ALEVİ ÖĞRETİSİNDE CENAZE TÖRENİ Ülkemizde gerek Alevilik ve gerekse diğer inanç gruplarında olsun, kendi içinde dahi tek tip cenaze kaldırma töreni yapılmamaktadır. Her ne kader Sünnilikte, Diyanet tarafından bu iş tekleştirilmeye çalışılsa dahi, bölgeler arasında bazı farklılıklar var. Bu farklılıklar diğer inanç gruplarında olduğu gibi, Alevilerde de var. Cumhuriyet döneminden, bilhassa 1950´li yıllardan sonra kırsal kesimden kentlere göç nedeniyle, Alevi gelenek, görenek ve dinsel inançlarında da bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişiklikler şehirleşmiş Sünni gelenek, görenek ve dinsel inançları doğrultusunda oluşmaktadır. Eğer bu durumlara karşı bir önlem alınmazsa, Alevi toplumun edep ve erkan kültürü, süreç içerisinde yok olma ile karşı karşıya kalacaktır. Örneğin: Binlerce yıldır Alevi edep ve erkanlarına göre yapılan cenaze törenlerinden öylesine uzaklaşıldı ki; Alevi toplumunun anlamadığı şekilde, Arapça okunan dualar ve tekbirlerle cenaze kaldırılmaktadır. Alevilikte: âHak ile bir olmakâ, âHak ile Hak olmakâ ve âHaktan geldik, Hakka gidiyoruzâ gibi deyimler vardır. O nedenle, Alevilik geleneğinde bir kimse öldüğünde, o kişi için âöldüâ denmez, âHakka yürüdüâ, âDon değiştirdiâ gibi deyimler kullanılır. Ayrıca, Alevi inancında ne cennete gitme hayali ve ne de cehennem ateşinde yanma gibi bir düşünce yoktur. Bu konuda yol ulularımız bizlere: âEşim bana huri, evim de cennetâ ve âcehennem narınıâ ise, insanların yaşam süresi içerisinde çektikleri azaplar olarak öğrettiler. CENAZE KALDIRMADA UYGULANAN YÖNTEMLER Alevilikte, Helallik Meydanı ve Cenaze Meydanı diye iki meydan vardır. 1- Helallik Meydanı Eğer bir can Hakka evinde yürüdü ise, yanında bulunan bir kişi âAllah, Muhammet, ya Aliâ der, o canın gözlerini kapatır. Temiz bir tülbent, bez veya bunlar gibi bir şeyle çenesini bağlar. Hakka yürüyen canın giysileri üzerinden çıkarılır ve bir döşek üzerine sırt üstü yatırılır. Bu döşeğe âHak döşeğiâ ya da âRahat döşeğiâ denir. Döşeğe yatırılan canın kolları düzgün bir şekilde yanlara uzatılır. Ayrıca ayakları da düzgün bir şekilde uzatıldıktan sonra, ayak başparmakları birbirine bağlanır. Bundan sonra canın üzeri temiz bir çarşaf veya bir örtü ile örtülür. Sonra o yöreye göre örf, adet ve gelenek var ise (duvaz imam, deyiş okumak gibi) o uygulanır. Bu uygulamaya âDar çekmek duasıâ denir. Dar Çekme Duası´na bir örnek: Hata yaptım ise Huda için bağışla Muhammet Mustafa için bağışla Eğer günahım çok fazla ise Aliyyel-Mürtezâ için bağışla Fâtima-i Zehrâ, Hatice-i Kibriyâ Onların hürmeti için bağışla Hasan aşkıyla meydana girip de Hüseyin-i Kerbelâ için bağışla İmam Zeynel-Abâ, Muhammet Bâkır Câfer, Musa-i Kazım, İmam Rıza için bağışla Muhammet Taki ve Naki Hasan-ı Askeri için bağışla Muhammet Mehdî-i sahip-zamanı Eşiğinde gedâ için bağışla Şah Hatayî Oniki İmam aşkına Gel ol nûr-ı Hudâ için bağışla... Eğer bir can Hakka hastane gibi yerlerde yürümüş ise, yukarıdaki işlemler oradaki görevliler tarafından yapılır. YIKAMA İŞLEMLERİ Yine bir can hastane gibi yerlerde Hakka yürümüş ise, o mekanda yıkama işlemleri yapılmakta ve o canın yakınları da orada yıkanmasını istiyorlar ise, o can oradaki görevliler tarafından yıkanır. Eğer can evi ya da cemevleri gibi mekanlarda yıkanacak ise, öncelikle teneşirin temiz olmasına dikkat edilir ve Hakka yürüyen can özenle teneşire taşınır. Kafasının altına bir yastık