Güzelim Anadolu´nun pek çok yöresine otobüs yolcuğu yapma şansı olanlardanım. Tek başına yolculuk edenlerde yolculuk öncesi âacaba yanıma kim oturacak?´ derdi benim gibi, konuşma kültüründen ziyade, yalnızlaşmayı bir marifetmiş gibi alışkanlık haline getirmiş kuşakların bireylerinde kendini gösterir. Şayet yanınıza oturacak kişi sizin kuşağınızdan değil de, en azından bir üst kuşaktan ise sohbet kaçınılmazdır. Tedbir olarak herkesin bildiği üzere kitap, gazete, dergi ne varsa yanınıza alabilirsiniz. Aksi halde kafanızı okuduğunuz şeyden kaldırdığınız an yanı başınızda büyük bir sabırla iki çift laf etmeyi bekleyen yoldaşınızın katıksız sevgisine teslim olursunuz. Bir yol boyu da olsa, kendinize gelir, sohbetin insanı nasılda lezzetli kıldığını anlar, başlangıçta bu duruma gösterdiğiniz direnişinizi dahi unutursunuz. Bilindiği gibi tanımadığınız biri ile otobüs yolculuğunda konuşmaya girmenin, özellikle Orta Anadolu usulü pek çok yolu vardır, (yöresel şive ile aktarmak daha sıcak olacaktır) şöyle ki ; Çörek yen mi? (çörek yer misin?) Dayfaldım⦠(otobüs havasız ya da sıcak) Bekâr mısın? Ohuyon mu? (öğrenci misin?) Memleket nere? Soruları eminim siz çoğaltabilirsiniz. Fakat bu son soru tüm memlekette tanımadığımız biri ile konuşmaya başlamanın ana kilidi olarak bilinir. âCanım ne önemi var memleketin, ayrımcılık yapmayalım hepimiz dünyalıyız´ diyenler vardır mutlaka. Doğru, âinsan olma şartı´ evrensel ilkemiz, fakat memleket denilince hepimizin burnu bir başka sızlar malum. Ayrıca âmemleket nere?´ tüm dünyada da yeni tanışan iki insanın birbirine sorduğu temel soruların başında gelir. Bu basit ama konuşmayı sohbete dönüştürebilecek sorunun devamı ise yurdumuzda tahmin edildiği gibi gelişir; âMemleket nere? âErzincan âNeresinden? âTercan İki soru cevaptan sonra artık konuşmanın devamı kendiliğinden gelir. Fakat geçen hafta gazete sayfalarında yer alan bir habere göre işler biraz karışacak gibi gözüküyor. Haber aynen şöyle; âDünya´nın en şanslı bebeği âUzay´da doğacak. Uluslararası Uzay İstasyonu´nun bebeği için, Japonya, Kanada, ABD, Rusya ve Avrupa seferber oldu İnsanoğlunun uzaydaki ilk yuvası olacak olan, yeryüzünden 350 kilometre yukarıdaki Uluslararası Uzay İstasyonu´nda bir de bebek doğması planlanıyor! Toplam 53 milyar dolara mal olacak ve 2010´da tamamen bitmiş olacak istasyon, ilk uzay bebeğine ev sahipliği yapacak. 14 yıldır ABD´deki Merkezi Havacılık Hastanesi´nde çalışan Prof. Rostislav Beleda, bir kadının uzayda hamile kalabileceğini ve bebeğini UUİ´de doğurabileceğini açıkladı. Doğan ilk âuzaylı´ bebeğin doğum belgesinde de âdoğum yeri´ olarak âUzayâ yazacak. Bu bebek büyüdüğü zaman nereli olduğunu soranlara âUzaylıyımâ diyebilecek. Tamamlandığında 1000 metreküp kapasiteli, saatte 27 bin 700 kilometre hızla giden ve Dünya etrafında 24 saatte 15.77 tur atabilen UUİ´ye katkıda bulunan ABD, Rusya, Japonya, Kanada ve 11 Avrupa ülkesi de bebeğin maliyetini karşılamak için bütçe oluşturuyor.´ Diyelim ki kazara vaktinde bu istasyonda doğmuş arkadaşla karşılaştık, laf lafı nasılsa açar diye sorduk; âMemleket nere? Ve Neresinden? â¦â¦â¦! Ne diyelim âhepimiz uzaylıyız⦴ Not: Tanımadığı bir insanla lokmasını paylaşıp âçörek yen mi?´ diyen, bize insan olmanın olmazsa olmazlarını hatırlatan gerçek Anadolu insanına aşk-ı niyazlarımızla⦠[email protected]