Çamuroğlu'ndan ilginç açıklamalar

Konu, 'Güncel Olaylar' kısmında prkacin tarafından paylaşıldı.

  1. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Reha Çamuroğlu, AKP'nin Alevi açılımını değerlendirdi.

    AKP İstanbul Milletvekil Reha Çamuroğlu, Habertürk televizyonunda Balçiçek Pamir'in Söz Sende programına konuk olarak katıldı.

    Programa vatandaşlar tarafından bir çok email geldi. Bir vatandaşın 'AKP Aleviler için ne yaptı?" sorusuna Reha Çamuroğlu herhangi bir cevap veremedi. AKP'nin Aleviler için bir şey yapmadığını kabul eden Çamuroğlu, CHP'li Çankaya Belediyesi tarafından yapılan dünyanın en büyük Cemevi'ni de eleştirmekten geri durmadı.

    Çamuroğlu ayrıca, Pamir'in 'Başbakan Cemevleri İbadethanedir neden demiyor?' sorusuna ise ilginç bir cevap verdi. Çamuroğlu, "Eğer Başbakan Erdoğan Cemevleri ibadethanedir derse, hakkımızda kapatma davası açılır. Ülkeyi yönetenler olarak bizler böyle sorumsuzca hareket edemeyiz " dedi.

    İşte Pamir'in soruları ve Çamuroğlu'nun yanıtları:

    R.ÇAMUROĞLU : Hoş bulduk.

    B.PAMİR : Önce birazcık niye ortadan kayboldunuz onu sorayım ?

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi her şeyden önce tabii bu tehdit filan gibi şeyler bunlar işin fantezisi elbette ki böyle şeylere karşı normal önlemlerinizi alırsınız.Yani bizim atasözümüz vardır eşeğinizi sağlam kazığa bağlayın sonra Allah´a havale edin diye ama bunlar bizim hayatımızda hiçbir şey değiştirmez.Yeni şeylerde değil yani bir siyasi doğrunun bir siyasi gerekliliğin peşinde koşuyorsanız ve bunun toplum için çok faydalı sonuçlar getireceğini düşünüyorsanız böyle şeyler sizi yıldırmaz.Yıldırsa zaten siyasete girmeyin.Yani.

    B.PAMİR : Ama hayatınız kısıtlanır.

    R.ÇAMUROĞLU : Hayatınız tabi ki kısıtlanır yani şöyle düşünün yazın tatile gidiyorsunuz eşinizle birlikte denize gireceksiniz ve bir koruma olacak iş değil yani .

    B.PAMİR : Ne gerek var diyorsunuz?

    R.ÇAMUROĞLU : Tabii..

    B.PAMİR : Şöyle bir olan bitene baktığımız zaman bütün bunların olacağını daha önce görmüş olsaydınız bu işe soyunur muydunuz?

    R.ÇAMUROĞLU : Her şeyden önce şunu söyleyeyim bir noktaya açıklık getireyim Balçiçek hanım .Şaklabanlık sözü her şartta ağır bir sözdür.Bunun için herkesten bir milletvekili olarak milletimin bir temsilcisi olarak özür dilerim.Yalnız şaklabanlık sözü toplantıya katılmayan için söylenmiş bir söz değil.O bağlamda söylenmiş bir söz değil, şu bağlamda söylenmiş bir söz .İşte düşkün ilan etme meselesi karşısında çünkü, Alevilik bir yoldur,bir inanç yoludur.

    B.PAMİR : Katılanları düşkün ilan edildi değil mi?

    R.ÇAMUROĞLU : İlan etme noktasında söylenmiş bir söz.O noktada yani katılanları düşkün ilan ederiz diyenlere söylenmiş bir sözdür.Çünkü Alevilik bir inanç yoludur öyle herkes kendi kendine oraya kural getiremez.Düşkünlük şahıslara verilebilecek bir yol cezasıdır.Ve o cezanın da şartları çok bellidir.Yani çok net şartlardır.İşte cinayet işleyen mesela düşkün olur.

    B.PAMİR : Sizi çok mu sinirlendirdi o açıklama?

    R.ÇAMUROĞLU : Beni inancımdan dışlamaya kimin hakkı olabilir.Yani beni yıllarımı verdiğim alevi toplumundan dışlamaya kimin hakkı var,kim böyle bir merci ?

    B.PAMİR : Sadece kızdırdı mı? Üzdü mü? Sizi biraz da kırgında görüyorum.

    R.ÇAMUROĞLU : Bu herkesi üzer yani sonuçta herkesi üzecek bir şeydir bu .Yani yıllarınızı bir toplumun hakları için mücadeleye vereceksiniz ondan sonra birkaç kişi çıkacak kim oldukları da belli olmayan bir masa başında oturan ve belki sizin onda biriniz yüzde biriniz kadar bu yol uğruna mücadele vermemiş uğraşmamış birileri sizi düşkün ilan edecek.Bunun bir insanı kızdırmasından doğal bir şey olamaz.Ama Milletvekilleri kızmamak zorundalar.

    B.PAMİR : Ağır bir laf ….

    R.ÇAMUROĞLU : Kızmamak zorundalar o nedenle ağzımdan öyle ağır bir laf çıkmış ama bu bağlamda çıktığını bir daha vurgulamak isterim.

