Hz. Ali kimdir insan mı, halife mi, imam mı, veli mi, ilah mı ?

Konu, 'Üye Şiir Köşesi' kısmında TUTKUCAN tarafından paylaşıldı.

  1. TUTKUCAN

    TUTKUCAN Daimi Üye

    Değerli canlar,
    Kıymetli konuklar,

    Genelde dinler tarihinin özelde İslam tarihinin en tartışmalı sembol kişiliklerinden biri belki de birincisi Hz. Ali’dir. Çokça irdelenen bir sorunsal olarak Hz. Ali derken kimden bahsediyoruz ? Tarihsel bir kişilik olarak bir insandan mı bahsediyoruz, yoksa bir ilahtan mı?

    Ya da kişilik olmanın ötesinde bir kavram mıdır Hz. Ali ?

    Gerçek şu ki gerek tarihçilerin gerek teologların gerekse kitlelerin üzerinde tam olarak uzlaştığı bir Hz. Ali kimliği mevcut değildir ?

    Tarihsel bir kişilik olarak Ali kimdir ?

    Ali’nin teolojik niteliği nedir ? İnananlar için nasıl bir itikat kaynağıdır ?

    Ali’nin öne çıkan önemi siyasal mücadelesinden mi yoksa itikadi duruşundan mı kaynaklanmaktadır ?

    Hz. Ali derken tek bir kişiden mi bahsediyoruz yoksa birden çok Aliler mi vardır ?


    Bize göre Hz. Ali kendisi için düşünülen ve yukarıda sıraladığımız tüm kimlikleri aynı anda ifade eden girift fakat hem tarihen hem teolojik olarak hem de sosyolojik açıdan gerçek bir kimliktir. Bu, kimlik hem bir kişiliktir yani insandır hem de bir kavramdır.

    Öncelikle “insan Ali”den bahsetmeliyiz.

    “ İnsan Ali“, Hz. Ali’nin diğer tüm kimliklerinin çıkış noktasını oluşturan ve en somut halini yansıtan bir kimliktir. Kitlelerin gözünde ve gönlünde ilkin hep o “insan Ali “ belirmektedir.

    Açıkça söylemeliyiz ki, “ insan Ali “ olmasaydı Hz. Ali’nin diğer kimlikleri de olmazdı.

    O halde “ insan Ali” yi tanımak, Hz. Ali’yi tanımanın ilk ve olmazsa olmaz adımıdır.

    “ İnsan Ali “ , Ebu Talip’in oğlu olan Ali’dir.

    Hz. Muhammed’in amcasının oğlu olan Ali’dir.

    Peygamber kızı Hz. Fatıma’nın eşi olan Ali’dir.

    Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in babası olan Ali’dir.

    598 yada 599 yahut bir başka rivayete göre 600 yılında dünyaya gelen Ali’dir.

    “ İnsan Ali “, Tanrı’ya ibadet amacıyla yeryüzüne yapılan ilk tapınak olan kutsal Kabe’de doğan Ali’dir.

    Esmer tenli, siyah saçlı, başı kefiyeli, sırtı siyah cübbeli, kalem kaşlı, güzel gözlü, güzel sözlü, güzel yüzlü Ali’dir.

    “ İnsan Ali” , Hicretin 40 yılında Ramazan Ayının 19. günü evinin önünde İbn Mülcem’in vurduğu zehirli kılıçla yaralanıp üç gün sonra Ramazan’ın 21. günü Hakk’a yürüyen Ali’dir.

    “ İnsan Ali” yiyen içen, seven, sevilen, sevinen ve üzülen Ali’dir.

    Bu noktada yüreğimizin en derin yerinden kopup gelen emsalsiz bir sevgiyle nida ediyoruz;

    Selam olsun sana Ya Ali !

    Selam olsun sana ya Ali !

    Selam olsun sana ya Ali !


    Değerli canlar,
    Değerli müminler,

    Bir de “ Halife Ali “ vardır.

    “ Halife Ali “, Hicretin 36. yılından 40 yılına değin halifelik görevini sürdüren Ali’dir.

    “ Halife Ali”, Hilafetine muhalefet eden Ayşe ile, Muaviye ile savaşan Ali’dir.

    “ Halife Ali “, kendisini terk edip Harici vasfına bürünen döneklerle vuruşan Ali’dir.

    “ Halife Ali” onca ihanet ve muhalefete rağmen müminleri 4 yıl 9 ay boyunca adaletle yöneten büyük bir siyaset adamı olan Ali’dir.

