FIRTINA KOPANDA Cıraktım... Ustanın şarap parası için Cırpı bedenimi ateşe attım İşsiz kaldı babam. Hıncını dayak la cıkardı anamdan Bizden biri öldü ilaçsızlıktan Bir zengin piçi araba sürdü üzerime Giremedim ışıklı mağzalarınızdan içeri birkere bile.. Dayak yedim polisinizden. Anama sövdü yalaka ustabaşı. Taze bir gül gibiydi ayşe, Para yüzünden vardı itin birine. Parasızlıktan... Çocuklarının yüzüne bakamadığından İncecik yaşlar indide çenesine Mehmet astı kendini bir gece. Kara geceler gibi ağlaşıyordu Milyonların yüreği Burjuvaların suratını dağıtmaya yetmiyor binlerin emeği. Ama biz milim rüzgarının esmediği günleride biliriz. Bliriz bir gök patlamasıyla yarılırda Kainatın yüzü. Bir fırtına kaplar tüm yer yüzünü... AAAAAAAH İntikam sesleriyle cınlayan sokaklar Oyyyyyyyy O fırtına kopanda Bedenim o rüzgarın önünde Bir mermi sekende... Siz aşşağlık asalaklar Nereye kaçacaksınız o günde. Milyonların nasırlaşmış yüreklerinden. İnsaf dileyeceksiniz de Patlayan kazan başında Haşlanmış derisiyle Kardeşimin cesedini göstereceğim size. İnsaf dilediğnizde Göçük altında gömdüğnüz madencilerin Seslerini dinleteceğim. Birdaha insanlığın başına bela olmayasınız diye... Hepinizin kafasını taşlarla ezeceğim Bu kinimi aşırı bulanlara ise tek söyleyeceğim ''BEN BU KADAR VAHŞİ OLMAYI SİZ BURJUVALARDAN ÖĞRENDİM''. Bekir KİLLERCİ