    B.PAMİR : Fakat sizi dilinizin biraz kemiği yok papaz mı dede mi hani ..

    R.ÇAMUROĞLU : Yani Alevilikte bakın ..Papalar bir kral ailesini bir hanedanı olduğun gibi düşkün ilan ederler.Aforoz uygularlar.Alevilikte böyle bir şey yok.Bakın yolda geliyorum bir ilan gördüm duvarda.Çankaya belediyesinin bir ilanı.Dünyanın ve Avrupa´nın en büyük Cemevini yapıyoruz.Şimdi güzel Çankaya belediyesinin Cemevi yapması güzel bir şey ama cemevi büyük olmaz ki büyüklüğü övünülmez cemevinin.Çünkü bir cemde ki insanlar birbirlerini şahsen tanıyabilecek sayıda olmalıdırlar.Yani 20 bin kişilik bir cemevi yapamazsınız 10 bin kişi bir arada cem yapamaz.Ama siz yola yeni kurallar getirirseniz ve o kurallarla da davranmaya kalkarsanız elbette o zaman sinirlenenler olur.

    B.PAMİR : Peki soruma dönersem bütün bu olayların böyle olacağını o gün görmüş olsaydınız bu işe soyunur muydunuz?

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi her şeyden önce ben insanların bu konuda çok iyi niyetli davranacakları gibi bir,insanların ve kurumların iyi niyetli davranacakları gibi bir önyargıdan kalktım,hareket ettim.Çünkü ben siyasetin ustası değilim.

    B.PAMİR : Aslında çokta geçmişiniz var.Yani Barış partisini hatırlıyorum değil mi ? ÖDP var DYP var. ÖDP bir ara belediye ile ilgili….

    R.ÇAMUROĞLU : Hayır ÖDP´den öyle bir yaklaşım geldi.Bir belediye için sonra onu aldılar kullandılar.

    B.PAMİR : Dolayısıyla ..Şunu demeye çalışıyorum siyasete çokta yabancı değilsiniz.Yapmayın..

    R.ÇAMUROĞLU : Hayır ama mecliste olmak başka bir şey. Mecliste başka türlü görüyorsunuz. Devlet kurumlarının iç ilişkilerini görüyorsunuz. Bürokrasinin yapısını görüyorsunuz.Yani mecliste bulunmak başka bir şey. Baktık ki bu kadar iyi bu kadar hayırlı bir çaba için yola çıktık karşımızda çok büyük bir set var. Bu seti neresinden delebilriz, neresinden geçebiliriz diye düşünmeye başladık.Yani şunu gördüm Alevilerin meselelerinin çözümünde aynı Kürtlerin meselelerinin çözümünde olduğu gibi,aynı başörtülü hanımlarımızın meselelerinin çözümlerinde olduğu gibi hiç hesaba katmadığınız engeller karşınıza çıkıyor.

    B.PAMİR : Karşınıza derken Başbakanın karşısına çıkıyor herhalde ?

    R.ÇAMUROĞLU : Bu iş için uğraşan bir aktörseniz önce sizin karşınıza çıkıyor. Sonra siz söz dinlemezseniz Başbakan´ın karşısına çıkıyor.

    B.PAMİR : Ve dolayısı ile geri adımlar mı atılıyor?

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi bakın mesela kürt meselesinde ben iktidarımızın yapmak istediği her şeyi yapabildiğini düşünmüyorum. Başörtüsü meselesinde görüldü zaten yani 411 el karanlığa kalktı dendi. O 411´den biri de benim. Bu eller karanlığa kalktı dendi.Alevilik ile ilgili meselelerde çok ilginç bir şey oldu mesela biz cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilebileceğine bunlara resmi statü verilebileceğine dair görüşümüzü ortaya koyduk ama çok ilginç bir itiraz geldi buna dediler ki bu laikliğe aykırıdır.

    B.PAMİR : Kim dedi bunu?

    R.ÇAMUROĞLU : Şöyle söyleyeyim bu kangreleşmiş. Bu meselelerin karşısında kimler var önce bunu koymamız lazım ortaya. Her şeyden önce bürokrasinin bir kanadı var.Yani dini bürokrasimizde din bürokrasimizde bu meseleyi anlatmak çok zor. Bu meselenin varabileceği sosyal sonuçları anlatmak çok zor. Çünkü öncelikle dini bürokrasimiz şöyle bir ön kabulden kalkıyor. Diyor ki biz Türkiye´de İslam dinin otoriteleriyiz.Alevilerde müslümandır ya da Şiiler Caferilerde müslümandır.Dolayısı ile onlar bizim otoritemizi kabul ederler.

    B.PAMİR : Ben buraya Diyanet işleri başkanını da ağırladım bu konuda da konuştuk.Geri adım asla atmıyor siz çok yakından biliyorsunuzdur zaten hatta sayın İzzettin Doğan´ı da ağırladım.Oda mesela çok ciddi bir açıklama yaptı bu muarem ayı iftarı ile ilgili olarak Suudi Arabistan´dan sayın Bardakoğlu´nun açıklamasını,hatırladınız açıklamayı ,göz önüne getirerek dedi ki “kendisi gizli Başbakan´dır”Bu işin alevi açılımının önündeki en büyük engeldir.Katılıyor musunuz Diyanet İşlerinin böyle bir engeli olduğuna?