    Biz müminler “ Halife Ali “ ye de hürmet ve sadakatle merbut kimseleriz.

    Binlerce kez selam olsun ona….


    Kıymetli konuklar,
    Değerli canlar,

    Şimdi de “ İmam Ali “ kimliğindeki Hz. Ali’ye değinelim.

    “ İmam Ali”, “ Emir’ül – Mü’miniyn “ olan Ali’dir. Zira o, inananların önderidir. İslam peygamberi Hz. Muhammed’in peygamberliğine iman etmiş olan ilk erkek Hz. Ali’dir. Aslında bu iman, iman olmaktan çok bir tasdiktir. Hz. Muhammed’in yüklendiği görevi onaylamak anlamında bir tasdiktir. Hz. Muhammed’in yüklendiği görevin de aslında Hz. Ali’nin imamet, velayet ve uluhiyetini tüm insanlığa tebliğ etmek olduğunu bilmek durumundayız.

    Bilenlere selam olsun.

    “ İmam Ali “ müminlerin ilimde, irfanda ve imanda önderidir.

    “ İmam Ali “ nin ilimde önderliğinin en güzel ifadesi ona verilen “ilim şehrinin kapısı” olma vasfıdır. O, bilginin, bilimin kapısıdır. Bu nedenle aslında bilime uymak, hayatı bilimle anlamak ve yaşama bilimle yön vermek Ali’den yana olma tavrının ta kendisidir.

    Aleviler kerameti hırkada, taçda, soyda sopta değil başta yani akılda ararlar. Bu nedenle Hünkar Hacı Bektaş Veli; “ Keramet baştadır tacda değil…” diye buyurmuştur.

    Ali’den yana olmak yani Alevi olmak akıl ve bilim dışı boş inançlardan ve hurafelerden sıyrılıp kerameti kendinden menkul şahısların tahakkümünden kurtularak yaşama bilim gözlüğüyle bakmak demektir. En gerçek yol göstericinin bilim olduğunu kabul etmek demektir. Alevilerin mürşidi bilimdir ve hep bilim olmalıdır. Kuşku yok ki, bilimden başka bir mürşit arayan karanlıklara gömülür gider.

    Değerli canlar,

    “ İmam Ali “ yoksulların, ezilenlerin, dışlananların, yok sayılanların ve horlananların önderidir. O, aslında sessizlerin sesidir.

    Onun duruşu toplumcu duruştur.

    Onun direnişi toplumcu direniştir.

    O dönemde ezilmişliğin ve yoksulluğun simge kişiliklerinden olan Ebu Zer Gıfari’nin Alici olma nedenlerinden biri de “ İmam Ali”nin toplumcu niteliğidir.

    “ İmam Ali”, vali olarak atadığı Malik Ejder’e yazdığı mektupta şöyle demektedir:

    “ İnsanlar arasında sakın ayrım yapma. Çünkü insanların bir kısmı sana inanç bakımından kardeşse diğer bir kısmı da yaratılış bakımından kardeştir. “

    İşte “ İmam Ali “ bu bakışıyla kardeşlik, eşitlik ve adalet için insan olmayı yeterli gören, din, dil ve ırk farkı gözetmeyen bir büyük önder olduğunu bir kez daha bize göstermektedir.

    Değerli canlar,
    Kıymetli konuklar,

    Hz. Ali aynı zamanda velayet makamının sultanıdır. Velilerin başıdır.

    “ Veli Olan Ali, “ Hz. Peygamberin; “ Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. “ diyerek nitelediği Ali’dir.

    “ Veli olan Ali “ yine Hz. Peygamberin; “ Ali bütün peygamberlerin yanında sır olarak vardı benim yanımda ise apaçık olarak var..” dediği Ali’dir.

    “ Veli Olan Ali “ , Kur’an’da kullardan bir kul diye nitelenen Hz. Hızır olan Ali’dir.

    “ Veli Olan Ali “, tüm peygamberlere kılavuzluk eden Ali’dir.

    “ Veli Olan Ali” tarih boyunca zalimlere baş kaldıran bütün kahramanların ortak adıdır. Kah Roma’ya karşı kölelerin kıyamını gerçekleştiren Spartaküs’tür, Kah Çin’e karşı Gök Türklerin özgürlüğü için büyük ve şanlı bir ihtilali örgütleyen Türk devrimcisi Kürşat’tır.

