ALEVİLERE YAPILAN İFTİRALARA CEVAP

Konu, 'Yazılar, Makaleler, Araştırmalar' kısmında ayfer tarafından paylaşıldı.

  1. ayfer

    ayfer Daimi Üye

    Değerli dostlar,bu yazımı biz alevi toplumuna ve özellikle Hatay – Adana - Mersin bölgesinde yoğun bir şekilde yaşayan Alevilere atılan iftiralara cevaben kaleme almış bulunuyorum.
    Bu yazımın, bilgisizce ve mesnetsiz bir şekilde bizlere iftirada bulunan kişilerin daha aklı selim bir şekilde düşünmeye yönlendireceği umudu ve amacını taşımaktayım.
    Hazreti Ali diyor ki: “Konuşun ki bilinesiniz. Her insan dilinin altında saklıdır.” Bu ibretli cümleden anlaşılan, konuşan her insan kendi sıfatlarını ve değerini meydana çıkarmaktadır. Hazreti Peygamber efendimiz (S.A.V)’ın buyurduğu gibi: “Kelam mütekellimin sıfatıdır.”, “Her kim elalem elinden dilinden gözünden ve kalbinden kurtulmadığı taktirde Müslüman olamaz.”
    Cenabı Allah Kuranı Kerimde: “And olsun insanı biz yarattık. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. Çünkü onun sağında ve solunda duran ve her davranışlarını ve konuştuklarını tespit eden iki melek vardır.”( Kaf sr 17-18)
    “Ey iman edenler zandan çokça kaçının, çünkü zannın büyük bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin. Birbirinizin kusurunu araştırmayın, gıybet yapmayın. Hiç biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? O halde Allah’tan korkun muhakkak ki Allah yanında en değerli ve üstün olanınız ondan en çok korkanınızdır. (Hücüret sr 12-13)
    İnsanlık sıfatını taşıyan, vicdan ve haysiyet sahibi olan her insana soruyorum:
    -Kusursuz kamil bir insan, elalemin kusurlarını ve eksikliklerini araştırıp izah etmeyi sever mi?
    -Gerçek bir Müslüman, insanlar hakkında konuşup dil uzatır mı?
    -Yüce Allah’a iman eden ve muttakilerin zümresinden sayılan bir insan diğer insanlara iftira edip, gıybet eder mi?
    Cenabı Allah insanlara ve özel olarak iman edenlere yalan söylememelerini, iftira etmemelerini ve gıybet yapmamalarını tavsiyede bulunmuştur. Yalan söyleyenleri lanetlemiş, iftira edenlerin iflah olmayacaklarına ve gıybet edenlerin kardeşlerinin ölü etini yediklerini bildirmiştir. İşte Hazreti Alinin değerli sözünden anlaşılıyor ki; herhangi bir insan ancak konuştuğu zaman iç yüzünü göstermiş oluyor. Her insanın kusurları veya hataları olabilir.
    Çünkü beşeriyetin babası olan Hazreti Ademin bile bir hata neticesi ile bu dünyaya geldiği bilinmektedir. Herhangi bir insan kusursuz veya hatasız olsa bile, diğerinin kusurlarını konuşup izah etmesi dini, medeni ve insani ahlaka ve terbiyeye aykırıdır. Bu gibi sıfatlara sahip olanların terbiyesiz , ahlaksız ve imansız oldukları , cenabı Allah’ın ayetlerine ve Hazreti Muhammed’in hadisi şeriflerine istinaden teyit edilmiştir. Cenabı Allah Hazreti Peygamber efendimizi tüm alemlere rahmet olarak gönderdiğini bildirmiştir.
