Cemevi tarafından düzenlenen kültür haftasında ?Simavnalı Bedreddin? ve ?Gerçek İnsan Olma Sanatı? adlı belgeseller yayınlandı. Anadolu Alevileri Kültür Merkezi- Cemevi tarafından düzenlenen kültür haftasında ?Simavnalı Bedreddin? ve ?Gerçek İnsan Olma Sanatı? adlı belgeseller yayınlandı. Etkinliğin ikinci gününde Dernek Başkanı Yüksel Özdemir tarafından yönetilen panelde ise Sosyal Antropolog Hasan Harmancı ve yazar Hamza Aksüt konuştu. ?Alevilikte Evren ve İnsan? başlığı altında konuşan Harmancı, Aleviliğin temel taşı olarak değerlendirilen ve diğer inançlarla farklılığını biçimsellikten kurtaran düşünsel noktalara değindi. Toplumların farklı ?yaratılış? ve ?varoluş? tasarımlarından örneklere yer verilen panelde, Alevi kimliğini öne çıkaran algınını ve tasarımın ne olduğu tartışıldı. Ayrıca Aleviliğin kurumsallaşma boyutlarını oluşturan ?Hakk-Muhammed-Ali?, ?İnsan-ı Kâmil Olma? ve ?Canın Ölmezliği? gibi konular da tartışıldı. Alevi varoluş tasarımının Anayasal bir özelliği olduğunu vurgulayan Harmancı, tek tanrılı inançların ?balçıktan? yaratılma mitolojileri ile Aleviliği ?ışıktan?, ?nurdan? varolma kurgularının çatıştığını ve bu nedenle de bu yönlü kurgularının devriyelerle Alevi ozanlarda çok yönlü olarak öne çıktığını dile getirdi. Harmancı konuşmasının ikinci bölümünde Hititler?de din ve devletler ilişkilerinin, Hitit devlet dininin nasıl kurgulandığı üzerinde durdu. Hitit tablet, mühür ve rölyef örnekleri ile Aleviliğin anlatılamayacağını dile getiren Harmancı, bu tarz denemelerin zorlama ve sorunlu olduğuna dikkat çekti. Tüm inançlara kaynaklık eden bir uygarlığın basit unsurlardan yola çıkılarak Alevilik sembol ve ritüelleri ile özdeşleştirilemeyeceğine yer verilen panelde, Hitit kutsal tören ve ritüellerindeki hokkabazlarının, çıplak dansların, bereket amaçlı cinsel ilişki uygulamalarının bir arada yer aldığı sahnelerin, Alevi Cem?i ile karşılaştırılmasının komik olduğu ve çarpıtmaktan öte anlam taşımadığını dile getirdi. Yazar Hamza Aksüt ise ? Alevi Talip ve Dede Toplulukları?nın Yaşam Alanları? üzerinde durarak, ocakların coğrafik dağılımı ve yapılanmasının kökenleri üzerinde durdu. Alevi ocaklarının Türkiye dışında, Suriye, İran, Azerbaycan, Irak ve Bulgaristan?daki yerleşim yerleri ve dağılım coğrafyalarını anlattı. Aksüt ocakların kollarının artık daha sağlıklı tespit edildiğini ve Hacı Bektaş, Dede Garkın, Avuçan, Baba Mansur, Sultan Sahak dışında kime bağlı oldukları belli olmayan veya Arap Alevilerine ait ocak ve yerleşimlere de yer verdi. Aksüt ocakları aile adlarına göre düzenlemeye çalışanların büyük bir yanlış içinde olduklarını ve geriye doğru bu haliyle izlenmesinin mümkün olamayacağını dile getirdi. Alevi Dede ve Talip ocaklarının haritasının da çıkarıldığını belirten ve bu harita üzerinden bilgi ve belgeleri sunan Aksüt, bazı şecerelerin yanlışlarına da örnekler verdi. Varto?da bulunan bir şecereye Osmanlı Beyliği zamanında Orhan Bey tarafından şecere verildiğinin iddia edildiğinin ve bununu belge olarak sunulduğunu söyledi. Orhan Bursa bölgesindeyken, hiç ilgisi olmayan bir yerleşime nasıl belge verdiğinin sorgulanması gerektiğini ve her düzenlenen şeyin şecere olarak kabul edilemeyeceğine dikkat çekti. Kültür haftasının 3. gününde ?Ozanlarımızı Anıyoruz-4: Mahzuni Şerif? başlığı altında nefis bir dinleti sunuldu. Aşık Mahzuni?nin yaşamı, mücadelesi ve ozanlık geleneği içindeki önemine yer verilerek hazırlanana sunum, Berlin AAKM ?Cemevi Bağlama Topluluğu tarafından hazırlandı.