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi sayın Recep Tayip Erdoğan güçlü bir Başbakan'dır. Ve sayın Recep Tayip Erdoğan Başbakanken ülkede gizli başbakanlar olabileceğini düşünmüyorum.Ama şunu söylemek isterim Sayın Bardakoğlu´nun süreç içindeki açıklamaları bizim yapmak istediklerimizi kolaylaştırmadı aksine zorlaştırdı.

    B.PAMİR : Peki siz daha öncesinde onunla görüştünüz mü mesela Muarrem ayı iftarı öncesi ?

    R.ÇAMUROĞLU : Tabi..Kendisi ile 2 saati aşan bir toplantı yaptık Diyanet İşleri Başkanlığı'nda yaptık bu toplantıyı.

    B.PAMİR : Ne talep ettiniz ?

    R.ÇAMUROĞLU : Sayın başkan yardımcıları da vardı .Konuyu bir ortaya koyalım dedik birbirimizi bir anlamaya çalışalım dedik.Ben şunu söyledim kendilerine bu meseleyi biz sosyal bir hadise olarak ele alıp öyle çözmeliyiz.Dini bir hadise olarak ele alıp çözmeye kalkarsak çözemeyiz.Niçin çözemeyiz çünkü Dini inançlar ön kabullere dayanır yani sahabeden hangisinin büyük olduğu konusunda birbirinizi bilimsel metodlarla ikna edemezsiniz.Yahut hangi inancın daha doğru olduğu konusunda pozitif tartı ya da ölçü aletleri kullanamazsınız.Oysa burada sosyal bir problem var.Sosyal problem şu Aleviler büyük ölçülerde 50´lerden başlayarak şehirlere göçmeye başladılar.Ve şehirlerde ibadetlerini nasıl yapacaklarına ilişkin pek çok problemle karşı karşıya kaldılar.Bunun sonucunda da bir kurum ortaya çıktı Cemevi.Burada sizin vatandaşlarınız ibadet ediyorlar.Siz buna ibadet değildir diyemezsiniz.Çünkü onlar ibadettir diyor.Şöyle düşünelim yarın 300 kişi 500 kişi yeni bir dine inandıklarını söyleyerek ortaya çıksalar ve ibadethane diye bir şey kursalar siz bun ibadethane kabul etmeyecek misiniz?

    B.PAMİR : Ne cevap aldınız?

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi sayın Bardakoğlu bu konuda zannediyorum ki akademisyen olarak görüşleri farklı Diyanet İşleri başkanı olarak görüşleri farklı.

    B.PAMİR : Kendisi canlı yayında da bunu söyledi.Akademisyen olarak bir sürü şeye katıldığını söyledi aslında.

    R.ÇAMUROĞLU : Ama daha mesela şöyle bir şey söyleyeyim biz o toplantıda şöyle bir hava ile ayrılmadık. Hatta o gün Hacca gidecekti sayın Bardakoğlu. Allah kabul etsin haccını. Şöyle bir nokta da ayrılmadık Kabe´ye gidecek ve Kabe´den cemevleri ibadethane olamaz açıklamasını yapacak yahut siyasetçiler kendi işlerine baksın açıklamasını yapacak gözü ile bakmadık.

    B.PAMİR : Yani en azından ben söylüyorum desteklemeyecek ama alehte de bir şey yapmayacak sözü ile ayrılıldı?

    R.ÇAMUROĞLU : En azından öyle bir ortam doğdu.Fakat o Kabe´den yaptığı o açıklama çok yaralayıcı bir açıklama oldu.Sürecide çok yaralayıcı bir açıklama oldu.

    B.PAMİR : Peki Başbakanın geri adım atmasında etkili oldu mu o açıklama?

    R.ÇAMUROĞLU : Ben sayın Başbakanın bu açıklamadan özel olarak etkilendiği kanaatinde değilim.Alevi açılımının devam ettirilmemesinde daha büyük politik aktörlerin rol oynadığını düşünüyorum.Sayın Bardakoğlu´ndan daha büyük daha güçlü aktörlerin rol oynadığını düşünüyorum.

    B.PAMİR : Örneğin?

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi her şeyden önce bakın Türkiye büyük bir dönüşümden geçiyor.Türkiye güçler dengesinin altüst olduğu bir dönemden geçiyor.70´lerin 80´lerin İtalya´sına benziyor Türkiye..80 başlarının İspanya´sına benziyor.70´li yılların 80´lerin Yunanistan´ına benziyor Türkiye..Türkiye ya tam demokratik bir ülke olacak ya da otoriter demokratik bir ülke olacak.O nasıl oluyorsa..Şimdi burada güçler sosyal zeminlerde kaymalar başlıyor.Şimdi aleviler senelerce şöyle konumlanmış.Aleviler sola oy verirler,şu anda da giderler CHP´ye blok olarak oylarını verirler siyasetteki yerleri bu dur.

    B.PAMİR : Bir de bir ekleme yapayım.Laikliğinde temel bekçileridir denir.

