Başbakan recep tayyip erdoğan ve chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu hakkında suç duyurus

Konu, 'Alevilikle İlgili Haber, Yorum ve Duyurular' kısmında DEMAN tarafından paylaşıldı.

  1. DEMAN

    DEMAN Daimi Üye

    SUÇ DUYURUSU...

    BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN VE CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU HAKKINDA KAMU DAVASI AÇILMASI TALEBİYLE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM... ÇOKTANDIR YAPMAYI İSTEDİĞİM EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN, YAZDIĞIM ŞİKAYET DİLEKÇESİNİ CUMHURİYET SAVCILIĞINA VERMEK ÜZERE BUGÜN İZMİR ADLİYESİNE GİDİP DİLEKÇEMİ VEREBİLECEĞİM BİR SAVCI ARADIM... ADLİYEDEKİ GÖREVLİLERİN YÖNLENDİRMELERİ DOĞRULTUSUNDA BİR KAÇ SAVCI VE BİRİM DOLAŞTIKTAN SONRA, EN SONUNDA BİR CUMHURİYET BAŞ SAVCI VEKİLİNE GÖNDERİLDİM... ODASINA GİRDİĞİM SAVCI BEY 4 SAYFALIK DİLEKÇEMİN İLK BÖLÜMÜNÜ OKUMAYA BAŞLADIĞINDA, DİLEKÇENİN BAŞ KISMINDAKİ SANIK BÖLÜMÜNDE YAZAN İSİMLERİ GÖRÜNCE DİĞER SAYFALARA HİÇ BAKMADAN BEKLEDİĞİM TEPKİYİ GÖSTEREREK " BU İŞTEN VAZGEÇMEM " DOĞRULTUSUNDA KONUŞMAYA BAŞLADI... SAYIN SAVCI İLE SÜREN TARTIŞMA SONUNDA EYLEMİMDEN VAZGEÇMEYECEĞİM ANLAŞILINCA ,İŞLEME KOYULMAK ÜZERE DİLEKÇEM ALINDI... BUNDAN SONRA OLACAKLAR ŞUNLARDIR... TAHMİNİMCE ÖNCELİKLE TAKİPSİZLİK KARARI VERİLECEKTİR... ASLINDA BU ŞİKAYETE TAKİPSİZLİK KARARI VERİLMESİ İÇİN HAKLI BİR GEREKÇE BULMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR... FAKAT BİZLER BURANIN TÜRKİYE OLDUĞUNU BİLEREK ÖNCELİKLE BÖYLE BİR ŞEYLE KARŞILAŞACAĞIMI ZI BİLMEK VE BEKLEMEK ZORUNDAYIZ... EĞER OLAKİ DAVA AÇILMASI İÇİN İLGİLİ MAHKEMEYE SEVK EDİLİRSE BUNDAN SONRASI OLDUKÇA İLGİNÇ OLACAKTIR... BU ŞİKAYETİ İLGİNÇ KILACAK OLAN DURUM BAŞBAKAN HAKKINDAKİ ŞİKAYETTEN ZİYADE, KEMAL KILIÇDAROĞLU-NUN DA BU DİLEKÇEDE YER ALMASIDIR... ÇÜNKÜ BANA GÖRE ORTADA KAMUYA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇ VAR VE BAŞBAKANLA BİRLİKTE BU SUÇUN EŞ SUÇLUSU KEMAL KILIÇDAROĞLU-DUR... ŞİKAYETİN KONUSU 02-02-2010 TARİHİNDE AİHM TARAFINDAN VERİLEN - KİMLİKLERDEN DİN HANESİ KALDIRILSIN - KARARININ UYGULAMAYA KONULMAMASIDIR. ..

    Sinan IŞIK

    http://www.facebook.com/pages/Asimil...39196692775486

    ************************************************

    BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN VE CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU HAKKINDA SUÇ DUYURUSU DİLEKÇESİ...