    Ve Peygambere itaat eden,yüce Allah’a itaat ettiğini kabul eder. Akdeniz bölgesinde yaşayan ve düşmanları tarafından Nusayri, Fellah, Rafızi adları ile adlandırılan Aleviler hakkında,eskiden ve yeniden mesnetsiz yazılanlardan , iftira ve ithamlardan rahatsız olduğumuzu belirtmek isterim.
    Bu kötü iftira ve ithamların nerden kaynaklandığına bakacak olursak , bu tür iftiraların muaviye ve oğlu yezidin zihniyetini taşıyan Emevilerin, zaman zaman bu zehiri kustuklarını görmekteyiz.
    Şöyle ki Hz Muhammedi Mekke’den yani öz vatanından göç etmesine zorlayan Emevilerin babası ebu süfyan, zaman zaman Hz Muhammed’e ve yandaşlarına Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarını başlatmıştır. Oğlu muaviye ise Hz Aliye Sıffın savaşını başlatır binlerce Müslüman askerlerinin şehit düşmesine neden olur. Ardından Hz. Alinin Cuma günü hutbelerinde ve bütün Müslüman camilerinde bin bir ay sövülmesine ve sövdürülmesine önayak olmuştur. Muaviyenin oğlu yezitte Hz Muhammed’in torunu olan Hz Hüseyin’i Kerbele’da suçsuz, sebepsiz ,aç ve susuz olarak Şehit etmiştir. Hz Muhammed’in Amcası olan Hz Hamza’yı muaviyenin annesi hind öldürtüp, ciğerini yemeğe bile teşebbüs eder. Emevilerin cahiliye devirlerinden kalan küfür, zülüm ve iptida Hz Alinin taraftarlarına ve Ehlibeytin mensuplarına Emevi ve Abbasilerin hükümleri boyunca devam eder.
    Fakat, bu zamanlarda da , emevi zihniyetini taşıyan kişilerin hala var olması fevkalade üzücü bir hadisedir. İşte Alevilere dil uzatan, iftira eden, gıybet yapan ve yalan söyleyenler elbette o zihniyeti taşıyan kişilerdendir. Yoksa bu gibi ayırıcı ve bölücü hareketlerde bulunamazlardı. Türkiye Cumhuriyeti fertleri arasında fesat yapmak, fitne yaratmak ve birbirlerinin kalplerinde kin, buğz ve nefret beslemek elbette vatan hainliğidir.
    Peygamber efendimiz: Vatan sevgisi imandandır. diye buyurmuştur. Her insan kendi inancı ve ibadeti ile hürdür. Dinde zorlama yoktur. Dayatma yoktur.
    Hz Muhammed’e bile öyle bir salahiyet verilmemiştir. Ancak sen beşir ve nezirsin diye cenabı Allah buyurur. Kul ile tanrı arasına girmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Her insan diğer bir insanın herhangi bir millete bir dine bir mezhebe tabi olursa olsun ona saygı göstermek ,insani ve medeni bir vecibedir. Ancak insan bu gibi davranışlardan sonra Müslüman olduğu kabul edilir.
    Hz Muhammed( S.A.S)” elalem kimin şerrinden salim kalırlarsa o müslümandır.”
    Yinede “elalem kimin şerrinden emin olurlarsa o mümindir” diye buyurur. Bu iki hadisi şerif insanlar için bir terazidir herkes bu terazide kendini tartar ve hakikatını anlamış olur.
    Yine Peygamber efendimiz( S.A.S)” bizi aldatan bizden değildir.”

