BİR KIVILCIM DÜŞER ÖNCE, SONRA SAVAŞ OLUR

Konu, 'Serbest bölge' kısmında prkacin tarafından paylaşıldı.

  1. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Çoğumuzun çocukluk dönemlerinde sıkça dinlediği bir şarkıydı. Bir kıvılcım düşecekti önce, büyüyecekti yavaş yavaş, sonra volkan olacaktı ve en sıcak duygulara sebep olacaktı. Hep beraber her sevince, her derde ve her kedere ortak olup ömür boyu beraberce el ele yürüyecektik ve gözlerimizde yaş olmayacaktı.




    Bu güzelim şarkı yukarıda saydığımız iddialarla 1974´te söylendikten sonra kim bilebilirdi ki 2008´in son çeyreğine doğru anlamsızlaşacak. Kim derdi ki binlerce yıl beraber yaşayan, nereden gelip nereye gittiklerini birbirine öğreten, el ele tutuşup aynı cephede savaşan iki halk birbirini boğazlayacak noktaya gelecek… Bir kıvılcım düşüyor ve sonra savaş oluyor.



    Geçen hafta Türkiye´yi meşgul eden Altınova´dan bahsediyoruz. Murat Aksu daha önce sorunlu olduğu bir grupla kavgaya tutuşuyor. Kavga büyüyünce Oğuz Dörtkardeş ile Ezel Kırcalı´nın üzerine kamyonet sürüyor. Olay Dörtkardeş ile Kırcalı´nın ölümü ve 7 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanıyor. Asıl olay bundan sonra başlıyor. Suçun kişiselliği ve suçlunun adalet önünde hesap vermesi gibi kavramlarlarla tartışacağımız olay kısa sürede bir “Kürt Türk çatışması” kavramıyla değerlendireceğimiz mecraya evriliyor.



    Beldede Kürtlere ait iş yerlerinin, evlerin, araçların camları kırılıyor. Eve ve araçlar ateşe verilmek isteniyor. Güvenlik güçlerinin ve idarenin tavrı ise olayın boyutlarını ve ciddiyetini anlamaktan çok uzak. Balıkesir valisinin “acı vardı taşkınlıklara göz yumduk” açıklaması basında çıktı. Türkiye adım adım Kürtlerle Türklerin bir arada yaşadığı, yaşayacağı bir ülke olmaktan çıkıyor ve biz bunu adeta kanıksar hale geldik. Bütün bu olaylara “münferit hadise” diye bakarak yanılıyoruz. Düzenli olarak bu tür olaylar yaşanıyorsa bu artık “münferit hadise” olmaktan çıkmıştır.



    Buraya kadar nasıl geldik? Hafızamızı biraz yoklayalım, neler olmuştu? Türkiye periyodik olarak adım adım bir karanlığa doğru çekiliyor. İşte bazı ayrıntılar:







    SAKARYA



    12 Nisan 2005 tarihinde Trabzon´da TAYAD üyelerine yönelik linç girişimini protesto etmek amacı ile Atatürk Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yapmak isteyen Sakarya Gençlik Derneği üyeleri, ülkücüler tarafından linç edilmek istendi. Türk Bayrağı açarak, protesto açıklaması yapmak isteyen grup aleyhine sloganlar atan grup, 6 kişiyi kovaladı. Dernek üyeleri PTT binasına sığınırken, kısa sürede olay yerine gelen güvenlik güçleri, kalabalığı dağıtmak istedi. Linç edilmek istenen 6 kişi, binanın arka kapısından çıkarılarak gözaltına alındı.







    YİNE SAKARYA:



    Mahir Çayan´ın ölüm yıldönümü nedeniyle Çark Caddesi"nde Çayan´ın posterini asan Sakarya Üniversitesi öğrencisi T.K ile E.K, kalabalık bir grubun saldırısına uğradı. Gençler Tünel Pasajı´na girerek saklanmaya çalışırken, bozkurt işareti yapan grup “Ya Allah bismillah, Allah´ını seven katılsın” deyip halkı galeyana getirdi. Kısa sürede 2 bin kişi, ellerinde Türk bayraklarıyla pasaj önünde toplandı. İki genç binadaki tuvalete sığınmak zorunda kaldı. Bu sırada pasajda bulunan DTP Sakarya İl Örgütü´ne giren bir grup, tekbir getirerek büroyu ateşe verdi.



    29 Kasım 2007 tarihinde PKK´li oldukları iddiasıyla gözaltına alınan Sakarya Üniversitesi öğrencisi 20 kişi, sağlık kontrolü için Erenler Sağlık Ocağı´na götürülürken, ellerinde bayraklı yaklaşık 100 kişinin saldırısına maruz kaldı.







    ADAPAZARI



    Karaçam´da yapılan duble yol inşaatında çalışan Diyarbakırlı M.A. ile S.İ, 4 Haziran 2007 tarihinde tişörtlerinde bulunan Ahmet Kaya resmi nedeniyle ülkücü bir grubun saldırısına uğradı. Kovalamaca sonucu kıstırılan S.İ. feci şekilde dövülüp hastanelik edilirken, M.A ise bir binaya sığındı. Olayın “Kentte PKK´lı var” şeklinde duyurulması üzerine kısa sürede toplanan 500 kişi, tekbirler getirip M.A.´nın bulunduğu binaya girmek istedi. M.A. bir süre sonra polisler tarafından emniyete götürüldü.