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi o ayrıca vahim bir nokta.Ona gelelim Balçiçek hanım.Şimdi siyasi olarak düşünsek sayın Başbakan Aleviler konusunda iyi niyete sahip olmasa şöyle düşünebilir Aleviler zaten bana oy vermiyor,ben onların meseleleri ile niye ilgileneyim.Zaten onların oyları da CHP´de bloke oluyor orda duruyor.Ben %47 alan bir partinin lideriyim.%47 bana yeter.Böyle düşünebilir.

    B.PAMİR : Hep iyi niyetli düşünüyordu yoksa sizinle konuşmadan sonra farklı bir açılım mı oldu sayın Başbakanda neden soruyorum Cemevi cümbüş evi açıklaması da sayın başbakana aittir.

    R.ÇAMUROĞLU : Hayır sayın Başbakanın böyle bir açıklaması yok bu çok net bir şey.Sayın Başbakanımızın böyle bir açıklaması yok.Cemevi cümbüş evi diye bir açıklaması asla yok ama şunu söyleyeyim.İnsanların dünkü görüşleri ile bugünkü görüşleri arasında çok büyük farklar olabilir,değişebilir ve değişmemeyi marifet zannetmekte Türkiye´ye has bir tuhaflık.Yani ben 50 yaşındayım 25 yaşındaki görüşlerimi bugün savunuyor olsaydım utanırdım.Yani şimdi ama şu noktaya dikkat çekmek istiyorum seç,imler sırasında sayın başbakana şunu söyledik dedik ki ”sayın Başbakanım son kazı çeşme mtingi sırasında burada bir Cemevimiz var burayı bir ziyaret edelim tarihi bir dergahtır”.Birlikte ziyaret ettik.Sayın Başbakanım Muharremde bir iftar ortaya koyacağız buna katılır mısınız?Yapın Reha bey katırlırım.Sayın Başbakan bana böyle bir iftar yapın Reha bey demedi.Biz sayın Başbakan´a getirdik.Yani bu iftara katılmaması için sayın Başbakanımıza çok büyük baskı geldiği kanaatindeyim.

    B.PAMİR : Kimden geldi baskı ?

    R.ÇAMUROĞLU : Yani çeşitli sosyal kesimlerden

    B.PAMİR : Kendi partisinden geldi mi?

    R.ÇAMUROĞLU : Çeşitli sosyal kesimden.Bizim partimizde bir kitle partisi her görüş var.Bizim partimizde de bu iftar,bu iftarın sonuçlarına,o sırda bizim söylediğimiz şeylere siddetle karşı olan arkadaşlarımız olduğunu ben biliyorum.Ama siyaset düz bir süreç değildir.Bir parti fikir kulübü değildir.Uğraşırsınız sabırla inatla çalışırsınız kabul ettirirsinizi ya da ettiremezsiniz.Yani siyasette bütün partililer sizi alkışlayacak böyle bir şey hiçbir zaman bulamazsınız.

    B.PAMİR : Peki Reha bey,AK Partiye girdiğiniz zamanda çok eleştirildiniz.Kaldı ki ben şöyle bir şeyde duymuştum siz AK Partinin kurucuları arasında da yer alacaktınız.Ama sonra olmadı bir şekilde

    R.ÇAMUROĞLU : Öyle bir şey oldu evet.

    B.PAMİR : Neden olmadı?

    R.ÇAMUROĞLU : 2001 yılında AKP kurulmadan önce şimdi ki sayın başbakanımızın özel kalem müdürü aradı ve bir görüşme istediklerini söylediler.Bir randevu ortaya kondu sonra o randevu bir sünnet düğünü nedeni ile ertelendi ve sonra o randevu olmadı.

    B.PAMİR : Bir şekilde engellendi mi yani ?

    R.ÇAMUROĞLU : O zaman sayın başbakanımızla o zaman görüşme fırsatımız olacaktı eğer o görüşme olumlu geçseydi elbette bizim kurucu üye olma ihtimalimiz vardı.

    B.PAMİR : Şimdi AKP´ye katıldıktan sonra kendi çevrenizden de çok eleştiri aldınız.Alevilerden de çok eleştiri aldınız.O dönemde Başbakanla görüşmenizde yani çok şöyle eleştiriler oldu zaten demin tanıtımda da anlattığımız gibi aslında takiye yapıyorlar aslında Alevilere bir açılım yapmayacaklar,demokratikleşme sürecinde aslında bu bir görüntü.Biliyorsunuz eleştirileri..Siz birebir görüştüğünüzde hakikaten önemli sözler aldınız mı Başbakandan?Alevi açılımı konusunda..İlk görüşmeden bahsediyorum

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi her şeyden önce şunu söyleyelim samimiyet ölçen bir alet yapılmadı.Siyasette kimsenin samimiyetine güvenerek iş yapamazsınız.Ortaya koyduğunuz projenin doğruluğuna gerekliliğine ve faydalığına dayanarak iş yapabilirsiniz siyasette.Şimdi takiye meselesine gelince her şey takiye oldu Türkiye´de..Milliyetçi Hareket partisi iktidarda olmasaydı,iktidar ortağı olmasaydı Türkiye´de idam idam cezasının kaldırılması çok zor oldurdu.Başörtüsü ile ilişkin meseleleri Alevi vatandaşlarımızın desteği ve katkısı olmadan çözmek çok zordur.Alevi vatandaşlarımızın bu meselelerini,Sünni vatandaşlarımızın desteği ve katkısı olmadan çözmek çok zordur.AK parti bence Alevilerin meselelerine çözüm getirebilecek ve bu çözümleri kalıcı kılabilcek tek partiydi.

