Hz. Ali'nin Ilmi ve Edebi Sahsiyeti

Konu, 'ALLAH'ın Arslanı. Hz. Ali' kısmında olcay_ tarafından paylaşıldı.

  1. olcay_

    olcay_ Aktif Üye

    Hz. Ali'nin Ilmi ve Edebi Sahsiyeti



    Hz. Ali, bütün devri fitne, fesat ve mücadelelerle geçmesine ragmen cesaret ve azmini kaybetmemis; zühd ve takva, sabir ve tahammül göstererek hiçbir zaman hak ve hakikati elden birakmamisti. Dogru bildigi yolda sebat göstermis ve Resul-ullah'in takip ettigi çizgide yürümeyi kendisi için prensip haline getirmisti.

    Halka karsi son derece sefkatli davranan Hz. Ali, garip ve yoksullara kapilarini ardina kadar açmis ve onlara, aklin anlamakta güçlük çekecegi sekilde yardim etmistir. Islamiyetin yayilmasinda ve yerlesmesinde büyük hizmetleri geçen Hz. Ali'nin en küçük yaslarindan baslayarak sehit edildigi ve ruhunu Allah'a teslim ettigi ana kadar yegane arzusu bu hizmetin kesintisiz sekilde devam etmesiydi.

    Resul-i Ekrem'in hizmetinde bulunan ve bunu noksansiz sekilde yerine getiren Hz. Ali, kaynaklarin verdigi bilgilere bakilirsa 586 kadar hadis rivayet etmis ve vahiy katipleri içinde önemli bir makama sahip oldugu gibi Hz. Peygamber'in bir çok mektuplarini yazma serefine nail olmustur.

    Ebu'l-Hasan (Hasan'in Babasi) ve Ebü't-Turab (topragin babasi) gibi künyeleri bulunan ve Islamin zor dönemlerinde bu dine hizmet ederek gelecek olan tehliklere karsi gögsünü geren Hz. Ali'nin lakabi Haydar (aslan) dir. Divan Edebiyatimizin ünlü sairleri onu çesitli eserlerinde överken "Haydar-i Kerrar" olarak nitelendirmislerdir.

    Islami ilimlerin esasi Kur'an-i Kerim'dir. Hz. Ali, Kur'an-i Kerim'i bizzat Resul-i Ekrem'den ögrenmis ve tükenmeyen bu bereketli pinardan kana kana içmistir. Kutsal Kitab'i ezberleyenler arasinda onun önemli bir yeri vardir. Her ayetin anlam ve indirilis sebebini hemen hemen biliyordu. Peygamber Efendimize akrabaligi dolayisiyla haiz oldugu mevki, dikkati çekecek derecede kendisinin müstesna bir deger kazanmasina sebep olmustur.

    Sahih-i Buhari'nin bildirdigine göre Hz. Ali, insanlarin anlayabildikleri hadisleri söylemeyi prensip haline getirmisti. Kisi, muhataplarinin anlayabilecegi sözleri söylemelidir. Çünkü akil ve idrakin anlayamayacagi bir seyden bahsedilirse insanlar, cehaletleri dolayisiyla onu hazmetmeyerek ayetlerin elfazi çesitli anlamlara gelebilir, fakat peygamberlik sanina yakisan anlam, en dogrusudur. Imam Ahmed bin Hanbel, Müsned'in de bu konuyla ilgili olarak Hz. Ali'nin su sözünü nakleder: "Resul-i Ekrem (S.A.S)'in bir hadisi rivayet olundugu zaman ondan, hidayete götüren, takvayi en çok ifade eden ve en iyi olan manayi anlayiniz."

    Hz. Ali'nin son derece kuvvetli bir hatip oldugu her türlü süphe, kusku ve tereddüdün üstündedir. Söyledigi ve dinleyicileri ikna etmek maksadiyla irad ettigi hutbeler bir belagat ve fesahat saheseri olup hatipler için örnek olmustur.

    Servete sahip olmamasina ragmen çok cömert olan Hz. Ali'nin ibadete düskünlügü dillere destandir. Çok oruç tutardi. Hasimogullari içinde Allah'a en çok ibadet edenin Hz. Ali oldugu, tarihçiler tarafindan önemli bir hadise seklinde kaydedilmistir. Sözün dogrusunu söyler, bütün davalari hak adaletle hallederdi. Alim bir insan olarak hikmetli söz söylemenin timsali kabul edilen Hz. Ali, dünya durdukça insanlar için yararli olan tavsiyelerde bulunmustur. Onun söz ve tavsiyelerindne, her yas ve çagdan insanlar yetenekleri ölçüsünde yararlanabilirler. Kendisi dünyanin gösteris ve ziynetinden nefret etmis ve sehit edildigi zaman arkasinda servet birakmadan gitmistir.

    Hz. Ali'nin evliligi ve çocuklarinin sayisi hakkinda kaynaklarda çesitli bilgiler mevcuttur. Ehl-i sünnet ve'l-Cemaat inancina sahip bilginler bu konuda dogru ve saglam bilgiyi vermekten çekinmemislerdir. Hz. Fatma'dan Hasan, Hüseyin ve Muhsin adinda üç erkek çocugu olmus fakat Muhsin küçük yasta vefat etmistir. Zeynep ve Ümmü Külsüm adinda da iki kiz çocugu dünyaya gelmistir.

    Diger hanimlarindan Cafer, Abbas, Abdullah, Osman, Ubeydullah, Ebu Bekir, Yahya Muhammed Asgar, Ömer, Rukkiye, Muhammed Evsat, Muhammed bin el-Haneffiye, Ümmü'l-Hasan ve Remle adlarindaki erkek çocuklari Islam tarihini konu alan eserlerde kaydedilmistir.


    Kaynak:
    Hazret-i Ali Divani (1981), Müstakimzade Süleyman Sadeddin Efendi
     

Sayfayı Paylaş