İşsizlik oranları açıklandı Kasım ayı işsizlik oranları açıklandı. İşsizlikte rekor artış gerçekleşti. Türkiye'de Kasım 2008 dönemi itibariyle işsizlik oranı yüzde 12,3 olarak hesaplandı. Geçen yılın aynı döneminde işsizlik oranı yüzde 10,1 düzeyinde bulunuyordu. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) üçer aylık dönemler itibarıyla her ay açıkladığı Hanehalkı İşgücü Anketinin, 'Ekim-Kasım-Aralık 2008' dönemini kapsayan, 'Kasım' sonuçlarına göre, bu dönemde iş gücüne katılım oranı ise yüzde 48,4 olarak hesaplandı. İşsizlik oranı kentlerde yüzde 14,2, kırsal kesimde yüzde 9,3 olarak belirlendi. 2005 yılından itibaren Hanehalkı İşgücü Anketinin tahminleri, hareketli üçer aylık dönem ortalamaları esas alınmak kaydıyla aylık olarak yayınlanıyor. Bu seride ilgili üç aylık dönemin ağırlıkları, dönem ortası aya ilişkin nüfus projeksiyonları esas alınarak hesaplanırken, ifade kolaylığı açısından tahminler de dönem ortası ay adıyla ifade ediliyor. Haber: AA
CHP?yi kandırdılar CHP'nin AKP tarafından Atasay'ın sahibi Cihan Kamer ve Hasan Doğan?ın satın aldığı arsa için kandırıldığı ortaya çıktı. Atasay'ın sahibi Cihan Kamer ve Hasan Doğan?ın satın aldığı Eyüp?teki arsanın yeşil alandan çıkarılması için belediye meclisindeki diğer partilerden "AKP?ye il binası yapılacak" diye destek alındığı ortaya çıktı. Tutanaklardan: "Bize, buraya AKP?nin İstanbul İl Başkanlığı binasının yapılacağı söylenmişti. Biz o zaman benim içinde bulunduğum CHP grubu ile birlikte onay vermiştik. Fakat daha sonradan aldığımız bilgiler neticesinde bunun tamamen bir kandırmaca olduğunu, burada bir iş plazası yapılmaya çalışıldığını öğrendik" Atasay'ın sahibi Cihan Kamer ve Hasan Doğan?ın satın aldığı Eyüp?teki arsanın yeşil alandan çıkarılması için belediye meclisindeki diğer partilerden "AKP?ye il binası yapılacak" diye destek alındığı ortaya çıktı. 8 Ekim 2008 tarihine, arsayla ilgili yol düzenlemesi için yapılan 1/1000 ölçekli plan değişikliği mecliste tartışılırken söz alan Bağımsız Eyüp Meclis Üyesi Lütfi Gündöndü?nün sözleri Eyüp Belediye Meclisi tutanaklarına şöyle yansıdı: "Bu çevrede 30-40 yıldır hatta 50 yıldır ikamet eden vatandaşların 2 katlı veya 2.5 katlı evleri vardı. Buralar da bu şahıslar tarafından toplanmaya çalışılmıştı. Bunun nedenini araştırıp sorduğumuz zaman bize, buraya Adalet ve Kalkınma Partisi?nin İstanbul İl Başkanlığı binasının yapılacağı söylenmişti. Biz o zaman benim içinde bulunduğum Cumhuriyet Halk Partisi grubu ile birlikte onay vermiştik. Fakat daha sonradan aldığımız bilgiler neticesinde bunun tamamen bir kandırmaca olduğunu, burada bir iş plazası yapılmaya çalışıldığını öğrendik. Vatandaşların 30-40 yıldır yaşadıkları evlerin ellerinden, ?Burası yeşil alan olacaktır. Siz buralarda ileride hiçbir imar durumu olmayacaktır. Dolayısıyla siz buraları terk edin, satın? denilerek ucuza alınmaya çalışıldığını öğrendik." BEN DE KİMLERİN ALDIĞINI SÖYLEYEYİM CHP?li Meclis üyesi