    B.PAMİR : Siz buna inandınız?

    R.ÇAMUROĞLU : Hala daha öyledir.

    B.PAMİR : Peki bunun sözlerini aldınız mı bunu merak ediyorum.

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi bakın …

    B.PAMİR : En azından destek olunacağı,sonuna kadar bu açılımın destekleneceği..Yani siz pek yanaşmıyorsunuz söylemeye ..

    R.ÇAMUROĞLU : Sayın Başbakana ben bir proje sundum.Kısa orta ve uzun vadeli bir proje sundum.Sayın başbakan bu proje sunumunun sonunda bana doğrudur Reha bey başlayın yapalım dedi.

    B.PAMİR : Ve tek yetkili sizi mi belirledi? Çünkü bunda yetkiler önemlidir yani..

    R.ÇAMUROĞLU : Kendisinden bu onayı aldıktan sonra elbette ki süreci başlattık.Ama Türkiye´de tabii komplo teorilerine çok meraklı Türk halkı bunlara ve halkada bunu talep varsa arz edelim diye sunanlarda var.Buna işte Amerika´dan emirler gelmiş alevi açılımı için filan yani diyenlerde oldu..oysa biz oturduk çalıştık sayın başbakana zaten yıllardır çalıştığımız bir konuydu.Bir teklif getirdik.Syın Başbakanda sayın Reha bey bu doğrultuda başlayın dedi.

    B.PAMİR : O kadar çok mail var ki birini okuyacağım Ak Partinin Aleviler için ne yaptığını kesin olarak söyler misinizi diyor?Çoğunluk bunu soruyor zaten.

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi elbette vatandaşlarımızın kendi meselelerini takip etmeleri çok güzel bir şey sonuna kadar da takip etmeleri lazım.Bu soruları her zaman sormaları lazım.Yalnız tabi bu soruları sorarken bir şey yapılmak istendiği zamanda bizi asimile edecekler ,takıye yapıyorlar,bu iş komplodur dememek lazım.Orda da hadi bakalım yapsınlar izleyelim demesi lazım vatandaşın.Yapmadıkları zaman gideyim hesap sorayım ama baştan mahkum etmeyeyim.Yani ideolojik ön yargılarımla baştan mahkum etmeyeyim.Şimdi AK Parti konusunda,Ak partiyi seversiniz ya da sevmezsiniz,oy verirsiniz ya da vermezsiniz ama Ak partinin bir politikası konusunda önce bir bakın bu politika nedir,işte bu politika doğru bir politika mı?Şuraya baraj yapılacak yanlış mı ona göre tavır alın.Aynı şey bu meselede de geçerli.

    B.PAMİR : Niye destek vermediler Muharrem ayı iftarına?

    R.ÇAMUROĞLU : Çünkü şöyle söyleyeyim ben birincisi Türkiye´de benim tahminime göre 12 milyon civarında Alevi vatandaşımız yaşıyor.Bu vatandaşlarımızın destek vermediğini ilan eden sivil toplum kuruluşları tarafından temsil edildiğini düşünmeyin,İşte burada böyle bir hata yapılıyor.Mesela 50 kişilik bir derneğin başkanı bir konuda görüş açıklıyor diyor ki şuna karşıyız.Ertesi gün medyada şöyle bir başlık Aleviler şuna karşı ..


    B.PAMİR : Ama birçok kişide mesela Reha Çamuroğlu bizi Alevileri yani mecliste temsil edemez diyor mesela öyle diyende var.

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi Reha Çamuroğlu Mecliste Alevileri temsil etmek için bulunmuyor zaten.Reha Çamuroğlu´nun hiçbir zamanda Alevileri temsil etmek gibi bir iddiası olmadı.

    B.PAMİR : Belki bunu söylemeniz gerekiyor galiba..

    R.ÇAMUROĞLU : Hiçbir zaman böyle bir iddiam olmadı.Ben Türk milletinin 22 Temmuz 2007 seçimlerinde bana verdiği yetki ile mecliste milletimi temsil ediyorum.Yani benim Alevileri mecliste temsil etmek gibi bir iddiam hiçbir zaman olmadı,hiçbir zaman ağzımdan böyle bir şey çıkmadı.

    B.PAMİR : Siz Alevi olmasaydınız Ak parti size teklif getirir miydi?

    R.ÇAMUROĞLU : Şöyle söyleyeyim.Bunun cevabı çok açıktır.Hayır .Ama siyaseti böyle düşünemezsiniz mesela bir milletvekili arkadaşımız sünnidir ama çok iyi bir teknisyendir. Ben 20 yılımı belli bir meseleye vakfetmiş bir insanım 12 tane eser yayınlamışım..

    B.PAMİR : Ne işim var siyasette ben yazar çizer tarafında kalsaydım dediğiniz olmuyor mu Reha bey?Bir söyleyin de rahatlayın..