    İzmir Cumhuriyet Savcılığına

    Şikayet Eden : Sinan IŞIK

    Adresi :

    Sanık : Recep Tayyip ERDOĞAN Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
    Adresi : Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi – ANKARA
    Sanık : Kemal KILIÇDAROĞLU Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı
    Adresi : Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi – ANKARA


    Suç Tarihi : 02-02-2010 tarihinden beri devam ediyor.

    Olaylar
    1. Şikayetim üzerine 07-05-2004 Tarihinde İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde başlayan KİMLİĞİMDEN İSLAM İBARESİNİ SİLİN, YERİNE GERÇEK İNANCIM OLAN ALEVİLİK-İ YAZIN istemli dava, yerel mahkemece görüşülüp, Diyanet İşleri Başkanlığından ( DİB ) alınan görüş doğrultusunda reddedildikten sonra, davayı temyiz etmem nedeniyle, dava Yargıtay-ca yeniden görüşülüp, yerel mahkemenin vermiş olduğu karar uygun bulunarak talebim reddedildi…
    2. Bu aşamadan sonra anayasal ve uluslar arası hukuktan edinilmiş olan hakkımı kullanmak üzere davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi-ne ( AİHM ) götürdüm…
    3. 2005 tarihinden başla***** devam eden AİHM yargılama süreci, 02-02-2010 tarihinde açıklanan karar ile sonuçlanmış oldu…
    4. 02-02-2010 tarihinde açıkladığı kararında sayın AİHM, şikayetimi haklı buldu ve kimliklerdeki din hanesinin hem laikliğe aykırı bir uygulama ve hem de AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMES-İNİN ( AİHS ) DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ DÜZENLEYEN 9. MADDESİNE AYKIRI VE İNSAN HAKLARI İHLALİ olduğu tespitine vararak, bu sorunun çözümü anlamına gelen KİMLİKLERDEN DİN HANESİ KALDIRILSIN kararını verdi…
    5. Türkiye Cumhuriyeti devletinin altına imza attığı AİHS sözleşmesinin, iç hukukun üstünde olduğunu vurgulayan anayasasının 90. maddesinde de ifadesini bulan ve AİHS-nin uluslar arası yargı organı olan AİHM-nin 02-02-2010 tarihli KİMLİKLERDEN DİN HANESİ KALDIRILSIN KARARI yazılı ve görsel medya tarafından dünya kamuoyuna duyurulduktan sonra, dönemin ve günümüzün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı sıfatını taşıyan sayın Recep Tayyip ERDOĞAN-a basın mensuplarının AİHM KİMLİKLERDEN DİN HANESİ KALDIRILSIN KARARI hakkındaki düşünceleri sorulduğunda, basına yansıyan ve tekzip edilmeyen beyanatı özet olarak “ KARARI NORMAL BULDUĞU“ şeklinde olmuştur…
    6. AİHM kararlarının uygulanma şekli itibariyle, verilen bir karara 3 ay içinde itiraz edilmediğinde o karar yürürlüğe girer ve gereği yapılır… Ortaya konulan AİHM kararının üzerinden 3 ay geçmesine rağmen, devleti temsilen yürütmenin başındaki sayın başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ve dolayısıyla kabinesindeki ilgili bakanlıkça AİHM kararına itiraz edilmediği görüldükten sonra, konunun önemi ve hassasiyeti nedeniyle ilk günden itibaren yazılı ve görsel basında bol miktarda yer alması ve sayın başbakanın yukarıdaki beyanatı sonucu bu konuda oluşan kanaat, AİHM kararının en kısa sürede hayata geçirileceği yönünde olmuştur… Bir çok ünlü gazetecinin köşe yazılarında belirttiği görüşleri de genel kanaat yönünde olmuştur… Şahsen buna inanan biri olmasam da, basının ve ulusal vede uluslar arası kamu oyunun baskısı sonucu mecbur kalınıp yerine getirileceğine dair bir kanaat bende de oluşmuştu…. Tüm bu baskı unsurları bir tarafa, zaten ortada duran bir AİHM kararı vardı ve uygulanmak zorundadır diye düşünmekteydim…
    7. Tüm beklentilerim ve gereklilik hallerine rağmen, kararın uygulanmasında karşılaşılacak zorlukları da düşünerek, sayın hükümet-e ve dolayısıyla icranın başındaki sayın başbakan-a makul bir süre tanımak amacıyla bekledim… 02-02-2010 tarihinde verilen AİHM kararının üzerinden 8 ay geçmesine rağmen, sayın başbakan veya ilgili bakanlık tarafından bu konuda hiçbir açıklama yapılmadığı ve olumlu bir adım atılmadığı görülünce, sayın başbakanı uyarmak ve AİHM kararını bir an önce hayata geçirmesini istemek amacıyla, 2010 yılının Ekim ayında bir uyarı yazısı yazıp, AİHM kararının bir an önce uygulanmasını talep ettiğim ve kendilerine bir ay daha süre verdiğimizi içeren dilekçeyi basın önünde açıkla***** başbakanlığın ilgili birimine imza karşılığı avukatımla birlikte elden teslim ettik…