Ali Galip Mamal da daha sonra söz alarak, "Sayın başkan, değerli meclis üyesi arkadaşlar. Benden önce söz alan meclis üyesi arkadaşımız konuya açıklık getirdi. Yine arkadaşımızın yaptığı açıklamalara ek olsun, o zikretmedi ben alıcılarını da söyleyeyim burada. Hasan Doğan rahmetli Futbol Federasyonu Başkanı, Altınsay (Atasay) Kuyumculuğun sahibi ve Aydınlı Giyim yani halk arasında tesettür giyim olarak bilinen üç kişi tarafından bu arsa alınmış. Bu parselin sahibi bunlar. Dolayısıyla ardadaşımızın da belirtttiği gibi gerek şahsa yönelik düzenleme burası. Şimdi Ak Parti grup başkanı arkadaşımız Ahmet Şen bu konuda bizim meclise gelmeden görüşlerimizi sundu ve komisyon görüşünde sonuç olarak oy çokluğu ile yani CHP grubunun ret kararı ile kabul edildiğini belirtti. Bunu teyit etmek istiyorum. CHP grubunun da oyu burada ret. Bu gerekçe ile de oy çokluğu ile yazdırdık. Teşekkür ederim." ÖNCE YEŞİL ALAN OLDU AKP İstanbul İl Merkezi yapılması planlanırken, Futbol Federasyonu?na bağışlanan arsanın hikáyesi ise ilginç: Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş?ın dünürü Mustafa Şevki Kavurmacı, Atasay?ın sahibi Cihan Kamer ve eski Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan 17 Ağustos 2004?de, Eyüp Nişanca Mahallesi?nde yeşil alan statüsündeki 5 bin 243 metrekarelik araziyi satın aldılar. Bu arazide AKP İl Binası yapılacağı gerekçesiyle, 17 Şubat 2005?te İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi?nce plan tadilatına gidildi. Statüsü, ?ticaret ve hizmet? olarak değiştirildi. Başkan Kadir Topbaş?ın 8 Temmuz 2005?te imzalayıp havale ettiği teklif 3 gün sonra 11 Temmuz?da meclis gündemi alınıp, 14 Temmuz?da da kabul edildi. Araziye yapılacak binaya ayrıcalıklar veren plan notları eklendi. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi?nin yaptığı başka bir plan tadilatıyla da, söz konusu araziye komşu olan ve imar planlarında konut arsası olarak tescilli 8 parsel de yeşil alana çevrildi. Araziye komşu toplam 375 metrekarelik üç parsel, Denizlili kuyumcu Kenan Öner Yağlı tarafından 2 Mayıs 2005?te satın alındı. DOĞAN'A SATTILAR KAMER'E DEVRETTİLER Kavurmacı, 13 Şubat 2006?da arazideki üçte bir hissesini Hasan Doğan?a sattı. Bu arada Yağlı da satın aldığı üç parseli 1 Şubat 2006?da Cihan Kamer?e devretti. Değeri yükselen arazide AKP İl Binasından vazgeçildi. Okmeydanı?ndaki AKP İl Binası Sütlüce?de kiralanan yeni binasına taşındı. Kanal 7 binasının yanındaki E-5 Karayolu?na paralel çok değerli arazi için yaklaşık 10 bin metrekare kapalı alanı olan bir alışveriş merkezi yapılabilecek izin verildi. Bina, 10 metre genişliğinde bir yolla Paşmakçı Caddesi?ne bağlanabilecekti. Ancak öykü medyaya yansıdı. Arsa 11 Şubat 2008?de Futbol Federasyonu?na bağışlandı. ERDOĞAN NE DEMİŞTİ Buraya Ak Parti İstanbul İl Teşkilatı?nı yapacaklar diyor haberde. Eline diline dursun. AKP İstanbul İl Teşkilatı?nı 1.5-2 yıl önce Sütlüce?de başlamış olan bir yere taşıdı. Böyle bir iftira olur mu? Ondan sonra diyoruz ki bu yalan yanlış haberi yapan gazeteleri almayın. Biz medya patronların kurduğu parti değiliz, milletin kurduğu partiyiz. Farkımız bu. Haber: Hürriyet