    R.ÇAMUROĞLU : Çok oluyor olmaz mı..çok oluyor.Çünkü Balçiçek hanım,bir de siyasetin şöyle bir tarafı var yani vatandaşlarımızı da bu konuda çok iyi düşünmeye tekrar düşünmeye davet ediyorum çünkü demokrasi istiyorlarsa demokrasi …

    B.PAMİR : Peki biz bir de Alevilere sorduk ne diyorsunuz diye bir bakalım mı?

    B.PAMİR : Nedir bu koltuk kavgası mı bu dernekler federasyonlar siz hiç anlaşamıyorsunuz.Sizi asla temsilci olarak görmüyorlar.

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi biraz önce de dediğim gibi ben Alevileri mecliste temsil etmek gibi bir yükümlülük altına girmedim böyle bir iddiamda hiçbir zamanda olmadı.Ben T.B.M.M.´de bir milletvekiliyim ve milletimi temsil ediyorum.Mazbatamda da böyle yazıyor zaten..Yani şimdi Ali Balkız ,ilginç şeyler söyledi dedi ki birincisi dedi bu tür iftarlar oruç bozmalar Alevilikte yoktur dedi.Bu çok söylendi.Alevilikte olmayan pek çok şey bugün var Balçiçek hanım.Sayın Balkız´a sormak isterim Alevilikte stadyumda semah dönmek varmıydı?Yani 1000 kişinin semah dönmesi ki Balkız´ın başında bulunduğu organizasyon defalarca bunu yapmıştır.

    B.PAMİR : Yani günümüze uyarlanan şeyler mi var?

    R.ÇAMUROĞLU : Yani stadyumda semah var mıydı? Bu geçerli miydi? Sonra bir konuda bir tenakuza düştüğünü düşünüyorum sayın Ali Balkız´ın .Kendi örgütlerinin internet siteleri beni düşkün olarak tanımlıyorlar.Eğer ben düşkünsem beni kendi aralarına nasıl davet ettiklerini ben anlayamadım.Çünkü düşkünle görüşülmez.Ama bu konuda bir açıklama yapmaları lazım o zaman yani desinler ki bu bu bu nedenlerler şu siyasi nedenlerle bir kişinin düşkün ilan edilmesi mümkün değildir.Dolayısı ile Reha Çamuroğlu bu yolda tabi ki düşkün değildir desinler bir düzeltme bir katkıda bulunmuş olurlar.Ama Türkiye´de çok yaygın b,ir şey var söyleyelim söylediği yerde de kalsın.Böyle bir şey yok Balçiçek hanım yani o süreçte niçin sinirlendiğimi sordunuz bana,yani şimdi benim hayatım boyunca çok sayıda Ermeni dostum oldu.

    B.PAMİR : Ermeni olduğunuzda söylendi.


    R.ÇAMUROĞLU : Çok sayıda Ermeni dostum oldu benim hayatım boyunca.Şimdi kalktılar dediler ki Reha Çamuroğlu Alevi mi yoksa Ermeni mi?

    B.PAMİR : Yoksa..

    R.ÇAMUROĞLU : Yoksa ..bakın “yoksa” Yani Ermeni olmak kötü bir şey yoksa Ermeni mi?

    B.PAMİR : Cevap verseniz de bir türlü vermeseniz de bir türlü..

    R.ÇAMUROĞLU : Buna cevap verseniz hayır ben Ermeni değilim falan deseniz Ermeni dostlarınıza sanki onlar kötü durumdalarmış Ermeni olmakla demiş olacaksınız.Yani bütün bu süreç ortada elbette Alevi vatandaşlarımızın hak aradıkları,haklarını aradıkları bütün çabaların içinde varım olurum buna katkıda bulunurum.Ama bunu belli bir seviyede götürmek gerekir.Üslubumuza dikkat etmemiz gerekir.Hele Alevilik gibi yaradılanı severiz yaradandan ötürü diyen bir anlayışta bu üslup kimseye yakışmıyor.

    B.PAMİR : Peki süremiz azaldığı için şunu sormak istiyorum Niye danışmanlıktan istifa ettiniz?Neyin hayal kırıklığının yaşadınız,neyi aradınız da bulamadınız?Sizin açıklamalarınıza dayanarak bunu söyleyebiliyorum

    R.ÇAMUROĞLU : Siyaset öyle bir şeydir ki sayın Pamir,şimdi önünüze bir hedef konur biraz önce izah ettim.Ne dedi sayın başbakanımız “buyurun yapın “ dedi.Bir süre sonra yapamaz hale geldik.Çünkü elimizde ne olanak var,mesela enstitü kurmak hangi olanakla kuracaksınız,neyle kuracaksınız?

    B.PAMİR : Koskoca hükumet var .

    R.ÇAMUROĞLU : Bunlar ortaya konmazsa yapamazsınız.Şimdi bir süre sonra baktık ki yapamıyoruz.Siyaset öyle bir şeydir ki sorumlu bulunduğunuz makam bir süre sonra size dönüp şöyle diyebilir “Reha bey hiçbir şey yapamadınız,yok ortada bir şey “

    B.PAMİR : Bunu mu dediler size?

