DİNDE PARÇALANMA HİZİPÇİLİK FIRKACILIK Enam Süresi 153.ayet: ''Bu benim dosdoğru yolumdur.bu yolu izleyin.başka yolları izlemeyin.Yoksa Allah'ın yolundan uzaklaşıp parçalanıp fırkalara bölünürsünüz.Sakınıp korunasınız diye o size bunu önermiştir.'' Enam Süresi 159.ayet: ''Dinlerini parça parça edip fırkalara ayırıp hiziplere bölenler var ya senin onlarla hiç bir ilişkin yoktur.Onların işi Allah'a kalmıştır.Allah onlara yapıp ettiklerini haber verecektir.'' Enam süresi 153.ayette kuran-ı kerim Allah'ın yolunun bir olduğunu bu yoldan başka yolların izlenmemesi gerektiğini vurgulayıp,başka yollara sapanların Allah'ın yolunu parçalayıp fırkalara ve hiziplere böleceğini söylüyor.. Enam süresi 159.ayet'te ise dinlerini parçalayıp fırkalara bölüp hiziplere ayıranlara çok sert bir ifadeyle onlarla işin yok onların işi Allah'a kalmıştır diyerek dini parçalayıp fırkalara ve hiziplere bölenleri kınanmaktadır...Peki fırka ve hizip nedir.Bir din nasıl fırkalara ayrılıp hiziplere bölünür... Fırka ve hizipin kelime anlamı nedir.Hizip, grup demektir.zeheap kökünden gelir bir anlamıda mezhep demektir. Fırka ise tarikat kelimesiyle eş anlamlıdır. Kuran bu ayetleriyle, mezhep ve tarikatlarla dinin parçalanacağını hizip ve fırkalara ayrılıp bölüneceğini vurlamıştı.Benim mezhebim benim tarikatım benim cemaatim diyerek bu din parçalanmış ve fırkalara ayrılıp hiziplere bölünmüştür. Rüm Süresi 31-32.ayet:'' Sakın şirke sapanlardan olmayın.Onlar ki Dinlerini parçalayıp fırkalara ayırıp hiziplere böldüler.Her hizip kendi elindekiyle kendi yanındakiyle sevinip övünür.'' Bu ayet'te Dini parçalayıp fırkalara ve hiziplere bölenlerin Allah'a şirk koştuklarını , fırkalar ve hiziplere bölünüp kendi hizipleriyle övündüklerini söylüyor.her parçalanmanın ardından her hizip kendi yanındakiyle kendi hizbiyle kendi mezhep ve tarikatıyla övünüp kendilerini doğru yolda olduklarını zannetmeye başlarlar. Buda her hizip, karşı hizibi din dışı görmeye başlar ve birbirlerini sapık ilan edip çatışmaya başlaması kaçınılmaz olur. bunun tek nedeni Allah'ın yolunu bırakıp çeşitli yolla , Allah'ın yolunu kendi yolu olarak görmeye başlamalarıdır..Peki bu yollara girip de Allah'ın yolunda olduğunu zannetmeye başlayanlar gerçekte kimin yoluna girmiş oluyorlar. Gerçekte o hizbin -mezhebin o fırkanın, o tarikatın kurucusunun yoluna girmiş oluyorlar.Hanefi-şafi-hanbeli, maliki ve daha ismi yüzlercesini bulan hiziplerle o tarikatın kurucusu şeyhlerin seyyidlerin dedelerin hocaların Allah yolundan çıkıp bu yollara girmektedirler.ve kendi şeyhlerini seyyidlerini dedelerini memnun etmeye çalışmaya başlarlar.şeyhlerini seyyidlerini dedelerini hocalarını memnun etmeyi Allah'ı memnun etmiş gibi görmeye başlarlar...ve böylelikle o kurucu olan şeyh seyyid efendi üstat hazretlerine tapmaya ilahlaştırmaya el etek öpmeye şefaat istemeye başlarlar.buda onları sapıklaştırır.Allah'a kulluktan çıkartıp bu tarikat kurucularına tapmaya başlarlar.ama onlar hala kendilerini doğru olda olduklarını zannederler. Ali İmran Süresi 103.ayet::''Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın.fırkalara ayrılıp bölünüp parçalanmayın.'' Hz.peygamber'e sordular Allah'ın ipi nedir ya resulullah diye. Hz.peygamber:Kuran-ı kerim Allah'ın gökten yere uzanan ipidir. cevabını vermiştir.Kuran-ı kerim Allah'ın gökten yere uzanan ipidir.bu ipi bırakıp bölünüp parçalananlar kuran'dan koparlar.İşte Ali imran süresi 103.ayet hep birlikte teriminide kullanarak fırkalara hiziplere ayrılmayın benim gönderdiğim bu ipe kuran^'a sarılın emrini vermektedir.ama islam dünyasına bakınca ne görüyoruz... İslam dünyası kuran'dan kopuşun ve tam hızla hizipleşmenin ve fırkalaşmanın ocağında kıvranmaktadır.Kuran-ı kerim evrensel zaman üstü, çağlar üstü olmasına rağmen islam dünyası neden geri kalmıştır.Kuran evrensel zaman üstü çağlar üstü , islam dünyası geri kaldı.o zaman iki sonuç çıkıyor ortaya, ya bu kuran haşa sahtekar yada bu islam dünyası bu kuran'a uymuyor.bunun üçüncü bir seçeneği yok. islam dünyası mezhep ve tarikatına tutunup kurandan koptuğu için geri kaldı ve kendi mezhebini tarikatını cemaatini hocasını şeyhini evrensel ve zaman üstü kabul etmeye başladı.. Bu kuran'a göre şirk'ti. İslam dünyasının tek çaresi hizipçiliği fırkacılığı yani mezhep ve tarikatçılığı bi kenara bırakıp Allah'ın gökten yere uzanan ipi Kuran-ı kerime tutunmaları gerektiğini anlamasıdır. Bakara Süresi 147.ayet: '' Gerçek şu ki Hak rabbinden gelir o halde sakın kuşkuya düşenlerden olma.'' Bu hizipleşme ve fırkalaşma zamanla Kendi hizip ve fırkasına tapmaya ona ummadık isim ve sıfatlar verebilmeye kadar götürebilir.HAK Allah'ın isim sıfatıdır.ama hizipçi ve fırkacılar kendi hizip ve fırkasına HAK demeye başlarlar. 4 Hak mezhep gibi... Bu kuran açısından tam anlamıyla dinden çıkıştır.kuran Allah'ın hak olduğunu ve Hakkında Allah'tan geldiğini söylemektedir.fani birilerine HAK damgası vurmak Allah'ın isim sıfatını birilerine vermek şirktir.ve insanı dinden çıkartır.Hak olan Allah hakkı gönderir.ve hak allah'tan gelir.Allah bize kuranı göndermiştir.ve kuran haktır.Kuran bizatihi kendisi Haktır.mezhepler Allahtan gelmedi ki hak olsun.böyle bir söylem ve inanç insanı dinden çıkartır. Bakara Süresi 2.ayet:'' Kuran'da kuşku çelişki ve tutarsızlık yoktur.'' Kuran'da kuşku çelişki ve tutarsızlık yok ama islam dünyası kuşku çelişki ve tutarsızlıklarla doludur.mezhep ve tarikatların birinin olur dediğine birinin olmaz,birinin ak dediğine biri kara, birinin sevap dediğine biri günah diyebilmektedir.Bunun tek nedeni kurandan kopuşumuz hizip ve fırkalaşmamızdır.