AKP?li Başkan'ın oğluna imar rantı AKP'Lİ belediyelerin imar yolsuzluğuna bir yenisai daha eklendi. Büyükçekmece Yakuplu Belde Belediye Başkanı AKP?li Şanver Çolak?ın oğlu Ömer Çolak ve AKP?li yöneticilerinin ortağı olduğu inşaat şirketine yapılan imar düzenlemesiyle büyük bir rant sağlandığı ortaya çıktı. Başkan?ın oğlu Ömer Çolak ve 2 AKP?linin ortak olduğu şirket, imar düzenlemesiyle en fazla 12 daire yapabileceği araziye 40 daire yaptı. Yakuplu?da yüzlerce kişinin mahkemeye başvurması üzerine imar planı değişikliği iptal edildi, ancak, bu arada 40 dairelik blok da tamamlandı. Yakuplu?da 2 ada 102 parsel, 1996?da yapılan planlarda ilköğretim alanına ayrıldı. Arsa hissedarları karara itiraz etti, ancak, sonuç değişmedi. Belediye araziyi istimlak da etmedi. 2004?te belediye, imar planını yeniledi. Arsanın yüzde 30?u konut alanına, yüzde 70?lik bölümü ise parka dönüştürüldü. Hissedarlar, bu sefer de Büyükşehir Belediyesi?ne (İBB) başvurarak yapılaşma alanının artırılmasını talep etti. İBB, bu isteği yoğunluk artışı yaratacağı gerekçesiyle geri çevirdi. Çaresiz kalan hissedarlar, tekrar Yakuplu Belediyesi?ne arsalarının istimlakı için müracaat etti, ancak, bir yanıt alamadı. AKP?Lİ SATIN ALDI Bu sırada AKP Büyükçekmece İlçe Başkan Yardımcısı Ali Gençbay devreye girdi ve problemli araziyi 210 bin TL?ye satın aldı. Ardından Gençbay, Başkan Çolak?ın oğlu Ömer Çolak, dönemin AKP Büyükçekmece İlçe Başkanı ve AKP Beylikdüzü Belediye Başkan adayı Yusuf Uzun, AKP İlçe Yönetim Kurulu üyesi Halit Emin Seymen, AKP Bağcılar Belediye Meclis üyesi Asım Yılmaz ve AKP Esenyurt Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Ali Murat Alatepe 2007?de Vakar İnşaat A.Ş.?yi kurdu. İTO?nun internet kayıtlarında ortaklar Ali Gençbay, Asım Yılmaz ve Yusuf Uzun olarak yer aldı. Ancak, Ticaret Sicil gazetesi kayıtları, Çolak, Seymen ve Alatepe?nin de şirkete hissedar olduğunu ortaya çıkardı. 1.5 milyon YTL sermayeli şirket 60 bin hisseden oluştu. Şirketin 7800 hissesi Ömer Çolak?a ait. Arsanın el değiştirmesinin ardından Yakuplu Belediyesi, plan yenileme uygulamasına giderek arazideki kamu terklerini kaldırdı. Karar, 2007 yılında Büyükşehir Meclisi?nce de onaylandı. ANINDA PLAN DEĞİŞTİ AKP?li ortaklar, tapu işlemlerinin ardından belediyeye başvurarak kamuya terk edilen alanları da inşaata dahil eden projeyi sundu. Mevcut planlara göre 1 emsal yapılaşma izni bulanan arsaya, eski planda ancak 100 metrekare büyüklüğünde 12 daire yapılabiliyordu. Plan değişikliğinin ardından, parseldeki tüm imar dışı alanlar yapılaşmaya tabi tutuldu ve inşaat alanı birden 1296 metrekareden 4 bin metrekareye ulaştı. Böylece arsaya 40 daire yapılmanın yolu açıldı. Kendi parsellerine bu hak verilmeyen yaklaşık 500 vatandaş, şikâyette bulundu. Bölge İdare Mahkemesi de plan değişikliği kararını iptal etti. İMAR RANTINDA BU İLK DEĞİL AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, Silivri?deki bir arsanın imar durumunu değiştirme karşılığında 1 milyon dolarlık iş takibi ücreti talep etmekle suçlanınca istifa etmişti. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi?nin AKP?li üyesi İsmail Akyıldız?ın ortakları arasında bulunduğu Etiler?deki 18 bin metrekarelik arazinin üzerindeki inşaat alanı da plan tadilatlarıyla 8 bin metrekareden bodrum katları hariç 36 bin metrekareye çıkarılmıştı. Eyüp?te de merhum Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan ve Atasay Kuyumculuk?un sahibi Cihan Kamer ile Kadir Topbaş?ın dünürü Mustafa Şevki Kavurmacı?nın 2004?te yeşil alan statüsünde satın aldığı 5 bin 243 metrekarelik arsa, plan tadilatıyla ?ticaret ve hizmet? alanına dönüştürülmüştü. İddiaların ardından arazi Futbol Federasyonu?na bağışlanmıştı. Haber: Milliyet
TDK'da sözlüğe aykırı atama Türk Dil Kurumu'ndaki ilginç atama mahkemelik oldu. TDK Başkanı Akalın, Çin gezisi dönüşünde kuruma bir başkan yardımcısı atandığını öğrendi. Bakan Mehmet Aydın, kendi oluruyla gerçekleşen atamanın usulsüz olduğunu fark edince teftiş kuruluna başvurdu. Söz şimdi yargıda. TDK'yı karıştıran olaylar zinciri, Kurum Başkanı Prof. Dr. Şükrü Akalın'ın Çin'de bulunduğu sırada başladı. Akalın, gezisi öncesi vekaleti, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sadık Tural'a verdi. Akalın'ın gezisi sürerken, Tural, hem öğrencisi hem de Kırıkkaleli hemşerisi olan Dr. İdris Karakuş'un TDK Başkan Yardımcılığı'na atanması için harekete geçti. Atama yazısını bağlı bulundukları Bakan Mehmet Aydın'a gönderdi. Yazıda Karakuş'un daha önce daire başkanıyken uzmanlığa getirildiğine ve geri dönüşü öngören mahkeme kararına da atıfta bulunuldu. BAKAN KÜPLERE BİNDİ Bakan Aydın, Karakuş'un geri dönüşüne onay verdiğini sanarak üçlü kararname gerektiren Karakuş'un atamasını onayladı. Olayı Çin dönüşü öğrenen Başkan Akalın, önce yüksek kuruma, sonuç alamayınca da bakanlık makamına yazı yazarak, uygulamanın usulsüz olduğunu bildirdi. Olaya çok sinirlenen Bakan Aydın Başbakanlık Teftiş Kurulu'nu bir yazı ile göreve çağırdı. Teftiş Kurulu'nun hazırladığı raporda Karakuş'un yüksek kurumda uygun bir göreve atanması gerektiğinin, ancak kurumun bu yönde bir değerlendirme yapmadığının altı çizildi. Raporda, bir tüzel kişiliği bulunan TDK'ya üstelik başkanı yurtdışındayken bilgisi ve izni dışında atama yaptığı vurgulandı. Atamanın vekalet döneminde yapılmasının da yerleşmiş teamüllere aykırı olduğu belirtildi. KARŞILIKLI DAVA AÇTILAR Bu gelişmeler yaşanırken, konu karşılıklı olarak yargıya da taşındı. Dr. Karakuş, aralık maaşının ödenmediği, kendisine oda verilmediği ve sağlık karnesi de çıkartılmadığı iddiasıyla TDK Başkanı Akalın hakkında suç duyurusunda bulunurken, tazminat davası açtı. Prof. Akalın da Karakuş'un atama yazısının iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle konuyu yargıya götürdü. AÇIKLAMA YAPMAYACAĞIM Devlet Bakanı Mehmet Aydın ise açıklama yapmadı. Bakan Aydın, AKŞAM muhabirinin 'Usulsüz olduğu ileri sürülen ve Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından 'kamunun atama teamüllerine aykırı olduğu' belirlenen TDK Başkan Yardımcılığı görevine ilişkin atama konusunda ne söyleyeceksiniz?' sorusuna, Özel Kalem Müdürlüğü aracılığıyla, 'Bu konuda açıklama yapmayacağım' yanıtını verdi. Gelişmeleri doğrulayan TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın ise konunun yargıya yansıdığını söyledi. Prof. Dr. Sadık Tural da, Özel Kalem Müdürlüğü'nü arayan AKŞAM'ın, sorularını yanıtlamadı. Haber: Akşam
Gökçek aklı seçim zamanı başına geliyor Melih Gökçek, Ankara için projelerini unuttu ancak ??Turizm kentti?? hedefini büyüttü. Yaklaşıl üç yıl önce ??Ankara'yı bir turizm kenti yapacağım" diyen ve gerçek boyutlu uçak biçiminde otel, içinde lokanta bulunan 180 metrelik bayrak direği ve 50 metrelik dev semazen heykeli yapacağını söyleyen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, bu projelerini unuttu ancak ??Turizm kentti?? hedefini büyüttü. Gökçek şimdi de ABD ve Paris?teki gibi Disneyland yapıp Ankara?ya yılda 7 milyon turist çekeceğini öne sürdü. Türkiye?ye geçen yıl toplam 27 milyon, Antalya?ya ise 8 milyon turist gelmişti. NELER DEMİŞTİ? Beş yıl Keçiören 15 yıldır da Ankara Belediye Başkanı olan Gökçek, geçen seçimleri kazanmasının ardından yeni projeler ortaya atmış ancak bunların hiçbirini hayata geçirememişti. Gökçek?in projeleri arasında Esenboğa havalimanı yolunda gerçek boyutta ve yolcu uçağı görünümünde bir otel, Ankara Kalesi içinde bir lokanta ve seyir terası bulunan 180 metrelik bayrak direği, kentin beş ayrı girişine 50'şer metrelik Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Nasrettin Hoca ve dev semazen heykelleri, dünyadaki bütün hayvanların maketlerinin yer alacağı doğal park, bir kuş adası ve '1 milyon 700 bin metrekarelik' ticaret merkezi kurma sözü vermişti. ??RÜKÜŞ PROJELER?? Bu vaadlerini gerçekleştiremeyen ve ??Rüküş projeler?? denilerek tepki alan Gökçek şimdi ise yeni projelere yöneldi. Gökçek, yeni dönemdeki projelerle Ankara'nın bir dünya başkenti olmasını sağlayacaklarını söyledi. Ankara'ya "Disneyland" benzeri bir merkez yapacaklarını ve bu sayede Ankara'nın bir turizm kenti olacağını belirtti. Eskişehir yolunda 3 milyon 800 bin metrekarelik bir alana yapılacak olan merkezin Ankara'ya yılda 7 milyon turist çekeceğini öne süren Gökçek, TOKİ ile bu konuda anlaşmaya vardıklarını ve başkent turizminin bu projeyle hayat bulacağını ifade etti. Hayata geçirilmesi planlanan hayvanat bahçesi projesinin de turizme destek sağlayacağını belirten Gökçek, bahçe içinde hayvanlarla ilgili şovların yapılacağı 15 anfitiyatro olacağını ve yoksul vatandaşların çocuklarının buralara ücretsiz gireceğini söyledi. Gökçek, Akyurt yakınlarındaki büyük bir alana ASO, ATO, TOBB, Ankara Ticaret Borsası gibi kuruluşların yer aldığı müşterek bir şirket kurulacağını ifade etti. Gökçek, bugüne kadar 104 adet alt-üst geçit yaptıklarını ve yeni dönemde 30 alt-üst geçit daha yapacaklarını belirtti. Çankaya-Altındağ-Mamak arasında tramvay çalışacağını da söyleyen Gökçek, 19 Mayıs Stadı'nın yıkılacağını ve onun yerine 60 bin kişilik bir stat yapılacağını söyledi. Haber: Gazeteport