konur. Edep yerleri uygun bir bezle örtülür. Cenaze kadın ise, kadın; erkek ise, erkek tarafından yıkanır. Yıkamaya başlarken görevli kişi şu sözleri söyler: Yüce Tanrım niyet ettik önümüze gelen bu canı dünya kirlerinden temizlemeye, noksan ve eksiklerimizi olursa sen yüce katında bağışla. Bu canın ruhunu şad eyle. Boz Atlı Hızar yardımcımız olsun, der. Yıkama işlemleri için önceden sabun, sünger ve eldivenler hazırlanır. Cenazeye abdest aldırma diye bir kural, Alevi geleneğinde yoktur. Yıkama işlemleri ile görevli kişi eldivenlerini taktıktan sonra yıkama işine öncelikle âavretâ yerlerinden başlar. Daha sonra vücudunun üst kısmından başlayarak, vücudunun her tarafı iyice yıkanır. Yıkama işlemi bittikten sonra, cenazenin yakınları, eşi, dostu cenazeye âhelallik suyuâ dökebilirler. Bundan sonra cenaze temiz havlularla kurulanır. Kurulama işleminden sonra, önceden hazırlanan kefene sarılır. Erkek kefeni üç parçadır: Ahret gömleği, eteklik ve sargıdan oluşur. Kadın kefeni ise beş parçadır: Gömlek, eteklik, sargı, baş örtüsü ve göğüs örtüsünden ibarettir. Bu işlemler yapıldıktan sonra cenaze tören alanında uygun bir yere konur. Bu arada orada bulunan canlardan konuşmak isteyenler Hakka yürüyen can için özel olarak söylenecek sizleri var ise onları söyledikten sonra, görevli kişi şunları söyler: Değerli canlar: Haktan geldik, Hakka dönüyoruz. Bütün nefisler ölümü tadar. Ölüm ansızın bizi bir yerde yakalıyor. Bizler zamanı fırsat bilmeliyiz. Ölmeden önce asli görevlerimiz olan sevgi, saygı, merhamet duygularımızı yeniden geliştirip; birbirini seven, sayan ve birbirinin hakkına, hukukuna sahip çıkan bir noktada olmamız gerekiyor. Kimliğimize, kültürümüze, öğretimize sahip çıkmalıyız. (Buna benzer başka şeyler de söyleyebilir.) (Hakka yürüyen kişinin ismini söyleyerek) .... can bugün Hakka yürüdü. Haktan rahmet diliyoruz. Yüce Hakk onu 12 İmamların şefaatına eriştirsin. Eşine ve çocuklarına sağlık ve afiyet versin. -Bismi Şah. Hakkı, hakikati özünde gören ve bu yüzden Enel Hak diyen 72 millete bir nazarla bakıp; eline, diline, beline sahip çıkmayı kendisine ilke edinen; dini, sevgi, kâbesi insan, kitabı bilim; mazlumun yanında, zalimin karşısında yer alan ve şimdi Hakka yürüyen bu can, sizin içinizde yaşadı, yedi-içti ve şimdi Hakka yürüdü. Bu canı yaşamı süresince nasıl bilirsiniz? Bütün maddi-manevi haklarınızı helal ediyor musunuz? (Altı çizili cümle üç kere tekrarlanır.) Onlar da "Helal ediyoruz" deyince; -Helal olsun diyen dillerden Hak, Muhammet, Ali razı olsun, geçmişlerinizin ruhu şad olsun, denilir. Yukarıdaki işlemler yapıldıktan sonra Cenaze Meydanı törenine geçilir. 2- Cenaze Meydanı Cenazenin musalla taşına konmasına Cenaze Meydanı denir. Eğer Cem ve Kültür Merkezi bulunan Alevi kurumlarında, Hakka yürüyen can kafenlendikten sonra, defin işleminden önceki bütün işlemler burada yapılacaksa, genellikle Helallik Meydanı ile Cenaze Meydanı aynı yerlerdir. Bu nedenle yukarıdaki Helallik Meydanı´nda söylenen sözlerin arkasından aşağıdaki sözler söylenir. Kırsal kesimlerde ise genellikle Helallik Meydanı ile Cenaze Meydanı ayrı olabilir. Alevi edep ve erkanında kolları dirseklere kadar sıvayıp, bazı inançlarda olduğu gibi abdest alma gibi bir kural yoktur. Yalnız cenaze törenine katılacak kişiler, önceden tertemiz yıkanmış ve üst başlarını düzgün bir şekilde giyinerek gelmeleri gerekir. Cenazeyi kaldıran görevli kişi, cenazenin uygun bir yerine durur. Orada bulunan kadın ve erkekler hep birlikte, yarım ay şeklinde toplanırlar. Görevli kişi: âBismişah: Hakk, Muhammet, Ya Ali. Ey canlar; niyet ettik Hakk için duaya, Yönümüz kıbleye. Kıblemiz kamil insana. Durduk divana, uyduk Hakk, Muhammet, Ali ve 12 İmam´a. Bilenler bildikleri bir duayı okusun. Bilmeyenler Allah, Muhammet, Ali desin.