VAR DURMAK BİLMEYEN GÖZYAŞLARIMIZ VAR... DERSIM HALKI EN ONURLU HALKTIR KIMSEYE BOYUN EGMEYEN KIMSEYEDE ZULUM ETMEYEN HALKTIR ..!!!
tarih, eminim ki, ülkemizin istikbal senaryolarının yeniden şekillendirildiği yeni dönemde, herkese bir rol verecektir.. herkes amacına ulaşmak için bazı yeteneklerini sergilemek zorunda kalacak.. ve tabiiki, herkes hakettiği sonu yaşayacak.. önemli olan oyuna girdiğimiz an ile, oyunun bitişi zamanları arasında, ilk duruşumuzu ne kadar iyi koruyabiliyoruz o önemli..