    8. Şikayet dilekçemizde belirttiğimiz 30 günlük süre dolduğunda tıpkı daha önce olduğu gibi, sayın başbakan veya ilgili bakanlık tarafından konuya ilişkin olumlu bir adım veya açıklama gelmeyince, yine AİHM uygulamaları gereği olarak, AİHM kararlarının uygulanıp uygulanmadığını takiple görevli olan Avrupa Bakanlar Komitesine ( ABK ) bir uyarı yazısı yazarak durumu kendilerine bildirdik…
    9. 2010 yılının Aralık ayı başlarında yazılı dilekçeyle durumu bildirdiğimiz Avrupa Bakanlar Komitesi ( ABK ) duruma müdahale ederek, davalı ve aynı zamanda suçlu konumundaki Türkiye Cumhuriyeti Devleti temsilcilerine yani sayın hükümete uyarıda bulunarak, kararın uygulanmama gerekçesini sormuşlardır… Bunun üzerine ABK-ne yazılı açıklama ile cevap veren sayın hükümet inandırıcı olmayan bazı gerekçelerle kendini savunmuştur ve fakat kararın ne zaman uygulanacağına dair her hangi bir bildirimde bulunmamıştır…A radan geçen yaklaşık üç yıllık süreye ve uluslar arası baskıya rağmen, KİMLİKLERDEN DİN HANESİ KALDIRILSIN yönündeki AİHM kararı hayata geçmemiş ve, geçeceğine dair beklenti, kanaat ve umutlar giderek azalmıştır…
    10. KİMLİKLERDEN DİN HANESİ KALDIRILSIN yönünde verilmiş olan AİHM kararının hayata geçmesi için vatandaşlık kanununda yasal düzenleme yapılması gerekmektedir… Hal böyle olunca bu işlemin yapılması için öncelikle ülkeyi yöneten hükümetin başındaki başbakanın gerekli emirleri vermesi gerekmektedir… Bu zaman zarfında demokrasimizi ileri götürecek adımlar atıyoruz iddiasıyla 2010 yılının 12 Eylül tarihinde bir Anayasa referandumu da yapılmasına rağmen KİMLİKLERDEKİ DİN HANESİ konusunda hiçbir adım atılmaması sayın başbakanın bu konuda ki tutumunun habercisi olmuştur…
    11. Şahsım, yargı/AİHM ve devlet yönetimi arasında bu olaylar cereyan ederken, devlet yönetiminin dizaynında hükümetten sonra ikinci derecede ve hatta ileri demokrasilerde hükümetten de öncelikli sorululukları bulunan Ana Muhalefet Partisi konumundaki Cumhuriyet Halk Partisi-nin, AİHM kararının hükümet tarafından BİLEREK UYGULANMAMASI KONUSUNDA ne bir itiraz ve ne de her hangi bir girişimde bulunulmamış olması, bu haksızlığın ve YARGI KARARINA KARŞI DİRENİŞİN DAYANAKLKARINDA N BİRİ HALİNE GELMİŞTİR… Türkiye Cumhuriyetini kuran ve Laiklik ilkesini devlet yönetimine yerleştiren parti olarak on yıllarca oy verdiğim Cumhuriyet Halk Partisinin ( CHP ) bu duyarsızlığı, bende derin üzüntü ve hayal kırıklığı yaratmış, kendimi açıkça ALDATILMIŞ hissetmeme sebep olmuştur… Hal böyle olunca, bu konuda en az hükümet kadar suçlu olduğuna inandığım CHP-nin genel başkanı sayın Kemal KILIÇDAROĞLU-nun da suç işlediğine inanmaktayım…
    12. 02-02-2010 tarihinde AİHM-nin vermiş olduğu KİMLİKLERDEKİ DİN HANESİ KALDIRILSIN KARARI, sizinde çok iyi bileceğiniz gibi kişiye özgü bir karar değildir… 75 milyon civarında olduğu söylenen ülkemiz nüfusunun tümünü ilgilendirmekte dir… Bu kararla yalnız şahsıma ait kimlikteki din hanesi kaldırılmayıp, tüm vatandaşlarımız ın kimliklerindeki din hanesinin aynı anda kaldırılması anlamına gelmektedir… AİHM kararlarının bağlayıcı ve aynı zamanda iç hukukumuzun da üstünde olduğu hükme bağlandığına göre, sayın başbakanın İNSAN HAKLARINI VE KANUNLARI HİÇE SA***** AİHM KARARINA BİLEREK DİRENMESİ ULUSAL BİR SUÇ İŞLEDİĞİ ANLAMINA GELMEKTEDİR. .. Aynı zamanda CHP-nin de böylle bir hukuksuzluğa sessiz kalması SUÇA İŞTİRAK ANLAMINA GELMEKTEDİR…
    13. Bu nedenlerle, sayın başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ile Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı sayın Kemal KILIÇDAROĞLU-ndan şikayetçiyim…
    14. Sanıkların eylemi suç teşkil ettiğinden gerekli cezai kovuşturmanın yapılarak kamu davası açılması ve sanıkların cezalandırılmas ı için Savcılığınıza müracaat zorunluluğu hasıl olmuştur. Saygılarımla arz ederim…