    Acaba değeri ve pahası biçilemeyecek kadar olan bu hadisi şerifi göz önüne alıp insanları araştıracak olursak kendilerini Müslüman olarak kabul edenlerin yüzde kaçı Müslümanlıktan çıkmış olacaklardır.
    Korkunç bir manzara önümüze çıkmış olur. Hz Muhammedi Peygamber ve Resul olarak kabul edenler için bu bir gerçektir. Bundan hiç kimse kaçamaz. Acaba Aleviler hakkında dil uzatan ,iftira eden, gıybet yapanlar, insanları yazdıkları ile aldatanların müslümanlıkla bir bağı kalmışmıdır. Her insan konuştuklarından ve yazdıklarından sorumludur ve bunun hesabını verecektir.
    Şunu her aklı selim ve fikir sahiplerine arz etmek isterim. Yüce Allah Kuranı Kerimde hitaben:” görmüyor musun güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar ve hayvanların Allah’a secde ettiklerini. (Hac sr: 18)
    Değerli aklı selim fikir sahipleri ;düşünün: Güneş, Ay, Yıldızlar, Dağlar, Ağaçlar ve hayvanların Allah’a secde ettiklerini kim görüyor veya görebilir. Fakat Cenabı Allah bütün bunların secde ettiklerini kabul eder ve Hazreti Muhammed’e sesleniyor. Görmüyor musun (- elemtera –) ; muhterem okuyucularım , zikir ehli olan ehlibeytin tabirlerine göre buradaki secde ibadet secdesi değil itaat secdesi ‘dir. Cenabı Allahın onları yaratmış olduğu hedef ve gayeden zerre kadar saptıkları yoktur. Ne için yaratmış ise ona göre hareket etmektedirler. Onun içindirki Cenabı Allah hareketlerinin kendisine bir ibadet değerinde olduğunu kabul etmiştir. Hayvanların hayvanlıktan çıkarılacakları ve daha aşağılayıcı bir duruma geleceklerine dair hiçbir hareketleri ve davranışları yoktur.
    Fakat maalesef insan oğlu böyle değildir. Nice insanlar yapmış oldukları insanlığa yakışmayan hareketlerden dolayı aşağıların aşağısına dönderilmişlerdir. İman ve Salih amel işleyenler müstesnadırlar. (Tin sr)
    İnsanların bir kısmının Allaha secde ettiklerini ve bir kısmının da azap hakkettiklerini Cenabı Allah zikretmektedir. Fakat Güneş, Ay, Yıldızlar, Dağlar, Ağaçlar ve hayvanların tümünün secde ettiklerini, Cenabı Allah kabul ettiğini bildirmiştir.
    Çünkü bunların tümünün kendilerine düşen vazifeyi yaptıkları bilinmektedir. Dolayısı ile bunu herkese arz etmek isterim ki ,herhangi bir kimse, herhangi bir cinsten ,bir milletten, bir mezhepten kendine düşen bir görevi bir vazifeyi yapar ve kendine yükletilmiş bir emaneti tediye eder ise Allaha ibadet ettiğine dair geçen ayeti kerime mucibince hükmedilebilir. Çünkü bunları ancak ve ancak iman sahipleri tatbik edebilirler. Ve onlar ki Yüce Allahın varlığına ve birliğine, mutlak adaletine ve sonsuz kudretine bütün peygamberlere ve kitaplarına iman eder.
    İnsanların hak ve hukuklarına muhafaza ve içinde yaşamış olduğu ülkenin kanunlarına riayet eden mümindir, müslümandır, İnsandır, medeniyet sahibidir. Bu gerçeklere itiraz edebilecek akıllı bir kul varmıdır? Bu güzel ahlak ve Ali-sıfatlar Yüce Allaha kulluk etmenin alametidir.
    Fakat şu varki Allaha ibadet etmenin farklılığından dolayı bu şekil geçerli ,bu şekil geçersiz diye söylemesine , hiç kimsenin hakkı yoktur. Ve hangi ibadet şeklinin kabul edileceğine dair karar vermeye hiç kimsenin salahiyeti yoktur. Kuranı Kerimde “Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çırpıp uçan kuşların Allahı tesbih ettiklerini görmezmisiniz? Her biri kendi tesbihini ve duasını bilmiştir. Allah onların yapmakta olduklarını hakkı ile bilir”( Nur sr: 41)