â âEy yüceler yücesi Allah´ım, Hakka yürüyen can kişi için durduk sana duaya; uyduk Üçlere, Beşlere, Yedilere, Oniki İmamlara ve Kırklara. Cenaze töreni: âBismi Şah: Hakk, Muhammet, Ali" tekbiriyle başlar. Bu esnada eller açık bir şekilde, dua eder gibi yukarı bakacak şekilde kaldırılır ve sağ el, sol elin üzerine gelecek şekilde göbekte birleştirilir. Görevli kişi: âHakk, Muhammet, ya Aliâ der. Bu sözler söylenirken başlar hafifçe yukarıya doğru kaldırılır. Eller, bağlı bir şekilde durmaya devam eder. Herkes bildiği bir duayı okur veya içinden geçen sözleri söyler. Görevli kişi tekrar: âBismi Şah: Hakk, Muhammet, Aliâ diyerek tekbir getirir. Bu işlem dört defa tekrarlanır. Dördüncü defadan sonra selamlama faslına geçilir. Selamlama: Dördüncü tekbirden sonra, sağa dönülerek: âSelam olsun Hakka yürüyenlere.â der, sağ el aşağıya sarkıtılır. Sola dönerek: âSelam olsun Hakkı hakikati özünde görenlere. Ey yüceler yücesi Allah´ım divana geldik, darına durduk. Dualarımızı Muhammet Mustafa aşkına, Ali gel Murtaza aşkına, 12 İmamlar aşkına kabul et. Hakka yürüyen bu canımızın yürüyen ruhunu şad, kusurlarını af eyle. Hak, Muhammet, Ali. Demi Ali, Sırrı Nebi, Hünkar Hacı Bektaş Veli, gerçek erenlerin, ermişlerin demine hû diyelim, verelim candan salavat. Gerçeğe Hû.â der. Böylelikle oradaki cenaze töreni sona erer ve cenaze defnedilecek mezara götürülür. Cenaze mezarlıkta defnedildikten sonra, mezar başında görevli kişi şu sözleri söyler: âErenler, canlar, dostlar, yarenler Yüzümüz yerde, özümüz dâr'da Elimiz bağlı, yüreğimiz dağlı Gözümüz yaşlı, bağrımız ateşli Yaşam bitimli, acılar bitimsiz Sevgi acı ile kardeş, yaşam, ölümle eş. Yer anamız, gök atamız Doğada doğduk, topraktan var olduk Bir tende can bulduk, bir bilinçle özgür olduk Yaşam koşusu engebeli, yaşam yolu dikenli Taş taşa değmeden duvar olamaz, Birbirini üzmeyen insan olamaz. Kimileyin insan yükü ağır, Kimileyin duyguların dili sağır An olur öfke kabarır, Öfke geçer yüz kararır Dünya işi dünyada kalır Kişi kötü demeyelim, işi kötü diyelim Ağrınan incinen kötü geçmişi unutsun Giden yolcuya gönül çiçeklerini sunsun! Sevgi en güzel çiçek, Bağışlamak en büyük emek Emeğiniz varsa bağışlayın Toprak ana bir canı bağrına basıyor Ölüm vadisinin gölgeli yolu Tümümüzü bekliyor yaratılmışların sonu Tanrı yaşam için sabır, umut sundu. Ateş külde söner, acı yürekte diner. Acı paylaşıldıkça azalır, Sevgi paylaşıldıkça çoğalır. Acılar azalsın, sevgiler artsın. Kinler bitsin, dostluklar pekişsin. Yeni yaşamlarda yeni çiçekler yeşersin. Tanrı kalanlara uzun esenlik dolu yaşam versin. Erenlerin, evliyaların ruhu sinsin. Hacı Bektaş Veli, Hatayi Sultan, Pir Sultan ruhunu pak etsin Gerçeğin demine hû! Ya Ali.â Cenaze sahiplerine âbaşsağlığıâ dilenir. Not: Yukarıdaki sözlere isteyenler başkada söz veya dualar katabilir. Fakat asla Arapça hiçbir şey katılmamalıdır. Alevi geleneklerinde Kuran okuma diye bir şey yoktur. Eğer, bazı yörelerde cenazede Kuran okunuyorsa, bu sonradan başka inançlardan geçmedir. Enver Cemal ŞAHİN