    Deliller: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Karar No : Sinan Işık- Türkiye 21924/05
    Karar tarihi : 02-02-2012
    Ayrıca bu dava hakkında yazılı ve görsel basında çıkan haberler elimde mevcuttur… Dava açıldığında tüm bilgi ve belgeleri sayın mahkemeye sunacağımı beyan ederim…


    http://www.facebook.com/pages/Asimil...39196692775486
     
  2. DEMAN

    DEMAN Daimi Üye

    Bilirkişisi Diyanet olan mahkeme

    İZMİR'de bir vatandaş nüfus cüzdanının "din" hanesine "Alevi" yazdırmak amacıyla bir dava açmış .

    İzmir'deki Asliye Hukuk Mahkemesi, vatandaşın bu talebini değerlendirirken Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan görüş almış . Başkanlığın görüşünü biliyoruz zaten, "Alevilik bir din değildir" görüşünü alan mahkeme vatandaşın talebini reddetmiş .

    Vatandaş daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gitmiş ve Türkiye'ye karşı açtığı davayı kazanmış . Aradan geçen 3 yıla rağmen mahkeme kararını uygulatmayı başaramamış olması da ilginç bir durum .

    Geçen gün, TBMM'ye cemevi kurulması için açılan dava ile ilgili olarak "laik Türkiye Cumhuriyeti Mahkemesi bakalım nasıl karar verecek" diye sormuştum .

    Gazetede bu vatandaş ile ilgili haberi okuyunca, yanıtımı da almış oldum .

    Laik cumhuriyetin mahkemesi kararını verirken Diyanet İşleri Başkanlığı'na danışıyor!