    R.ÇAMUROĞLU : Hayır.Sayın başbakan böyle bir şey söylemedi.Asla böyle bir şey olmadı ama ben bunun söylenebileceğini düşündüm.Olanak yok hiçbir şey yapamıyorsunuz ve çıktım sayın Başbakan´a dedim ki bu şartlar altında benim bu görevi sürdürmem ve size faydalı olmam mümkün değil.

    B.PAMİR : O´da kalın dedi hatta size değil mi?

    R.ÇAMUROĞLU : Ben size faydalı olmak istiyorum ama size faydalı olmam mümkün değil.Çünkü Başbakan bu konuyu çözmek noktasında samimidir.

    B.PAMİR : Peki İstanbul Müftüsü Çağrıcı´nın açıklaması vardı Cemevi dinen mümkün değil.Karakoçan hadisesi vardı çok iyi biliyorsunuz, Sayın Cemil Çiçek´in açıklamaları vardı,Syın Beşir Atalay´ın açıklamaları vardı şimdi bütün bu açıklamalara Başbakan´ın bir tavrı olmadığı için mi siz kırgın ayrıldınız trenden inmediniz ama..

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi bakın bütün bunlara tavrımız olmadığı sürece,bütün bunlara tavır geliştirmediğimiz sürece Hükümetimiz tam anlamıyla demokrasi yolunda yürüyor olmaz.Bütün meselelerde bu böyledir.Kavgacıların sosyal zeminlerini yok etmemiz gerekiyor.Biraz önce ki hadisede de 2 uzman çavuşumuzun şehit olduğu hadisede de öyle yani kürt vatandaşlarımızın teröre destekleri ile ilgili problemlerin çözülmesi gerekiyor.Kavga odaklarının,ayrım yaratma odaklarının sosyal zeminlerinin giderilmesi bu zeminlerle kucaklaşılması gerekiyor.

    B.PAMİR : Buna katılıyorum .Tek yerde Ak parti diyorsunuz Aleviler için doğru,sizde bu inançla girdiniz.Ne oldu da ??

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi bakın şöyle bir şey var,bu trenden inme binme hadisesi çok söylendi.Şimdi mecliste Hükümetinizi eleştirirsiniz,kendi partiniz için eleştiri getirebilirsiniz ki ben 4-5 ayrı konuda getirmişimdir.Sadece bu konuda değil zorunlu din dersinde de getirdim,başörtüsü meselesinin anayasa değişikliği konusu yapılması meselesinde de eleştiri geitrdim.Bunları basınla paylaştım.Ama bu sefer basın size der ki ne zaman ayrılıyor diye yazmaya başlar.Hiç eleştiri getirmezseniz şöyle yazar el kaldırma indirme makinası yani bu işin bir orta yeri yok mu ?Kendi partinize eleştiri getirerek partinizde varolabilirsiniz .Bne 5 konuda partimle anlaşamayabilirim ama diğer 95 konuda anlaşıyorumdur.

    B.PAMİR : Katılıyorum ama bu sizin için hani demin kimlikten bahsediyoruz ya sizi siz yapan çok önemli bişr kimlik var Alevi kimliği ve siz öyle ya da böyle..

    R.ÇAMUROĞLU : Bu konuda çözüm geleceğine inancımı sürdüryorum.

    B.PAMİR : Hala sürdürüyor musunuz?

    R.ÇAMUROĞLU : Hala sürdürüyorum.

    B.PAMİR : Ben açıkçası kendi adıma söyleyeyim hani bu danışmanlık işi vs..siz danışmanlıktan ayrılınca Muharrem ayı iftarı derken hani partiden de istifa edersiniz diye düşünmüştüm bu benim kişisel fikrim

    R.ÇAMUROĞLU : Başbakanımızda bu konuda artık hiçbir irade..görmezsem partiden de istifa ederim.

    B.PAMİR : Bekleyiş o zaman bu

    R.ÇAMUROĞLU : Sayın Başbakanımızın bu konuyu çözmek doğrultusunda iradesinin sürdüğünü ve sürmeye de devam edeceğini görüyorum

    B.PAMİR : Ama bir takım şeyler rafa kalktı hiçbir şey yapılmıyor şu anda.Sizde çektiniz elinizi ayağınızı

    R.ÇAMUROĞLU : Bin yıllık bir problemden bahsediyoruz sayın Pamir..Şimdi soruyorlar Ak parti ne yaptı ?Biz bir şey yapamadık doğrudur bizden öncekiler ne yaptı?Yani bir şey yaptılar mı bizden öncekiler biz hiç olmazsa dedik ki bir şey yapacağız.Adını koyduk.

    B.PAMİR : Ama yapamadık diyorsunuz?

    R.ÇAMUROĞLU : Ama şu ana kadar yapamadık

    B.PAMİR : Peki biz sana söylemiştik diyenler oldu mu ?Çok oluyordur değil mi?

    R.ÇAMUROĞLU : Vallaha çoktur yani ,işte 90 ile giderken kaza yaparsınız ve biz sana 60 tan fazla yapma demedik mi derler.

    B.PAMİR : Başbakanla bu istifa aşamasında görüşmenizin perde arkasına dair yazılar yazıldı.Ne kadarı doğruydu bilmiyorum ama orada mesela kaç vali kaç emniyet müdürü Alevi şu anda diye sormuşsunuz?

