ALEVİ-BEKTAŞİLER VE KURAN-I KERİM'İN BATINI YÖNÜ Kur'an'ın içsel anlamları olduğunu yani mü-teşabih olduğunu kabul eden ve bu yönde çok ciddi ve bilimsel araştırmalar yapan çağÂdaş / yaşayan Sünni din bilginleri de bulunÂmaktadır. Özellikle Fazlur Rahman, Yaşar NuÂri Öztürk ve Hasan Elik bu konuda öne çıkÂmaktadır. Hatta Yaşar Nuri'ye göre Kur'an'ın yüzde doksanı müteşabih, başka bir ifadeyle içsel anlamadır. Bugün modernist tabir edilen kimi Sünni din bilginleri tarafından yeni yeni ortaya atılan görüşleri Alevi / Bektaşi önderÂleri yüzyıllardır dile getirmektedir. Kur'an'ın zahiri / dışsal anlam ve yorumlarının günümüz dünyasına yanıt veremediği artık apaçık bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Zahiri / dışsal anÂlam ve yorumların sadece bu çağda değil geçÂmiş dönemlerde de toplumsal yaşam bağlaÂmında pek çok sorunlara yol açtığı tarihsel olarak sabittir. Yüzyıllar sonra da olsa Sünni ve Şii din bilginleri Alevi / Bektaşi yaklaşımının doğruluğunu kabul etmek zorunda kalacakÂlardır. Fazlur Rahman, Yaşar Nuri Öztürk vb. din bilginlerinin çabalan ( Bu bilginlerin çalışÂmaları genelde Kur'an'ın hukuksal ve sosyal alanlarla ilgili ayetleriyle sınırlı kalsa da son derece önemli bir gelişmedir. Bilindiği gibi Alevi / Bektaşiler, sadece hukuksal ve sosyal anlamda değil ibadetler ve akaid ile ilgili ayetÂlere de batini / içsel yorumlar geliştirmişlerÂdir.) Alevi / Bektaşileri haklı çıkarmaktadır. Gerçi Alevi / Bektaşiler Sünni din bilginlerinÂden kendilerinin haklı olduğunu kabul etmeÂlerini beklememekte ve buna gereksinim duymamaktadırlar. Onlar zaten tarihsel ve biÂlimsel olarak haklı olduklarını bilmektedirler. Bu biliş sadece bilme düzeyinde değil, bir iman mertebesindedir. Alevi / Bektaşiler; Kuran'ın Batıni/ içsel anlamlarına uymayı ilke edinmişler, zahiri anlamlara boğulan ve dini dar kalıplara hapsedip her türlü gelişmenin önüne engel olarak koyan kimi bağnaz din bilginlerine yüzyıllar boyu karşı çıkmışlardır. Bilindiği gibi bu karşı çıkmaların bedelini de çok ağır bir biçimde ödemişlerdir ve hala da ödemeye devam etmektedirler. Hallac-ı Mahsur'un asılarak idamı, Seyyid Nesimi'nin derisinin yüzülmesi gibi olaylar milyonlarca elim olaylardan sadece ikisini teşkil eder kaynak : Mustafa Cemil Kılıç kitap: laik türkiye için yükselen Alevilik