Karaman?a dokunulmuyor Deniz Feneri davasinda Zekeriye Karaman hakkında neden hiç bir işlem yapılmıyor? Sahte belgeyle vekâletname düzenleyen noter Büyükkılıç açığa alındı. Vekâletname ile iş yapan Kanal 7 yöneticisi Zekeriya Karaman hakkında ise herhangi bir işlem yapılmadı. Deniz Feneri e.V. hükümlüsü Mehmet Gürhan adına cezaevindeyken Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman?a isteği üzerine usulsüz vekâlet düzenlemekle suçlanan İstanbul 10. Noteri açılan ceza davasının ardından açığa alındı. Noterin düzenlediği sahte belgeyle iş yapan Gürhan?ın patronu Karaman hakkında ise herhangi bir işlem yapılmıyor. Karaman, sahte vekâletin düzenlendiği gün (21 Mayıs 2007) Frankfurt?ta hapiste yatan Gürhan?ın İstanbul?daki Haliç Deniz Şirketi?ndeki hisselerini Kanal 7?nin tepe yöneticilerinden İsmail Karahan?a devretmiş yine aynı gün hapisteki Gürhan şirketin genel müdürlüğünden istifa ettirilmişti. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu?nda, ?Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır? hükmü yer alıyor. Almanya?daki davada Türkiye?deki failler arasındaki en önemli isim olarak gösterilen Zekeriya Karaman, Başbakan Tayyip Erdoğan?la 2006 yılında hısım olmuştu. Almanya?daki Deniz Feneri davasında hapis cezası alan Euro 7 Genel Müdürü Gürhan?ın yurtdışında tutuklu bulunduğu dönemde (25 Nisan 2007 tarihinden bu yana), Kanal 7?nin sahibi Karaman?a usulsüz şekilde ?genel vekâletname? verdiği ortaya çıkmış ve vekâletnameyi düzenleyen İstanbul 10. Noteri İsmet Büyükkılıç hakkında ?resmi belgede sahtecilik? ve ?görevi kötüye kullanma? suçlarından 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Davanın ardından noter açığa alındı. Söz konusu vekâlette, ?Türkiye hudutları dahilindeki ortağı olduğum şirketlerdeki hisselerimi devretmeye, Türkiye hudutları dahilindeki şirketlere ortak olmaya, hisse satın almaya, ... TC vatandaşı Kadir oğlu 03.01.1952 doğumlu Zekeriya Karaman?ı vekil tayin ettim? yazılıydı. SAHTE VEKÃLET İDDİANAMEDE Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı?nın hazırladığı iddianamede noterin Karaman?a ait şirketin bir elemanı tarafından telefonla davet üzerine Nişancı Mahallesi Eyüp Bulvarı 40/B adresine gittiğini belirterek, şöyle deniliyor: ?Söz konusu adreste kendisini Mehmet Gürhan olarak tanıtan şahsın adı geçen olup olmadığını araştırmadan ve ibraz ettiği ona ait kimlik bilgileri ile düzenlenmiş nüfus hüviyet cüzdanının gerçeğe uygun olup olmadığını yeterince incelemeden 23.04.2007 tarihinde Atatürk Havalimanı?ndan çıkış yapan ve belirtilen tarihten sonra yurda giriş kaydı bulunmayan ve Deniz Feneri Davası?ndan Almanya?da tutuklu bulunan Mehmet Gürhan talepte bulunmuş gibi kimliği belirsiz kişi tarafından önceden hazırlanan ve şirketteki işlerini takip etmeye yetkili olmak üzere Zekeriya Karaman?