    ADANA



    Haziran ayında Adana´daki TOKİ inşaatında çalışan Kürt işçiler, semt sakinleri tarafından linç edilmek istendi. Yeşilova Mahallesi´nden geçerken ülkücülerin saldırısına maruz kalan işçiler, DTP´ye sığınmak durumunda kaldı. Olaylarda Mehmet Çakır adlı Kürt işçinin parmağı koptu.







    GEBZE



    Kocaeli´nin Gebze İlçesi´nde ise 20 Kürt işçi, kalabalık bir grubun saldırısına uğradı. Polis olaylara seyirci kalırken, işçilere yine DTP sahip çıktı.







    İSTANBUL



    İstanbul İstinye´de de CANEM Temizlik Firması inşaatında çalışan Kürt işçiler, yine ülkücülerin hedefi oldu. Baskılar karşısında 70 işçi, “can güvenlikleri olmadığı” gerekçesiyle memleketlerine dönme kararı aldı.



    22 Ekim 2007´de Dağlıca baskını protesto etmek amacıyla DTP´nin İstanbul´daki birçok teşkilatı saldırıların hedefi haline geldi. Bazı teşkilat binaları kundaklandı.



    İstanbul Holiday Otel´de yemek servis işleri yapan Mehdi Ürper çalıştığı otelde arkadaşı ile Kürtçe konuştuğu için oteldekiler tarafından "Burada Kürtçe konuşmak yasak" denilerek linç edilmek istendi.







    ANKARA



    Kürtlere yönelik bir linç girişimi de, Ankara´nın Çamlıdere ilçesinde yaşandı. Bir süre önce ilçeye çalışmak için gelen Kürt işçisi, yaklaşık 700 kişilik bir grubun saldırısına uğradı. Alınan bilgiye, göre bir kahvehanede Kürtlere hakaret edilmesi üzerine ismi öğrenilmeyen bir Kürt işçi tepki gösterdi. Bunun üzerine tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine “PKK´liler Çamlıdere´ye geldi´´ söylentilerinin bir anda yayılmasıyla birlikte kahvehanenin önüne yüzlerce kişi toplandı. Burada “Kahrolsun PKK´´ sloganları atarak, Kürt işçiye linç girişiminde bulundu.







    ÇANAKKALE



    Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi´nde stant açmak isteyen Kürt öğrenciler, ülkücülerin saldırısına uğradı.







    AFYON



    Afyon Kocatepe Üniversitesi´nde okuyan 2 Kürt öğrenciyi kaçırarak bir eve götüren ülkücüler, öğrencilere 5 saat boyunca akıl almaz işkenceler uyguladı. Falakaya yatırılan, askıya alınan, kırbaçlanan öğrenciler, boş bir araziye terk edildikten sonra götürüldükleri hastaneden bir aylık ‘iş göremez´ raporu aldı.







    BALIKESİR



    Balıkesir´de inşaatta çalışan Ramazan Doğan ve Mehmet Polat, bindikleri minibüste Kürtçe konuştukları için "Neden Kürtçe konuşuyorsunuz" denilerek linç edilmek istendi. Olayda, Mehmet Polat başından ve kolundan yaralandı.



    DTP Biga İlçe Başkanı Mehmet Etik´in evi ülkücüler tarafından taşlı saldırıya uğradı.







    MERSİN



    Mersin´in Mut ilçesinde Meslek Yüksek Okulu öğrencileri B.A, P.A, ve M.Ç´nin kaldığı ev, maskeli üç ülkücü tarafından basıldı. Neşter ve silahla rehin alınan üç öğrenci, daha sonra tutuklanarak cezaevine konuldu.



    TARAFINDAN: MAHMUT SANSARKAN / BIRGÜN
     
  2. ero

    ero Daimi Üye

    ülkemizin bu kanayan yarasına işaret ettiğin için teşekkürler PREKACİN..

    BEN BU OLAYLARI, ÜLKEMİZDEKİ MEVCUT BURJUVANIN ELİNDE TUTTUĞU SERMAYE KARINI KARDEŞ DEDİĞİ,KENDİSİ GİBİ YASAL VE KİŞİSEL HAKLARI OLAN KESİM İLE PAYLAŞMAMAK İÇİN;
    GEREK YASAL PRÖSEDÜRÜ, GEREKSE SOKAKLARDAKİ MANÜPÜLASYON OYUNUNU İYİ OYNUYOR DİYE YORUMLUYORUM..

    duyguları kurşun hızı ile hareket eden sevgili halkımızın, bırakalım amerikalı avrupalı emperyalist sermaye sahiplerinin oyununu anlamalarını;
    daha içmizdeki kukla piyonların basit hesaplarını dahi deşifre edemiyor..

    demek ki çok acelesinden ihaleci iktidar partileri safdışı bırakılıp, eğitimci(gerçek eğitimci) iktidarları parlementoya taşımalıyız---nasıl olacaksa artık..

    yalnız bugünlerde kendi ideolojim için en acı kareler ;

    kendine 20-30 yıl önce devrimci diyerek Çayan-Gezmiş- ve - Niceleri ile dava arkadaşlığını savunupta bugünlerde asimilasyonun doruklarına ulaşmış kişilerin;

    o devrimcilerin kendi idam sehpalarını tekmelerken nasıl """"""YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ"""""" sloganları ile ölümü göğüslediklerini, unuttuklarıdır..

    GARİP ANADOLUM NAZLI ANADOLUM
     

Sayfayı Paylaş