    İşte bu ayeti kerimedeki hüküm ve karar Allahın hükmüdür ve kararıdır. Bunu kabül etmiyenler ,Yüce Allahın hükümlerini ve kararlarını inkar edenlerdir.
    Hazreti Ademden Hazreti Muhammedin zamanına kadar bütün Peygamberlerin ve onlara iman edenlerin ,Allaha ibadet ettiklerini herkes bilir, fakat aynı şekilde ibadetlerini icra etmediklerini yinede biliyoruz.
    Cenabı Allah Kuranı Kerimde “Gerçekten Allah yalnız Muttakilerden kabul eder.” diye buyurmuştur. (Maide sr. 27)
    Hz Muhammed:
    -Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.
    -Doğruluk imandandır.
    -Sabır imandandır
    -Utanmak imandandır.
    -Temizlik imandandır.
    -Vatan sevgisi imandandır. Diye buyurmuştur.
    Artık bu zamanlarda ,insanların bu medeniyete kavuşmalarının zamanı gelmedimi? Bu zaman artık medeniyet barış huzur eşitlik birlik beraberlik zamanıdır. Vatanımızın menfaatini düşünen ve Allahtan korkan bir iman sahibi ,bir Müslüman işte böyle hareket eder.
    İşte bu şekilde davrananların Dünya hayatında ve ahiretinde de mutlu olacağına dair kesin deliller vardır. Başka bir yolun salikleri aşağıların aşağısına dönderileceklerini cenabı Allah Kuranı Kerimde bildirmiştir. (Tin sr:)
    Saygı değer arkadaşlar ve muhterem yazarlar. Vatanımızı,milletimizi ve kendinizi seviyorsanız Allahın azabından korkuyorsanız ve Allahın rahmetini ve affını bekliyorsanız, Aleviler hakkında artık asılsız suçlamalar ve iftiralarda bulunmayınız. Asılsız ithamlar yazmışsanız yüce Allahtan mağfiret ve affını dileyiniz. Belki cenabı Allah sizi af eder. Dayanmış olduğunuz kaynakların yazarlarının fesatçı ,yalancı ve müfteri olduklarını bilmiyormusunuz.?
    Masum insanlara iftira edenlere cenabı Allah lanet tahsis etmiştir. Kesin olarak her milletin iyi ve kötü insanları vardır.
    Hiç düşündünüz mü? Ve aklınıza gelebilirimiydi ki ; Şirk ve küfür timsali olan firavunun köşkünde müvmine bir kadın vardı , oda firavunun zevcesi Asiye binti müzahimdir .
    Hiç düşündünüz mü? Hazreti İbrahim’in Babası Ezar bir put perest idi.
    Hiç düşündünüz mü? Hazreti Nuhun oğlu ,kafirlerden olup suda boğulanlardan idi.
    Hiç düşündünüz mü? Hazreti Ademin oğullarından biri Rahmani, diğeri ise şeytani idi.
    Onun içindir ki hiçbir milletin ,bir kavmin ,bir cemiyetin hakkında herhangi bir insanın karar vermesine hakkı yoktur. Yanılır, hataya düşer.
    Cenabı Allah Ey insanlar:” biz sizi bir erkekten bir dişiden yarattık sizi milletlere ve Kabililere ayırdık. Muhakkak bilesiniz ki onun katında en değerli ve en üstün olanınız benden en çok korkanınızdır”. (Hücüret sr 13)
    Hidayet yolunu takip edenlere selam olsun.

    alıntıdır
    Nasreddin ESKİOCAK
    Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanı
     
  2. Ayfer dost yazdıklarını okudum gerçekten çok güzel eline yüregine sağlık ben yeni üye olmama ragmen site içinde yazılanları okumaya ve böyle dostlarla tanışmak isterim



    www.radyogokcam.com
     
  3. seyduna_34

    seyduna_34 Daimi Üye

    emegıne yuregıne saglık can soylenecek bısey kalmamıs ANLAYANA....
     

Sayfayı Paylaş