    Kararını verirken özgürlüklerin evrensel yorumuna değil, Diyanet İşleri'nin bir mezhebin bakış açısıyla verdiği yorumuna bakıyor .

    Demek ki Diyanet'in tanımadığı dinlerden birine inanıyor olursanız, bunu açıklama ve bununla ilgili taleplerde bulunma hakkına da sahip olamayacaksınız .

    Mahkemenin yanlışı AİHM'den dönmüş ama vatandaşın konuyla ilgili bütün başvurularının 3 yıldır yanıtsız kalmasına ne demeli?

    Bu ülkede gerçekten laik hukuk düzeni var mı?

    Mehmet Y. YILMAZ

    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22173850.asp
     
  3. DEMAN

    DEMAN Daimi Üye

    Kimliklerde din hanesine 'Alevi' yazılamamasının AİHM'Sine kadar taşıyan İzmirli belediye işçsinin 'gereğini yapmadığı' için Başbakan Erdoğan ve 'muhalefet etmediği' için CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu hakkında yaptığı suç duyurusuna takipsizlik kararı verildi.
    [​IMG]
    İZMİR – Kimliğe ‘Alevi´ yazdırılamadığı için görevlerini ihmal ettikleri iddiasıyla yargılanmaları istenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında savcılık takipsizlik kararı verdi. Başvuruyu İzmir´de, nüfus cüzdanındaki din hanesine ´Alevi´ yazılması isteği yerel mahkemede reddedilince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´ne (AİHM) başvuran ve buradaki dava lehine sonuçlanan Sinan Işık yapmıştı.
    İzmir´de yaşayan, belediye işçisi 51 yaşındaki Sinan Işık, nüfus cüzdanındaki din bölümüne, ‘İslam´ yerine ‘Alevi´ yazılması isteğiyle mahkemeye başvurdu. 11´inci Asliye Hukuk Mahkemesi´nde görülen dava sonucunda, Diyanet´ten de alınan görüş doğrultusunda, Aleviliğin bir din olmadığı kanaatiyle dava reddedildi. Yargıtay´dan da aynı sonuç çıkınca Işık, 2005 yılında AİHM´de dava açarak, Türkiye´nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´nin, din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına alan 9´uncu, adil yargılama hakkını düzenleyen 6´ncı ve ayrımcılığı yasaklayan 14´üncü maddesini ihlal ettiğini savundu.

    AİHM HAKLI BULDU

    Talebi değerlendiren AİHM, 2010 yılı Şubat ayında, kimlik kartlarında din hanesinin bulunmasının başlı başına insan hakları ihlali olduğuna ve devletin bu konuda tarafsız olması gerektiğine hükmetti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´nin 9´uncu maddesinin ihlal edildiğini belirtti. Karar, hukukçular tarafından din hanesinin tamamen kaldırılması, aksi durumda kişinin kendi istediği inancın yazılması gerektiği olarak yorumlandı. Aradan geçen üç yıla rağmen bu konuda herhangi bir adım atılmamasına kızan Işık, Cumhuriyet Başsavcılığı´na başvurarak, AİHM kararını uygulamadığı gerekçesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile muhalefet görevini yerine getirmediğini ileri sürdüğü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu´nun yargılanmasını istedi.
    Suç duyurusunu değerlendiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, yargılamanın kendi yetkileri dahilinde ve kovuşturmaya yer olmadığını, kusur yüklenemeyeceğini belirterek takipsizlik kararı verdi.

    "İTİRAZ EDECEĞİM"

    Bu kararın kendisinde şaşkınlık yaratmadığını dile getiren Işık, "Bir üst mercii olan Sincan Ağır Ceza Mahkemesi´ne başvuracağım. Takipsizlik kararını doğru bulmuyorum. Ortada bir suç var ve bunun gereği yapılmalıdır" diye konuştu. (Turaç TOP/DHA)
    http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1117519&CategoryID=78
     

Sayfayı Paylaş