İnsanlık Kasırgalardan güçlüdür

27 Eylül Pazar günü yapılacak "Küba ile Dayanışma Konseri" öncesi, José Marti Küba Dostluk Derneği Başkanı Oğuz Kavala ile "konser" ve dernek çalışmaları hakkında görüştük.
"Küba’ya destek verelim ki, insanlar yağmurdan ölmesin. Sellerin canlarımızı almayacağı bir dünyanın mümkün olduğunu göstermek ve bu örneği desteklemek için konser düzenliyoruz."
Derneğin bu konseri düzenleme amacını paylaşır mısınız?
Küba sürekli olarak tropikal kasırgalara maruz kalan bir ülke. Her yıl birkaç önemli kasırga felaketi yaşanıyor. Ancak geçen yıl üç tane çok büyük kasırga yaşandı Küba’da. Yüz binlerce konut yıkıldı. Toprak üzerindeki mahsullerin tamamı yok oldu. Elektrik sistemi çok büyük ölçüde hasar gördü. Küba bütün bu felaketi sadece 7 yurttaşının hayatını kaybetmesiyle atlattı. Aynı Kasırgalarda başta ABD olmak üzere komşu ülkelerden binlerce kişi hayatını kaybetmişken Küba’nın kasırgalara bu kadar az kayıpla atlatması tüm dünyanın ilgisini Küba’nın felaketlerle mücadelesindeki başarıya çevirdi. Birleşmiş Milletler Küba’yı bu konuda tüm felaketler için örnek alınması gereken ülke olarak ilan etti.
Ama hem bu büyüklükteki bir felaket, hem de Küba’nın başında 50 yıldır en büyük bela olan ABD ablukası yüzünden yaraların sarılması çok güç oldu. Küba tüm halkın seferberliği sayesinde insanların barınma, beslenme, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılamayı başardı, ama yine de özellikle konutların tamiri ve büyük ölçüde yeniden inşası için destek gereksinimi sürüyor.
Biz de özelikle çatı kaplama malzemesinin temininde yardımcı olabilmek için bu konseri düzenliyoruz. Aslında bu yardım çok değerli sanatçı dostlarımız Erkan Oğur, İsmail Hakkı Demircioğlu, Gökhan ve Burhan Şeşen ve Şevval Sam’ın yardımıdır esas olarak. Biz dernek olarak sadece onlara aracılık ediyoruz. İzleyiciler sanatçılarımızın desteğine katkı yapacaklar.
Böylece iki günlük bir yağmura 30 ölü vermiş bir ülkenin halkına bundan başkasının da mümkün olduğunu, çok daha büyük felaketlerden insan hayatı kaybetmeden ya da çok az bir kayıpla kurtulabilmenin mümkün olduğunu bir kez daha hatırlatacağız tüm dostlarımızla.
Dernek olarak konserin dışında, destek amacıyla başka bir çalışma yapıldı mı?
Bu başlıkta başka bir çalışmamız yok. Ancak biz süreklileşmiş bir şekilde halkımızda zaten var olan Küba sempatisini ayakları yere basan gerçek bir dostluk haline getirmeye çalışıyoruz. Bunun için en önem verdiğimiz başlık Granma ve Prensa Latina’nın Türkçe’de yayınlanması.
Böylece Küba devriminin sesini kendi ağzından ülkemize taşıyoruz. Granma iki yılı aşkın bir süredir dünya çapında çok konuşulan dillerin bile bazılarından önce aylık olarak Türkçe’de yayınlanıyor. Küba’nın gurur kaynağı haber ajansı Prensa Latina da iki yıla yakın bir süredir günlük olarak internet üzerinden yayınlanıyor.
Derneğin daha önceki yıllarda benzer bir destek kampanyası oldu mu?
Bunun gibi bir kampanya daha önce yapmadık. Ama her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz Küba ile Dayanışma Haftaları Küba devrimini halkımıza anlatmak için önemli bir araç oluyor. Yine yılda birkaç kez Kübalı uzman konuklarımız katılımıyla seminerler, paneller düzenleyebiliyoruz.
Derneğin son dönem çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Konserimiz aslında yeni dönem çalışmalarımızın bir başlangıcı olacak. Bildiğiniz gibi yaz ayları etkinliklerin yavaşladığı zamanlar oluyor. Biz de her yıl sonbaharla birlikte yeni bir enerjiyle yeniden başlıyoruz, çalışmalarımıza.
Bu yıl eskisinden daha büyük bir enerji ile başlıyoruz. Öncelikle hemen bir ay içinde yeni bir web sitemiz olacak ve bu siteyi Küba ve Latin Amerika siyaseti ve kültürü için bir portal haline getirme hedefiyle çalışacağız.
Sonra başta Granma ve Prensa Latina olmak üzere yayınlarımızın kalitesini arttırmak ve daha çok kişiye ulaşmasını sağlamak üzere çalışmalar sürdürüyoruz.
Ve büyük ihtimalle İstanbul’da yeni döneme çok daha iyi şartları olan yeni bir bina ile gireceğiz. Bunu gerçekleştirebilirsek çok daha fazla insana ulaşabileceğiz.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Şunu söylemeliyim. Son günlerde konserimize destek için çok fazla kapı çaldık. Hemen her yerden olumlu ayrıldık. Ama bize hep aynı soru soruldu. Yukarıda da biraz değindim. Ülkemizdeki sel felaketi ile Küba’daki kasırgalar birlikte ele alındı. Bize şimdi sırası mı? Sorusunu soran olmadı ama ima edenler oldu.
Her seferinde tam sırası işte asıl şimdi yanıtını verdik. Buna içtenlikle inanıyoruz. Önce şunu söyleyeyim. Biz de hem birey, hem de dernek olarak İstanbul bölgesindeki sel mağdurlarına destek olduk olmaya da devam edeceğiz.
Ancak öncelikle bu iki konuyu yan yana getirmenin yanlış olduğunu düşünüyoruz. Küba da buradaki insanlarımızın düştüğü pozisyona düşen olmadı. Yardımın ve konserin bununla ilgisi yok.
Mesele şudur: Bir günde çok da büyük olmayan bir sel felaketine 30 ölü vermek ne doğanın, ne ilahi takdirin, ne de küresel iklim değişikliklerinin suçudur. Bu tamamen bir yönetim sorunudur. Küba insanlarını kaybetmemek için söz konusu kasırgalar sırasında 3 milyon insanın yerini değiştirdi, geçici olarak. Ve bu insanların yiyecek, barınma, eğitim, sağlık ihtiyaçlarını karşıladı. Küba’nın nüfusunun yüzde otuzuna yaklaşan bu geçici yer değiştirme sayesinde insan hayatı korundu. Bizdeki durumla karşılaştırınca asıl dayanışmanın bu iyi örneğin yaşamasına katkı olduğunu görüyoruz.
Ve son olarak… Çok az zamanımız kaldı. soL okurlarını destek olmaya değil destek toplamaya çağırıyoruz. soL okurlarını konserimize yanlarında başka dostlarıyla gelmeye çağırıyoruz.
İnsanlık kasırgalardan güçlüdür…