    “ Veli Olan Ali “, bin bir donda ( biçimde ) baş gösteren Ali’dir. O, kah Hacı Bektaş’tır,

    Kah, Bozoklu Celal, Kah Pir Sultan, Kah Şah İsmail Hatayi’dir.

    Ve o, son celali olan büyük önder, şanlı kahraman, efsanevi devrimci, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.

    Hz. Ali, her bir sözü kılavuzumuz olan imamımızdır.

    “ Bin kere mazlum olsan da bir kere zalim olma “ diyen bilgedir o….

    Andolsun ki; yolu yolumuzdur.

    Değerli canlar,
    Kıymetli konuklar,

    Hz. Ali, Hakkın tecellisidir. Hak insanda, insan Hakta şiarınca bilir ve inanırız ki bizim Ali’miz Hak Teala’nın tecessüm etmiş halidir. Biliriz ve inanırız ki, Hak Teala, Ali’nin yüzünde ve suretinde tezahür etmiştir. Hz. Ali, insanın uluhiyet vasfının cem olduğu ve icmal edildiği seçkin ve kutlu kişidir.

    Ali, Allah’ın doksan dokuz adından biridir. Ali’yi çağırmak onu çağırmak gibidir.

    Ali’nin uluhiyeti, Hz. Muhammed’in miracında aşikar olan ve inkarı gayri kabil bulunan gerçeğin ta kendisidir.

    Odur, resulün yolunda arslan olarak görünen.

    Odur, Sidret’ül münteha’da ve Cennet’ül me’va’da beliren nur…

    Odur, miraçta sesi savtullah olan… ( Allah’ın Sesi )

    Odur, yüzü vechullah olan… ( Allah’ın yüzü )

    Hz. Ali bir şiirinde kendini şöyle anlatmaktadır:

    “ Benim yüceler yücesi olup kahreden,
    Benim ölüleri diriltip ihya eden,
    Benim dirileri ölü kılan,
    Benim her şeyden evvel olan evvel,
    Benim her şeyden sonra ahir olan,
    Benim görünen, benim gizli olan !”

    Büyük mutasavvıf Mevlana Celaladdin – i Rumi ise Divan – ı Kebir adlı yapıtında Hz. Ali’yi şöyle anlatmaktadır:

    “… Hakkın yüksek sıfatları Ali’nin vasfıdır. Hakkın sıfatları zaten ayrı değildir. O, Allah’ın zatına yapışmış ve o olmuştur…”

    Değerli canlar,
    Kıymetli konuklar,

    Hz. Ali’yi tanımak ve bilmek Alevi olmanın ilk şartıdır.

    O, bizim Ali’mizdir. Başkalarının Ali’sine benzemez.

    Kırkların ceminde, makam - ı rehberde,
    Sevgisi daim dermandır her derde,
    Yedi kat gökte ve dahi hem yerde,
    Hazır ve nazırdır bizim Ali’miz…

    Değerli canlar,
    Kıymetli konular,


    Şah – ı merdan, Haydar- ı Kerrar, Aliyyül mürteza, Şir – i yezdan olan İmam Ali’mizi anmak ve tanımak amacıyla düzenlediğimiz bu törene katılımınızdan dolayı en içten teşekkürlerimizi sunuyor, Hakka yürüyüşünün yıl dönümünde ruhaniyetinden şefaat diliyor ve cümlenizi Hakka emanet ediyorum.

    Hak cümlenizden razı ve Hz. Hızır yoldaşınız olsun...
     
  2. enelhak

    enelhak Super Moderator

    Değerli Can çok teşekkür ederim.Müthiş bir çalışma olmuş.Bununla birlikte Hz.Peygamber ve dört halifenin yaşamı ve evlilikleri konusunda doğru ise şayet hiçde normal olmayan birtakım ilişki sarmallarının olduğu konusunda bir takım bilgilerle karşılaşmaktayız.Saygılar.
     
  3. YagmurYürekli

    YagmurYürekli Daimi Üye

    emegine yüregine saglik tutkucan cok güzel bir paylasim olmus...
     
  4. ero

    ero Daimi Üye

    Ne olursa olsun: önemli olan günümüz insanına gereken doğru yolu gösterecek asalete sahip olması..
    Hak-muhammed-ali
     
  5. fairy44

    fairy44 Daimi Üye

    Allah eyvallah emeklerinieze saglik tesekürederim kisa ve öz anlatim sagolun varolun..
     

Sayfayı Paylaş