ın vekil tayin edildiğine dair 21.05.2007 tarihli genel vekâletnameyi huzurunda imzalamış gibi onayladığı, ibraz edilen nüfus hüviyet cüzdanını bir örneğini evrakına eklemediği anlaşılmıştır.? HİSSE DEVRİ YAPILDI Karaman vekâletin alındığı gün Haliç Deniz Şirketi?nde vekâlette yazıldığı gibi hisse devri yapıldı. Hapisteki Gürhan?ın 50 bin TL?lik hissesi İsmail Karahan?a devredildi. Şirketin genel müdürü olan Gürhan, genel müdürlükten istifa ettirildi. Haliç şirketinin önemi, Deniz Feneri e.V. iddianamesinden geliyor. Şirket, iddianamenin 98. sayfasında şöyle yer alıyor: ?Ayrıca sanık Ermiş?in anlatmış olduğu gibi, zamanında ?Baltic Kristina? adını taşıyan ve Letonya?da demirlemiş bir gemi de Almanya Deniz Feneri?nin parasıyla satın alınmış. Resmi muhasebeye, geminin satın alınması için 1 milyon Euro kredi alındığını ve geri kalan paranın da sanki Türkiye?den geldiğini gösterecek şekilde geçirmeyi Gürhan, Ermiş?e talimat vererek yaptırmış. Kredi, Frankfurt VakıfBank?tan Euro 7?nin hesabına geçirildikten sonra, iki kez ve her defasında 200 bin Euro Türkiye?de yeni kurulan ?Haliç Deniz Taşımacılık ve Turizm Ltd.? şirketine havale edilmiş.? Haber: Cumhuriyet
Muhsin Bey: Madımak müze olmasın BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, ?Madımak?ın müze filan olması doğru şeyler değildir. Neyin müzesini yapacağız? O zaman Türkiye?nin her köşesini müze yapmak lazım." dedi BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Sivas?taki Madımak Oteli?nin altındaki kebapçının taşınmasıyla ilgili, "Biz oranın kütüphane olmasından yanayız. Müze filan olması doğru şeyler değildir. Neyin müzesini yapacağız? O zaman Türkiye?nin her köşesini müze yapmak lazım" dedi. Muhsin Yazıcıoğlu, partisinin Gaziantep?te düzenlenen aday tanıtım toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yazıcıoğlu, Ergenekon davasıyla ilgili bir soru üzerine, "(Şu bizden, şu bundan) diye mahkemelerin ayrıldığı görünüyor. Siyaset hukuka müdahale ediyor. Hukuk siyasete müdahale ediyor. Asıl sorun da bu" karşılığını verdi. Kimsenin peşinen kahraman ilan edilemeyeceğini belirten Yazıcıoğlu, "Kimseyi de peşinen suçlu ilan etmeyiz. Tabii ki hiçbir şey vatandaştan gizlenmeden yargıya intikal etsin ama sonucu mutlaka yargıyla alalım diyorum. Mutlaka yargının sonucunu beklememiz lazım" dedi. Yazıcıoğlu, Sivas?taki Madımak Oteli?nin altındaki kebapçı dükkanın taşınmasıyla ilgili soru üzerine de, "Madımak?taki yangın Sivas?a karşı yapılmış bir provokasyondur. Orada Alevi kardeşlerimizle beraber Sünni vatandaşlarımızdan da ölenler vardır" yanıtını verdi. Yazıcıoğlu, şöyle devam etti: "Dolayısıyla bu büyük acının yaşandığı gün 33 