    R.ÇAMUROĞLU : Bu konular başbakanımızla görüşmede hiçbir şekilde dile getirilmedi.

    B.PAMİR : Bunlar önemli midir diye soracaktım bende mesela kaç Vali´nin alevi olduğu…

    R.ÇAMUROĞLU : Bu konular sayın Başbakanımızla görüşmemizde hiçbir şekilde dile gelmedi ama şunu söyleyeyim Türkiye´de Alevilerin maruz kaldıkları en büyük problem cemevlerinin tanınması şu ya da bu değildir.Alevilerin maruz kaldıkları en büyük problem sosyal hayatta karşılaştıkları ayrımcılıktır.Her şeyden önce bunun giderilmesi gerekir

    B.PAMİR : Yani Alevi olduğu için yükselemez.

    R.ÇAMUROĞLU : Alevi olduğu için pek çok problemle karşılaşıyor.Şimdi denilebilir ki bu doğru değil milyonlarca alevi bunu böyle hissediyor.

    B.PAMİR : Mesela hani Vali olamaz mı ya da Emniyet müdürü olamaz mı Alevi diye?

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi bakın 81 vilayeti olan bir ülkede eğer bir tane Alevi Vali varsa mesela insan bir tuhaf karşılar bunu.

    B.PAMİR : Peki kaç işadamı devletten ihale aldı diye konuşuldu Alevi iş adamları devletten ihale alamazlar mı ?

    R.ÇAMUROĞLU : Şimdi şöyle söyleyeyim bunu en genel anlamda ayrımcılık meselesinde görmek lazım .Mesela bir alevi siyasetçi Türkiye´de Başbakan olmayı düşleyemez bile bu ülkede .Çok ciddi bir şey söylüyorum .Yani bu sadece biz de mi böyledir.Fransa´da da Protestan bir başbakan seneler sonra oldu.

    B.PAMİR : Ya da Amerika´da siyahi bir aday

    R.ÇAMUROĞLU : Daha yeni çıkabildi.Kazanacak ya da kazanamayacak ayrı mesele ama bu ayrımcılık meselesinin ya da bu ayrımcılık hissiyatının üzerine gitmemiz lazım.Farzedelim ki ayrımcılık yok ama böyle bir hissiyat var ortada ..

    B.PAMİR : Peki Alevi işadamları devletten ihale alabiliyorlar mı ?Mesela sizde Milletvekilisiniz şimdi..size çok şikayet geldiğini ben duyuyorum o yüzden soruyorum size..

    R.ÇAMUROĞLU : Sağ olsun vatandaşlarımız bize çok fazla şikayet getiriyorlar ama tabi bir milletvekilinin bütün bu meselelerin altından kalkması çok zor.İhale meselesini de takip etmedim açıkcası.şunu ilave etmek isterim bu Ak parti ile başlayan bir süreç değil bu 100 yıllık bir süreç.

    B.PAMİR : 1000 yıllık diyorsunuz mesela o kadar çetrefilli hale geldi ki ..Bugün başbakan çıksa ve dese ki cemevleri ibadethanedir bu iş biter mi?

    R.ÇAMUROĞLU : Bu iş bitmez tabi de bu bomba gibi bir aşama olur bu meselenin çözülmesinde.

    B.PAMİR : Söylenemez mi?Başbakan Erdoğan böyle bir şeye sahip değil mi?

    R.ÇAMUROĞLU : Balçiçek hanım bu meselenin çok yönü var. Peki başbakanımız çıksa böyle bir şey söylese 5 gün sonra bir kapatma davası açılsa partimize ne olacak?

    B.PAMİR : Öyle bir şey mi olur ?

    R.ÇAMUROĞLU : Niçin olmasın

    B.PAMİR : Başka dengeler derken bunu mu kastediyordunuz?

    R.ÇAMUROĞLU : Bir sene geçirdik biz çok tuhaf şeyler yaşadık .Sayın Başbakanımız çıksa böyle bir şey söylese ve arkasından partimiz hakkında laikliğe aykırı işlerden dolayı bir dava açılsa ne olacak?O zaman biz Türkiye´yi yönetmek sorumluluğunu üstlenmiş bir partiyi böyle sorumsuzca işlere sokmuş bir hükümet durumuna düşeceğiz.

    B.PAMİR : Zor o zaman işler

    R.ÇAMUROĞLU : Evet zor.işler gözüktüğü gibi değil maalesef yani işler dışardan gözüktüğü gibi değil.Sosyal zemin kayıyor çünkü Türkiye büyük bir dönüşüm yaşıyor bu dönüşümün gerekleri demokrasi demokrasi demokrasi..

    B.PAMİR : Hakikaten bütün bunların olacağını bilseydiniz şöyle bir tereddüt eder miydiniz en başında bu işe girmeden?

    R.ÇAMUROĞLU : Çok tereddüt ederdim.

    B.PAMİR : Peki çok teşekkür ederim efendim yayınıma katıldığınız için.



    Kaynak: `Habercem
     
  2. gülüş

    gülüş Daimi Üye

    çamurlu günleremi döndük gene
     

Sayfayı Paylaş