tane vatandaşımızı da o yangın yerinden kurtaran BBP olmuştur. Biz bu acıların ve yaraların sarılmasını istiyoruz. Sürekli gündemde tutulmasını istemiyoruz. Çünkü Aleviler?e karşı yapılmış bir hareket değil, Sivas?a karşı yapılmış, topyekün milletimize karşı yapılmış bir provokasyondur. Otelin altındaki lokanta eskiden de vardı zaten. Yani bir vatandaşımız orada lokanta işletiyor diye ?efendim burada et pişiriyor? denilmesi, bunlar doğru şeyler değil. Ama, ?madem ki istismar ediliyor, bu kadar çok üzerinde duruluyor, birileri de bundan inciniyorsa ben o zaman lokantamı kapatırım? dedi vatandaşımız ve lokantayı kapattı. Biz oranın kütüphane olmasından yanayız. Ama müze filan olması doğru şeyler değildir. Neyin müzesini yapacağız? O zaman Türkiye?nin her köşesini müze yapmak lazım." Yazıcıoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada da kendilerinin muhatabının hiçbir siyasal parti veya aday olmadığını söyledi. Yazıcıoğlu, şöyle konuştu: "Türkiye?de iktidarlar değişti de ne değişti ki? Soyan aynı soyulan aynı. Ezilen aynı ezen aynı. Zaman zaman filanın elinden filanın eline geçiyor. Ama köylünün Anadolu insanının kaderi hiç değişmiyor. Hep güçlü olanlar kazanıyor. Onun için de partilere baktığınızda cumhuriyet adına, Atatürkçülük adına, demokrasi adına siyaset yapanlar iktidar olduklarında, iktidar oldukları değerleri ezdi çiğnedi gittiler. Değişen hiçbir şey olmadı." (dha) alevitr.org
CEM Vakfıda Habercemde Madımak'ı Es geçti. CEM vakfının haber sitesi CEM vakfı ile ağız birliği etmişçesine Sivas?ta Madımak Otel'in altında bir utanç abidesi olarak görülen lokantanın Alevi Bektaşi örgütlerinin ısrarlı mücadeleleri sonunda bir başka yere taşınması olayı sitelerinde yermediği gibi Madımak konusunda Alevilerden farklı düşündüğünü bu anlamda bir defa daha ortaya koymuş oldu. Cem Vakfı Genel Başkan'ı İzzettin Doğan'ın geçmiş yıllarda medyada da yer alan madımak'ı Alevilere yakıştıramama Alevilerin topluca kıyıma uğradığı bir eylem olarak değerlendirmeme geleneği Dün Taşınama işlemleri sona eren Lokantan ile ilgili her hangi bir haber, yan haber bağlamında dahi duyarsız kalması sorumluluk sahibi tüm alevileri'de kızdırdı. Alevilerin öncelikli meseleleri olarak gördükleri Madımak Katliamına CEM vakfına duyarsız kalmasının gözlerden kaçmadığı belirten Alevi Derneklerinde bazı yöneticiler Cem vakfının nerde bir alevi birliğini veya dirliği görse oranın dışında kalmaya ve sessiz kalmaya yönelik bir tutum izlediğini ifade ettiler. Bu manada bir tutumun ise; Alevilerin arasını suni olarak açmaya kaplaşmaya yol açtığın ve kamuoyunda Alevilerin farklı şekillerde tanınmasına ve algılanmasına yol açtığını iddia ettiler.(Aleviler Tr Haber)
dünya ülkeleri büyümeye çalışırken biz günden güne küçülmekteyiz,işsizlik bu durumda kaçınılmazdır.Köklü çalışmalar yapılmalıdır hakkımızda hayırlısı
cem vakfı grubunu soyutlamak lazım.. muhsin yazıcıoğlunu adam yerine koyup cevap dahi vermemek gerek.